Bölüm 369 : İzler...

avatar
4570 24

A Will Eternal - Bölüm 369 : İzler...


Çevirmen : Clumsy 

 

Bai Xiaochun’un kalbi saf bir korkuyla atmaktaydı… Tek bir kişi tarafından kovalanıyor olsa kesinlikle dönüp dövüşürdü.

 

İki üç kişiye karşı bile şansını deneyebilirdi. Muhtemelen kahraman ve harika kişiliğim sayesinde bu durumun üstesinden gelirdim diye düşünüyordu. Sonuçta fiziksel beden seviyesi sayesinde aynı yetişimde olduğu iki üç kişinin onu öldürecek güçte olması mümkün olmamalıydı.

 

Ama omzunun ardından baktığında hepsi de yakıcı öldürme güdüleriyle dolu düzinelerce Öz Formasyon yetişimcisi görmüştü. Ona kalırsa pek çoğu aynı anda saldırdığı takdirde Ölmeden Sonsuza Dek Yaşama Tekniği şu ankinden daha güçlü olsa bile zavallı küçük canından olurdu.

 

Bu düşünceler kalbini hem keder hem de küçük kaplumbağaya yönelik bir öfkeyle dolduruyordu.

 

Fakat küçük kaplumbağa Bai Xiaochun’u mahvettiğini düşünüyor gibi görünmüyordu. Onun yanında uçuyor, gözlerinde heyecan dolu ışıltılarla bağırıp duruyordu.

 

“Hahaha! Hadisenize, hadi ama! Sizi süt çocukları! Efendimi öldürmeye gücünüz var mı görelim!” Ardından sesini yalnızca Bai Xiaochun’un duyacağı kadar alçalttı. “Korkma Küçük Bai. Sadece bir avuç süt çocuğu, değil mi? Hadi, hadi. Beni yine fırlat da onları ölümüne ezeyim!”

 

“Kapa çeneni! Hepsi senin hatan!” Bai Xiaochun küçük kaplumbağayı yetişimcilere atma cesaretini bulamamıştı. Suratında kaplumbağa izi oluşan o adamın öfkeli bakışını düşündükçe kalbi ürperiyordu. Bu düşünceyle iyice hızlanırken arkasından türlü türlü göz kamaştırıcı teknik ilerliyordu. Buz dağları, yıldırımlar, alev denizleri, dikenler, yüzlerce uçan kılıç ve hatta devasa bir dalga…  

 

Bu büyü tekniği yığınının baskısı az önceki defansif büyülerinkiyle kıyaslanamayacak olsa da sayılarının çokluğu şok edici bir güç doğuruyordu. Ne yazık ki bu durumda kaplumbağa tavanın pek bir yardımı dokunmazdı. Neticede kısıtlayıcı büyüler kaplumbağaya işliyor, tavayı kaldırma teşebbüsünde bulunmuyordu. Bu insanlarsa Xiaochun’un tavanın altında kalıp ölü taklidi yapmasına müsaade etmeyecekti.

 

“İşim bitti. Mahvoldum. Miras Mühürleri Dağı da gitti… Neden ışınlanma başlamadı ki? Bir an önce başlamazsa öldüm demektir!” O hızla ilerledikçe arkasındaki takipçilerin öfkeli bağırışları da yükselmeyi sürdürüyordu.

 

“Kaçmaya çalışma Bai Xiaochun!”

 

“Daha birkaç saniye önce borunu öttürüyordun, şimdi neden korkak bir tavşan gibi kaçıyorsun?!”

 

“Hmph! Az önce bize meydan okumuştun, şimdi istediğin fırsatı veriyoruz. Dik dur da dövüş bizimle!”

 

Üç tarikatın tüm üyeleri öfkelerini dışa vuruyordu ve öldürme güdüleri öylesine yoğundu ki yer gök parlak ışıklarla doluyordu.

 

Belli bir mesafeden o yüz küsür Öz Formasyon yetişimcisi Bai Xiaochun’a kayan yıldızları andırıyordu. Bu bilhassa küçük kaplumbağa izli Yıldızlı Nehir Kortu yetişimcisi için geçerliydi. Kalbi öfkesi tarafından tamamen teslim alınmıştı. Yanağını ne kadar ovarsa ovsun izi silemiyordu. Yakınındakilerin garip bakışlarıysa kendisini iyice aşağılanmış hissettiriyordu.

 

“Seni öldüreceğim, Bai Xiaochun!” derken sesi tüm yetişimcileri gölgede bırakıyordu.

 

GÜÜÜÜÜÜMMMMMM!

 

Bai Xiaochun uçan kılıçlardan kaçıyor, anaforları delip geçiyor, alev denizlerinin üzerinden sıçrıyordu. Fakat birkaç yıldırım ona isabet etmeyi başarmış ve görünür şekilde titremesine yol açmıştı. Hala cüppesinde olan Karayağız çıkmak için mücadele ediyor ama Bai Xiaochun onu geri itip duruyordu.

 

“Orada kal, dışarıda kötü insanlar var!” Ne yazık ki miras alanı pek büyük değildi ve Öz Formasyon yetişimcileri çok hızlı hareket edebiliyordu. Sonuç olarak topluluk daireler çizmeye başlamıştı.

 

Bai Xiaochun Öz Formasyon yetişimcilerinin yavaşça arayı kapattığını fark ederek çaresizliğe düşmekteydi. Üstelik ışınlanma etkisi de hala aktive edilmemişti. Daha da kötüsü Öz Formasyon yetişicimleri onu kuşatmak için üç gruba ayrılıyordu.

 

Gerçekten delirmek üzereydi. Gözleri tamamen kan çanağına dönmüş şekilde bağırdı: “Beni buna siz zorluyorsunuz!!

 

“Buraya gel, küçük kaplumbağa!” Bunu işiten küçük kaplumbağa ışıldayan gözlerle çabucak Bai Xiaochun’un eline uzandı. Sonra da bir hop sesiyle Bai Xiaochun tarafından şiddetle havaya fırlatıldı!

 

Küçük kaplumbağa ardışık imgelerden oluşan bir bulanıklık şeklinde ilerlerken bir ıslık sesi yükselmişti. Öz Formasyon yetişimcileri bu tip bir hıza erişemezdi. Haliyle kaplumbağa göz açıp kapayıncaya dek Polarite Nehir Kortundan iriyarı bir adamın sağ yanağına ulaşmıştı.

 

Gümbürdeme sesleri eşliğinde iriyarı adam çığlıklar atarak sendeledi, ağzından kanlar çıktı ve birkaç dişini yitirdi. Kafasını kaldırdığındaysa suratında siyah bir kaplumbağa izi görüldü.

 

Kafası, kuyruğu, dört uzvuyla son derece canlı görünüyordu…

 

Ağzı açık kalan iriyarı adam suratını ovuşturmaya başladı. İzi çıkartamayacağını fark ettiğindeyse bakışlarını benzer bir iz taşıyan Yıldızlı Nehir Kortu yetişimcisine çevirdi ve gözleri kan çanağına döndü. Öfkeden kudurarak doğruca Bai Xiaochun’a atıldı.

 

Hatta ansızın ivmelenerek herkesi geçmesini sağlayacak bazı eşsiz ilahi kabiliyetler de kullandı. Şok edici bir şekilde sadece bir an sonra Bai Xiaochun’un önüne ulaşmıştı.

 

“Geberme zamanı, Bai Xiaochun!” diyen iriyarı adam sağ elini uzatıp güçlü bir Öz Formasyon aurası eşliğinde kocaman bir anafor doğurdu. Aynı zamanda arkasında belli belirsiz, iri bir şeytani el imgesi oluştu.

 

Şeytani qi yayılarak şeytani ele kaynadı ve kavramak adına Bai Xiaochun’a yöneldi.

 

Yaklaştıkça büyüyen el nihayetinde tam 300 metreye ulaşmıştı.

 

Bai Xiaochun bağırarak sağ elini salladı ve şeytani elle çarpışacak bir menekşe kazan çağırdı.

 

Yoğun gümbürdemeler yankılanmıştı. Cennet-Daosu Altın Özü gücüyle şekillenen menekşe qi kazanı şeytani eli dokunduğu anda dağıtmıştı. Sonucundaki şok dalgası da Polarite Nehir Kortunun iriyarı adamının koca bir ağız dolusu daha kan kusmasına yol açtı.

 

Bai Xiaochun ise en ufak bir zarar görmemiş, sadece daha çok öfkelenmişti. Hemen sağ elini havaya kaldırarak bağırdı: “Küçük kaplumbağa!”

 

Küçük kaplumbağa çabucak o ele uçtu ve iriyarı adamı geçtikten sonra tekrar eldeki yerini aldı.

 

“Şimdi bir yenisi geliyor!” diye bağıran Xiaochun küçük kaplumbağayı adamın diğer yanağına fırlattı. Sonra göğsüne ve daha tepki verme fırsatı tanımadan bir düzine farklı yerine…

 

Adamın ağzından kanlar fışkırıyor ve gözleri delilikle parlıyordu. En sonunda Bai Xiaochun’u itip geçmek için yaşam gücüne başvurdu ve gözlerindeki deliliğin yerini dehşet alarak hızlandı.

 

O kaçarken bedenine işlemiş olan bir düzineyi aşkın küçük kaplumbağa izini görmek mümkündü…

 

“Hadisene!” diye bağırdı Bai Xiaochun özgüvenli bir şekilde. Fakat tam biraz daha sataşacakken bir düzineyi aşkın büyü tekniği kendisine yağmur misali alçalmaya başladı. Onca yıldırımın, alev denizinin, anaforun, kuvvetli rüzgâr ve dikenlerin görüntüsüyse kalbini korkuyla doldurdu ve anında kendisini geriye attı.

 

Bir an sonraysa az önce bulunduğu noktaya sayısız büyü tekniği ulaştı.

 

“Siz insanlar çok gaddarsınız! Çeteleşmeyi bırakın! Cesaretiniz varsa benimle teke tek dövüşün!” Bu sözlerle Ölmeden Sonsuza Dek Yaşama Tekniğine ve beden gücüne başvurarak tam hızla kaçmaya devam etti.

 

Yıldızlı Nehir Kortundan Chen Yunshan hemen bağırarak karşılık verdi: “Senin gibi utanmaz bir pisliğe karşı çeteleşmemiz gerekiyor! Seni birlikte öldürürsek kuralları çiğnemiş olmamız önem arz etmeyecek!”

 

Bu sözler gruptaki pek çok kişinin kararlılığını perçinlemişti.

 

“Chen Yunshan!” diye bağıran Bai Xiaochun dik bakışlarla karşılık verdi. Başından beri kendisini hedef almış oluşu tepesini attırıyordu. Kalabalığı gaza getirmekteki ısrarını gördüğündeyse küçük kaplumbağayı öfkeyle ona fırlattı.

 

“Ağzından vur! Çenesini kapat!”

 

Küçük kaplumbağa havada neşeyle süzülmeye başladı. Tam önünde belirdiğindeyse suratı asılan Chen Yunshan kaçınmaya çalıştı. Fakat küçük kaplumbağadan kaçınma kapasitesine sahip değildi. Bu yüzden bir patlama sesiyle birlikte suratına çarpan küçük kaplumbağa yüzünden tüm dişleri ağzından dökülerek sendeledi.

 

“Bai Xiaochun!!” diye çığlık atan Chen Yunshan suratında kalan izi hiçe sayarak tamamen kanlı gözlerle çift elli bir büyü hareketi gerçekleştirdi. Ansızın üzerine alçalan yıldız ışığı öbekleriyle kör edici bir hıza eriştikten sonraysa Bai Xiaochun’un peşine takıldı.

 

 #Ben bu küçük kaplumbağayı seviyorum yaa, tam bir pislik  Bizim kaplumbağanın yanına da böyle bir yoldaş yakışırdı... 
Yalnız nedense bu arkadaşlarımız suratlarındaki kaplumbağa izinden pek memnun kalmadı 
O zaman bu öfke bir yere varacak mı görmek için okumaya devam!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43990 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr