Çevirmen : Clumsy 

100 yabani kabilesi sayılarıyla beş lejyonu fazlasıyla aşıyor olsa da gevşek kumdan bir kale misali düzensizdi.

Normal şartlarda beş lejyonun asla böyle bir avantajı olamazdı. Bu tarz savaşlarda kinci ruhlar onların başını fazlasıyla ağrıtır ve Yabaniler için güçlü bir defans sağlardı.

Kinci ruhların hücumu Büyük Setin kalkanının savaş alanında ilerlemesini de engeller, hatta kalkanı geri iter veya dağılma tehdidi doğururdu.

Neticede sonu gelmeyen bir kinci ruh denizinin saldırısını tarif etmek dahi zordu. Tek bir ruh büyü kalkanına pek bir şey yapamayacak olsa da onlardan koca bir kitle korkunç oluyordu.

Ama şimdi o ruh denizi beş lejyona yaklaşır yaklaşmaz Ruh Yaklaştırma Hapları salınmış, kinci ruhlardan arınmış koskoca alanlar oluşturulmuştu. Üstelik patlamalar vahşileri de yaralamıştı.

Yabani ordusu boyunlarından kavranıp püskürtülmüş gibiydi.

“Lanet olsun, nasıl bu kadar çok hapları olabilir?!?!?”

“Bu imkansız! Büyük Set sadece hap fırınlarını kullanıyor sanıyordum!!”

“Ne biçim bir hap bu? Daha önce de böyle bir şey olduğunu hatırlıyorum ama yalnızca tek haptı. Lanet olsun! Binlercesini fırlatıyorlar!!”

“Nasıl... buna nasıl karşılık vereceğiz?!?!”

Kabile şeflerinin öfkesi tavan yapmış, ruh yetişimcilerinin dahi kaşları çatılmıştı.

Sayıları yalnızca yüz civarı olan ruh büyücülerinin ellerinden gelen tek şeyse durumu bir şekilde tersine çevirebilmek için kinci ruhları saldırıya zorlamaktı. Ne yazık ki bu da basit bir iş değildi.

“Hepsi o Bai Xiaochun’un işi!!”

“Kahretsin! Ondan kurtulmazsak Yabani güçlerimiz büyük bir kayıp verecek!!” Kabile şefleri ve ruh büyücülerine ait sayısız nefret dolu bakış Büyük Sete çevrilmişti.

Tüm bunlar yüzünden son derece gerginleşen Bai Xiaochun duvardaki pozisyonundan birkaç adım geri çekildi, başka bir suikast girişimi olmasından korkuyordu. Zhao Long ve ekibinin kalanıysa savaş alanında şiddetli bir mücadele içerisindeydi.

Bai Xiaochun’un taburu beş lejyona kıyasla pek büyük sayılmazdı. Fakat etkileri sağlamdı. Sonuçta hepsi kat kat zırhlar kuşanmıştı ve saldırdıklarında rakipleri bardakları parçalayan kayalar misali rahatlıkla yok ediyorlardı. Tehlike anında bir sürü Ruh Yaklaştırma Hapı atıyor, beş lejyondaki diğer yetişimcileri bile kıskandırıyorlardı.

En dikkat çekici yanlarıysa kendilerini savunmak için büyülü nesnelerini patlatmaktan yana tereddüt etmeyişleriydi. Ordudaki bazı albaylar bile bu durumu fark etmişti.

“Kimin adamları şunlar!?!?”

“Cennetler! Şu kullandıkları Ruh Yaklaştırma Hapı sayısına bakın. Nasıl bu kadar çok hapları olmuş ki?!?!”

“Bir de büyülü nesnelerine bakın! Az önce aynı anda altı tanesini patlattıklarını gördüm! O şeyler çok pahalı!”

“Bunlar daha hiçbir şey. Şu giydikleri zırhlara baksanıza. En az beş altı kat! Vahşi devler kendilerini patlatsa bile zarar görmezler!!”

Zhao Long ve diğerleri daha göz alıcı olamazdı ve katlettikleri kinci ruh ile vahşi sayısı da diğer yetişimcileri fazlasıyla aşıyordu.

Savaş alanındaki hiçbir şey karşılarında duramazdı.

“Devam edin gençler!” Bai Xiaochun heyecanlı bir şekilde bağırdıktan sonra yakınındaki bazı askerlere dönerek gururla devam etti: “Onlar benim askerlerim! Ne düşünüyorsunuz? Bayağı harikalar, ha?”

Diğer yetişimciler Bai Xiaochun’un taburunun teçhizatı karşısında ne diyeceğini bilemiyordu. Pek çoğu Xiaochun’a bakarak kıskançlık içerisinde iç çekmişti.

“Onlar artık Deri Yüzücü değil, Büyükusta Bai’nin şahsi maiyeti olmuşlar…”

O sırada uzaklarda gök gürültüsü misali bir ses işitildi. Bai Lin ve ordunun diğer liderleri alenen irkilmiş, Bai Xiaochun’un kalbiyse korku içerisinde teklemişti. Kafasını kaldıran herkesin bakışları altında bulutlar ayrılıyor ve bir nehir açığa çıkıyordu! 

Nehir adeta deniz denebilecek genişlikte ve simsiyah renkteydi. Suların içerisinde sayısız kinci ruh görünüyor, her biri sudan kurtulabilme teşebbüsüyle bağırıyordu. Fakat hiçbiri bunu yapabilecek gibi görünmüyor ve hepsi akıntıyla birlikte savruluyordu.

“Yeraltı Nehri!” şeklinde bir alarm çığlığı işitildi. Bai Xiaochun anında biraz geri çekilerek iri gözlerle kocaman Yeraltı Nehrine döndü. Bir an sonraysa Yeraltı Nehri sularının hemen yanında muazzam bir el belirdi.

Ansızın inanılmaz bir baskı patlak verdi ve Büyük Setin büyü formasyonu kalkanı titreşti. Olanlar kırmızılı genç kadınla çarpışmakta olan Chen Hetian’ı bile şok etmişti.

Akabinde muazzam el bıçak misali inerek Yeraltı Nehrini kesti ve havayı zihin uyuşturucu gümbürdeme sesleriyle doldurdu.

GÜÜÜÜÜÜMMMMMMM!

Yeraltı Nehrinin yarılışına eşlik eden sağır edici kükremeyle birlikte akarsu misali bir şey Büyük Set Şehrine doğru dökülmeye başlamıştı!

Açılan boşluk kapanıyor ama bu, akıl almaz miktarda kinci ruhun dökülmesini engelleyemiyordu. Kara Yeraltı Nehri suları havadan savaş alanına ve Büyük Set kalkanına dökülüyordu.

Yeterince hızlı tepki veremeyen bazı vahşi devler su tarafından savrularak anında parçalandı ve çığlıklar atarak nehrin bir parçası haline geldi.

Tüm bunları tarif etmek zaman almış olsa da her şey hiç kimseye tepki verme fırsatı tanımadan gerçekleşmiş, Yeraltı Nehrindeki sayısız kinci ruh Büyük Set kalkanına ulaşmıştı.

Sonucunda kalkan kuvvetli bir patlama eşliğinde beklenmedik şekilde sarsıldı ve giderek zayıflamaya başladı!!!

Kalkan zayıfladıkça ufalıyor, beş lejyon yetişimcilerini geri çekilmek zorunda bırakıyordu. Bai Xiaochun anında gerilmeye başlamıştı.

Bu sırada olanları gören Bai Lin kükredi: “Herkes Ruh Yaklaştırma Haplarını fırlatsın! Bu kinci ruhların yok edilemeyeceğine inanmayı reddediyorum!!”

Beş lejyon yetişimcileri dişlerini sıkıp Ruh Yaklaştırma Hapları fırlatarak gerilemeye başladı.

Kısacık bir an içerisinde gök sayısız tıbbi hapla dolmuştu. Haplar ruhları etkilemek için tasarlanmış olsa da Yeraltı Nehri suyu üzerinde de kısmen etkili olmaktaydı.

Üstelik öyle çok hap vardı ki patladıklarında Yeraltı Nehri içerisinde pek çok hortum oluşmuştu.

O hortumlar da yakınlardaki kinci ruhları çekmeye ve birbirleriyle kaynaşarak büyümeye başladı.

Çok geçmeden Yeraltı Nehrinin içerisinde devasa bir hortum görülür oldu, bir sürü ruh bedeni titreşerek içerisine çekiliyor ve patlıyordu!

Patlama yayıldıkça dört bir yana Yeraltı Nehri suları sıçrıyor, buna acınası çığlıklar eşlik ediyordu.

Büyük Setin kalkanı zayıflamış olsa da beş lejyon yetişimcileri hala avantajlı taraftı. Yeraltı Nehri silinmeye başlamış, açılan yarık çoktan kapanmıştı. Görünen o ki yarığı açan el, bunu tek seferliğine yapabilmişti.

Savaş alanındaki sayısız kinci ruh yok edilmiş, geride kalanlarsa ruh büyücülerinin kontrol edemeyeceği derecede kaosa sürüklenmiş, hatta bir kısmı kaçmaya veya Yabanilere saldırmaya başlamıştı.

Bu, beş lejyonun harekete geçmesi için mükemmel bir fırsattı. Bai Lin en ufak bir tereddüdü olmadan karşı atak emrini verdi. Böylece kalkan bir daha harekete geçti, yetişimciler de onun peşine takıldı.

Zhao Long ve Bai Xiaochun’un taburunun diğer üyeleri de jilet keskinliğindeki bıçaklarıyla düşmanı pervasızca kesip geçmekteydi.

Bai Xiaochun ise tüm bu olanlar karşısında kaşlarını çatmıştı. O bile Ruh Yaklaştırma Haplarının bu kadar yıkıcı bir etkiye sahip olabileceğinin bilincinde değildi.

“Tuhaf.” diye düşünürken birkaç kez gözlerini kırpıştırdı. “Bu kadar güçlü olacaklarını hiç düşünmemiştim…” Vahşi devlerin arasındaki pek çok liderin kendisine attığı nefret dolu bakışları görebiliyordu. Bakışlarla öldürmek mümkün olsaydı şimdiye çoktan parçalara ayrılıp kaynatılarak öldürülmüş olacaktı…  

“Umm…” Bai Xiaochun ilk defa kendisini birazcık suçlu hissetmişti. Aynı zamanda hiç olmadığı kadar da tehlikedeymiş gibi geliyordu. Ne yazık ki farklı taraflardaydılar ve elinden hiçbir şey gelmezdi.

#Beklediğim gibi daha kuvvetli bir saldırıyla karşılaştık. Ama neyse ki imdadımıza koşacak haplar vardı. Peki daha büyük bir saldırı olursa ne olacak? Muhtemelen o zaman da fırınlar gelecektir. Peki ya daha da büyüğü olursa diyerek işin cılkını çıkarmadan usulca sıradaki bölüme geçiyorum, orada görüşmek üzere!