Çeviri: bebebiskuvisi

İhtiyar tüccar oldukça becerikliydi. Chu Mu ona beş altın verdiğinde, çabucak çöp yığınından bir ruh tekniği kitabı çıkardı.

Ruh Öğrencileri için olan bu ruh tekniği kitabının ince, parşömen kalitesinde ve tüm ruh tekniği kitapları gibi tek kullanımlık olduğu söylenebilirdi. Ruh hayvanı eğitmeni ruh andacını kitaba soktuğunda, kitabın içindeki teknik eğitmenin hafızasına kaydolur, kitap tamamen kullanışsız bir hâle gelirdi.

Ruh tekniği kitaplarını açmak için ruh gücü gerektiğinden, Chu Mu kitabı açmak için Beyaz Kabusu’nu besleyene kadar beklemeyi planladı.

Chu Mu ardından, Mo Xie’nin önümüzdeki on gün boyunca beslenmesi için hayvan ve ateş öznitelikli olmak üzere çift tip ruh çekirdekleri aldı.

Son olarak da kalan bir altınıyla, eczacıya uğrayıp Mo Xie için için iki şişe düşük kalite güç iyileştirme ilacı aldı.

Tüm bunlardan sonra yaşadığı eve geri dönmek üzere yola çıktı.

Döndüğünde çoktan gece olmuştu. Ama avluya girer girmez burnuna bir kan kokusu geldi. Diğer ruh hayvanları eğitmenlerinin de avluda toplanmış ve öfkeli bir şekilde bir şeyler konuştuklarını gördü.

Ting Yu da onların arasındaydı ve Chu Mu’yu görünce, çabucak ona doğru yürüdü.

“Hayrola?” dedi Chu Mu.

“Dün birkaç reis geldi ve yarından sonraki günkü müsabakaya hazırlanmamız için bize iyi kalitede birkaç ruh çekirdeği dağıttılar. Ama bugün, diğer adalardan gelen birkaç insan bize bulaşarak farklı türlerdeki ruh çekirdekleri için ticaret yapmak istedi. Kesinlikle çok arsızdılar. Ticaret yapmayı reddedince kavga başlattılar…” dedi Ting Yu endişeyle.

Chu Mu diğerlerine de baktı ve iki kız dışında herkesin yaralanmış olduğunu gördü. En güçlüleri Feng Gu bile, yaralanmış, üstü başı dağılmış ve kanlanmıştı.

Camgöbeği Kabus Adası’nda hayatta kalan dokuz kişinin, yaşadıklarından dolayı kendilerini koruma dürtüleri çok artmıştı. Yaralandıysalar; demekti ki, ruh hayvanları da kesinlikle yenilecekti.

“Chu Mu, son günlerde nerelerdeydin? Müsabakaların takımlar hâlinde yapılacağını bilmediğini söyleme sakın! Böyle zorbalığa uğradık ve ruh hayvanlarımız da yaralandı, şimdi diğer adalardan gelen insanlarla nasıl yarışacağız?” Yüzündeki yaralar yüzünden, Cheng Zuo öfkeyle konuştu.

Rakipler de on kişiydi ve hepsi de çok güçlüydü. Ama onların tarafındaki Chu Mu son günlerde tek başına takılıyordu ve onların yanında durmuyordu. Hem güç hem de sayı bakımından eksiklikleri, yenilmelerini kaçınılmaz kılıyordu.

“Takım savaşı mı?” Chu Mu kaşlarını çattı.

Ting Yu, Chu Mu’nun şaşırdığını görüp açıkladı: “Her ada bir takım olarak katılacak ve takımlarındaki en etkin kişiler belirlenip sıralanacak!”

“Takım savaşı, ona on mu?” Chu Mu tekrar sordu.

“Tam olarak konuşmak gerekirse, on ruh hayvanına karşı on ruh hayvanı! Eğitmenler katılmayacak!” Feng Gu, nispeten sakince yanıt verdi.

Ana Camgöbeği Kabus Adası’na ulaştıklarından beri Feng Gu bu on kişinin lideri seçilmişti. Bu takım savaşını da takımları adına o yönetecekti. Son günlerde Chu Mu ortada olmadığından, Feng Gu diğer dokuz kişiyi toplayıp ruh hayvanlarını birlikte çalıştırabilmek için pratik yapmaya başlamıştı.

“Takım zaferini kazanırsak, hepimiz Ruh Tekniği Kitabı Köşkü’ne giderek birer ruh tekniği seçebiliriz. Kişisel yetenekler ve sıralamalar reisler tarafından kararlaştırılacak ve işler de buna göre dağıtılacak.” diye ekledi Ting Yu.

Chu Mu başıyla onayladı ve diğerlerinin şikayetlerini görmezden gelerek yeni ruh tekniğini - Ani Dondurma’yı öğrenmek üzere odasına geri döndü.

“Bu herif çok bencil, bizi biraz bile ciddiye almıyor!” Chu Mu ayrıldıktan sonra, Cheng Zuo öfkeyle homurdandı.

“Her neyse, onu rahat bırak. Onu gücendirmemek en iyisi. Bir gecede beş kişiyi öldürdüğünü unutma.” dedi Li Zhi.

Cheng Zuo dişlerini gıcırdatsa da, Chu Mu’ya bir şey yapmaya cesaret edemezdi.

Feng Gu tarafından yönetiliyor olsalar da, en güçlü kişinin aralarına katılmayan Chu Mu olduğunu biliyorlardı.

Chu Mu odasına döndükten sonra, ruh gücünün %80’iyle Beyaz Kabus'u besledi ve kalanını da ruh tekniği - Ani Dondurma’yı etkinleştirmek için kullandı.

Chu Mu şimdi üçüncü andaçta olan bir Ruh Askeri’ydi, bu yüzden bir Ruh Öğrencisi ruh tekniğini öğrenmesi zor değildi. Chu Mu tüm gece boyunca uyanık kaldı ve Ani Dondurma’da durmadan pratik yapmak için çaba harcadı.

Gecenin geç vaktinde, Ting Yu aniden uyandı ve bir türlü tekrar uykuya dalamadı. Nedendir bilinmez, odanın sıcaklığının fazlasıyla düşmüş olduğunu hissetti. Battaniyesine ne kadar sıkı sarılsa da faydası olmadı, soğukluk bir şekilde bedenine sızdı.

Komşusu Ting Yu’nun uykusuz kalmasına neden olan şey, doğal olarak Chu Mu’nun teknikte ustalaşmasıydı. Tüm gece pratik yaptıktan sonra nihayet Chu Mu Ani Dondurma’yı kavramış ve bu büyüyü hakkıyla yapabilir duruma gelmişti.

Elbette onu kavramış olsa da, sadece her iki denemesinin birinde başarılı olabiliyordu ve başarısız olduğu her sefer, ruh gücünün %10’una mal oluyordu. Yetenekte tamamen ustalaşmak ve her kullanışında başarılı olmak için, hâlâ günlük pratiğe ihtiyacı vardı.

Mo Xie’nin savaş gücünün tamamen iyileşmesi için bir güne ihtiyacı vardı, bu yüzden Chu Mu bir sonraki günü de büyüde durmaksızın pratik yaparak geçirdi ve büyünün sözlerini okumakta daha da uzman hâle geldi. Bu şekilde, büyüyü yaparken herhangi bir sorunla karşılaşmayacaktı.

“Chu Mu, orada mısın?” Kapının dışından bir gencin mahzun sesi geldi.

“En, ne var?” dedi Chu Mu. Chu Mu, sesin sahibinin Feng Gu olduğunu tanımıştı.

“Her Camgöbeği Kabus Adası yöneticileri kendi takımlarını karşılaştırır. Bu takım savaşını kaybedersek Cao Yi tüm hıncını bizden çıkaracak, ruh tekniği seçmek senin için önemli olmasa bile takım savaşına katılmalısın.” dedi Feng Gu.

“Katılacağım!” diye cevap verdi Chu Mu. Basit bir zafer, bir ruh tekniği seçme hakkını almak için yeterliydi ve Ruh Tekniği Kitabı Köşkü’ndeki ruh tekniği kitapları, kesinlikle ihtiyar tüccarın kitaplarından daha çeşitli ve daha çok olmalıydı. Chu Mu bu fırsatı kaçırmazdı.

“Güzel. Öyleyse taktik tartışmalarımıza katılmak ister misin?” diye sordu Feng Gu.

“Siz konuşun, Kabusum’u beslemeliyim.” Chu Mu pek de önemsemeden aklına gelen ilk bahaneyi söyledi.

“En, umarım yarın elinden geleni yaparsın. Rakiplerimiz ikinci evrenin ilk seviyesinde ruh hayvanlarına sahip, bu yüzden de oldukça güçlüler. Birini alabilirsen zafer için umudumuz hâlâ var demektir.” dedi Feng Gu.

Chu Mu umursamazca hemfikir olduğunu belirtti ve avluda savaş taktiklerini konuşmakta olan insanları önemsemeden ruh tekniği pratiğini sürdürdü.

Chu Mu’ya göre, Mo Xie’nin gücü herkesin üzerindeydi ve bu yüzden, savaş pratiği yapmak ya da taktik tartışmak önemsizdi. Feng Gu’nun bahsettiği ikinci evre birinci seviye ruh hayvanlarına gelince, Chu Mu onları ciddiye bile almazdı. Mo Xie’nin sadece son iki günde öldürdüğü ikinci evrede olan ruh hayvanlarının sayısı bile rakiplerinden fazlaydı.