Bölüm 47 : Güç Seviyesi

avatar
3839 10

Yıldızlar Kralı - Bölüm 47 : Güç Seviyesi


Mely'nin içinden Ersa'ya sarılma isteği geldiği o an hislerini bastırdı ve durumu kurtardı.

“Güzelleşen bir kız.” Ersa'nın iltifatı kulaklarına ulaştığında kalbinin yükselen çalışma hızının aksine gülümsedi ve sakin bir yüz takındı.

“Çok beklettim mi?”

“Hayır, fazla beklemedim.”

Mely'i iyi bir süzen Ersa “Savaş konusunda da gelişip gelişmediğini merak ediyorum.” dedi.

Mely'nin yüzünde muzip bir gülümseme oluştu. “Denemek ister misin?”

Ersa karşısındaki kızın kendisine güvenen ifadesinden gücünün çok fazla arttığını düşündü.

Mely o anda aklında sürekli bulunan soruyu sormadan duramadı. “Yol uygunluğun nasıldı?” Ersa'nın yol uygunluğunu öğrenme konusunda çok istekli olduğunu biliyordu. Bu nedenle o da hangi yollara uygun olduğunu merak ediyordu.

Ersa'nın yüzündeki gülümseme gelen soru ile kayboldu. Mely'e bu konuda yalan söylemek istemedi ve “Yol uygunluğum yoktu.” dedi.

Bu sözler ve Ersa'nın yüz ifadesi ile Mely’nın bakışları karmaşık bir hal aldı. “Nasıl yani?”

“Testte hiçbir yol bana uygun görünmedi, en küçük seviyede bile. Ama merak etme nedeni çekirdeğimden dolayı olmalı. Yola çalışabiliyorum, sadece bunu test ile göremiyorum.”

Ersa'nın durumu ifade etmeye çalışırken yüzüne yerleşen gülümsemesini izleyen Mely kalbinde yükselen üzüntü ve ağrı hislerini engelleyememişti. Ama son sözleri doğruydu, yola çalışabiliyordu. Yani bu konuda çekirdeği ile alakalıydı.

“Hayranımın yol uygunluğu neymiş?”

Ersa gülerek ortamı rahatlattı ve siyah gözleri Mely'nin gözleri ile buluştu.

“Ateş, su ve yıldırım-”

Mely'nin üç yoldan bahsettiğini duyan Ersa hem çok sevinmiş, hem de şaşırmıştı.

Sıcak bir gülümsemeyle “Üç yol, seni aşabilecek var mı?” dedi.

Ersa'nın şakacı ve mutlu yüzü Mely’i de mutlu etmişti. “Karşımda duruyor.”

Gülümsemesi genişleyen Ersa “Görünüşe göre daha fazla çalışmam lazım. Yoksa gelecekte senin partnerin nasıl olurum?” dedi.

Ersa'nın partner sözünü duyan Mely'nin kalp atışı hızlanmıştı. Onun da kendisine ileride eşlik edeceğini söylemesi içini çok rahatlattı.

“O zaman bir savaşa ne dersin?”

Ersa, kılıcını açığa çıkardı ve Mely de onu takiben buz mavisi kılıcını eline aldı. “Güçlenebildin mi?”

“Aslında, bende emin değilim?”

Mely, Ersa'dan beklemediği sözler duyuyordu. Ama Ersa'nın böyle sözler söylemesinin nedeni hiç savaş gücünü test edecek birilerinin olmamasıydı. Günleri sadece eğitim ile geçmişti.

İkisi de tam gücünü en baştan açığa çıkarmadı ve birbirlerinin güçlerini test etmek için yavaş yavaş güçlerini kullandılar.

Ersa kılıcını savurduğunda Mely de rahat bir ifade ile karşıladı. İlk karşılaşma da baskın taraf yoktu. Bundan sonra da üst üste darbe değişimi gerçekleştirdiler. Savaş uzadıkça Mely daha baskın geldi.

Ersa bastırılırken Mely'nin çok fazla güçlendiğini fark etti. Artık kendisine baskın geliyordu. Onlarca darbenin sonunda iki tarafında aklında genel bir güç seviyesi oluşmuştu. Daha fazla saldırı gerçekleştirmediler.

“Benden geri kalmış gibisin?”

Mely'nin alaylı sözlerine Ersa da katıldı.

“Evet, görünüşe göre öyle.”

Bedensel dövüş sanatlarındaki gelişimi artık eskisi kadar hızlı değildi. Bu nedenle seviyesinde büyük bir artış gerçekleştirememişti. Ama onun aksine Mely'nin güç seviye iyi bir yükseliş göstermişti.

Akademinin ilk gün olduğundan daha fazla savaşmadılar ve birbirleri ile sohbet ettiler.

“Kardeşim seninle tanışmak istiyor.”

“Alvina mı? Benden mi bahsettin ona?”

Mely mutlu bir yüzle sordu.

“Evet ve görünüşe göre seni merak ediyor. Seneye akademiye katılacak. Umarım iyi anlaşırsınız.”

“Kesinlikle iyi anlaşacağız.” Ersa'nın kız kardeşinin nasıl görüneceğini düşünen Mely, Alvina ile tanışmayı gerçekten istiyordu.

İki saat civarında süren sohbetlerinden sonra ikisi de kendi odalarına geçti. Ersa yatağına uzandığında gözleri tavana odaklanmış durumda bir şeyler düşünüyordu.

Bugün Mely'nin gelişimine şahit olmuştu. Kendisine kıyasla bir hayli gelişmişti. Yol kullanırsa belki Mely’e yetişirdi ama Mely’de teknikler öğrenmiş olmalıydı. Güçlenmesi için eğitimine bir şeyler katması gerektiğini anladı. Eğitim için aklına gelen belirgin bir durum yoktu. En sonunda bir süre bu şekilde devam etmeye karar verdi. Aklına iyi bir şey geldiğinde onu uygulayacaktı.

...

Günün aydınlanması ile birlikte sıkı eğitimine başlayan Ersa, günler boyunca aynı şekilde devam etti. Hafta sonu sabah heyecanlı bir gülümseme ile uyandı.

Eğitim alanına gidecek ve gerçek güç seviyesini test edecekti. İlk önce seviyesini onaylatmak için akademinin seviyelendirme binasına yöneldi. Usta evrenin başlarını kolay olmasa da yenebildi. Kahvaltısını yaptıktan sonra gerçek canavarların arasına daldı. Sırasıyla acemi, temel, kalfa evreleri geçti ve usta evrelerin bulunduğu yere geldi.

Etrafı gözlemlediğinde elli metre ilerisinde usta evre dördüncü seviyelerin bölgesinde bir canavar gördü. Büyük kaslı kolları ile üç metre civarında boya sahip canavar yeşilliklerin arasında dolanıyordu.

Ersa yayını eline almadan kılıcını kavradı ve canavara doğru koştu. Canavarın gözleri işittiği sesler ile Ersa'ya yöneldi. Karşısındaki insanın ona saldırmak istediğini anladı ve kızgın bir ifadeyle oda saldırdı. Ersa canarın attığı yumruktan vücudunu yana çevirerek kurtuldu ve canavarın karın bölgesine kılıcı ile vurdu.

Canavarın acı haykırışı, aldığı yara ile aynı anda etrafa yayılmıştı. Ersa geriye çekildi ve canavara karşı tekrar saldırı pozisyonunu aldı. Canavar ise kendisini yaralayan çocuğa kızgın bakışları ile saldırdı. Ersa saldırılardan bazen sıyrıldı ve bazen kılıcı ile kendisini korumaya aldı. Canavarın başka bir saldırısından daha kaçındıktan sonra sağ koluna kılıcını savurdu.

Ama o sırada kılıcı canavarın koluna çarpsa da saldırı derisini geçmemişti. Ersa şaşkınlık yaşadığında canavarın saldırısının kendisine çarpması ile birkaç metre geriye savruldu. Canavar fırsat vermeden tekrar kendisine doğru saldırdı ve Ersa'nın üzerine doğru koştu.

Ersa hızla ayağa kalktı. Az önceki korumanın canavarın derisi sayesinde olmadığını anlamıştı. Usta evrelerin kullanabildiği enerji bariyeriydi o. Büyük ihtimalle Ersa ile savaşmaya başladığında enerjisi olmadığından küçümsemişti, ama Ersa'nın gücünü gördükten sonra enerji bariyerini kullanmaya başladı.

Ersa'nın yüzüne coşkulu bir gülümseme yerleşti. Bu tür bir sansasyonu özlemişti. Canavar kendisine doğru gelirken evren enerjisi kılıcının etrafında toplanıyordu. Büyük bir güç taşıyan canavarın yumruğu Ersa'nın bedenini yok etmek için harekete geçtiğinde Ersa'da kılıcını savurdu. Saldırıda baskın gelen Ersa oldu ve canavarı geri çekilmeye zorladı. Canavar karşı tarafın gücünün şokunu yaşıyordu. Ersa kendine gelmesine fırsat vermedi ve yüksek hızı ile başka bir saldırı gerçekleştirdi. Üst üste saldırılarla geriye çekilmeye zorlanan canavar kızmıştı ve saldırıları daha vahşileşmişti.

Canavarın saldırılarından sürekli kaçınan Ersa ise ara sıra kılıcını canavarın bedenine geçiriyordu. Canavarın vücudunda birçok yara oluşmuştu. Ersa kılıcın yolunu kullanırken enerji bariyeri yeterli gelmiyordu.

Bu işi daha fazla uzatmak istemeyen Ersa canavarın başka bir saldırısı kendisine ulaştığında havaya zıpladı ve kolunun üzerine geçti. Ardından kafasına doğru ani bir saldırı gerçekleştirdi.

Canavarın göz bebekleri ölüm korkusu ile küçüldü ama hayatı için çok geçti. Kılıç boğazını derin bir yara bırakarak kesti ve birkaç saniye kıvrandıktan sonra geriye cansız bir beden bıraktı.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43989 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr