Çevirmen : Clumsy 

Bai Xiaochun an itibariyle Sayısız Yıldız Gökkuşağına giden ışınlanma portal sırasındaydı. Boş vakti olduğu için yukarıdaki üç gökkuşağı kesitine bakmış ve Yıldızlı Gök Dao Polarite Süperstarları ayarlamalarına aşina olmaya biraz vakit harcamıştı.

Gökkuşağının o yıldızlarında listelenebilenler tarikattan özel muamele gören gerçek Seçilmişlerdi ve onların erişebildiği kaynaklar sıradan çırakların çok daha ötesindeydi. Sayısız Yıldız Gökkuşağında yalnızca listedekilerin kullanımına açık ürünler bile mevcuttu.

Bai Xiaochun yakın zamanda gökkuşağının yedi katmanında da sınavlar düzenlendiğini, hepsinin çok tehlikeli olduğunu ve her yıl pek çok çırağın bu uğurda öldüğünü öğrenmişti.

“O sınavlar çok tehlikeli görünüyor.” diye düşünüyordu. “Gerçekten onca kişinin neden o tarz mücadele işlerine giriştiğini anlamıyorum.”

Yine de mücadeleye razı olan çıraklardan yana hiç kıtlık çekilmiyordu.

Sebeplerden biri listeye girdikten sonra elde edilebilecek inanılmaz ödüller olmalıydı. Tabii ki sırf listeye girmenin bile erdem puanı ve çeşitli nadir nesneler gibi ödülleri söz konusuydu.

Bai Xiaochun gökkuşağının farklı renklerine bakıyordu ve en nihayetinde gözleri en üstteki mor alana ve içerisindeki sekiz yıldıza takılmıştı. O yıldızlar en tepedeydi ve herkesin onlara baktığını gören Bai Xiaochun kuşkulanmadan edemedi.

“Bakalım birinci sırada kim varmış…” diyerek gökkuşağının mor kısmındaki en yüksek yıldıza baktı ve bir an sonra zihninde bir isim belirdi.

“Zhao Tianjiao!” Bai Xiaochun’un gözleri irileşmişti. Daha önce böyle bir ismi hiç işitmemişti, kelime anlamı gerçekten de “Seçilmiş” idi. Oldukça dominant bir isimdi ama Xiaochun kendi kendine mırıldanmadan edememişti: “Benimki kadar güzel değil…”

Sonra ikinci yıldıza baktı ve aklında yeni bir isim belirdi. Bu seferkinin bir Daoist adı olduğu barizdi.

“Tanrıtanımaz!” derken yine bir miktar canı sıkılmıştı. “Ne boktan bir isim bu? Tanrıtanımaz falan…”

Böylece üçüncü isme geçti.

“Chen Yueshan...” Bunun bir kadın yetişimci ismi olduğu ilk bakışta anlaşılıyordu. Bai Xiaochun tam listede daha aşağılara inmek üzereyken birileri tarafından itildi. Sayısız Yıldız Gökkuşağı ışınlanma portalı çevresi bayağı kalabalık olduğu için insanlar onun yolu tıkamasından memnun kalmamıştı.

Gökkuşağından aşağı bakan Bai Xiaochun portala ulaşana dek sırada ilerledi. Ve ortadan kaybolarak Sayısız Yıldız Gökkuşağında belirdi.

Buraya ilk gelişi olsa da iyi hazırlanmıştı. İblis Katledenler Salonundan aldığı haritada konumunu teyit ettikten sonra havalandı.

Pek çoğu üçüncü kat gökkuşaklarından yetişim veya Yıldızlı Gök Dao Polarite Süperstarlarını tanıma amacıyla gelmiş yetişimciler mevcuttu.

“Burası bayağı yoğunmuş!” diye düşünen Bai Xiaochun şaşırmıştı. Burası Gökkuşağının Gök Çeyreğine kıyasla bayağı gürültülüydü. Hatta çırakların çeşitli nesneler satmak üzere kurduğu seyyar tezgahlara bile denk gelmişti. Bu tezgahlar da bir hayli popülerdi.

Özel yetişim tiplerine ayrılan konumlarınsa neredeyse hepsinde girmek için bekleyenlerden birer sıra mevcuttu. Kiminin sırasında yüzlerce çırak bekliyordu ve bu kesinlikle Bai Xiaochun için yeni bir şeydi. Hedefine yönelerek Yaşayan Dağ Büyüsü yetişimi için gerekli özel noktaya ulaştı.

Yeşilimsi siyah bir kayadan girilen ıssız, otlarla sarılı bir vadiydi. Kayanın üzerindeyse çenesi bir maymun gibi çıkıntılı, orta yaşlı, sıska bir adam oturmaktaydı. Teni siyaha yakın bronzlukta olan adam belli bir mesafeden insan kıyafetleri giymiş bir maymunu andırıyordu.

Bai Xiaochun gözlerini birkaç kez kırpıştırmış, kendisini bu tuhaf görünümlü adama gözlerini dikmekten alamamıştı. Adamın Öz Formasyon yetişimcisi olduğu barizdi ama onu fazlasıyla güçlü kılan, Xiaochun’un tam olarak çıkartamadığı bir şey vardı. Açığa çıkartması imkânsız bir çeşit korkunç enerjiye sahipmiş gibiydi.

Ama yine sezgileri söylüyordu ki bu adam birine saldırdığı takdirde o güç açığa çıkar ve adam, bir Ruhun Başlangıç Aşaması yetişimcisiyle bile dövüşebilirdi.

“Yıldızlı Gök Dao Polarite Tarikatı gerçekten korkunç bir yer…” diye düşündü Xiaochun. “Rastgele korumalar bile tamamen ürpertici.” Bu noktada etrafına bakarak ortamın ne kadar da soğuk ve ıssız olduğunu fark etti. Bu sırada hiç kimse yoktu ve acaba kaybolup yanlış yere mi geldim diye bile düşünmüştü. Fakat haritayı bir kez daha kontrol ettiğinde doğru yerde olduğundan emin oldu.

O dikiledururken kayadaki adam ansızın gözlerini açarak kulak tırmalayıcı, nahoş bir sesle konuşmaya başladı: “Süzülen Çiçekler Vadisi sağda. Yeşil Kayalık Tepesi solda. Zümrüt Su Havuzu arkamda. Cesur Mühür Uçurumuysa ileride.”

“Umm, teşekkürler Büyük Kardeş,” diye yanıtladı Bai Xiaochun, “ama ben aslında Sonsuz Dağ Vadisini arıyordum.”

“Gerçekten mi?” diyen adam biraz şaşırmış görünüyordu. Bai Xiaochun’u baştan aşağı süzdükten sonraysa gözleri ışıldadı.

“Yaşayan Dağ Büyüsü yetişimi mi yapacaksın?”

Bai Xiaochun hemen başını sallayarak onay verdi.

Adam gülerek karşılık verdi, gözlerindeki bakış da yumuşamıştı. Ardından sağ eliyle bir büyü hareketi gerçekleştirerek parmağını bitişiğindeki vadiye doğru salladı. Ansızın vadi titreşti ve dalgalanmaya başladı. Akabinde vadiden 30 metre genişliği aşkın devasa bir taş el uzandı. Belli ki Bai Xiaochun’un üzerine çıkmasını bekliyordu.

Adam tekrar Bai Xiaochun’a dönerek şöyle dedi: “Biri Yaşayan Dağ Büyüsü yetişimi yapmayalı bayağı olmuştu.

“Bu bir teknik değildir, daha ziyade dağ gibi bir insan olmaya odaklı bir ilahi kabiliyettir ve bu yüzden insana sınırsız bir güç sunar. Dört seviyeye ayrılır, bu seviyeler Ölümlü Dağ, Dünya Dağı, Cennet Dağı ve son olarak nihai seviye olan… Ölümsüz Dağdır!  

“Bu tip bir yetişimin anahtarı dağla kaynaşmaktır. Neticede dağların ruhları vardır ve bu vadide sayısız dağ bulacaksın. Kaderinin bağlı olduğu dağı bul ve o dağın ruhundan aydınlanma kazan. Eğer başarırsan Yaşayan Dağın gücünü salabilirsin!” Adam bu sözlerin ardından parmağını salladı ve sağır edici bir kükremeyle birlikte Yaşayan Dağ Büyüsüyle ilgili yeni bilgiler Bai Xiaochun’un kulaklarını doldurdu.

Bai Xiaochun ciddi bir ifadeyle kollarını kavuşturarak adamın önünde saygıyla eğildi.

“Yardımınız için çok teşekkürler, Büyük Kardeş. Acaba onurlu isminizi öğrenebilir miyim?”

“Sen bana… Taşdağ diyebilirsin!”

Taşdağ silik bir gülümseme sonrasında gözlerini kapatarak taştan bir maymun edasıyla meditasyonuna geri döndü.

Bai Xiaochun ise bir kez daha eğildi, derin bir nefes aldı ve vadiden kendisine uzanan taş elin üzerine çıktı. O çıkar çıkmaz da el bir yumruk şeklinde etrafında kapanarak onu vadiye çekti. Bir müddet sonra el silinmeye başladı, bu esnada az önce beliren dalgalanmalar silindi ve vadi her zamanki ıssızlığına geri döndü.

Bu esnada Bai Xiaochun’un görüşü biraz bulanıklaşmış ve kulaklarını gümbürdemeler doldurmuştu. Fakat hepsi kısa bir sürede geçti ve yeniden net olarak görebilir hale geldiğinde tamamen yabancı bir dünyaya geldiğini görerek şok oldu.

Gök mavimsi yeşil bir renkteydi ve yer… uçsuz bucaksız bir bulut denizi ile aralarından yükselen dağ zirveleriyle doluydu. Bunca zirvenin böyle uzaklara uzanışına tanık olmak sahiden fazlasıyla şok ediciydi.

“Sonsuz Dağ Vadisi…” diye düşünürken sarsılmıştı. Etrafta bir müddet uçtuktan sonra Taşdağın söylediğini yaparak kaderinin bağlı olduğu dağı aramaya koyuldu.

“İyi ama kaderin bizi bağladığını nereden bileceğim ki?” diye kendi kendine mırıldanırken kafası biraz karışıktı. “Sadece gözüme güzel görünen bir dağ mı bulacağım?”

Bulut denizinde yüzerken göz alıcı bir dağ bulmak adına sağa sola bakmaktaydı.

O Sonsuz Dağ Vadisinde uçarken dışarıda, Gökkuşağının Gök Çeyreğindeki Song Que ise ölümsüz mağarasında ışıl ışıl gözlerle oturmaktaydı.

“Sonunda… Sonunda Öz Formasyon anına ulaştım!” An itibariyle etrafı sayısız büyü formasyonuyla çevriliydi ve salonuna yaptığı şeyi bildirmiş vaziyetteydi. Ayrıca bizzat Öz Formasyon için tasarlanan bazı tıbbi haplar da almıştı. Onları ağzına attı, gözlerini kapattı ve ilerleyişine hazırlandı.

Song Que’den yarım ay sonra Chen Manyao da Öz Formasyon ilerleyişine koyuldu!

Ve ondan iki gün sonra da Usta Tanrı-Kahin… aynı ilerlemeye başladı!

Böylece Büyük Şişman Zhang ve Xu Baocai hariç Bai Xiaochun’la Yıldızlı Gök Dao Polarite Tarikatına gelen tüm Dao Koruyucuları Öz Formasyon teşebbüsünü başlatmış oldu.

Bu üçlü sağlam hazırlıklarda bulunmuştu. Buna bir de Yıldızlı Gök Dao Polarite Tarikatının bol ruhsal enerjili nehir kaynaklı bir tarikat oluşu eklenince ilerleyişlerini başarıyla tamamlamaları çok daha kolay olacaktı. Tabii Chen Manyao ve Usta Tanrı-Kahinin ceplerindeki Mavi Ejder Cemiyeti erdem puanlarının da bu kolaylıkla bir ilişkisi vardı.

Büyük Şişman Zhang ise hazırlıklar bağlamında diğerlerine yetişememişti fakat Bai Xiaochun ona iyi bakmış ve kullanması için bolca erdem puanı ayırmıştı. Bu sayede o da Kuruluş Kadrosunun büyük çemberine ulaşmıştı.

Yani Öz Formasyon onun için de pek yakındı!

#Dao Koruyucuları tek tek Öz Formasyona adım atıyor, hepsi başarıyla ilerlerse bizimki için bayağı iyi olacak. Tabii Nehre Meydan Okuyan Tarikat için daha da iyi olacak. (Oraya sağ salim geri dönerler diye umuyorum.)
Ve kahramanımız da 'kaderinin bağlı olduğu' dağı bulmak için Sonsuz Dağ Vadisine adım atmış durumda. Hedefimiz Yaşayan Dağ Büyüsü yetişimi yapmak. O zaman bakalım bu ıssız, tuhaf dünyada bizi neler bekliyormuş, okumaya devam!