Kafamı çevirdim ve etrafıma baktım. Bulunduğum durum sinirimi bozsa da, çevremde bulunanlar sadece Virüslü Tavuk olduğu için buna katlanmam gerektiğini düşündüm.
Karşılaştığım sayı aşırı yüksek olsa bile, en azından öldürmesi kolay yaratıklardı.
Direkt olarak yaban domuzunu da arayabilirdim ama bu doğru olmazdı.
Çünkü, Virüslü Tavuk ile savaştığım sırada yeni şeyler fark ettim.
Tavuk, vücudu benden çok daha küçük olmasına rağmen korkmadan üzerime saldırmıştı. Bunun anlamı, yaban domuzunun da hasar alsa bile kaçmaya bileceğiydi.
Ancak, asıl konu bu değildi.
Virüslü Tavuk’a isabet eden saldırımdan hemen sonra, tavuğun vücudunun üzerinde görünen ‘-30’ yazısı vardı. Bu yazıdan anladığım kadarıyla, belirli bir can puanına falan sahip olmalıydık.
Eğer o yaban domuzu benim karşılayamayacağım kadar yüksek bir hasara falan sahipse, aramızdaki hasar takasını kaybetmem olasıydı.
Ben, öyle uçan kaçan yeteneklere sahip değildim. Az öncesinde Virüslü Tavuk’a karşı yaptığım sıyrılma hareketi gibi basit şeyler sıkıntı olmasa da, benden birçok yönde üstün olan bir varlığa karşı bu işe yaramayabilirdi.
Yaban domuzu üzerime doğru gelip tam saldıracakken aynı şekilde çekilmeye kalksam, daha hareketimi tamamlayamadan 4 ayak üzerinde dehşet bir hız kazanmış olan yaban domuzunun boynuzlarını karnıma yerdim.
Böyle bir durumda, ilk önce güçlenerek işleri garantiye almak en iyisiydi.
Bunu bildiğim için, nitelik penceremi daha detaylı incelemeye karar verdim.
İlk önce, etrafımdaki tavukların yeterince uzak olduğunu doğruladım. Sonrasında, nitelik penceresini açtım.
Nitelik penceresini kontrol etmeye başladım ve bunu yaptığım sırada, bir şey daha fark ettim.
En aşağıda, ilk baktığım zaman incelemekle uğraşmadığım bir seçenek vardı.
>>>Detaylar
O seçeneğin, can puanı gibi özel değerleri içerdiğini tahmin ediyordum ve açtığım zaman bu tahminim de doğrulandı.
Hayat Puanı: 100 Fiziksel Hasar: 1-5
Büyü Puanı: 100 Büyüsel Hasar: 1-5
Enerji Puanı: 100 Fiziksel Savunma: 10
Değerler arasında olağanüstü bir şey yoktu. Normal bir oyunda görülebilecek özelliklerdi. Aslında, detayları açarken daha fazla değer bekliyordum. Büyü hasarımın hangi elementlere göre olduğunu, fiziksel hasarımın kesme, ezme, saplama gibi değerlere göre değişip değişmediğini veya büyülere karşı bir direncimin olup olmadığını. Ancak, karşımda bulunan ekranda bunlar yazılı değildi.
Anladığım kadarıyla, bunun sebebi ya oyunun basit değerler üzerine kurulu olması, ya da bu değerleri başka yerden edineceğim olmalıydı.
Bu detayları anlamadığım için, sonraya bıraktım.
Şimdilik önemli olan, karşımdaki durumla nasıl baş edeceğimdi.
Fiziksel hasar kısmında ‘1-5’ yazıyordu. Ancak, Virüslü Tavuk’a verdiğim hasar 30’du. Her ne kadar kritik hasar olsa bile, bu kadar fazla olması normal değildi. O anda, aklıma elimdeki tahta sopa geldi. Muhtemelen, o hasarın bir diğer sorumlusu bu sopaydı. Bakışlarımı sopaya indirdim. Çubuktan sadece biraz daha kalın olan bu sopa, anladığım kadarıyla gerçek bir öge görevi görüyordu. Sopayı incelediğim sırada, özelliklerini görüp göremeyeceğim sorusu aklıma geldi. Bu nedenle, sopaya baktığım sırada görmek istedim.
O anda, tam istediğim gibi bir yanıt aldım. Sopaya baktığım sırada, gözlerimin önünde yeni bir yazı gurubu göründü.
Tahta Sopa (Sıradan)
Eşya türü: Silah
Saldırı Türü: Ezme
Fiziksel hasar: 7-10
Silah Dayanıklılığı: %100
Bilgi: Sıradan bir ağaç odunundan yapılma sıradan bir sopa.
Yazı gurubunu görmem ile, aklıma takılan sorulardan birkaçı cevaplanmış oldu.
Kesme,saplama ve ezme hasarı gibi değerler, görünüşe göre kullandığım silahtan alınıyordu. Bunun yanı sıra, silahın verdiği hasar benim kendi nitelik değerlerimdeki hasardan yüksekti. Bu puanlara bakılırsa, kullandığım silahın hasarı nitelik penceresinde görünmüyor olmalıydı.
Üzerinde biraz düşündüğümde, bu durum bana mantıklı gelmişti. Çünkü, bir silahı illa elinle tutacaksın diye bir şey yoktu. Yani, ben elimde 10 adet silah tutarsam, bunların bütün puanları toplanıp benim nitelik değerlerime yansıyamaz, değil mi?
Bu nedenle, kesme, saplama, ezme gibi değerlerin yanı sıra, hasar değerlerini de özel olarak ayrı ayrı hesaplamam gerekiyordu.
Elimdeki Tahta Sopa’yı inceledikten sonra, daha fazla düşünmedim.
Kafamı çevirdim ve bakışlarımı tekrardan etrafımdaki tavuklara yönlendirdim.
Ben durumumu değerlendirdiğim sırada, yanıma yaklaşan pek olmamıştı.
Elimdeki sopayı sıkıca kavradım, ve birkaç söz söyledim.
“Yumurta mı tavuktan çıkar yoksa tavuk mu yumurtadan çıkar bilmiyorum. Ancak, şuan hepsini geldikleri yer olan toprağa yollayacağım!”
Bu garip sözü niye söylediğimi bilmiyorum. Ancak, yapacağım 1000 tavukluk katliam için gaza getirici birkaç söze ihtiyacım vardı.
Sözlerimden sonra daha fazla beklemedim ve en yakınımda duran tavuğa doğru ilerlemeye başladım.
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır.