Bölüm 378 : Geri Döneceğim

avatar
5078 14

A Will Eternal - Bölüm 378 : Geri Döneceğim


Çevirmen : Clumsy

 

Bai Xiaochun Chen Manyao aracılığıyla konuştuğu yaşlı Yabaniyi anımsayarak sersemledi. Yaşlı adamın sözleri şu anda öğrendikleriyle birleşince taşlar yerli yerine oturmuş ve ansızın anlamıştı.

 

Cennetkarışı Nehrinin dört ana dalı ve çevrelerindeki tarikatlar feodal devletlerse bu İlah da… imparatordu!

 

Bai Xiaochun Frijit Tarikatla birlikte uzun bir sessizlik tattı. En sonunda Frijit Tarikat ayağa kalktı ve mavi-yeşil bir ceviz tutan sağ elini uzattı!

 

Bu ceviz yeşimden oyulmuştu ve içerisinde… uyuyan bir ruh mevcuttu.

 

Herhangi bir ruh dalgalanması yaymıyordu ve hatta ilahi hislerle tarandığında bile hiçbir hareket açığa çıkarmıyordu. Bai Xiaochun bir müddet boş boş bakakalmıştı.

 

“O şey...?”

 

Frijit Tarikat önce cevize sonra da Bai Xiaochun’a baktı, ifadesi beklenti doluydu.

 

“Xiaochun, Nehre Meydan Okuyan Tarikat için gerçekleştirdiğin hizmetler görevin çok ötesindeydi. Nehre Meydan Okuyan Tarikatın bir üyesi olman... gerçek bir minnet sebebi. Ne yazık ki şu anda çok ufak ve güçsüzüz, sana pek yardımımız dokunamıyor. Fakat diğer gruplardaki Yoldaş Daoistlerimizle de konuştuktan sonra bunu… bir deva ruhunu almanın… uygun olacağında karar kıldık!” Frijit Tarikat’ın sesi Bai Xiaochun’un kulaklarında bir gök gürültüsü misali yankılanmış, kalbini ve zihnini ürpertmişti.

 

“Bir deva ruhu mu!?” diyen Bai Xiaochun’un gözleri irileşti. Frijit Tarikatın deva ruhlarının beş elementlerinin nadirliği hakkındaki açıklamasını işitmiş olmasaydı bu nesneyi pek de kıymetli bulmayabilirdi. Fakat şimdi her şeyi anlamışken kalbi şok dalgalarıyla sarsılmaktaydı.

 

Bu deva ruhunun koca Nehre Meydan Okuyan Tarikattaki tek ruh olduğunu tahmin etmek zor değildi. Hatta tüm doğu Orta Sahalarda bile bir ikincisi olmayabilirdi.

 

Neticede… deva ruhları Orta Saha tarikatlarının normal şartlarda sahip olacağı bir şey değildi. Ruh Akımı grubunun buna sahip olmasının tek sebebiyse bir zamanlar Frijit Okulu olmalarıydı!

 

“Bu…” Bai Xiaochun ömründe ilk defa kendisine uzatılan hazineye uzanamıyordu. Öylesine kıymetliydi ki dokunmaya bile cesaret edemiyordu.

 

“Bunu eninde sonunda sana verecektik zaten.” dedi Frijit Tarikat gülümseyerek. “Sadece biraz erken davranıyoruz. Sonuçta Ruhun Başlangıcına deva ruhlarından beş elementle ulaşmak en basit tabirle efsanevi bir şey. Bu odun tipi deva ruhunu takip edilecek bir yön olarak düşün. Eğer başka deva ruhu toplayamazsan belki de Yıldızlı Gök Dao Polarite Tarikatında bu ruhu beş deva yaratığı ruhuyla takas edecek birini bulursun. Her halükârda… biz senin Ruhun Başlangıcına ulaşma yolunu olabildiğince temizlemeyi düşünmeye başlayalı çok olmuştu!”

 

Bai Xiaochun titriyordu, hatta nefes almakta bile zorlanmaya başlamıştı. Frijit Tarikata uzunca bir süre baktıktan sonraysa kollarını kavuşturarak saygıyla eğildi.

 

“Çok teşekkürler, Başpapaz!”

 

“Pek iyi. Söylemem gereken her şeyi söyledim ve şafak çökmek üzere. Diğer başpapazlarla birlikte Nehre Başkaldıran Dağın salonunda seni bekliyor olacağım.” Bu sözlerle birlikte cesaretlendirici bir şekilde Bai Xiaochun’un omzunu sıvazlayarak arkasını döndü. Nedense solgun ay ışığının altında iyice yaşlı görünmüştü.

 

Bai Xiaochun deva ruhunu dikkatlice çantasına yerleştirdi. Zihni kaos halindeydi; hem tarikattan ayrılmak konusunda gerçekten tereddütlüydü hem de fazlasıyla etkilenmişti.

 

Çok geçmeden şafak çöktü ve güneşin ilk ışıkları bulutları delip geçerek Nehre Meydan Okuyan Tarikatı aydınlatmaya başladı, sonra da bereketli dağların ve akan nehirlerin görüntüsü gözler önüne serildi. Her şey barışçıl ve sessiz, tüm alan ruhsal enerji doluydu. Nehre Meydan Okuyan Tarikat gerçekten cennet gibiydi.

 

Gözlerinde net bir kararlılık taşıyan Bai Xiaochun üstünü başını düzelterek dağın zirvesine yöneldi.

 

Bu sırada Xu Baocai ve Usta Tanrı-Kahin de pılını pırtını toplamış, cesaretini kazanmış ve aynı yöne yönelmişti.

 

Büyük Şişman Zhang son derece heyecanlı bir şekilde uçmaktaydı, Chen Manyao da renkli bir ışık huzmesi şeklinde şafak havasına kapılmıştı.

 

Aynı anda Kan Akımı topraklarında bir ölümsüz mağarası açıldı ve Song Que açığa çıktı. Beti benzi atmış, elleri yumruğa çevrilmiş, dişleri sıkılmıştı. Ne yazık ki seçim şansı yoktu, bu yüzden o da havalanarak Nehre Başkaldıran Dağa yöneldi.

 

Onların yanı sıra diğer Nehre Meydan Okuyan Tarikat yetişimcileri de yavaş yavaş mağaralarından çıkmaya başlamıştı. Son birkaç günde haberler yayılmış ve rehine meselesini bilenlerin sayısı çoğalmıştı. Hatta tarikat onu ziyaret edip taziyelerini ve vedalarını sunmayı bilhassa yasaklamış olmasa Bai Xiaochun’un son günlerde dinlenmesi hiç mümkün olmayacaktı.

 

An itibariyle tarikatın tüm yetişimcileri toplanmıştı. Önceki günlerde Xiaochun’u rahatsız etmek yasak olsa da şu anda onun gidişini görmek zorundaydılar.

 

Tabii Song Junwan ve Hou Xiaomei de kalabalığın içerisindeydi ve ikisi de Nehre Başkaldıran Dağa çok üzgün ifadelerle uçmaktaydı.

 

Büyük salona varan Bai Xiaochun Frijit Tarikat ve diğer Ruhun Başlangıç Aşaması yetişimcilerini kendisini bekler halde bulmuştu. Ayrıca varan ilk kişinin kendisi olmadığını fark etmişti. Gongsun Wan’er biraz daha erken gelmiş ve Bai Xiaochun’u görünce hafiften gülümsemişti.

 

Bai Xiaochun diğer rehinenin Gongsun Wan’er olacağından haberdardı. Nedense o kızda bir tuhaflık seziyor ama ne olduğundan emin olamıyordu. Kendisine bakışıyla birlikte yüzüne zoraki bir gülümseme yerleştirerek yanına geçti. Garip bir şekilde kızın yanında hiç Dao Koruyucusu yoktu.

 

Buna şaşırarak şöyle dedi: “Dao Koruyucuların nerede?”

 

“İhtiyacım yok.” diye yanıtladı kız, gülümseyerek.

 

Bai Xiaochun gözlerini birkaç kez kırpıştırdı ve tam biraz daha sorgulayacakken Usta Tanrı-Kahin, Xu Baocai, Büyük Şişman Zhang ve Chen Manyao salona girişini yaptı.

 

Son olarak soluk benizli ve son derece sert ifadeli Song Que de içeri adımını attı. Varır varmaz da hafifçe homurdandı ve suratsız bir şekilde Usta Tanrı-Kahinin yanına geçti.

 

Bu esnada yetişimciler Bai Xiaochun’a veda emek adına dağın dışında toplanmaktaydı.

 

Bai Xiaochun kalabalığın arasındaki Song Junwan, Hou Xiaomei, Hou Yunfei, Üçüncü Şişman Hei ve daha pek çok tanıdık simayı görebilmişti. Hiçbiri suratındaki kederi gizleyemiyordu. Bai Xiaochun ansızın hayatının bazen gerçekten acı olabildiğinin farkına varmıştı… Kendisini sürekli birilerine veda eder halde buluyordu.

 

Önce köyden ayrılmıştı, Sonra da Ruh Akımı Tarikatından. Ve işte şimdi de Nehre Meydan Okuyan Tarikatta aynı şeyi yapıyordu…

 

Tam her zamanki gibi kısa bir konuşma yapıp yapmaması gerektiğini düşünürken salonda ani bir baskı patlak verdi ve salonun kapısı yavaşça açıldı.

 

Kırmızı cüppeli oğlan kollarını arkasında kavuşturarak açığa çıkmıştı. Pek uzun olmasa da yer ve gökten uzun görünüyordu, tabii ki bunun sebebi etrafında kabaran yeri göğü sarsıcı enerjiydi.

 

Deva Aleminin baskısı tüm Nehre Meydan Okuyan Tarikatı ciddi bir sessizlikle doldururken oğlan Bai Xiaochun ve Gongsun Wan’er’e bakarak başıyla hafifçe onay verdi.

 

“Herkes geldiğine göre hadi gidelim!” diyerek elini göğe kaldırdı ve yoğun gümbürdemeler yaydı, gök parçalanır gibiydi. Ardından iki illüzyon el açığa çıkarak havada koca bir delik yarattı.

 

Bunu havada beliren 30,000 metre uzunlukta bir dev takip etti.

 

Dev kuvvetli bir bedene ve vahşi bir auraya sahipti. Kan Atası kadar etkileyici olmasa da tamamıyla şok edici bir manzaraydı.

 

Orada süzüldükçe altındaki dağları gönlünce kırıp geçirebileceği oyuncaklarmış gibi gösteriyordu.

 

Nehre Meydan Okuyan Tarikat yetişimcilerinin nefesleri kesilmiş, Bai Xiaochun’un bile gözleri irileşmişti. Bu etki devin başını arkaya atıp kükreyişi ve ardından diz çökerek Nehre Başkaldıran Dağ yönüne bakışıyla iyice kuvvetlenmişti.

 

“Efendim!” diyen devin sağır edici sesi dört bir yanda yankılanmaktaydı.

 

Herkes sarsılmakla meşgulken oğlan kolunu sıvayarak Bai Xiaochun ve etrafındakilerin görüşünü bulanıklaştırdı. Bedenleri ani bir acıyla dolarken hepsi ortadan kayboldu. Tekrar belirdiklerinde Nehre Başkaldıran Dağa tepeden bakıyorlardı…   

 

An itibariyle hepsi… devin kafasındaydı!

 

İnsanları bir formasyon olmadan ışınlayabilmek Ruhun Başlangıcındakiler için çok zor olurdu.

 

Fakat bu oğlan kolunu sıvayarak, hiçbir çaba harcamamışçasına üstesinden gelmişti.

 

Bu Bai Xiaochun’un bir deva karşısında ilk sarsılışıydı. Daha da şok edici olansa devin başındaki her saç telinin koca bir ağacı andırması ve kafasının bir ormana benzemesiydi.

 

Xu Baocai tiz bir çığlık atmış, Büyük Şişman Zhang’ın yüzündeki kan çekilmişti. Usta Tanrı-Kahin tir tir titriyordu, hatta Song Que bile daha hızlı nefes almaya başlamıştı. Chen Manyao işleri daha iyi idare ediyordu ve Gongsun Wan’er en ufak bir tepki vermeyen tek kişiydi.

 

Bai Xiaochun ise gerçek bir Altın Öz yetişimcisi olarak yüzündeki hafif solgunluğa rağmen öylece yerinde durarak aşağıdaki Nehre Meydan Okuyan Tarikata bakıyordu. Ansızın kuvvetlice bağırdı: “Gidiyorum… ama geri döneceğim!”

 

Deva oğlan Bai Xiaochun’a gülümsedikten sonra devin başındaki saçlardan birine bağdaş kurarak oturdu. Bir an sonraysa dev ayaklandı, kükredi ve havadaki deliğe sıçrayarak aniden ortadan kayboldu!

 

Nehre Meydan Okuyan Tarikat çırakları için geride bıraktığı şeyler birkaç dalgalanma ve Bai Xiaochun’un sesinin yankılarından ibaretti…

 


#'Ben bu başpapazları pek seviyorum. Özellikle Frijit Tarikat bir harika... 
Bizimkine bir deva ruhu verdiler, bu sayede efsanevi yolu izlemeyi denerse cepte bir ruhla başlayacak, geriye dört ruh kalacak. Bence bizimkine de efsaneleri takip etmek yakışır!
Ve bu bölümle birlikte 3. kitap olan 'Nehre Meydan Okuyan Tarikatın Yükselişini' sonlandırıp 4. kitap olan 'Farklı Türde Bir Rehineliğe' geçiyoruz. Nasıl bir rehinelikmiş, bizim kaplumbağayı, yoldaşlarını ve 'şekerini' orada neler bekliyormuş hep birlikte göreceğiz. 379la başlayan 4. kitap 563 ile sonlanacak, yani uzunca bir yolumuz var. O zaman başlayalım!

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44323 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr