Bölüm-74: ARK-1: BAŞLANGIÇ-Final... ÜZGÜNÜM...

avatar
490 0

Başlangıç - Bölüm-74: ARK-1: BAŞLANGIÇ-Final... ÜZGÜNÜM...




Kral, arkasını dönüp ileriye bir adım attı ve ortadan kayboldu. Ardından Kral’ın arkasından kapanan devasa kapı, Serdar ve Ağır kılıcın bulunduğu alanın hepsini tekrar karanlıklar içinde bıraktı.


“Haaaahhh…”


Ağır kılıçtan, bulanık kırmızı bir aura yayılıp Serdar’ın bedenine süzüldü, onu tamamen kapladı ve birkaç titremenin ardından Ağır kılıcın içine geri çekildi.


“Neden geldin ki…”Derin bir iç çekiş yankılandı.


Gözlerini açan Serdar, odaksız ve bir ölüye benzer  soluk olan gözleriyle tavana baktı, oturur pozisyona geçip dümdüz önüne baktı. En ufak bir şekilde kıpırdamadan, nefes dahi almadan; sanki boş bir kabuktan ibaretmişçesine…


“Bilmiyorum…”Duygudan yoksun ve ruhsuz bir ses, Serdar’ın dudaklarından döküldü.”Gelmek istememiştim…Ben…Bunu istememiştim…”


“Ama burdasın!”Derin bir tonda konuştu Ağır kılıç.


“Ben…Gelmek istemedim…”Serdar, ayağa kalktı, arkasını döndü. Çatlaklarının arasından sızan ışık parçacıklarıyla çürüyen Ağır kılıca baktı.”Heh, neden burdasın?”Boş bir gülümseme takındı Serdar.


“Haaahh,”Derin bir iç çekişin ardından,”ben de bilmiyorum…”dedi Ağır kılıç.


“Karma mı?”dedi Serdar. Ardından kafasını iki yana sallayıp hafifçe güldü.”O saçmalığın hala daha peşimi bırakmadığına inanamıyorum.”Ağır kılıca, gözlerinde beliren hüzünle baktı,”Ne kadar zaman geçti?”


Sessizlik…


Birkaç dakikanın ardından,”Bilmiyorum,”dedi Ağrı kılıç.”ne kadar zaman geçtiğini bilmiyorum. Heh heh, ne önemi var ki?”


“Haklısın,”dedi Serdar.”ne önemi var ki?”Yere bağdaş kurup yüzükten çıkardığı sigaraya baktı, parmağında beliren kıvılcımla yaktı, derin bir nefes çekip dumanını tüttürdü,”Heh, hala daha boş geliyor. Eskiden…”Kafasını iki yana sallayıp derin bir iç çekti.


“Burada mı?”diye sordu Ağır kılıç.


“Sanırım,”Derin bir iç daha çekti Serdar.”artık bir önemi kalmadı…”


“Hiç mi?”Hafifçe gülen Ağır kılıcın üstünden daha da fazla ışık parçacıkları döküldü.”Sanırım yalan söylüyorsun.”


“Keder, hüzün ve acıdan başka bir şey getirmedi,”diyen Serdar, sigaradan derin bir nefes çekip dumanıyla beraber bıraktı.”bir önemi, yok artık… Karma işte ha.”Gülüp kafasını iki yana salladı.


“Öyle değil,”Ağır kılıç, nefes verdi.”her zaman ‘Karma’ deyip kaçtın. Uğraşmak istemedin, ‘Karma’ dedin. Önem vermek istedin ama sonra yine ‘Karma’ dedin…”


“Öyle ya işte, hepsi de ‘Karma’…”


“Hala daha ‘Karma’ deyip kendini bitirmeye devam mı edeceksin?”dedi Ağır kılıç, kederli bir tonda.


“Eh,”diyen Serdar, güldü.”başka ne diyebilirim ki? Ne yapabilirim ki? Önüne geçemeyeceğin bir şey, ‘Karma’ tarafından zaten bozulmuştur!”


“Yine mi? Her zamanki kelimenle kendini mi avutmaya çalışıyorsun yoksa bizleri mi?”Ağır kılıcın gövdesinden büyük bir öbek ışık parçası koptu, daha yere düşmeden önce yukarılara süzülüp hiçliğe karıştı.”Fazla vaktim kalmadı,”dedi.”ayrılmadan önce senin, hala daha ‘Karma’ dediğini görmek…”Derin bir iç çekti.”Ama yine de,”güldü.”seni gördüğüme, gerçekten çok sevindim, abi…”


Acı bir gülümseme takınan Serdar, hüzün dolu gözleriyle Ağır kılıca baktı,”Sevinmek mi?”dedi.”beni gördüğüne üzülmen gerekmiyor muydu? Ya ben? Seni bu halde görmek hoşuma gitti mi? Onu düşündün mü?”Yumruğunu sıkıp yere geçirdi.


GÜM!


“BAK,”Haykırdı Serdar,”GÖRÜYORSUN YA! İŞTE BU, ‘KARMA’ DIR!!!”


“Hayır,”dedi Ağır kılıç, yumuşak bir sesle.”Karma veya değil, ne olduğu umrumda bile değil! Sadece, seni gördüğüme gerçekten çok sevindim. Ve hehe,”Keyifle güldü,”artık son dileğimde yerine geldiğine göre; huzur içinde uyuyabilirim…”


Serdar, Ağır kılıca boş gözlerle birkaç saniye baktı, ayağa kalktı,”Uyu o zaman! Ben, gidiyorum!”dedi ve sustu. Derin bir iç çekip Ağır kılıca baktı,“Ve,”Arkasını dönüp kapıya doğru yürümeye başladı.”Benim, kimseye borcum kalmadı!”


“Nereye gideceksin?”Ağır kılıcın sözleriyle yerinde durdu Serdar.”Ne yapacaksın? Döngüyü tekrarlatacak mısın? Bundan kaçmıyor muydun? Uzaklaşmak isteyen sen değil miydin?”


Homurdanan Serdar,”Seni, hiç ilgilendirmez!”dedi. Kafasını çevirip göz ucuyla Ağır kılıca baktı.”Madem benim için geldiler, o vakit; bunun bedelini de ödeyecekler!”Ağır kılıcı daha fazla umursamadan ileriye bir adım atıp devasa kapının önünde belirdi. Ardından elini uzatıp avuç içiyle kapıya dokundu; yavaş ve hafif bir dokunuş. Ama…


BBOOOOOOMMM


Devasa kapı, parçalanır parçalanmaz toz bulutuna dönüşüp hiçliğe karıştı.


“DUR!”Kükreyen Ağır kılıç,”Düşünmeden hareket etme! Yapacakların, yapmak üzere olduklarının çok büyük etkiler doğuracağını biliyorsun!”dedi.


“Çokta…”


Serdar’ın sözlerini haykırarak kesti Ağır kılıç,”DİĞERLERİNİN HAYATLARINI UMURSAMAMAYA NE ZAMAN BAŞLADIN!”


Kaşları çatılan Serdar, yumruklarını sertçe sıktı. Konuşmak için ağzını açtı ama Ağır kılıçtan yayılan heybetli aurayla zemine yapıştı.


GÜM!


Üstüne çöken muazzam baskıyla olduğu yere çivilendi, en ufak bir hareket etmeksizin.


Sertçe homurdanan Ağır kılıç,”HALA DAHA ESKİ SEN OLDUĞUNU MU SANIYORSUN!”dedi.”EĞER BU ŞEKİLDE GİDİPTE ONLARA BULAŞIRSAN, YAPMAK İSTEDİKLERİNİ BİR KENARA BIRAK! SENİN YÜZÜNDEN NELER OLACAĞINI TAHMİN EDEBİLİYOR MUSUN? SOYKIRIM!!! HEM DE EN UFAK BİR ACIMA BELİRTİSİ GÖSTERMEDEN! HER ŞEYİ VE HERKESİ YOK EDERLER! SEN…”Derin bir iç çekti Ağır kılıç. Keder ve hüzünle dolu sesiyle,”Sen, böyle şeylerin olmasını umursamayacak kadar değişmiş olamazsın. Hah, değişmezsin ki! Bu, senin varlığına aykırı ve…”


“KAPA ÇENENİ!”Ağır kılıcın sözlerini kesen Serdar,”SEN NE BİLİRSİN Kİ!? BENİM VARLIĞIMA AYKIRIYMIŞ, YEMİŞİM VARLIĞINI!!!”Tüm bedeninden zifiri siyah bir hava akımı yayılmaya başladı,”Sadece ben,”Ellerini kaldırıp yankılanan gümbürtü sesleriyle yere geçirdi.


GÜM! GÜM! GÜM! GÜM!


Art arda doğan şok dalgalarıyla zemin hiçliğe karışırken Serdar’ın üstündeki baskı hafiflediği gibi kafasını kaldırıp kapının ötesine baktı. Ve ortadan kayboldu. 


Kapının dışında, taht salonunda terkar belirdi. Arkasını dönüp gövdesinden kopan büyük ışık parçacıklarıyla yok olmaya başlayan Ağır kılıca baktı.


“Ben sadece,”Üstündeki baskı tamamen kaybolduğunda kafasını kaldırıp gözlerini kapattı, çok derin ve kederle dolu bir iç çekti. İleriye bir adım atıp Ağır kılıcın önünde belirdi. Ardından iki eliyle Ağır kılıcın kabzasından tuttu. Bedeninin etrafında dönen tüm hava akımı aniden ellerinde toplanıp Ağır kılıcı kaplamaya başladı.”haklısın.”Gözleri kanlanan Serdar, buruk bir gülümseme takındı.”Ben, uğraşmak istemiyorum. Ve uğraşmayacağım da! Benim… Artık gücüm kalmadı…”


Serdar’ın bedeni yarı saydam bir hale dönüşür ve Ağır kılıcın gövdesi çok yüksek bir hızda eski haline dönmeye başlarken,”S-SEN!”dedi Ağır kılıç, inanamayan bir sesle.”H-HAYIR! YAPAMAZSIN! DUR! HEMEN ŞİMDİ DUR!”


Serdar’ın üstündeki tüten dumanlarla ruhu açığa çıktığında bedeni ‘pat’ diye yere düştü. Ama Serdar bunu umursamadı, elleriyle Ağır kılıcı tutmaya devam edip yüzünde beliren rahatlama dolu gülümsemeyle,”Üzgünüm, sen haklısın. Benim yüzümden canlıların acı çekmesine müsade edecek biri değilim, hiçbir zaman da olmadım.”dedi Serdar. Ardından ruhu da yarım saydam bir hale gelip Ağır kılıca özümsenmeye başladı.”Bunun için böyle bir şey benim yüzümden meydana gelmeden önce kendimi yok edeceğim. Ve,”Ruhu, yayılan rengarenk parıltılarla tamamen hiçliğe karışmadan önce Ağır kılıcın kabzasını kibarca okşadı.”bunun için üzgünüm ufaklık…”


“HAAAAAYIIIIIRRRR!!!”


BOM!


Küçük ve bir o kadar da düşük seste olan bir patlamayla hem Serdar hem de ağır kılıç, ışık parçacıklarına dönüşüp hiçliğe karıştı. Serdar’ın yerdeki kıpırtısız bedeni haricinde…




Şimdiye kadar okuyan ve okuyacak olanlara çok teşekkürler.


Normalde ARK-1'i daha da uzatma düşüncesindeydim.


Ama acemiliğimden kaynaklanan sürekli tekrarlar yüzünden erkenden sezon finali getirme kararı aldım.


AYRICA...


ARK-2'ye başlamadan önce şimdiye kadar yazdığım tüm bölümleri baştan aşağı düzenleyip değiştireceğim.


Yani umuyorum ki geri geldiğimde çok daha güzel bir şeyle karşılaşacaksınız...


TEŞEKKÜRLER...








Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44540 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr