Bölüm 668 : ***

avatar
3621 27

A Will Eternal - Bölüm 668 : ***


Çevirmen : Clumsy 

 

Düşüncelerinde bu noktaya varan Bai Xiaochun iyice heyecanlanmıştı. Ay gece göğündeki yerini alırken son başarılarından son derece memnun şekilde heykelden dışarı adımını attı.



“Bu kadar muhteşem olmayı hiç istememiştim. Ama sanırım başka türlüsü olamıyor. Göklerin iradesi bu şekilde olmalı… önce Nehre Meydan Okuyan Tarikatın ihtişamlı ikincil başpapazı oldum. Sonra Büyük Setin tümgenerali. Şimdiyse Yaban Arazilerdeyim ama yine yükselmeyi başardım!” Sıra dışılığı konusunda biraz canı sıkılmış şekilde kafasını sallarken gururunu gizlemek için hiç çaba sarf etmiyordu.  



Zamanında bir gardiyan olduğu için şehirde uçarak ilerleyebiliyordu. Ama bunu yaparken kendini tam anlamıyla rahat hissetmiyordu. Sonuçta devriye görevindeki şehir korumalarına denk geldiği takdirde onlar tarafından yere inmeye zorlanma ihtimali vardı.



Ama şimdi tüm korumalar ona ekstrem bir saygıyla bakıyor, hatta önce kollarını kavuşturup sonra da korumacı bir şekilde etrafını sarıyordu.



Bai Xiaochun ilk başta afallasa da bu duruma kolayca alışmıştı. Boğazını temizleyerek bir yeşim kağıt çıkartıp üzerinde hızla çalıştıktan sonraysa göksel markinin kendisine hediye ettiği köşke yöneldi.



Şehrin iç kısmında bulunan bu köşk, o göksel markinin ikinci yuvasıydı. Oldukça büyüktü, dekoratif kayalar, göletler ve nehirlerle kaplı bir ortamdı. Ayrıca orayı son derece sessiz ve barışçıl kılan bir koruyucu büyü formasyonu mevcuttu. Ve kendisini bekleyen hizmetliler tarafından saygıyla selamlanmıştı.



Bai Xiaochun tüm bu ayarlamalardan çok ama çok memnundu ve köşke adımını attığında memnuniyetle iç çekmeden edemedi.



Gece olaysız şekilde geride kaldı. Bai Xiaochun metal tipi deva ruhuyla hemen kaynaşmayı seçmemişti. Beşinci deva ruhu inanılmaz bir önem taşıyordu; onunla kaynaşmak Ruhun Başlangıcına adım atmasına yol açacaktı ve bunu inzivadayken yapmak istiyordu.



Fakat şu anda inziva için uygun bir vakit olmadığı kesindi. Öncelikle bir gün önce vekilharç oluşuyla ilgili resmi bir duyuru yapılmıştı. Haberler yangın misali yayılmış ve geniş çaplı bir şaşkınlık doğurmuştu.



“Vekilharç... Bai Hao’nun vekilharçlığa terfi ettiğine inanamıyorum!!”



“Daha önce Dev Hayalet Şehrinde hiç vekilharç olmamıştı…”



“Vekilharç. Vekilharç. Bir bakıma şehirdeki her şeyden sorumlu olabilir demek. Ama hiçbir şeyden sorumlu olmama ihtimali de var… Gerçek bir pozisyonla onursal bir pozisyon arasında gibi. Gerçek gücü kralla olan ilişkisine bağlı olacak. Ve şu anda… kralla ilişkisi gayet iyi!”




Şehirdeki herkes vekilharç pozisyonunun sunduğu gerçek güç üzerine kafa yoruyor, Bai Xiaochun ise bu yeni ihtişamın tadını çıkartmak için dışarı çıkıp çıkmama kararı almaya çalışıyordu. Ama o kararını veremeden insanlar resmi selamlarını sunmak için ortaya çıkmaya başladı.



Bu ziyaretler dört göksel markiyle başlamış ve gelen ruh yetişimcilerinin ardı arkası kesilmemişti. Şehirdeki hemen hemen tüm grup ve organizasyonlar Bai Xiaochun’u görmek için birilerini yolluyordu.



Herkes hediyelerle geliyor, Bai Xiaochun onları büyük bir şok ve şaşkınlıkla kabul ediyordu. Onca hediyeyi görmek hem nutkunun tutulmasına hem de mutluluk saçmasına yol açıyordu.


Hediyelerin en etkileyicisiyse içerisinde yaşadığı köşktü. Köşkü hediye eden göksel markinin ismi Chen Hai idi. Oldukça şişman olan bu adam ne zaman Bai Xiaochun’u görse ışıl ışıl bir gülümseme takınıyordu. Yetişim basamağı ve statüyü hiç umursamadığı ortadaydı; son derece içten ve samimiydi.



Tabii ki Zhou Yixing ve Li Feng de Bai Xiaochun’un ani yükselişinden büyük oranda faydalanmıştı. Bu özellikle Bai Xiaochun’a hayati hizmetler sunan Zhou Yixing için geçerliydi. 



Bai Xiaochun yeni bir ihtişama kavuşunca genç adam selamlarını sunmak için aceleyle gelmiş ve Bai Xiaochun da zor zamanlar geçirdiğini bilerek onu şehirde kendine bir güç yapısı oluşturması adına cesaretlendirmişti.



Böylece heyecanlı ve tatminkâr bir şekilde oradan ayrılan Zhou Yixing, Bai Xiaochun’un desteğinden faydalanarak hiç vakit kaybetmeden kendine sadık bir grup oluşturmaya başladı.



Birkaç günün sonunda da ziyaretçi akımı azalmaya başlamış, Bai Xiaochun en sonunda şehirde gezecek vakti bulmuştu. Nereye gitse ruh yetişimcileri tarafından yoğun bir saygıyla selamlanıyor, haliyle bulabildiği her noktada heyecanla yürümeyi sürdürüyordu.



“Hoş geldiniz, Vekilharç Bai.”

“Selamlar, Vekilharç Bai.”



“Bakın, bu Vekilharç Bai...”



İnsanlar Vekilharç Bai meselesini işittikçe o daha da kasıla kasıla yürüyordu. Hatta Ruh Akımı Tarikatındaki hallerine son derece benzer şekilde arada bir boğazını temizleyerek insanlara Vekilharç Bai’nin geldiğini belli etmeye başlamıştı.



Gördüğü ilginin tamamen bağımlısı olmuştu. En sonunda da Şeytan Hapishanesine uğramaya karar verdi…



Müdür Li Xu bu durumdan pek memnun olmasa da resmi selamlarını sunmaktan ve Bai Xiaochun’a hapishaneyi gezdirmekten başka çaresi yoktu… Tabii Bai Xiaochun rolleri değişmelerine bayılmıştı, tesisi gezerken önemli noktalara değinmeyi ihmal etmiyordu.



Dört müdür yardımcısı ve dört karanlık engizitör de sersemlemiş bir şekilde etrafını sarmıştı. Bu kişinin önce gardiyan, sonra mahkum, sonraysa vekilharç olduğunu kabullenmek biraz zordu…



İçlerinde en şaşkın olansa D Blok Müdür Yardımcısı Sun Peng idi. Ancak Bai Xiaochun eski dostlarını unutmazdı ve onu bol bol överek heyecanlanmasını sağlamıştı.



Bai Xiaochun’a en düşkün olanlarsa ait olduğu 9. Takım gardiyanlarıydı. Xiaochun kaptanı bizzat çağırarak kendisine eşlik etmesini istemişti. Bu da büyük bir onurdu ve tüm takımı son derece heyecanlandırmıştı.



İç çeken Xiaochun, “Şeytan Hapishanesinde bir sürü güzel anı biriktirdim. Burası bir zamanlar yuvamdı, hislerimin en derinleştiği yerdi…” dedi.



Bu sözler herkesi etkilemişti. Çok geçmeden grup D Bloğa, Bai Xiaochun’un eski odasının önüne ulaştı ve bu noktada suratına eski günleri yad edermiş gibi bir ifade yerleşti.



“Buraya attığım tek bakış neredeyse şimdiki pozisyonumu bırakıp gardiyanlığa dönmek istememe yetti!”



Tabii bu sözler ağzından çıkar çıkmaz herkes telaşla onu böyle bir şey yapmaması için ikna etmeye koyuldu.



“Vekilharç, efendim, kesinlikle böyle bir şey yapmamalısınız. Halletmeniz gereken bir sürü iş var. Şu anki pozisyonunuzla tüm Dev Hayalet Şehrinin refahı sizin elinizde!”


“Doğru söylüyor, Vekilharç. Dev Hayalet Şehri gardiyanları, vekilharçları olmadan yapamaz!”



Tüm bu ikna edici sözleri işiten Bai Xiaochun çaresizce iç çekti.


“Ah, neyse.” dedi. “Siz böyle dile getirince sanırım hayalimden vazgeçmekten başka şansım olmayacak. Ne yapıyorsam kral hazretleri için yapıyorum! Ne yapıyorsam Dev Hayalet Şehri için yapıyorum!”



Herkesin suratına ciddi ifadeler yerleşmişti, hatta pek çok gözden süzülen yaşları görmek mümkündü.



Bai Xiaochun boğazını temizledi. Ve bu başarıyla fazla mı ileri gittim diye düşünerek… turunu sonlandırmakta karar kıldı. Tam ayrılacakken ise tüm bu tur süresince son derece tuhaf, nahoş bir ifade takınmış olan Li Xu’ya döndü.



Adamın ifadesinin hiç değişmemiş olması Bai Xiaochun’un pek hoşuna gitmemişti. Birazcık rahatsız şekilde, “Li Xu, bir eleştirim olacak. Kral hazretleri tehlikedeyken onu güvende tutan tek kişi bendim. Sen tam olarak neredeydin acaba?” dedi.



Li Xu anlık bir sessizliğin ardından dişlerini sıkarak, “O gün… Ben, Dük Ölümtellalını görmeye gitmiştim…” dedi.



Bai Xiaochun ansızın son derece soğuklaşan gözlerle Li Xu’ya bakarak, “Kral hazretlerinin o tehlikeli anında Dük Ölümtellalını mı görmeye gittin? Bunlar gerçekten sadık birinin eylemleri mi, Li Xu?” dedi.



Li Xu’nun suratı asıldı. Bai Xiaochun’un gözlerinin ne kadar soğuduğunu görmüş, önceki tavırlarında hata ettiğini anlamıştı. Bai Xiaochun’un yalnızca surat ifadesinden rahatsız olmadığı, genel olarak kendisini kabul etmediği ortadaydı. Onu gücendirdiğini anlayarak ve mevcut statüsünün bilincinde olarak derin bir pişmanlık duydu. Ve saygılı bir şekilde ellerini kavuşturarak yeni açıklamalara girişti.



Bai Xiaochun sonsuza dek kin tutan tipte biri değildi ve Li Xu’ya karşı çok da kötü hisler beslemiyordu. Bu yüzden onun böyle bir kalabalığın önünde böyle davrandığını görmek birazcık rahatsız olmasına yol açmıştı. Adamın dersini aldığını ve daha mütevazı olduğunu görünce de başını belli belirsiz şekilde sallayarak denetlemeyi sonlandırdı.



Sonraki birkaç günü de ihtişamının tadını çıkartmak adına şehirde turlayarak geçirdi. Tabii ki üç büyük klanın, bilhassa Bai Klanının kendisini ölü görmek için ne kadar uğraştığını unutmuş değildi.



Ufak şeylerin intikamını almaya çalışmazdı ama yeni gücü gereği üç büyük klanı düşünmek öfkesini oldukça kabartıyordu. Fakat kralın başka planları varmış gibi görünüyordu. Çünkü Cai Klanı başpapazını öldürmek ve Bai ile Chen Klanı başpapazlarını rehin almak dışında klanlara yönelik bir eylemi olmamıştı.

 

Bai Xiaochun birkaç günün sonunda sabrını yitirmeye ve kendisine sadık kişilere üç büyük klana hadlerini bildirme zamanı geldiğini sezdirmeye başlamıştı.


Bu şekilde birkaç gün daha geride kaldı. En nihayetinde Dev Hayalet Kral şehirde kasıla kasıla yürümekten başka bir şey yapmadığı için kendisini çağırarak bir güzel azarladı. Ve sonrasında köşke dönüp inzivaya çekilmek zorunda kaldı. İç çeke çeke deva ruhunu çıkardıktan sonra da yetişime başladı.



Aslında yetişimi unutmuş değildi. Ama Vekilharç Bai olmuşken yeni pozisyonunun tadını çıkartmadan edememişti. Sonuçta çoktandır Dev Hayalet Şehrinde dikkat çekmemeye çalışıyordu ve birazcık böbürlenme şansı bulmuşken kaçıramazdı.



Bai Xiaochun’un şehirdeki bağlantılarını kullanarak herkesi kışırttığını görmekse kralın onun karakterini çok daha net olarak çözmesini sağlamıştı.



“Ah o kurnaz tilki. Bazen en acımasız taktiklerin altından kalkabilen bir uzman, bazense tam bir çocuk…” diyen Dev Hayalet Kral kafasını salladı. Doğrusu artık Bai Xiaochun’un etrafında olması konusunda çok daha rahattı. Bazen biraz moral bozsa da bunun tek sebebi ilgiden hoşlanıyor oluşuydu. Genel olarak insanlara ihanet edecek tipte biri değildi. Ayrıca şu anda tadını çıkarttığı şeyler de kralın nezaketinin ürünüydü.



Üç büyük klana gizliden gizliye sergilediği agresif tavırlarsa kralın hiç umurunda değildi. Bu, onun gözünde çok ufak bir meseleydi.


“Fakat yetişim konusunda çok tembellik ettiği kesin. Biraz baskı kurmazsam inzivaya bile çekilmeyecek. Hayatın tadını çıkardığı ortada.” Doğrusu Dev Hayalet Kralın kendisi bile Bai Xiaochun’u şehre getirdiği günden bu yana insanlara farklı davrandığının bilincinde değildi…



Bu sırada inzivadaki Bai Xiaochun yeni görevinin verdiği tüm gururu bastırmış ve gözlerine yerleşen sakinlikle ellerindeki deva ruhuna bakmaya başlamıştı.



“Bu ihtiyacım olan son deva ruhu… Bununla kaynaşınca beş elementlik deva ruhu setim tamamlanacak… O noktada ilerleyebilecek hale geleceğim!” Dedi ve gözleri heyecanla ışıldarken deva ruhunu alarak… göğsüne doğru bastırdı.


GÜM!



Hemen hemen aynı saniyede yoğunlaşmaya başladı ve yetişim basamağı hızla hareketlendi. Tanıdık bir his bedeninde yükselirken paramparça olmasına ramak kalmış gibiydi.



O bağdaş kurarak otururken etrafını ardışık imgeler sardı. An itibarıyla dört diğer versiyonuyla aynı noktada otururmuş gibi görünüyordu. Ve zaman geçerken… yavaş ama emin adımlarla… beşinci ardışık imge de belirerek tamamıyla netleşti!



Zihni gümbürtülerle dolarken de iki elli bir büyü hareketi gerçekleştirerek ellerini havada savurdu.



“Klonlarım, meydana çıkın!”



GÜÜÜÜÜÜMMMMMMMM!

 

Beş klon açığa çıkmış ve gerçek benliği çevrelemişti. O sırada Bai Xiaochun’un altı versiyonuna da tarifsiz bir baskı çökmekteydi.



Tüm klonlar Öz Formasyonun büyük çemberindeydi ve birlikte Ruhun Başlangıcının ilk evresindekileri rahatlıkla sarsabilirlerdi!



Henüz Cennet-Daosu Ruhun Başlangıcına ulaşmamış olsa da şimdiden yeri göğü sarsacak bir güç salabilecek kapasiteye erişmişti.



“Hedef… Cennet-Daosu Ruhun Başlangıcı!” diye düşünürken gözleri ışıl ışıldı.

 

Bölüm 668 : Hedef Cennet-Daosu Ruhun Başlangıcı!

#Bu bölümü okurken aklıma taa ilk zamanlar geldi. 'Tarikat Amcası Bai' dedirtmek için herkesin peşinden koşuşu, sağda solda öksürüp duruşu, insanların peşine takılışı falan ey gidi ne günlerdi 
Nerden nereye değil mi arkadaşlar... Ve kim bilir bizi daha neler bekliyor... 
Öyleyse okumaya devam!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44343 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr