Bölüm-14 Kıyım

avatar
624 14

Başlangıç - Bölüm-14 Kıyım


NOT:


SEVGİLİ OKUYUCULAR NOVEL HAKKINDA Kİ DÜŞÜNCELERİNİZİ 


BENİMLE YORUMLAR KISMINDAN PAYLAŞABİLİR MİSİNİZ ACABA 


SEVGİLER, YAZARINIZ..




Kafede



Adam, yerde ki baygın halde yatan genç adamın vücudunda bulunan yaralara dikkatle baktı.


Onu yerden kaldırıp kafeden dışarı çıkıp, yarısı ayakta duran novada parkın karşısında ki lokman eczanesine yöneldi.


Sağda solda sallana sallana yürüyen canavarlara fark ettirmeden hızla içeriye yöneldi.


Acil durumlar için kullanılabilecek ve genç adamın yaraları için gerekli olan malzemeleri küçük bir çantanın içine koyup eczaneden ayrıldı. 


Etrafına bakınıp yakınlarda ki yıkılmamış yüksek bir binanın çatısına zıpladı. 


Canavarların burada olmadığından emin olduktan sonra genç adamı yere yatırıp, bacağına saplı olan demir çubuğa baktı. 


Çantanın içinden lokal anestezi iğnesini çıkartıp genç adamın bacağına enjekte etti. 


Bir kaç dakika bekleyip iğnenin etkisini gösterdiğinden emin olmak için çantadan çıkardığı makasla hafifçe bacağını kesti. 


Genç adamın tepki vermediğini gördükten sonra bacağına sarılmış kanlı eski bezi çıkarttı. 


Ardından demir çubuğun etrafına oksijenli su döküp, dikkatle çıkarmaya başladı. 


Bacağının arkasından çıkmış demir çubuğu yerinden çıkarmak için bir süre uğraştıktan sonra akmaya başlayan kanla beraber yavaş yavaş yerinden çıkmaya başladı. 


Genç adamın acı çekip çekmediğini görmek için yüzüne baktığında, gülümsediğini fark etti. 


Kafası karışan adam, 'herhalde rüya görüyordur' diye düşünüp demir çubuğu bacağından tamamen çıkardığında, bu sefer genç adamın gülmeye başlamasıyla kafası iyice karışmaya başladı. 


Düşünmeyi kesip bedeninde ki tüm yaralar da dahil genç adamın bacağında ki demir çubuğun girdiği bölgeyi temizleyip bez ile sardı. 


Ayağa kalkıp uzakta ki dağların içine yapılmış sığınak bölgesine doğru baktı. 



'Umarım yaşayan vardır'



Genç adama tekrar bakmak için başını çevirmek üzereyken kaşları çatıldı. 


Kafasını, yerde gözlerinden akmaya başlayan kanlarla hızlı hızlı nefes alıp verirken, bedeninin her yerinden iğrenç kokan, siyahımsı ve yapışkan bir sıvı akan genç adama çevirdi. 


Yüzünde hafif bir şok belirirken, elini uzatıp genç adamın midesinin üstüne koyup gözlerini kapattı. 


Bir kaç dakika bu şekilde durduktan sonra kaşları çatılıp gözlerini açtı.


Vücudundan sıcak hava akımı yayılmaya başlayan genç adama baktı. 


'20 - 24 yaşlarında gözüküyor. Bu onun yaşında birisi için imkansız olmalıydı.'


'Nasıl bir lütuf elde etti ki'


Geri çekilip olacakları görmek için beklemeye başladı. 


Genç adamın bedeninden daire şeklinde yayılan hava akımı kırmızıya dönüp iyice genişlerken, kandan kıpkırmızı olan gözlerini açıp vahşi bir canavar gibi, tüm şehri inletecek bir kükreme savurdu. 


'Neler oluyor böyle' adamın kafası karışmaya başlarken, yerden hınçla kalktığı gibi adamın üstüne atıldı genç adam. 


Bu işte bir terslik olduğunu fark ederken kenara kayıp, onu ıskalayan genç adamın çatının kenarını parçalayıp aşağı düşmesini izledi. 


Ardından genç adamın arkasından atladı. Genç adam yere yapışmak üzereyken, havada ensesinden tutup fazla güç uygulamadan yukarıya doğru fırlattı. 


Yere rahat bir iniş yapan adam, kafasını çevirmeden elini kenara doğru uzatıp hala daha kükremeye devam eden genç adamı yakaladı. 


Neredeyse şehir merkezinin her yerine yayılan kükremeleri duyan canavarlar, sesin geldiği yöne doğru kükreye kükreye koşmaya başladılar. 


Kendisine saldırmak üzere olan genç adamı ve toplanmaya başlayan canavarları gördüğünde, yüz ifadesi çirkinleşmeye başladı.


'İyi bakalım.'


İçinden düşündüğü gibi genç adamı yaklaşmaya başlayan canavarların arasına fırlattı.


Genç adam etrafında ki ateş kadar sıcak olan kırmızı hava akımıyla dümdüz bir şekilde canavarların arasına uçarken, üstüne atlayan canavarlardan birini havada boynundan tutup yüzünü yumruklama başladı. 


Şoka uğrayan canavar kendini savunmak adına hiç bir şey yapamadı. 


Genç adam üstüne doğru koşan canavarların arasına düşecekken, elinde ki yüzünün şekli şemali değişmiş canavarı iki eliyle başının arkasına kaldırıp var gücüyle ileriye fırlattı. 


Canavarlar çarpışıp yavaşlarken, genç adamın ayakları yere değdiği gibi vahşice kükreyip kendisine en yakın olan canavarlardan birinin üstüne atladı. 


Yumruğunu sıkıp, yukarıdan aşağıya doğru gelecek şekilde canavarın kafasına savurdu. 


Canavarın boynu ezilir ve kafası boynunun yerine geçerken, genç adam canavar topluluğunun arasına daldığı gibi birinin boynuna dişlerini geçirip, sırtına aldığı pençe darbelerin umursamadan, kafasını koparıp attı. 


Vahşi bir yaratık gibi kükrerken, kafasını çevirip kendisini pençeleyen canavara kafa attı.  


Canavarın yüz şekli değişip yere gömülürken, bacağına dişlerini geçiren başka bir canavarın kafasının ortasına yumruğunu gömdü. 


Elini canavarın kafasının içinden çıkartıp, yavaş yavaş gözlerinde beliren çekinme ile etrafında daire çizmeye başlayan canavar topluluğuna atıldı. 


Genç adam yaralanır ve canavarlar bir bir düşerken, zar zor ayakta duran sağlam kalmış bazı yapıların harabeye dönmesine neden olan bir kükreme havada yankılandı. 


ĞĞĞĞRRRRRAAAAAĞĞĞĞRRR


Etrafında ki canavarlar sanki dehşet verici bir şey yaklaşıyormuş gibi korku dolu ifadelerle kaçmaya başlarken, genç adam elinde ki şekli şemali değişmiş canavarı bir kenara atıp, üstüne çökmeye başlayan ağırlığı umursamadan sesin geldiği harabeye dönmüş alana baktı. 


Ardından az önce yankılanan kükremeden aşağı kalmayacak bir kükreme savurdu. 


Buna karşılık gelen cevap ise, harabe yapının arasından kendine doğru uçan taş bloktu. 


Genç adam umursamadan üstüne gelen taş bloğa yumruğunu savuracak iken, önünde birinin belirmesiyle taş blok parçalara ayrılıp uzaklara savruldu. 


Adam, önünde ki harabeden çıkan dev canavara bakarken  konuştu. 


"Bunu bana bırak." 


Genç adam onu umursamayıp ileri atılacakken, nereden geldiğini bilmediği darbeyle geriye doğru uçmaya başladı. 


Bir kaç elli metre boyunca uçtuktan sonra bir giyim dükkanının içinden geçip duvara gömüldü. 


Başı dönen genç adam kafasını bir kaç defa sallayıp, gömüldüğü duvardan çıkmak için kıpırdadığında, gözlerinin acıdan yanmasına neden olacak bir ışık patlaması gerçekleşti. 


Elini gözüne siper edip duvardan çıktı. 


Işığın kaynağına doğru ilerlemek üzereyken, bu sefer deprem oluyormuş gibi her şey şiddetle sallanmaya başladı. 


Binanın içinden hızla çıkıp aniden yok olan ışık patlamasının olduğu yere doğru baktığında, zeminin katman katman parçalanıp havaya savrulmasını aptal aptal izledi. 


O aptal aptal izler, gökten yağmaya başlayan zeminin parçaları üstüne doğru düşerken, ışık patlamasının oluştuğu yerden yayılan şok dalgasıyla tekrar giyim dükkanının içine, az önce çıktığı duvara tekrar gömüldü. 


Az önce durduğu yer gökten yağan taş parçalarıyla duman altında kalırken, elinin tersini duvara geçirip gömüldüğü yerden çıktı genç adam. 


Onu buraya uçuran adamı bulup öldürmek için kapıya doğru koşmaya hazırlanırken, kapıdan birinin içeri girdiğini gördü. 


Üstü başı mahvolmuş adam içeri girerken genç adama kısa bir bakış atıp, etrafa dağılmış kıyafetlerin arasında gezinmeye başladı. 


Genç adam, adama doğru adımını atıp kükremek için ağzını açarken, adam başını çevirip soğuk gözleriyle ona baktı. 


Tekrar, nasıl veya nereden geldiğini bilmediği darbeyle geriye uçup çıktığı duvara tekrar gömüldü. 


Sersemleyip elini duvara geçirdi. 


Kendisine ilerleyen adama başını çevirip kükremek üzereyken, üstüne ağırlık çökmeye başladı. 


Adam yaklaşır, genç adamın üstüne çöken ağırlık yükselirken, gömüldüğü yerden kayıp yere yapıştı. 


Kafasını zorla yerden kaldırıp, üstünde ki yırtık pırtık kıyafet ve bedeninin her yerinde ki kanlar ile, cehennemden çıkıp gelmiş bir iblise benzeyen adama dişlerini sıkarak hırladı. 


Adamın kaşları yavaş yavaş çatılmaya başladı. 


Genç adamı tek eliyle boynundan tutup yerden kaldırdı. 


Ardından yüzünü onunkine yaklaştırıp, genç adamın kanla kaplı gözlerinin içine baktı. 


"Yeterince oynadın." 


Parmağını kaldırıp, hala daha çarpık yüz ifadesiyle hırlayan genç adamın alnının ortasına fiske attı. 


"Artık uyanma vakti." 


Yediği küçük ve bir o kadar da basit parmak darbesiyle, dünyasının kaymaya başladığını hissetti genç adam. 


Yavaş yavaş düşünme kabiliyetini kazanmaya başlarken, gözlerinden yaşlar akmaya başladı.


Genç adamın ağlamaya başladığını gören adam, onu yavaşça yere bırakıp kapının önüne yöneldi. 


Yırtık arka cebinden, yolda gelirken yerde bulduğu sigara paketinden bir dal çıkardı. 


Ardından parmağının üstünde belirmeye başlayan ufak ateşle yakıp, derin bir nefes çekti.


"Kendine geldin mi?" 


Gece ışığını engelleyen gökte ki toz bulutuna, sigarasının dumanını bırakırken konuştu. 


Cevap gelmeyince iç çekip sigarasını içmeye devam etti.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44541 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr