Bölüm 62 : Görev Teslimi

avatar
3629 9

Yıldızlar Kralı - Bölüm 62 : Görev Teslimi


Uzun bir sohbetten sonra Dier etrafı toparladı. Ardından oturma odasında bekleyen Ersa ve Mely'nin yanına döndü. 

“Şey, evde sadece iki yatak odamız var. Amar bugün bizimle birlikte yatabilir. Odayı ayarlamamı ister misiniz, yoksa aynı odayı kullanmanız sizin için sorun olur mu?”

Mely kalp atışları arttığında bakışları Ersa'ya döndü. Ersa da ona döndü ve baktı. Ormanda yatarken aynı oda da yatmış gibi bir şey olduğunu düşündü ama Mely'nin bu konuda ne düşündüğünden emin değildi. 

“Benim için sorun değil, burada yatabilirim.”

“Hayır. Aynı odayı kullanalım. Lütfen odayı ayarlayın ikimiz içinde sorun değil.”

Dier gülümsedi ve “Tamam, odayı ayarlayınca sesleneceğim.” dedi. Mely biraz utangaç duruyordu. Bakışları Ersa'ya kaydığında bir şey söylemediğini ve sakin bir yüzle durduğunu fark etti.

Bir süre beklemenin sonunda Dier yanlarına geldi. 

“Odayı hazırladım. Gelin sizi götüreyim.”

Ersa ve Mely, Dier'i takip etti ve küçük bir odaya girdi. Sade görünümlü oda, sarı duvarlarla kaplıydı ve yerde geniş bir halı vardı. Dier yatmaları için iki tane yer yatağı ayarlamıştı. Oda küçük olduğundan birbirlerinden çokta uzakta değildi iki yer yatağı. “

Sizi rahat bırakayım. Bugün yorulmuş olmalısınız. İyice dinlenin.”

“Teşekkürler.” 

Dier yanlarından ayrıldı ve kapıyı kapattı. Ersa, Dier gidince soldaki yer yatağına uzandı. Mely de çekingen bir tavırla sağdaki yer yatağına yanaştı. Uzandığında Ersa'nın ona çok yakın olduğunu gördü ve istemsizce kalp atış hızı arttı. Enerjisini hemen vücudunda dolaştırdı ve duygusal durumunu toparladı. Ersa hiçbir şey söylemeden gözleri tavana odaklanmış duruyordu. Mely ona seslendi.

“Ersa?”

“Efendim?”

Mely kendisini zorlasa da sorusunu sordu. 

“Akademiden mezun olunca ne yapmayı planlıyorsun?” 

Onun için bu sorunun cevabı çok önemliydi. Ersa, Mely'nin beklenmedik ciddi sorusu karşısında “Mezun olunca.” diyerek mırıldandı. Sonra devam etti. ''Bende pek emin değilim ne yapacağımdan. Gerçi akademiden atılmadan mezun olabileceğimden de emin değilim. Atılma olasılığım daha yüksek bence.”

Gözlerinde yoğun bir duygu birikimi varken devam etti. 

“Bu dünyada geleceğinin nasıl olacağı büyük oranda dövüş sanatlarındaki gelişimin ile doğru orantılı. Ve ben nerede yetişimim son bulacak, bunun sonucu olarak hayatımın heyecanı nerede sona erecek bilmiyorum.”

Sesi üzücü bir tonda devam etti.

“Sana küçüklüğümden beri yetiştirme yolunda ilerlemek istediğimi anlatmıştım. Amacım hiçbir zaman en güçlü kişi olmak olmadı. Ben sadece merak ediyorum. Hem de çok merak ediyorum. Bu işin sonunda nereye varacağımı merak ediyorum. Dövüş sanatları insanın hayatını tamamen değiştiren bir şey. Benim hayatımı nasıl değiştireceğini merak ediyorum. Sonunun nereye varacağını merak ediyorum. Evrenin nasıl bir yer olduğunu merak ediyorum.”

Ersa'nın duygularını bu şekilde açıklamasını beklemeyen Mely şaşırmıştı. Söylediği her cümlede kalbine ağırlık çöküyor, berbat hissediyordu. Ersa'nın bu dediklerine ulaşamayacağını biliyordu. Ulaşamazdı ki.

“Bazen yetiştirme yolunda gelişim konusunda duraklayacağım zaman aklıma geliyor. Aslında ben her geliştiğimde gelişimimin sonuna daha da yaklaşıyorum. Enerji olmadan nereye kadar ilerleyebilirim ki? O zaman geldiğinde ne yaparım bende bilmiyorum. Sanırım sevdiğim insanlarla ölüm beni bulana kadar huzurlu bir şekilde yaşarım. Düşününce bu da kötü bir fikir değil aslında.”

Mely, Ersa'nın son cümlesinde bahsettiği sevdiği insanların arasında olup olmadığını merak etti ama soramazdı. Ersa konuşmasını bitirince kendisine hayret etti. Kendisine bile açıklamadığı duyguları konuşmuştu. Nasıl tüm duygularını dile getirdiğini bilmiyordu. Gözleri buluştuğunda yanındaki kızın derin mavi gözlerinde kaybolduğunu hissetti. Bana verdiği rahatlık sayesinde mi?

“Eğer o gün gelirse ben senin yanında olacağım ve hiçbir yere gitmeyeceğim.”

Ersa, Mely'nin sözleri ile kalbinde tuhaf bir mutluluk hisseti. Mely, “Partnerler birbirine destek olmalı.” diyerek devam etti ve gülümsedi. Ersa da kızın güzel gülümsemesini izledi ve bir süre daldıktan sonra kendisini toparladı.

Partner? Daha ne kadar sana yetişebilirim bilmiyorum. Ersa üzgün hissetse de bunu dışarı yansıtmadı ve aynı şekilde gülümsedi 

“Elbette öyle olmalı.”

...

Sabah köy liderinin ailesi ile son kez beraber yemek yediler ve vedalaştılar. 

“Misafirperverliğiniz için çok teşekkürler. Umarım ileride tekrar denk geliriz.”

Mely, burada yaşadığı güzel günü düşündü. O anının sonsuza kadar kalbinde kalacağına emindi. “Evet, her şey için çok teşekkürler.”

“Hayır, hayır. Bizim size teşekkür etmemiz lazım. Köyümüzü büyük bir sıkıntıdan kurtardınız.”

Karea kafasını sallayarak konuştu. Dier hüzünlüydü. Mely'i çok sevmişti. “Sizinle birlikte vakit geçirmek güzeldi.”

Mely'e yaklaştı ve sarıldı. Mely böyle bir şey beklemediği için elleri boşta kaldı. Dier'in kendisine sarılı olduğu durumu ellerini uzatarak çift taraflı bir sarılmaya çevirdi. Böyle bir yakınlık kendisini tuhaf hissettiriyordu.

Ersa kenardan gülümseme ile izledi. Sonra Amar'ın yanına geldi ve kafasını okşadı. “Görüşürüz Amar. Kendine iyi bak.”

Amar hala utangaç tavrını sürdürüyordu. Ersa'nın sözlerine karşı kafasını sallamakla yetindi. Vedalaşmadan sonra akademiye geri dönüş yolculuğu başladı.

Akademiye ulaştıklarında öğrencilerin bakışları onlara odaklanmıştı. Fısıldaşmaların arasında görev platformunda görevi teslim etmeye gittiler. Görevi tamamladıklarına rağmen Karea’dan aldıkları belgeyi teslim ettiler. Görevin karşılığında ikisi de iki yüz mor sikke ve iki yüz elli akademi puanı kazandılar. Görevi de teslim ettiklerinde ilk görevlerini bitirmenin heyecanını duyuyorlardı. Ersa akademinin görev için çok fazla ödül verdiğini düşündü.

“Akademi görev ödüllerine biraz fazla şey vermiyor mu?”

Mely, onun aksine farklı düşünüyordu. 

“Akademi dışarıdaki görevlerle deneyim kazanmamızı istediği için teşvik amaçlı ödülleri yüksek tutuyor.”

“Bu nedenle ödüller iyi yani.”

Ersa ve Mely sohbet eşliğinde yürürken görev platformuna büyük bir grup girdi. Neredeyse yüz kişiden oluşan grup ikisini görünce durdu ve yanlarına geldi.

Ersa gruptaki herkesin kelebek rozeti taktıklarını gördü. Görev almaya geldikleri gün onlarla konuşan çocuk, Nel ve iki arkadaşı da aralarındaydı.

Erkekler Ersa'yı öldürecek gibi bakıyorken kızların çoğunluğunda hayran bakışlar vardı. Ersa yaşına göre yetenekliydi ve yakışıklılık olarak akademide dengi yoktu.

Liderleri gibi duran on dört on beş yaşlarında, kahverengi saçlı ve açık kahverengi gözlü yakışıklı bir çocuk Ersa'ya öldürücü bir bakış attıktan sonra Mely'e döndü. 

“Mely göreve çıkacağız. Bizimle gelmek ister misin?”

Grupta bulunan Mely'nin oda arkadaşı kız da Mely’i ikna etmeye çalıştı. “Evet Mely. Lütfen bizimle gel. Büyükusta seviyesinde bir görev. Kesinlikle senin için çok yararlı olacak.''

Tüm grup Mely'nin olumlu cevabını beklerken Mely kesin bir tonda konuştu.

“Hayır işim var.”

Bu durum karşısında çocuk kaşlarını çattı. Ersa'ya döndü ve ona kindar bir bakış attı. Ersa olmadan önce Mely'nin hiçbir erkekle arkadaşlığı yoktu ve onların görevlerine katılıyordu. Ama artık zamanlarını onlara ayırmıyordu. Kendisi Mely'i seviyordu ve grubunun en yetenekli kişilerinden birisi olarak Mely'nin de sonunda kendisini seveceğinden emindi. Yüzünün de Mely'nin yanında durmak için yeterli olduğunu düşünüyordu. Her şey mükemmel giderken bu çocuk karşısına çıkmıştı!

Kendisine göre Ersa bahsedilemeye değmezdi. Mely'nin onda ne bulduğunu anlamıyordu.

Ersa sessizce kenarda beklemeyi sürdürdü. Çocuğun bakışlarını aldırmadı.

“Mely bizimle gel. Kelebek savaşçısının bir üyesi olarak bize katılmalısın.” Çocuk elini uzattı ve Mely'nin bileğinden tutmak istedi. Mely beklemediği bir anda uzanan çocuğa tepki verememişti. Ersa, çocuk Mely’nin bileğini tutacakken çocuğun bileğini kavradı.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43988 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr