Bölüm 71 : Yüce Kral

avatar
3383 10

Yıldızlar Kralı - Bölüm 71 : Yüce Kral


Ersa’nın yönlendirmesiyle Alvina akademi bilgilerini içeren kitapçığı teslim aldı. Ersa bir şeyler hissetti ve çevresine baktı. Neredeyse herkesin gözlerinin onların üzerinde olduğunu gördü. Kız, erkek istisna olmadan o alandaki her öğrencinin odağı olmuşlardı. Alvina abisinin yanına gittiğinde herkesin göz bebekleri genişledi.

Bir çocuk yanındaki çocuğa sordu. “Bu çocuk bu kızla da mı arkadaş?”

Ersa ve Alvina akademinin standartlarını yükselten görünüşlere sahiplerdi. Yeni gelen küçükler bile hayranlıkla Ersa'yı izliyordu. Daha önceden görmedikleri güzelliğiyle görünüş olarak diğer erkekleri sönük bırakıyordu. Verdiği hava bile diğerlerinden çok farklıydı.

Ersa etrafına kısa bir bakış attıktan sonra Alvina'nın elindeki kılavuzu aldı ve elini tutarak yürüdü. Erkekler bu sahne ile kalakaldılar. Yeni gelenler ise bir şey bilmediklerinden çevrelerini dinleyerek bir şeyler anlamaya çalışıyorlardı.

Ersa neden öğrencilerin böyle şeyleri dert ettiğini merak etti. Akademiye kayıt olmuşlardı ancak çalışmak dışında her şeyi yapıyorlardı. Kendisinin çok daha büyük dertleri vardı. Bu tarz saçma dedikodularla ve anlamsız bakışlarla uğraşamazdı.

Alvina abisini gülümseyerek takip etti. Ersa, kitapçıktan Alvina’nın kaldığı yurdu öğrendi. Kardeşi Mely ile aynı yurda denk gelmişti. Güzel bir tesadüf diye düşündü. "A1 yurdunda kalacakmışsın Alvina. Gel sana eşlik edeceğim."

Alvina kafasını salladı. "Abi, Mely abla nerede kalıyor?"

Ersa gülümsedi. "O da seninle aynı yurtta."

Alvina sevinmişti bu habere. "Cidden mi? Hemen gidelim."

Ersa, Mely'nin de Alvina ile tanışmak istediğini bildiğinden hızını arttırdı. O da Mely’i görmek istiyordu. Yurda geldiklerinde durdu. "Sen odana geç ve eşyalarını yerleştir. Ben burada seni bekliyorum."

Ersa kitapçığı Alvina'ya verdi ve uğurladı.

Ersa yurdun önünde beklerken yurda giren kızların bakışlarına maruz kalıyordu. Akademide tanınan biri olduğu için insanlar onun hakkında dedikodu ediyorlardı. Ersa ise yurdun girişinden Alvina’nın çıkmasını bekliyordu. 

“Ersa.”

Ersa'nın kalbindeki sakinlik duyduğu ses ile kayboldu. Bakışları sesin sahibine döndüğünde bir çift mavi göz ile buluştu. Özlem dolu, mutlu bir kızın yüzüydü karşısındaki. Sevinçle kızın yanına gitti. Mely, Ersa ile yurdunun önünde karşılaştığı için şaşırmıştı. 

"Neden burada bekliyorsun?"

"Alvina bu yıl akademiye kayıt oldu. Seninle aynı yurtta kalacak. Onun gelmesini bekliyordum."

Mely hoş bir şaşkınlık yaşamıştı. "Alvina mı geldi? O halde bende bekleyeceğim."

"Tamam. Uzun bir zaman oldu görüşmeyeli. Nasılsın?"

Mely, Ersa'yı kaçamak bakışlarla süzüyordu. Son görüşmelerindeki tuhaf an hala aklındaydı. Düşüncelerinde endişeliydi, ama Ersa'nın iyi olduğunu görünce rahatladı.

“Gayet iyiyim ve daha güçlüyüm.”

Ersa kahkaha attı. Kahkahası alışılmışın aksine acısını saklıyordu. “Artık benden çok daha ileride olduğunu düşünüyorum.”

Mely bu sözlerle kalbinde kötü hissetti. Ersa'nın böyle bir şey demesini beklememişti. “Senin de gücün artmıştır. Benden çokta uzakta olduğunu sanmıyorum.”

Ersa bir süre sessiz kaldı. Ağzını açmış tam konuşacakken Alvina koşarak yanına geldi. Abisinin koluna girdi ve meraklı gözlerle Mely’e baktı.

Mely, çok güzel bir kız çocuğu aniden Ersa'nın koluna girince şok oldu. O sırada Ersa'nın konuşmasını duyunca meraklı kalbi yeniden eski düzenine kavuştu. “Mely, bu benim kız kardeşim Alvina.”

Alvina, Mely ismini duyunca gözleri parlayarak abisini bıraktı ve Mely'nin ellerini tuttu. "Mely abla sen misin?"

Mely de güzel kızın Alvina olduğunu öğrenince ilgisini çekmişti. “Beni tanıyor musun?”

"Evet, abim senden bahsetti. Bana anlattıklarından sonra seninle tanışmayı çok istemiştim."

Mely, Ersa'nın kendisinden kardeşine bahsettiğini öğrenince mutlu oldu. “Merhaba Alvina. Seninle tanıştığıma çok sevindim. Çok güzel bir kızsın."

"Mely abla da çok güzel." Alvina samimi bir tonda konuştu.

Mely, Alvina'nın enerji dolu haline güldü. "Bana abla demene gerek yok. Sadece Mely de olur mu?"

Alvina abisinin ne diyeceğini görmek için abisine baktı. Ersa gülümseyerek onları izliyordu. Alvina kendisine bakınca kafasını salladı ve onayladı.

"Tamam Mely abla. Ahh. Mely demem zor olacak galiba."

Mely ve Ersa, Alvina'nın sözlerine güldüler. "Mely, gelmek istersen seni bekleyelim. Alvina'ya etrafı gezdirecektim."

Mely mutlu bir ifadeyle cevapladı. "Hemen geleceğim bekleyin."

...

Karmela ve Ela eve döndüklerinde gölün yanında Alfa onları bekliyordu. "Alfa bir şey mi oldu?"

Alfa, Ela'nın sorusunu Karmela'ya bakarak yanıtladı. "Evet. Aslında çok büyük bir olay oldu. Antik kalıntı ortaya çıktı."

Bu sözler ortamdaki havayı tamamen değiştirmişti. Hatta Karmela ve Ela'nın göz bebekleri genişlemişti. Karmela biraz daha sakin kalarak cevapladı. "Nerede?"

"Buna çok şaşıracaksın patron. Kalıntılar gökyüzü ormanında ortaya çıktı."

Karmela şok olmuş bir ifadeyle Alfa'ya baktı. "Bin yıldan fazla zamandır ortaya çıkmadığı halde neden şimdi ortaya çıktı? Ayrıca Mavi Bulut Akademisinin yakınındaki gökyüzü ormanında? Ne zaman ortaya çıktı?"

"Yaklaşık üç saat önce. İmparator yanına gitmeni rica etti. Diğer ülkeler de antik kalıntıya kesinlikle katılmak isteyeceklerdir. Bu işin başında senin olmanı istiyor."

Karmela, Ela'ya baktı. Ela eşinin bakışlarını gördüğünde gülümsedi. "Beni merak etmene gerek yok. Küçüklüğümüzden beri merak ettiğimiz antik kalıntı ortaya çıkmış. Kesinlikle gitmelisin, hatta kalıntılara girildiği zaman bende orada olacağım. Bu anı kaçıramam."

Antik kalıntının varlığı dövüş sanatlarını çalışanlar için bir hayaldi. Eski kaynaklarda adı geçerdi. Antik kalıntı bir çağı kapatıp yeni bir çağı açacak yeterlilikteydi. Karmela ve Ela da antik kalıntının varlığını öğrendiklerinden beri bu efsaneyi bizzat görmek istiyorlardı, ama bin yıldan fazla süredir ortaya çıkmayan bir şey için nasıl bir ümit besleyebilirlerdi ki?

Karmela, Ela'ya sarıldı ve alnını öptü. “Merak etme, bu işi halledince hemen geleceğim.”

"Mmm."

Karmela ve Alfa havaya yükseldi ve gökyüzü ormanına gitti. Gökyüzü ormanını kaplayan onlarca kilometre uzunluğa sahip ihtişamlı yapı çok uzaktan görülebiliyordu. Koyu krem renginde geniş duvarlara sahip dikdörtgen tabanlı bir yapıydı. Duvarları bilinmeyen bir dilde yazılar ve çizimlerle kaplıydı. Karmela, kalıntının girişine uçtu.

Geniş dikdörtgen giriş beklenenin aksine kalıntının içini göstermiyor, ormanı gösteriyordu. Karmela kalıntıyı gözlerken hayranlıkla mırıldandı. "Aynı eski kaynaklarda anlatıldığı gibi. Boyutsal kapı, büyük bir yapı ve tuhaf çizimler ile bilinmeyen bir dil. Sadece yaşımın artık yeterince küçük olmadığına üzülüyorum."

Alfa da hayranlıkla kalıntıları izliyordu. 

“Ülkenin 11 yaş ve 17 yaş arasındaki gençlerini test et ve kalıntılara girmeye uygun kişileri bul. Ayrıca adamları buraya gönder ve kalıntıların girişini korumalarını emret."

"Anlaşıldı patron."

Alfa gidince, Karmela girişin hemen üst kısmında yazan yazıya döndü. Kalıntıda yazılı olan yazılardan sadece bu yazı anlaşılabiliyordu. Yazıyı mırıldanarak okudu.

"YÜCE KRALIN BIRAKTIĞI KALINTILARA GİRMEK İSTİYORSANIZ YETERLİ OLMALISINIZ!

GİRMEK İSTEYEN KİŞİ 11 YAŞINDAN KÜÇÜK VE 17 YAŞINDAN BÜYÜK OLMAMALI. KENDİ HAYATINIZA DEĞER VERİYORSANIZ SÖZLERİMİ DİKKATE ALIN. BU YÜCE KRALDAN SİZLERE UYARIDIR.

ANTİK KALINTI, RİSKLERİN ARASINDAKİ FIRSATLARLA DOLUDUR. SİZLERE İKİ HAFTA SÜRE VERİYORUM. KENDİNİZİ HAZIRLAYIN.

YETENEĞİNİZİ VE ŞANSINIZI DENEYİN VE BANA NE KADAR İYİ OLDUĞUNUZU GÖSTERİN İNSANLAR. YETERLİ OLDUĞUNUZU KANITLAYIN!"

Karmela okuduğu yazıya şaşkın bakışlarla baktı. Bu yazıları kim buraya koyduysa insanlara üstünlük duygusuyla bakan bir varlıktı. Sonunda insanlar olarak hitap etmesi de, onun insanlardan biri olmadığı hissini oluşturuyordu.

Uzun süre kalıntıların olduğu yerde durduktan sonra gökyüzüne yükseldi ve başkente kralı görmeye gitti.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44338 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr