Bölüm 45: Omega ve Gücü

avatar
387 5

Cennet Hükümdarı'nın Günceleri - Bölüm 45: Omega ve Gücü



Belirsiz bir süre geçti ve Roan gözlüğünü çıkardı. Önünde büyülü kablolarla bağlanmış mavi bir kalp ve beyaz renkli bir drone vardı. Drone’nin diğer dronelardan farklı bir görünüşü vardı. Üzerinde silik rünler bulunan aralon metali, kesilmiş biçilmiş ve bir şekilde verilmişti.

 

Keskin uçlu bir beşgen şeklindeydi. Rahatlıkla yarım metreyi bulan büyük bir gövdeye sahipti. İçi boş olduğundan göstergeleri yanmıyordu ancak bir büyü teknoloji harikası olduğunu gösteriyordu.

 

Dronenin ön kısmında büyük bir boşluk vardı. İçinde bir güç yuvası bulunuyordu. Roan mavi kalbi aldı ve dikkatle yerleştirdi. Kabloları da güç merkezi ile bağlayınca, drone bir anda parlamaya başladı. Silik rünler hafifçe belirdi ve Mavi Ay Taşı’nın özel rengi olan neon mavisi beyaz metalin içinden görüldü.

 

Roan memnun bir şekilde baktı ve kulağına bir kulaklık geçirdi. Kulaklık gri renkliydi ve bir çip girişi bulunuyordu; Roan oraya bir tırnak boyutunda çip yerleştirdi. Ardından dronein üzerine dokundu ve motoru olan ay taşını çalıştırdı.

 

Güm! Güm! Güm!

 

Drone gürlemeye başladı ve birden havalandı. Roan’ın etrafında birkaç tur döndükten sonra onun sağ omzunun bir metre üzerinde süzüle durdu. Roan gözlerini kapattı ve droneye bağlanmaya çalıştı. Beklediği gibi bağlandı ve emirler vermeye başladı.

 

“Bundan sonra adın Omega.” Roan söyledi ve sağ elini kapıya doğrultu. “Omega, ileri!”

 

Omega’nın önünde mavi bir parlaklık oluştu ve mavi renkli bir ışın kapının kilidini delip geçti. Oldukça güçlü olan enerji kalkanı da hiçbir işe yaramamıştı. Mavi ışık kapıyı deldikten sonra duvarı da deldi ve diğer taraftan çıktı. Roan şaşkınlıkla delikten baktı.

 

Delik bir masa tenisi topu büyüklüğündeydi ama deliciliği inanılmazdı. Omega geliştirildiği sürece birçok şeyi başarabilirdi.

 

“Buna ‘Delici’ adını veriyorum.”

 

Omega’yı tekrardan kontrol ettiğinde Omega’nın çevresini gövdesini mavi renkli bir kalkan sardı ve Omega büyük bir hızla kapıya çarptı.

 

GÜM!

 

Omega geri çekildi ve Delici’yi kullandı. Mavi renkli ışık sıkıştırılarak inanılmaz bir deliciliğe sahip oldu.

 

Chiuf!

 

“Delici’yi tekrardan kullan ve darbe uygula.” Roan Omega’yı kumanda ettiğinde aklından yetenek kombinasyonları oluşturdu. Aklında şimdilik beş adet yetenek vardı.

 

İlki Delici’ydi. Roan’ın işaret ettiği yere doğru, delici bir ışın gönderiyordu. Beş santimlik Quadra Demiri’ni delebiliyordu.

 

İkincisi ‘Darbe’ idi. Omega’nın etrafını bir kalkan kaplıyor ve ona fiziksel dayanıklılık veriyordu. Ardından çarptığı yeri tahrip ediyordu. Hızı ve dayanıklılığı işin içine girince oldukça güçlü oluyordu.

 

Üçüncüsü ‘Sıralı Saldırı’ydı. Birbirini takip eden seri ışınlara deniyordu. Omega’nın ana saldırısı büyü ışını göndermekti – ki bunu sağladığı şey olan Mavi Ay Taşı’nın kalitesi büyük bir rol oynuyordu. Roan Omega’nın içine Yıldız Enerjisi Dönüştürücü yerleştirmiş olsa da Mavi Ay Taşı’nı desteklemek için anca yeterliydi. Omega’nın saldırılarını dikkatli seçmeliydi, aksi takdirde Yıldız Enerjisi hızla suyunu çekerdi. Yenilemek için enerji takviyesi yapılmalıydı ve şansa bak ki Roan bunu yapacak enerjiden yoksundu.

 

Dördüncü saldırı ‘Gökyüzü Tapınağı’ idi. Omega yükseliyordu ve bombardıman saldırısı yapıyordu. Bu sürede hiç yerinde durmuyor, sürekli hareket ediyordu. Bu yüzden vurmak çok zordu. Eğer Omega bu manevralarda ustalaşabilirse yenilmez olurdu.

 

Beşinci yetenek ise Roan’ın işine yarayacak olan ‘Omega Sörfü’ydü. Omega’nın yarım metreye erişen gövdesi sayesinde Roan’ı taşıması çok kolaydı. Ayrıca Roan’ın eklediği ‘Ayak tutucular’ sayesinde denge kaybı yaşanmayacaktı. Bu sayede Roan hem çok hızlı hareket edebilecek, hem de tüm savaşı yönetmek için gökyüzüne yükselebilecekti.

 

Roan heyecanlandı. Omega’nın yazılımı tamamen bitmemişti. Bu yüzden sadece beş adet yetenek ekleyebiliyordu, daha fazlası Omega’nın tepkilerinde yavaşlığa neden olurdu. Roan’ın bu kadar hızlı hareket etmesinin nedeni ise çoktan etrafının çevrili olduğunu fark etmesiydi.

 

“Omega Sörfü!” Roan Omega’yı ileri sürdü ve tüm duvarları tek darbede parçaladı. Roan hızla Omega’yı arkasından takip etti. Omega son duvarı kırdı ve şehrin abartılı gürültüsü Roan’ın kulaklarına doldu. Omega kırık duvardan birkaç metre ötede havada uçuyordu. Roan’ın hareket etmesi üzerine Roan’ı üzerine aldı ve oldukça hızlı bir şekilde oradan uzaklaştı.

 

Lakin işler istediği gibi gitmiyordu. Omega daha on metre ayrılmadan enerji bozucular güçlerini gösterdiler. Mühürleme formasyonları etrafta çalındı ve Roan’ı etkisiz hale getirdiler. Ancak Roan dişlerini sıkarak Omega’yı yönlendirdi ve bir açıklıktan kaçındı.

 

Garip desenlere sahip onlarca küre Roan’ı arkasından takip etmeye başladı. O kadar hızlılardı ki Roan’ı çok kolay bir şekilde yakalayabilirlerdi.

 

“Omega! Sıralı Saldırı!” Omega oldukça keskin bir hıza sahip olmasına rağmen zorlanmadan arkasını döndü ve arkasına doğru onlarca saldırı gönderdi. Birbirini takip eden yirmi saldırı, kürelere kusursuzca indi ve yok etti.  

 

Roan devam etti ve yüksek binaların arasında kayboldu. Birkaç saniye sonra küreler yeniden oluştu ve birleşerek bir yaşam formu oluştu. Bu varlığın derisi griydi ama kırmızı gözler yüzünden büyük kısmı kırmızıydı. Her yerini kaplayan gözler vardı ve sürekli etrafta hareket ediyordu.

 

“Kötü niyetli bir yaşam formu keşfedildi. Takip başlıyor…” vücudu kasılmaya devam etti ve kırmızı gözler parladı. Ardından hızla ilerlemeye ve Roan’ı takip etmeye başladı.

 

 Roan’ın ortadan kaybolduğu yer, büyük şirketlerin binalarının olduğu yerleşkelerden birisiydi. Bu şehirde her şey büyük bir korunma altındaydı. Binaların dışında hasar yansıtıcı mekanizmalar bulunuyordu, bu yüzden binaları yıkarak dikkat dağıtamazdı.

 

Kürelerden oluşan yaşam formu Roan’ın ortadan kaybolduğu yere geldiğinde durakladı ve sağa doğru ilerlemeye başladı. Burası D&P isimli bir teknoloji şirketinin binasıydı. Altı tane büyük ve uzun binadan oluşuyordu. Bu binalar en alt kısımda birleşiyordu.

 

Yaşam formu bu altı kulenin ortasına geldi ve en sağda bulunan binanın arkasına küreler fırlattı. Gözcü küreler kulenin arkasına baktıkları anda mavi renkli ışınlar onları patlattı. Omega tek başına oradan çıktı ve yaşam formuna doğru Sıralı Saldırı gönderdi.

 

Keng Keng Keng!

 

Yaşam formu kolayca saldırıları atlattı ve metalden oluşturduğu bir kancayla Omega’yı kendine doğru çekti.

 

“Suçlu. Ölüm.” Yaşam formunun gözlerinden kırmızı ışıklar çıktı ve Omega’yı sardılar. Omega’nın aralon metalinden oluşma gövdesinin üzerindeki rünler hafifçe çözünmeye başlamışken, hemen arkasındaki duvardan fırlayan Roan yaşam formunu sertçe tekmeleyerek geriye uçurdu.

 

“Suçlu. Ölüm.” Yaşam formu tekrardan harekete geçmeden hemen önce Omega keskin bir manevrayla Roan’ı üzerine aldı. Roan tekrardan bacaklarını yerleştirdikten sonra Omega’yı geri çekti ve yaşam formundan bir metre uzağa çekildi. Bu süreçte yaşam formu çoktan onların dibindeydi.

 

“Omega, Darbe!”

Omega yaşam formuyla temas etmek üzereyken etrafını ince bir kalkan kapladı ve yaşam formunun vücudu onunla temas etti. Hemen ardından Darbe’yi kullanan Omega, yaşam formunu dört metre geriye uçurdu.

 

Yaşam formunun iskeleti inanılmaz sertti. Hiçbir saldırı en ufak bir şekilde hasar vermemişti. Sadece geriye doğru hareket ettirebiliyorlardı.

 

“Suçlulara ölüm.”

 

Yaşam formu gözlerinden kırmızı ışıklar çıkardı ve onları bir mızrak şekline soktu. Bu ışıklar biraz soluktu ama inanılmaz derecede güçlüydü. Yaşam formu mızrağı oluşturduktan sonra Roan ve Omega’ya doğru fırlattı.

 

Roan bunu gülümseyerek izledi. En ufak bir şekilde hareket etmedi, sadece etrafına bir kalkan oluşturarak süreci izledi.

 

Mızrak ilerlemeye başladığı anda, on metre uzunluğundaki mavi ışık yaşam formunu delip geçti. Ardından arkasındaki kuleye çarptı ve tekrardan deldi. Roan ise onun yolundan çoktan kaçınmıştı. Işık on metre uzunluğundaydı, kuleye her çarpışında daha da büyüdü ve kontrol edilemez hale geldi. Roan o anda delinmiş yaşam formuna saldırdı.

 

Yaşam formunun gövdesinde kızıl renkli bir kristal bulunuyordu. Mavi ışık onun yarısını delmiş ve on santim genişliğinde bir yarık çıkarmıştı. Roan tereddüt dahi etmeden yaşam formunun uzuvlarını yok edip, kristali eliyle söktü.

 

Ardından yaşam formu toz parçalarına ayrıldı ve rüzgarda yok oldu. Roan ise hızla arkasına döndü ve çok hızlı bir şekilde kaçtı.







Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44417 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr