Bölüm 496 : Komutanınızın Arkadaşıyım

avatar
4207 15

A Will Eternal - Bölüm 496 : Komutanınızın Arkadaşıyım


Çevirmen : Clumsy 

 

Bai Xiaochun, “Haayııııırrrr…” diye bağırıyordu. Fakat inanılmaz yerçekimi kuvveti onu duvardan çekip almış ve büyü formasyonu kalkanını geçirtmişti.

 

İçi yoğun bir kriz hissiyle dolarken zihninde yıldırımlar dolanıyor, suratındaki kan çekiliyordu.

 

Çığlık ata ata ilerlerken etrafına baktığında kendisi gibi pek çok beş lejyon yetişimcisinin de beş köşeli yıldızın ardındaki devasa ağza doğru çekilmekte olduğunu görmüştü.

 

Kimileriyse çoktan ağza ulaşmış ve kan ve et kütleleri şeklinde parçalanmıştı. Tüm savaş alanı çığlıklarla sarsılmaktaydı; bu Büyük Set güçleri için büyük bir darbe olmuştu!

 

Ağız aç bir hayalet gibiydi ve yarattığı yerçekimi kuvveti yeri göğü sönükleştiriyordu. Esen rüzgarlar yetişimcileri savuruyor, o yetişimcilerse kendilerini korumak adına her türlü tekniğe başvuruyordu.

 

Kimileri gizli büyüler kullanıyordu, kimileriyse büyülü hazineler. Bazılarıysa ikisini birden… Hatta birkaçı da güçlü kozlarına başvuruyordu!

 

Kimi başarıyor, kimi başaramıyordu. Bai Xiaochun ise tek bir şeyi düşünebiliyordu ve korkudan aklı çıkmış vaziyetteydi.

 

“O ağza ulaşmamam lazım…” Dişlerini sıkarak Cennetkarışı Dharma Gözünü açtı ve yoğun ruhsal güç dalgalanmaları doğurarak kendisini ansızın bulunduğu noktaya kilitleyecek kısıtlayıcı bir büyü gerçekleştirdi.

 

Fakat pek faydalı olmamıştı… Vahşi devlere doğru ilerleyişini ve devasa ağzın iyice irileşişini gördükçe gerçekten gerilmeye başlıyordu.

 

Gözleri tamamen kanlanmış şekilde iki elli bir büyü hareketi gerçekleştirerek kendi göğsünü tokatladı.

 

“Yaşayan Dağ Büyüsü!!” diye avazı çıktığınca bağırdı. Ansızın bedeni irileşmeye başladı, sayısız kayayla çevrelenmiş gibiydi. Kayalar birleşip etrafında toplanırken bir 300 metre kadar daha uçtu ve sonrasında gözden kayboldu. Onun yerini kocaman bir taş golem almıştı!!

 

Artık ufak bir dağ gibiydi, 300 metre uzunluktaydı ve eskisine nazaran çok daha ağırdı. Bu sayede kendisini çekiştiren yerçekimi kuvvetine rağmen duraksayabilmiş ve aşağı düşmeye başlamıştı!

 

Ardından ufak bir patlamayla birlikte yere indi ve darbenin etkisiyle etrafa şok dalgaları yaydı. Lakin yere inmesine rağmen ağız tarafından çekilişi devam etmekteydi.

 

Bai Xiaochun’un taş golemi kendisinin normal surat hatlarını taşıyordu, tek farksa başını arkaya atıp bağırırken suratının gaddar bir şekilde çarpıklaşışıydı. Öncelikle ellerini öne doğru bastırarak önündeki toprağa saplayarak etraftaki her şeyi titretti!  

 

Tüm gücünü kullanarak kendisini yere çiviledi ve ne kadar çılgın bir yerçekimi kuvvetiyle karşı karşıya olursa olsun kımıldamayacağını garanti altına aldı.

 

Zaten yerçekimi kuvveti de çok uzun sürmedi, yalnızca on nefeslik süre devam etmişti. Ardından yıldız şekilli yarığın ardındaki ağız kapandı ve yetişimcilerden kalan kanla etleri de beraberinde götürdü. Ve yarık yavaşça kapanmaya başladı.

 

Bai Xiaochun ürpermişti, kesik kesik nefesler alırken Yaşayan Dağ Büyüsünden sıyrılarak eski haline döndü. Devasa ağzın silindiğini görünce ölümcül bir sıkıntıyı atlattığını hissetmişti.

 

Tabii ağzın yaydığı yerçekimi kuvvetine direnebilen tek kişi Bai Xiaochun değildi. Neticede Büyük Set güçleri arasında yüz binlerce yetişimci vardı ve ağzın hepsini etkilemesi imkansızdı. Ayrıca pek çoğu kendi kozlarını kullanmış ve dolayısıyla bu sıkıntıyı atlatabilmişti.

 

Ancak sevinmeye ayıracak vakit yoktu. Hayatta kalan yetişimciler etraflarının soğuk gözlerinde yoğun bir açlık titreşen sayısız Yabani deviyle sarılı olduğunu fark etmekteydi.

 

İşin doğrusu Yabaniler ağzın ne kadar beş lejyon yetişimcisini tükettiğini pek umursamıyordu. Onların istediği yetişimcilerin kalkanın dışına çekilmesiydi.

 

O kalkanı aşıp ordu menziline ulaştıkları sürece çoğunun canı Yabanilerin ellerinde olacaktı!

 

Bu sırada ruh büyücüsü ruhlarıyla dövüşmekte olan general ve tümgeneraller ellerinden başka bir şey gelmediği için bağırmaya başladı. “Hemen geri çekilin!”

 

Aynı zamanda devasa göz savaş alanındaki düşmanlara saldırmak adına yeni ışık huzmeleri göndermekte, büyü formasyonu kalkanı da açığa çıkan yetişimcileri koruma altına alma umuduyla ilerlemekteydi.

 

Kalkana yakın olan yetişimcilerin bir kısmı pervasız hızlanışlarla kalkanın arkasına çekilebilmişti. Lakin bunu başaramayacak kadar uzakta veya etrafı devlerle çevrili olan en az 200,000 yetişimci mevcuttu!

 

Kabile şefleri, “Hepsini gebertin!!” diye bağırdı. Doğrusu alandaki vahşi devlerin de bu emri almasına gerek yoktu. Her biri kükreyerek yakınlardaki yetişimcilere atılmaya başlamıştı!

 

Yüz binlerce dev tarafından önleri kesilen yetişimcilerin geri çekilmesi imkansızdı!

 

Bai Xiaochun’un solgunlaşan suratındaki korku baki kalmıştı ve hala tir tir titremekteydi. Etrafına bakarken kalbi soğumuş, gözyaşlarına boğulmaya çok yaklaşmıştı. Az önce duvarda güvendeydi ve ismine kaydolan onca savaş kredisinin tadını çıkartıyordu. Şimdiyse etrafı düşmanlarla çevriliydi ve ölümcül bir tehlike içerisindeydi.

 

Olayların bu değişimi çok ani olmuştu, bunu kabullenemeyecek gibiydi. Fakat etrafındaki devlerin sayısına bakınca başka çaresi olmadığını fark etti. Her biri ona delilik ve açgözlülükle dolu bakışlar atıyor, ona doğru delice kahkahalarla koşturuyordu.

 

“Şeytan Bai burada! Öldürün onu!!”

 

“Hahaha! Şeytan Bai’nin tam önüme düştüğüne inanamıyorum!!”

 

“O benim! Onu ben yiyeceğim!” 

 

Bai Xiaochun devler yaklaştıkça kafası patlayacak gibi hissediyordu. Öylesine yakınlardı ki ağızlarından gelen leş kokusunu alabiliyordu.

 

Gözleri kan çanağına dönmüştü ve ölümcül kriz hissi zihnine yavaşça saplanan bir iğne gibiydi. Lakin tam da o anda, ansızın, çelik damarları atmaya, öldürücü bir aura patlak vermeye başladı.

 

“Hey, ben… ben komutanınızın arkadaşıyım…” dedi. Fakat ağzından çıkan bu zekice sözlerin bir faydası yoktu. Bu geri çekilebileceği bir durum da değildi, bu yüzden beden gücünü salmaya başladı.  

 

“Etim bana ait, size değil!! Ölmemi istiyorsunuz, öyle mi? Ehh, buna pişman olacaksınız!” Bu sözlerle birlikte çantasını tokatlayarak sayısız zırh çıkarttı. Pek çok kişi en fazla birkaç set zırhı üst üste kuşanırdı. Ama her nasılsa Bai Xiaochun normalin çok daha ötesinde zırh kuşanabilmek için garip bir yöntem kullanmış ve bunu da kör edici bir hızla yapmıştı.

 

Etrafı uçan kılıçlar ve büyülü nesnelerle kuşanıyordu. Göz açıp kapayıncaya dek rengarenk, göz kamaştırıcı ışıklarla çevrilmişti.

 

Ve işler bununla da sona ermiş değildi. Onları öbek öbek kağıt tılsım takip etti ve her yerini doldurduktan sonra tılsımları aktive ederek bini aşkın katmandan oluşan parlak bir kalkana sahip oldu.

 

O kelimelerin tarif edebileceğinden daha hızlı şekilde baştan ayağa zırhla kaplanırken düzinelerce vahşi ona hücum etmekteydi. Bu devlerin her biri Öz Formasyonla kıyaslanabilecek engin yetişim basamaklarına sahipti. Fakat Bai Xiaochun’un defansını aşmaları imkansızdı, bu yüzden hepsi de ağızlarından kanlar fışkırarak geri püskürtüldü.

 

Yakınlardaki diğer devler sersemlemiş bir şekilde bakakalmıştı.

 

“Lanet olsun, ondan fazla zırh giydiğine inanamıyorum! O zırhları nasıl aşacağız!?”

 

“Bir de şu kağıt tılsımlara bakın! Bir tanesi bile çok pahalıyken onda binden fazlası var!!”

 

“Cennetler! Herif yaşayan bir çanta gibi!”

 

Geçici bir süreliğine yenilmez olan Bai Xiaochun derin bir nefes alarak cesaretini topladı. Ve canını bu yola koymaya hazır şekilde yakınlardaki devlere doğru hücum etti.

 

“Sizler bu işi çok abartınız!!” diye kükredi. Kimileri giydiği onca zırhın, defansın, büyülü nesnenin, uçan kılıcın ve benzerinin ona külfet olacağını düşünse de hızı azıcık olsun etkilenmemişti. Kısacık bir anda, tepki dahi vermesine fırsat kalmayacak şekilde en yakınındaki deve ulaşmıştı bile.

 

 #Şeytan Bai iş başında! Son büyüsünü kullanarak ağza uçmaktan kurtulan kahramanımız etrafı devlerle çevrili şekilde savaş alanında kalmış durumda. Şahsen devlerin onu pek zorlayacağını düşünmüyorum, en kötü üstlerine bataklığı salıp halleder herhalde durumu. Ama daha güçlü bir düşman bu durumu fırsat bilirse o zaman ne olur onu bilemedim. O zaman ben susayım bölümler konuşsun diyorum ve usulca devam ediyorum, bir sonraki bölümde görüşmek üzere!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44343 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr