Çevirmen  : Clumsy 

Her şey değişiyor ve Bai Xiaochun’un ruh hali iyileşiyordu. Artık halkın arasına karışıyor, Gökkuşağının Gök Çeyreğiyle sınırlı kalmıyordu. Diğer gökkuşağı alanlarına da uğruyor ve gördüğü saygı bir hayli hoşuna gidiyordu. Ona kalırsa artık hemen hemen hayatının zirvesindeydi.

“Ai. Parmağımı tek şaklatışımla, Ben, Bai Xiaochun, Yıldızlı Gök Dao Polarite Süperstarlarını küle çevirdim. Sahtekâr Karamahzen, sence neden bu kadar harikayım?” Ne zaman mağarasından çıkacak olsa önce bakır aynasında kendisini inceliyor, sonra da keyfi yerindeyse Sahtekâr Karamahzene aynı soruyu soruyordu.

Sahtekâr Karamahzen de bu soruyu işitince ürperiyor ama suratına yerleştirdiği gülümsemeyle Bai Xiaochun’u memnun edecek yeni iltifatlar bulmak için beynini zorluyordu.

Küçük kaplumbağaysa daima meşgul görünüyordu ve alaylı bir şeyler söylemek için bile bir kez olsun dışarı çıkmamıştı. Bu yüzden Bai Xiaochun Yıldızlı Gök Dao Polarite Tarikatındaki en harika zamanını geçiriyordu.

Ne yazık ki güzel şeyler sonsuza dek sürmezdi. Geride kalan yarım ayın sonunda yarı tanrı gökkuşağından bir Dharmic karar yayınlanmıştı!

Bai Xiaochun’un ölümsüz mağarasından son derece moralli şekilde çıktığı bir sabahtı. Uzaklardaki denize bakıyor, suratını okşayan rüzgârın tadını çıkartıyordu, derin ve mutlu bir nefes almıştı. Sonra da çantasına vurarak bakır aynasını çıkarttı.

Boğazını temizleyerek şöyle dedi: “Hey Kara, gel, gel, bana Lord Bai’nin gittiği her yerde övülme sebebini açıkla.”

Tabii ki biraz övgü ve dalkavukluk almak için ortalıkta dolanmaya niyetlenmişti.

Zavallı Sahtekâr Karamahzense ağlamanın eşiğindeydi. Geride kalan yarım ay boyunca yeni bir malzeme bulma çabalarının sonuna gelmiş ve hayatı neredeyse katlanılmaz bir işkenceye dönüşmüştü.

“Ustam, lütfen beni mazur gör…” diye acıklı bir şekilde sızlandı.

Bai Xiaochun bu tepkiden pek memnun kalmamıştı. Fakat tam dik dik bakarak karşılık vermek üzereyken havayı her şeyi sarsan bir gümbürdeme sesi doldurdu. Gökte renkler titreşti, tiz bir rüzgâr sesi patlak verdi. Deva ve Sayısız Yıldız da dahil olmak üzere tüm gökkuşakları sarsıldı.  

Devasından Qi Yoğunlaşma çırağına herkes sarsılmış, her ne yapıyor olurlarsa olsunlar ifadeleri titreşmiş, kafaları yukarı çevrilmişti.

İrkilen Bai Xiaochun ise kafasını göğe kaldırırken neredeyse aynasını düşürecekti, suratında hayret ve kafa karışıklığı karışımı bir ifade belirmişti.

“Neler oluyor!?”

Bir an sonra yarı tanrı gökkuşağından tüm tarikatı dolduran fazlasıyla saygın ve kadim bir ses yükseldi.

“Bir Cennetkarışı imparatorluk kararı yayınlandı, ruh avlama seferi başlamak üzere. Bir ay içerisinde Yıldızlı Gök Savaş Gemisi Yaban Arazilere açılacak!”

Kadim sesin sarf ettiği her kelime doğa kanunu etkisi doğuruyor, tüm yaratımları gümbürdeme sesleriyle dolduruyor, tüm kalpleri sarsıyordu. Bai Xiaochun ise duyduğu cümleleri anlamlandıramıyordu.

Neticede süperstarlar arasında ilk 10a girişi çok yeniydi ve henüz o grup için işlerin nasıl ilerlediğinden haberdar değildi. Fakat ilk 100deki diğer kişiler bu duyuru karşısındaki heyecanlarını gizleyememişti.

“Ruh avlama seferi sonunda başlıyor!!”

“Bu sınavdan sonra kesinlikle Ruhun Başlangıcına adım atacağım!!”

“Hahaha! Çoktandır bu günü bekliyordum!”

Gökkuşağının Yıldızlı Çeyreğinin sonsuz alevlerle kaplı bir tepesinde oturmakta olan 3. sıradaki Chen Yueshan ayağa kalkmıştı, uzun saçları etrafında savruluyor, gözlerinde tutku alevleri titreşiyordu.

“Ruh avı…”

Gökkuşağının Polarite Çeyreğindeki derin sarnıcın dibinde kinci ruhlarla dövüşmekte olan 2 numaralı süperstar Tanrıtanımaz ise ansızın titremiş, gözleri heyecanla ışıldamıştı.

“En sonunda vakit geldi, ha? Tammadır, Zhao Tianjiao, sonunda hangimizin bir deva ruhu alıp Ruhun Başlangıcına adım atacağını göreceğiz!! O kişi kesinlikle ben olacağım!”

Şaşkınlık dalgaları tarikatı teslim alırken tarikatın dışında, sonsuz görünen dağ sıralarının içerisindeki ağaçların altında genç bir adam yürümekteydi. Uzun, ince gencin sırtında bir kılıç asılıyordu, ifadesiyse son derece soğuktu. Yürüdükçe kan kokusu yayıyordu, yolculuğu esnasında sayısız düşman katletmiş gibi bir hali vardı.

Şok edici bir şekilde elinde de bir kelle tutuyordu. Bu, ifadesi çarpıklaşmış ve hayattayken Ruhun Başlangıç Aşaması yetişiminde olduğunu ifade eden bir aura taşıyan yaşlı bir adamın kellesiydi!!

Ağaçların arasında yürümekte olan genç adam ansızın duraksayarak çantasından bir yeşim kâğıt çıkarttı. Kağıttaki bilgiye bakarken ise gözleri etraftaki bitkileri kurutup öldürecek parlaklık ve yıpratıcılıkta bir bakışla ışıldadı.

“Demek beklediğim ruh avlama seferi sonunda gerçekleşiyor!!” Genç adamın bakışları yoğunlaşmış, bitkiler üzerindeki yıkıcı etkisi yayılmış, göz açıp kapayıncaya dek tam 3,000 metrelik alanda ne var ne yoksa ölmüştü!

İşte bu genç adam süperstarlar arasında 1. sırayı tutan Zhao Tianjiao’ydu!

Yarı tanrı gökkuşağından gelen ruh avlama seferi haberi neticesinde tarikat lideri ve dört gökkuşağı alanının tepe lordları hızlıca emirlerini sıralamıştı.

Tarikatta her türlü bilgi yayılırken herkes dedikodulara başlamış haldeydi.

Bu konuşmaların bir kısmını işiten ama hala detaylardan emin olamayan Bai Xiaochun çabucak Xu Baocai’yi çağırdı.

Bai Xiaochun’un ölümsüz mağarasına adım atan Xu Baocai ise hemen lafa girdi: “İkincil Başpapaz, büyük bir şey söz konusu. Çok büyük!!”

“Peki,” dedi Bai Xiaochun gergin bir şekilde, “acele et de bu ruh avlama seferinin ne olduğunu açıkla!”

Xu Baocai son derece heyecanlı bir şekilde başladı: “İkincil Başpapaz, çoktan tüm bilgileri topladım. Ruh avlama seferi Ruhun Başlangıcına geçmeye hazırlanan tüm Öz Formasyon yetişimcileri için çok büyük bir fırsat!”

“Ha?” dedi Bai Xiaochun şaşkın görünerek. “Fırsat mı?”

İşittiği şeylere bakılırsa ruh avlama seferi ölüm cezası gibi olmasa da kesinlikle çok tehlikeli bir etkinlikti.

“Evet!” diye devam etti Xu Baocai. “Bizzat işittim. Eğer Öz Formasyondan Ruhun Başlangıcına geçmek istiyorsan bunun üç yolu varmış. İlki bir Ruhun Başlangıç Hapını kullanmak ki bu ölümlü kademesi yöntemi oluyor. İkincisi beş deva yaratığı ruhu elementi kullanmak ki bu dünya kademesi. En efsanevi olanıysa beş deva ruhu elementi gerektiren cennet kademesi. Fakat son metot imkânsız sayılır!”

“Tarikat sınırlarında dünya kademesine ulaşmak bile çok zor. Sonuçta deva yaratığı ruhları da deva ruhları kadar nadir bulunuyor.

“Fakat Yaban Arazilerde işler değişiyor. Sözüm ona Yaban Arazilerde de Cennetkarışı Nehrine benzer bir nehir varmış. Nehirler arasındaki fark oradaki nehirde bir canlı olmayışıymış. Orası bir yeraltı nehriymiş, dünyadaki tüm ruhlar ölümden sonra o nehirden ilerlermiş!

“Bu yüzden Yaban Arazilerde ruhlar çok daha yaygınmış. Hatta her yerdeymişler. Tam anlamıyla sayısız ruh varken de deva yaratığı ruhlarının yanı sıra deva ruhları bulmak bile mümkünmüş!!

“Ve işte bu yüzden orası Öz Formasyon yetişimcileri için nihai bir fırsat sunuyormuş!!” Xu Baocai’nin sesindeki heyecana bakılırsa imkânı olsa Yaban Arazilere gitme fırsatına atlayacağı ortadaydı.

“Yaban Araziler…” dedi Bai Xiaochun. Doğrusu orası hakkında Xu Baocai’nin anlattıklarından biraz daha fazlasını biliyordu ve aklına bu sınavda bir tuhaflık olduğu gelmişti. Kesinlikle kulağa geldiği kadar basit olamazdı.

Neticede Yaban Arazilerde yalnızca ruhlar değil, yetişimciler de vardı!!

“Bu ruh avlama seferi Yaban Arazilerde gerçekleşecek. Antik savaş gemisi Cennetkarışı Denizinde Yaban Arazilere açılan farklı bir rotada yelken açacak!” diyen Xu Baocai şelalenin üzerindeki devasa, gizemli savaş gemisini işaret etmişti.

Bai Xiaochun kafasını gemiye çevirdi ve Chen Manyao’nun kendisini Dao koruyucuları grubuna katılmak için ikna etmeye çalışırken söylediklerini anımsadı. Bu gemiden bahsetmişti ve Bai Xiaochun, kızın başından beri ruh avlama seferinden haberdar olduğunu yeni fark ediyordu!

“Bu on yıllık Yaban Arazi sınavına yalnızca ünlü süperstarlar katılabilecek. Tebrikler, İkincil Başpapaz. Emin olmak zor ama büyük ihtimalle döndüğünde bir Ruhun Başlangıç Aşaması yetişimcisi olacaksın!  

“Sınavın nihai hedefi bir deva ruhu elde etmek. Tarikata bir deva ruhu getirebilen kişi karşılığında beş elementlik tam bir deva yaratığı ruhu seti alacak!!

“Bir deva ruhu alamaz ve yalnızca tek bir deva yaratığı ruhu alırsan bile onu tarikata getirip kıymetli bir Ruhun Başlangıç Hapıyla takas edebileceksin!!”

#Bizimkinin hedefi cennet kademesi olmalı. Elinde bir ruh var, eğer bunda başarılı olursa ikinciyi alıp üç tane daha bulmak için bekleyebilir. Hatta müthiş şanslı kaplumbağamız olarak birden fazla bulursa bile şaşırmam.
Yalnız on yıllık sefer mi olur yaa! Bizimki dönene kadar tarikatın başına bir şey gelmez, herhangi bir olay çıkmaz inşallah... Neyse ben şom ağzımı açmayayım, hadi bir sonraki bölümde görüşmek üzere!