Bölüm 72 : Katılım İzni

avatar
3831 8

Yıldızlar Kralı - Bölüm 72 : Katılım İzni


Karmela kimse farkına varmadan imparatorun bulunduğu taht odasına girmişti. 

“Kiral.”

Salonda yankılanan sesle imparatorun korumaları ani bir titreme yaşadı ve etrafa bakarak bağırdılar. "Sen kimsin!?"

İmparator onların aksine yüzünde gülümseme ile karşısına bakıyordu. "Karmela, sonunda ziyaretime gelmeyi düşündün."

Korumalar Karmela'yı fark ettiler ve kalplerine yayılan korkuyu engelleyemediler. Karmela'yı normalde görmeleri çok zordu. İmparatorun yanına pek uğramıyordu ve ailesinin yanında iken işlerini hallediyordu. İmparatorluğun ayakta durmasını sağlayan insanlardan bir tanesiydi bu adam. Askerlerin arasında varlığı abartılarak anlatılırdı. İmparatorluk askerleri ve birçok uzman için idoldü.

"Dışarı çıkın siz." İmparatorun emriyle korumalar taht odasını terk ettiler. Oda da başka kimse kalmayınca imparator ve Karmela'nın ifadesi ciddileşti. "Antik kalıntıyı gördün mü?"

"Evet, bu dönemin ilgi odağı olacak."

"Baş ağrısı oluşturabilir bu konu. Diğer ülkeler şimdiden haberi almışlar. Yakında bize elçi gönderirler. Ne yapmalıyız sence?"

Karmela bir süre düşündükten sonra cevapladı. "Anlaşma gereği her ülkeden en fazla elli öğrenci alabileceğimizi bildirin. Başka türlü bizle karşı karşıya kalırlar." İmparator hiçbir şeyden korkmayan karşısındaki adama baktı ve iç çekti. Agira İmparatorluğu ile sıkıntıya girmek istemiyordu ama bu konu ciddiydi.

"Mely'nin antik kalıntıdan bir şeyler elde edebilmesini umuyorum. Çocuklarımdan kalıntıya girmeye uygun olan tek kişi o."

Karmela gülümsedi. "Merak etme, Mely kesinlikle iyi şeyler elde edecektir."

Kiral da kızını düşündüğünde gülümsedi. Ona pek vakit ayıramasa da, onunla gurur duyuyordu. "Antik Kalıntının neden bizim gökyüzü ormanında ortaya çıktığına dair bir fikrin var mı?"

"Hayır, kim bu konuya akıl sır erdirebilir ki?"

Kiral kafasını sallayarak onayladı. Gerçekten de bu konuda tahmin yürütmek imkansızdı.

O gün her akademiye bir haber yollandı. Eğer yeterince yetenekliysen efsanevi antik kalıntıya girebilirsin. Akademiler yetenek testleri yapacak ve en iyi öğrencileri antik kalıntıya gönderecekti. Tüm öğrencilerin içlerinde heyecan duygusu dolup taşıyordu.

Daha ve daha fazla çalışma isteği kalplerini kaplamıştı. Eğer antik kalıntıya girer ve bir şeyler elde edebilirlerse onlar için hayatının en iyi şansı olabilirdi. Eskilerin anlattığına göre zamanında antik kalıntıya girmiş ve çıkmış kişiler daha sonra kıtanın zirvesine kadar çıkmış, insanlara hükmedecek seviyeye ulaşmıştı.

Eğer onlardan biri olabilselerdi...

Bu sırada Ersa, Alvina ve Mely akademide dolaşıyordu.

"Tüm öğrencilerin dikkatine..."

Herkes bu sözler ile yaptığı işi bıraktı ve anonsu dinledi. Tüm akademiye yapılan anons aşırı nadirdi ve sadece önemli olayları duyurmak için yapılıyordu.

"Yakın zamanda efsanelere konu olmuş olan antik kalıntı gökyüzü ormanımızda ortaya çıkmıştır."

Cümlenin bitişi ile öğrenciler heyecanla çığlıklar koparırken duyuru devam etti. "Antik kalıntıya giriş için 11 ve 17 yaş arasındaki öğrencilerimize test yapılacak ve aralarından en yetenekli olanlar girmeye hak kazanacaklar."

Ersa’nın zihninde antik kalıntının ortaya çıktığı sözleri yankılandı. Olduğu yerde donup kaldı. Zihninde ise iki kelime sürekli tekrar ediyordu. Antik Kalıntı.

Kalbi bunca zamandır okyanusta büyük ve tehlikeli dalgalara karşı tek başına direnmeye çalışan küçük bir tekne gibiydi. Antik kalıntının ortaya çıkma haberi bu tekneyi, dalgalarda yok olmasını geciktiren daha güçlü bir gemiye dönüştürmüştü.

Mely de durmuş duyduklarını düşünüyordu. Böylesine büyük bir haberi sindirmek kolay değildi. Sadece hiçbir şeyden habersiz olan Alvina ne olduğunu anlamamıştı. Bi abisine bi Mely'e bakıyor, neden bu kadar büyük tepki verdiklerini anlamıyordu. Özellikle abisinin tepkisi çok abartılıydı.

"Antik kalıntı ne?"

Mely, Alvina'ya hala yüzüne yerleşmiş olan heyecanla döndü. Nesillerin tarihe karıştığı yüzyıllarda antik kalıntının ortaya çıktığı zamana denk gelmeleri şans ile açıklanamayacak kadar büyük bir olaydı. Kendi ülkesinin, gökyüzü ormanında çıkması ise antik kalıntının ortaya çıkışını daha büyük bir olaya dönüştürmüştü.

"Antik kalıntı, on binlerce yıllık bir geçmişi olan bir yapı. Hatta kimse ilk ne zaman ortaya çıktığını bilmiyor. Kalıntı eskiden beri genç neslin belirli zamanlarda, kalıntıya girmesine izin veriyor ve bu kalıntıya girip çıkan insanlardan bazıları tarihe adını yazdıran en ünlü kişiler oldu. Kalıntının ünü içinde barındırdıklarından geliyor. Öyle ki dehşet verici hazineleri, teknikleri ve bilinmeyen hazineleri içerisinde barındırıyor. Bu nedenle antik kalıntı her dövüş sanatları uzmanının keşfetmek istediği bir yer, içinde barındırdığı bir uktedir."

Alvina hayranlıkla Mely'nin sözlerini dinledikten sonra dudak büktü. "Ama benim yaşım yeterli değil. Girmeme imkan yok." Böyle harika bir şeye katılamayacak olmasına siniri bozulmuştu. "Neden biraz daha geç çıkmadı ki?"

Mely gülümsedi ve Ersa'ya baktı. Donuk bir ifadeyle durduğunu gördü. 

"Ersa."

Ersa hiçbir tepki vermedi. 

"Ersa."

Ersa hala duymamış gibi durunca eliyle Ersa'yı dürttü ve daha yüksek bir sesle seslendi. 

"Ersa."

Ersa sonunda düşüncelerinin arasından uzaklaşmış ve Mely'e dönmüştü. Bu haber onun için o kadar şok ediciydi ki, hayatı boyunca aldığı en şok edici haberdi. İnanılmaz bir zamanlamayla gelmişti. Neredeyse tüm ümitlerini kesmişken antik kalıntının ortaya çıkışı bir mucizeydi.

"Bir şey mi oldu?"

Ersa, Mely'nin sorusuna gülümsedi. 

“Hayır, bir şey yok. Sadece antik kalıntıyı düşünüyordum.”

"Katılmayı mı düşünüyorsun?"

"Elbette, kim katılmak istemez ki?" Mely, Ersa'nın sözlerini mantıklı bulsa da katılmasının çok zor olacağını düşününce suskun kalmıştı. Ama ne olursa olsun antik kalıntıya girmeliydi. Kadim İmparator’un bahsettiği kişi antik kalıntının içinde olmalıydı. Onunla tanışabilirse belki de siyah maddeyle alakalı sorununu çözebilirdi.

...

Ersa kardeşi ve Mely’nin yanından ayrıldıktan sonra düşüncelere dalmış bir şekilde yurda doğru yürüdü. Antik kalıntıya kesinlikle katılmak istiyordu, ama yetenek sınavını geçebilir miydi emin değildi. Sonuçta dövüşte ne kadar iyi olsa da yetenek olarak yeteneksiz bile denemiyordu. Yeteneğini test edebilmesine imkan yoktu.

"Ersa."

Bu tarz düşünceler kafasından geçerken duyduğu tanıdık sesle arkasına döndü. 

"Baba."

"Bugün bir sorun yaşadın mı?" Karmela oğlunun nasıl olduğu konusunda merak etmeden edememişti. Tek başına nöbet geçirmesini istemiyordu. Normalde bugün nöbet geçirmemesi gerekse de ne olacağı belli değildi. Ersa babasının ilgisi karşısında kalbinin derinliklerinden mutlu hissetti.

"Hiçbir sorun yoktu baba."

Karmela rahatlamıştı. 

"Akademide kalmaya kararlı mısın? Eve dönmeye ne dersin?"

Ersa bir süre duraksadı. Babasına bu kararı ile büyük bir haksızlık yaptığının farkındaydı. Hatta tüm ailesine. Yaşamı gittikçe solarken zamanı da kısalıyordu. "Kalmalıyım."

Ersa'nın bu kadar kararlı olması Karmela’yı çaresiz bırakıyordu. "Neden?"

Ersa masmavi gökyüzüne baktı. "En başta Mely'i görmek istedim, benim bir anda ortadan kayboluşum ona derin bir şok olurdu. Onu gördükten sonra geri dönecektim."

Babası oğlunun Mely'i bu kadar düşündüğünü görünce şaşırdı. "Sonra bugün bir haber aldım. Ondan sonra kesinlikle ayrılamayacağımı anladım."

Karmela meraklı bir tonda sordu. "Ne haberi?"

Ersa'nın gözleri keskinleşti. "Antik kalıntının ortaya çıkış haberi. Ben kesinlikle antik kalıntıya girmeliyim baba. Neye mal olursa olsun."

Karmela, Ersa’nın isteği karşısında çok şaşırdı. Ersa'nın delicesine antik kalıntıya girmek istemesinin nedenini anlamadı. Herkes gibi merak mıydı? Bir şans elde etmek mi istiyordu? Belki de hayatında son kez heyecanlı bir şey yapmak istiyordu, ama zaten durumu iyi değildi. Eğer antik kalıntıya girerse ne olacağını kim bilebilirdi? Orada ona yardım da edemezdi.

“Neden bu kadar çok antik kalıntıya girmek istiyorsun?”

Ersa bir süre suskun kaldıktan sonra gözlerini babasının gözleriyle buluşturdu. "Çünkü orası benim için her şeyin çözümü olabilir."

Her şeyin çözümü sözü Karmela'yı afallatmıştı. Çözümden bahsettiği neydi? Çekirdeğinden ve siyah maddeden mi bahsediyordu.

Karmela kendi içinde zor bir karar veriyordu. Tereddüt ettiği belliydi. Uzun sürenin sonunda oğluna doğru iki adım attı. “Antik kalıntıya bu kadar çok girmek istiyorsan seni oraya göndereceğim.”

Ersa babasından beklemediği sözle karşısında şaşırdı. Babasının çok güçlü olduğunu tahmin edebiliyordu, ama bu kadarını yapabilecek güce sahip olduğunu düşünmemişti.

Karmela, Ersa'nın karmaşık ifadesine gülümsedi. "Babanı küçümsemiyordun değil mi Ersa? Benim bu kadarcık şeyi yapabileceğimi düşünmüyor musun?"

Ersa konuşmayı biraz zor buldu. Yüzüne yerleşen heyecanlı gülümseme ile sordu. "Gerçekten antik kalıntıya girebilir miyim baba?"

Karmela oğlunun uzun sürenin sonunda gülümsediğini ve heyecan duyduğunu görünce bu yüzü korumak için ne gerekiyorsa yapabileceğini düşündü. "Antik kalıntıya kesinlikle gireceksin. Sen sadece antik kalıntının açılacağı güne hazırlan. İki hafta sonra antik kalıntının girişi açılacak."

Ersa bu sözlerin zihninde yankılanması ile koştu ve babasına sarıldı. "Teşekkürler baba. Teşekkürler."

Karmela oğlunun aniden kendisine sarılması ile afalladı. Oğluna sarıldı ve onu kaybetme düşüncesini aklından uzaklaştırdı. Oğlu hayatta kalacak ve uzun bir yaşam sürecekti. Böyle olmalıydı. Başka türlüsü olamazdı.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44250 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr