Bölüm-37 Ben Ne Yaptım......

avatar
471 3

Başlangıç - Bölüm-37 Ben Ne Yaptım......




Bir süre boyunca kızartmaya dönen şeytan sincaplara bakarak dans ettikten sonra taşlardan yayılan elektrik kıvılcımları ve ışıklar sönmeye başladı. Dans etmeyi kesip geçidin sınırındaki duman topluluğuna yaklaşıp burnuma bu sefer daha fazla yanık kokusu ulaşınca, yüzümde açan gülümsemeye engel olamadım.


"AHAHAHHAHAHAHA"


"GEBERİİİİİNNNN"


Dumanlar yavaş yavaş dağılınca geçidin sınırına birikmiş olan şeytan sincapların kızartmalarını gördüm.


'Çok zekiyim ya'


'Alayını kızartmaya çevirdim'


Halimden son derece memnun bir şekilde kafamı sallayıp geçidin sınırında tur atmaya başladım. Geçtiğim her yerde şeytan sincapların kızartmalarını gördüğümde yüzümdeki gülümseme genişledikçe genişledi.


Ardından bakışlarımı, ormanın içinden bana bakıp hırlayan sincaplara çevirdim.


"Hadi lan korkaklar."


"Gelinde hepinizi kızartmaya döndüreyim."


Yüzümdeki gülümseme ile onları el kol hareketleriyle kışkırtmaya devam ederken kulak zarlarımın titremesine neden olacak bir kükreme yankılandı.


ĞĞĞĞĞĞĞĞĞĞĞĞĞĞRRRRRRRRRRRAAAAAAAAAAAAAAAAAĞĞĞĞĞĞĞĞĞĞRRRRRRR


Yankılanan kükreme ile ödüm bir yerlere karışırken etraftaki tüm şeytan sincaplar, sanki tanıdık birinin sesini duymuşlar gibi dolmaya başlayan gözlerle son derece yüksek bir hızda kaçıp uzaklaşmaya başladılar. Ardından geçidin merkezine ilerlemeye başlarken ormandaki ağaçların savrulup geçide doğru uçtuğunu gördüm.


Geçidin taşlarından yayılan ışıklar birleşip geçidi tamamen kaplayacak şekilde bir koruma katmanı oluştururken uçan ağaçlar, geçide yüksek bir sesle çarptılar.


GÜÜÜÜÜÜÜÜMMMMM


GÜÜÜÜÜÜÜÜMMMMM


GÜÜÜÜÜÜÜÜMMMMM


GÜÜÜÜÜÜÜÜMMMMM


Geçidin koruma kalkanına çarpan ağaçlar, parçalara ayrılıp etrafa savrulunca ormanın içinden bir kükreme daha yankılandı.


ĞĞĞĞĞĞĞĞĞĞĞĞĞĞRRRRRRRRRRRAAAAAAAAAAAAAAAAAĞĞĞĞĞĞĞĞĞĞRRRRRRR


Ardından ormanın içinden devasa bir şey, gözlerimle zar zor görebileceğim bir hızla geçide doğru atıldı.


GÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜMMMMMMMMMMMMMM


Yankılanan patlama sesiyle etraf toz duman altında kalırken yayılan şok dalgasıyla kalkana saldıran şey, geriye doğru savrulup ormanın içine doğru uçtu. Çarptığı ağaçları paramparça edip geriye uçmaya devam eden şeye kısa bir bakış attıktan sonra bakışlarımı, geçidin sağladığı koruma kalkanının üstünde beliren çatlaklara çevirdim.


'Neydi lan o'


Korkudan titremeye başlarken geçitten yayılan koruma kalkanının üstündeki çatlaklar, yavaş yavaş onarılıp birleşmeye başlarken rahat bir nefes verdim.


'O şey her neydiyse'


'Şeytan sincaplardan çok daha güçlü olduğu kesin'


'Umarım bu geçit beni korumaya devam eder'


Bakışlarımı koruma kalkanından çevirip az önce patlama gerçekleşen yere baktım. Nereden baksam, yüz metre karelik alan, etrafındaki ağaçlarla beraber tamamen yok olmuştu. Oluşan kratere bir süre daha baktıktan sonra sanki deprem oluyormuş gibi her yer titremeye başladı.


Zorla yutkunup etrafımda saklanabileceğim bir yer olmadığını gördükten sonra az önce ormandaki ağaçları yerle bir eden şeyin uçtuğu yerden, ormandaki ağaçlarla beraber tüm zeminin katman katman parçalanıp havaya savrulmasına neden olacak kadar yüksek seste bir kükreme yankılandı.


ĞĞĞĞĞĞĞRRRRRRRRRAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAĞĞĞĞĞĞĞĞĞRRRRRR


Yankılanan kükremeyle etraf darma duman olurken kulaklarımdan akan kan ile beraber koruma kalkanının üstünde çatlaklar belirmeye başladı. Ardından devasa bir şeyin tozların arasından uçup geriye çektiği, siyah beyaz ve sert kıllarla kaplı yumruğunu koruma kalkanına savurmasını, attığım tiz çığlıklarla izledim.


GÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMM


Koruma kalkanı bir cam parçası gibi kırıldığında geçitteki kocaman taşlarının üstünde çatlaklar belirdi. Ardından devasa şeyin yumruğu biraz yavaşlarken bana doğru inmeye başladı. Korkudan ödüm bir yerlere karışırken ateş kapısını açtığım gibi bedenimden yayılan kan kırmızısı hava akımı ve içimdeki tüm güçle kendimi geriye doğru attım.


GÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜMMMMMMMMMMMM


Devasa şeyin yumruğu yerle buluşup geçit tamamen parçalara ayrılmadan önce geçidin dışında ayaklarım yere değdiği gibi arkama dönüp var gücümle koşmaya başladım. Ardından arkama kısa bir bakış atıp devasa şeyin yumruğunun doğurduğu etkiden doğan şok dalgasının bana ulaştığını gördüğümde, havaya sıçrayıp kollarımla kafamı korurken kendimi cenin pozisyonuna soktum.


GÜÜÜÜÜÜMMMMM


Şok dalgasından aldığım darbeyle kan kusarken ormanlık alanın içinde önüme gelen tüm ağaçları parçalayıp savrulmaya başladım. Bir süre boyunca ağaçları parçalaya parçalaya uçtuktan sonra bilincimi kaybetmeye başladığımı fark ettim.


'Burada olamaz'


'Eğer bayılırsam'


'Bu şey belamı beller'


Kafamı iki yana sallayıp dilimin ucunu sertçe ısırdım. Ardından çarpıp parçaladığım bir ağaçla kendimi zorla sabitleyip yere atıldım. Ayaklarım yere değdiği gibi hala açık olan ateş kapısından gelen güç ile ormanın içine, ileriye doğru rüzgar gibi koşmaya başladım.


'Umarım o şey beni takip etmez'


Koşmaya devam ederken arkama kısa bir bakış atıp hiç bir şey olmadığını gördüğümde hafifçe rahatladım. Önüme bakıp her yeri çok dikkatli bir şekilde tarayarak koşmaya devam ettim. 


Bayağı uzun bir süre daha koştuktan sonra takip edildiğime dair herhangi bir belirti görmediğimde yavaşlamaya başladım. Ve etrafıma bakındığımda uzun ve kalın gövdeli sık ağaçların arasında, etrafımdaki kan kırmızısı hava akımı, ayak ve nefes seslerim dışında en ufak bir ses olmadığını fark ettim.


'Neredeyim lan ben'


Korkmaya başlarken koşmayı kesip sağıma soluma bakınmaya başladım. Herhangi bir canlının olduğuna dair en ufak bir belirti yoktu. Sadece ağaçlar ve ben.


İyice korkmaya başlarken arkamdan gelen hırlama sesiyle ağzımdan kaçan tiz çığlığı engelleyemedim. Tekrar var gücümle nereye gittiğimi bilmeyerek koşmaya başlarken arkama kısa bir bakış atıp ağaçlardan başka bir şey olmadığını gördüğümde kafam karışmaya başladı.


'Bana mı öyle geldi'


Düşünmeyi kesip koşmaya devam ederken bu sefer sağımdan kısa kısa bir kaç hırlama sesi geldiğinde kalbim tekledi. Kafamı çevirip baktığımda tekrar ağaçlardan başka hiçbir şey göremedim.


'Delirmeye mi başladım lan'


Kafayı yitirmeme az kala, bu sefer solumdan yankılanan kısa kısa hırlama sesleriyle gözlerim dolmaya başladı.


'Benimle oyun mu oynuyor lan bu'


Ben, koşar ve etrafımdan sürekli olarak yankılanan kısa kısa hırlama sesleriyle kafayı sıyırmama ramak kala ateş kapısının enerjisinin bittiğini hissettim.


'HAAAAAAAYIIIIIIRRRRRR'


Gözlerimden akmaya başlayan yaşlarla etrafımdaki hava akımı ve güç bedenime geri çekilmeye başladı. Ardından gelen ani yorgunlukla ayaklarım birbirine takılınca yere düşüp yuvarlanmaya başladım.


Bir süre boyunca yerde yuvarlandıktan sonra bir ağaca sertçe çarpmamla ancak durabildim.


PAAATTT


Yapıştığım ağaçtan destek alarak kendimi çevirip sırtımı ağaca dayadım. Ve kafamı kaldırdığımda onu gördüm.


İri yarı bir bedenle neredeyse dört metre olan uzunluğu, siyah beyaz sert kılları, iki tane üçgen biçimdeki kulakları, arkasında sağa sola sallanan upuzun kuyruğu, ve kavisli ağzının arasından gözüken keskin dişleriyle bana, dikey şeklinde olan kan kırmızısı gözleriyle iki ayağının üstünde bana bakan dev şeytan sincabı gördüğümde öyle boş boş ona bakmaya başladım.


'Ben'


'Bittim'


Kendimi sonuma hazırlamaya çalışarak dolan gözlerimi kapattım.


'Zalımın kızı seni'


'İnsan koruyucu bir şeyler falan verirdi'


'Birde ustam'


'Beni hiç uyarmadı'


'Sanırım hepsi de beni oyuna getirdiler'


'Buradan kurtulursam eğer'


'Tabi kurtulursam'


Tüm bu olanlar yüzünden sinirlenmeye başlarken bir şeyin bacağımı kesmesiyle gözlerimi açıp kocaman kafasını bana iyice yaklaştıran dev şeytan sincabına baktım.


Ardından dev şeytan sincabı, keskin ve uzun tırnaklarla dolu elini kaldırıp gözlerindeki merak ifadesiyle çenesini okşamaya başladı. Gözlerimden yaşlar akarken zorla yutkunup ağzımı açtım.


"A-abi, beni yemesen olur mu?" dedim, kekeleyerek.


Dev şeytan sincap parmaklarından birini kaldırıp karnımın üstüne, keskin tırnağıyla bir kesik açtı.


Dev şeytan sincabı kızdırmamak için gelen acıyı umursamamaya çalıştım. Ardından ağzını açan dev şeytan sincap, üçgen şeklindeki uzun dilini uzatıp karnımın kesilen yerden akan kanların üstünde dolaştırmaya başladı.


'YAPMA LAN'


'YEME BENİ'


'ALLAH İÇİN'


Gözlerimden akan yaşlarla korkudan titrerken sincabın beni yememesi için bildiğim tüm duaları içimden sıralamaya başladım. Bir kaç saniye boyunca dilini, kanımın üstünde gezdiren dev şeytan sincap, sanki bir şeyler fark etmiş gibi kan kırmızısı gözlerinde beliren parlaklıkla dilini geri çekti.


Dev şeytan sincap, kafasını geri çekip upuzun boyuyla bana yukarıdan bakmaya başlarken sırtımı iyice ağaca yapıştırıp ağzımı açtım.


"B-beni, yemeyeceksin değil mi abi?" dedim.


Bana bir kaç saniye baktıktan sonra dev şeytan sincabın kafasını iki yana salladığını gördüğümde gözlerimden akan yaşlarla beraber yüzümde bir gülümseme belirdi.


"Teşekkürler abi."


Ardından ağzını açan dev şeytan sincap:"SEĞN, OĞLMAĞK KIZAĞRTMAĞ"dedi, bir insanın çıkaramayacağı tarzda, kaba, boğuk ve sert bir sesle.


Yüzümdeki gülümseme ile öylece sincaba boş boş bakarken onun bana söylediği kelimeler kafamda tekrarlanmaya başladı.


'Kelimeler'


'Canavar konuştu'


'Konuşan canavar'


'Ve bana'


'SEĞN OĞLMAĞK KIZAĞRTMAĞ'


'SEN OLMAK KIZARTMA'


'BEN OLMAK KIZARTMA' 


'BENİ KIZARTMA YAPACAK'


'BENİ KIZARTACAK'


"HAAAAAYIIIIIIIRRRRRRRR"


Avazım çıktığınca bağırıp yerden kalktığım gibi gözlerimden akan yaşlarla arkama bakmadan koşmaya başladım. Ama daha bir kaç metre ilerlemiştim ki keskin ve uzun tırnaklarla kaplı kocaman bir elin beni tutup havaya kaldırdığını gördüğümde daha da yüksek sesle bağırıp elin beni bırakması için çırpınmaya başladım.


Dev şeytan sincap, beni yüzüne yaklaştırıp yüzündeki garip ifade ile boşa olan çırpınışlarımı izlemeye başladı. Bir süre boyunca ağlayıp çırpındıktan sonra sincaptan kurtulamayacağımı anladığımda yalvaran gözlerimle sincaba baktım.


"A-abi yapma."


"Kıyma bana."


"Lütfen abi."


"Ben daha birini sevemedim bile."


"Erkenden ölmek istemiyorum abi."


"Ben daha genceciğim."


"Bak, beni bırakırsan söz veriyorum buradan hemen giderim ve beni bir daha görmezsin abi."


Dev şeytan sincaba yalvarmaya devam ederken bir anda görüşüm bulanıklaştı. Ardından midem bulanırken kafamı iki yana sallayıp hala daha beni tutan dev şeytan sincabın, eliyle bir yeri gösterdiğini gördüm.


Burası bir zamanlar geçidin olduğu harabeye dönen alandı. Yalvaran bakışlarımı dev şeytan sincabın yüzüne çevirdiğimde ağzını açan sincap:"BEĞN ÇOĞCUĞKLAĞR KIZAĞRTMAĞ."dedi, kaba ve boğuk sesiyle.


'Kafama o zaman dank etti'


'Onun çocukları benim yüzümden kızarmaya dönmüştü'


Tek parmaklı elimi kaldırıp dev şeytan sincaba gösterdim.


"A-abi onlarda benim parmaklarımı yediler."dedim, tekrar gözlerim dolarken.


Kafasını sertçe iki yana sallayan dev şeytan sincap:"AĞMAĞ SEĞN YEĞMEĞK."dedi.


'Ben yemek'


'Ben onların yemeğiyim ha'


Gözlerimden yaşlar akarken:"Ben, neden sizin yemeğiniz oluyor muşum?"dedim, sinirle.


Ve dev şeytan sincap, bana hiç bir şey söylemeden bakmaya başladı. Ardından beni yere bırakan dev şeytan sincap, bana arkasını dönüp yere otururken kafasından beline doğru sarkan uzun, sert ve siyah beyaz saçlarına öyle boş boş baktım.


'Neydi şimdi bu'


'Ne oldu ki'


'Beni yemeyecek mi'


Kafam karışmaya başlarken bir an kaçmayı düşündükten sonra bu fikri kafamdan attım. Çünkü ben kaçmaya başladığım gibi beni tekrar yakalardı. 


Bir süre daha ne yapacağım hakkında düşündükten sonra düşünmeyi kesip boğazımı temizledim. 


"Ş-şey, beni yemeyecek misin abi?"dedim.


Omuzlarını silken dev şeytan sincap:"HAĞYIĞR. SEĞN KÖĞTÜĞ YEĞMEĞK."dedi.


'Ha'


'Ben'


'Kötü yemek mi oldum'


Sincabın söyledikleriyle bir anlığına yüzümde gülümseme belirdi. Ardından yüzümdeki gülümseme solarken 'acaba onu kırdım mı' diye düşünmeden edemedim. Tam ondan özür dilemek için ağzımı açmıştım ki yapmak üzere olduğum şeyin ne kadar beyinsizce olduğunu fark ettim.


'Sincap güzel yemekleri seviyor'


'Yani ben şuanda güzel yemek değilim'


'Ve o beni yemeyecek'


'Peki ben daha şimdi ne yapacaktım'


Kendime bir kaç küfür savurduktan sonra boğazımı tekrar temizleyip:"O-o halde, ben, gidebilir miyim abi?"dedim.


Bir süre sessiz kalan dev şeytan sincap:"SEĞN GİĞTMEĞK. AĞMAĞ SEĞN, YEĞMEĞK DİĞEĞR."dedi.


'Gidebilirim dedi sanırım'


'Ve'


'Yemek diğer mi'


'Diğerleri tarafından yenileceğimi mi söyledi şimdi'


Tekrar korkmaya başlarken beni buraya gönderen Ay ve ustama az daha küfredecektim. Ne yapacağım hakkında bir süre düşündükten sonra aklıma hiç bir şey gelmedi. Derin bir nefes alıp verdikten sonra bir süre sincabım bedenine baktım.


'Bence kötü biri değil'


'Yani, onu üzdüm ve o da beni yemekten vazgeçti'


'Ayrıca onun çocukları benim yüzümden öldü'


İstemsizce, kendimi yaptıklarım yüzünden kötü hissetmeye başlarken ondan özür dileyip dilememe arasında bir süre gidip geldim. En sonunda kötü biri olmadığımı kendime hatırlattım.


'Onun kalbini kırdım'


'Ondan özür dilemeliyim'


'Ve bu sincap'


'Her ne kadar vahşi bir canavara benzese de'


'Sanırım, onun içi yumuşak'


Kendi kendime kafamı sallayıp boğazımı temizledim.


"Şey, seni kırdıysam özür dilerim abi."dedim, çekinerek.


Sincabın, en ufak bir kıpırtı olmadan oturmaya devam ettiğini gördüğümde kafam karışmaya başladı.


'Bu bilerek bana üzgün rolü yapıyor olmasın'


Aklıma gelen düşünceyle irkilirken zorla yutkunup:"A-abi iyi misin?"dedim, kekeleyerek.


Yine cevap vermediğinde bu sefer omuzlarının hafifçe titrediğini gördüm.


'Beni yemeye mi hazırlanıyor'


Bir anlığına aklıma gelen, gidip ona bakma fikrinden vazgeçtim.


'Aslında beni yemek istese bile hiçbir şey yapamam ki'


'Öyle değil mi'


'E ben daha neyine korkacağım ki'


Kafamı sallayıp yürümeye başladım. Bir kaç adım sonra dev şeytan sincabın ayaklarının hemen yanına geldiğimde omuzlarının tekrar titrediğini fark ettiğimde yerimde durdum. Aklıma gelen korkutucu düşüncelerle bir süre boğuştuktan sonra kafamı iki yana sallayıp tekrar yürümeye başladım.


Ve attığım bir kaç adımdan sonra kalbim tekledi.


'Ben'


'Ne yaptım lan'


Dev şeytan sincabın, harabe alanın içinden zar zor görünen, küçük sincapların kızartmaya dönmüş bedenlerine bakarken gözlerinden yaşlar aktığını gördüm.


'Onun çocuklarını öldürdüm'


'Ben'


'Ben bunu nasıl yapabildim'


Yaptıklarım yüzünden gözlerim kızarmaya başlarken dev şeytan sincaba baktım.


"Özür dilerim abi."dedim, gözlerim dolarken.


Dev şeytan sincap, kafasını başka bir tarafa çevirip bir süre öyle bekledikten sonra ayağa kalktığında bir kaç adım geri çekildim. Ardından dev şeytan sincabın, kızartmaya dönen küçük şeytan sincapların bedenlerini yıkıntıların arasından çıkarmaya başladığını gördüğümde ağlamamak için kendimi çok zor tuttum.


'Ben onun çocuklarını öldürdüm'


'Ve onlar'


'Sadece karnı aç olan çocuk sincaplardı'


'Ben'


'Çocuk katili oldum'


'Çocuk katili'


'Katil'


Gözlerimden bir kaç damla yaş akarken bakışlarımı bizden biraz uzakta, ormanın içinden bana, kocaman kızarık gözleriyle bakan küçük sincaplara çevirdim.


Fazla yoktu.


Sadece bir kaç tane.


'Neredeyse tüm çocuklarını öldürdüm'


Gözlerimden daha da fazla yaş akmaya başlarken bakışlarımı dev şeytan sincaba çevirdim.


"A-abi, ben, gerçekten çok özür dilerim."dedim.


Dev şeytan sincap, beni umursamadan gözlerinden akan yaşlar eşliğinde çocuklarının cesetlerini toplamaya devam etti.











Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44544 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr