Bölüm 46 : Yol Uygunluğu

avatar
3665 9

Yıldızlar Kralı - Bölüm 46 : Yol Uygunluğu


Ersa odaya girdiğinde geniş bir dikdörtgen alan karşıladı. Odanın ortasında duran görkemli bir tekli koltuk ile karşısında üç kişilik bir jüri takımı vardı.

“Test koltuğuna otur ve vücudunu rahatlat.”

Ersa tuhaf bir bakışla koltuğa oturdu. Oturması ile aynı anda vücuduna enerjinin akın etmesi bir oldu. Yabancı enerji ile ani bir titreme yaşadığında “Enerjiyi reddetme.” diyen bir eğitmenin sesi ile bedenini rahatlattı.

Enerji, direk olarak çekirdeğine yol aldı ve vardığında içine girmek için harekete geçti. O anda karanlığı andıran siyah enerji, yabancı enerjiyi reddederek geri teptirdi.

Birkaç saniye sonra Ersa'nın önünde havada bir ekran belirdi. Ekranda yolların ismi yazarken değerlendirmeler de sütunlar halindeydi.

Ustalar inanamıyor gibi baktığında hepsi derinden şaşırmışlardı.

Ersa'nın içinde ise kötü bir his yükselmeye başladı. Önündeki ekranda kahverengi, mavi, turuncu, şeffaf, mor, siyah ve altın renginde sütunlar vardı ama hepsi boştu.

“Çıkabilirsin.”

Uzun süreli sessizlikten sonra eğitmenin sesi Ersa'yı daha kötü hissettirmişti.

“Ne oldu? Hangi yola yatkınım?” kendisini tutamayarak içini kemiren soruyu sordu.

Ortadaki adam kaşlarını çattı. Adam Ersa’nın nasıl akademiye girdiğini anlamadı. Kayıtlardaki yeteneğine göre bir yola uygun olması lazımdı. Normal şartlar altında akademiden atılması gerekiyordu. Bu durumu rapor edince akademiden atılacağına adam kesin gözüyle bakıyordu.

“Hiçbir yol uygun değil. Dövüş sanatları yolunda çalışamazsın.”

Ersa hayretle adama baktı. İlk önce çekirdeği sorunluydu, şimdi ise hiçbir yola uygun değil miydi?

Kalbinde yükselen acı ve kızgınlık ile boş gözlerle öylece durdu. Ortadaki eğitmen sinirli bir sesle bağırdı. 

“Sıra var dışarıda. Test bitti. Çık dışarı!”

Ersa duyduğu gür ses ile kafasını kaldırdığında anlamsız bakışlarla eğitmene baktı. “Nasıl yola uygun olmam? Bir yanlışlık olmasın?”

Eğitmen daha da kızgındı. Bu çocuk utanmadan hala duruyordu. Bu zamana kadar birçok öğrencinin yeteneğini test etmişti ama ilk defa bu kadar yeteneksizini görmüştü. Hatta hiç yeteneği yoktu. İmkansız gibi bir şeydi bu durum. Bu akademiye torpille girmiş olmalıydı.

“Hiçbir yola uygunluğun yok dedim. Testte bir sorun yok. Çık dışarı!”

Ersa bir şeyler söylemek istiyordu, ama en sonunda sessiz kaldı ve odadan çıktı. Herkesin meraklı bakışları altında çocuğun afallamış ifadesini görenler ne olduğunu anlamamışlardı. Jenerasyonunun birincisi olan kişinin yol uygunluk testi kötü mü geçmişti?

Ersa dışarıya çıktığında neden bu şekilde olduğunu aklı almıyordu. Zihni karman çorman durumda sadece yürüyordu. Uzaktan izleyen Karmela oğlunun bu halini görünce şaşırdı. Neden böyle bir ifadeye sahip olduğunu anlamadı. Zihninde kötü bir tahmin belirdi.

O sırada odada başka bir çocuğun testi yapılıyordu. Çocuk koltuğa oturduğunda gergin ve endişeliydi. Enerji bedenine girerken hissettiği yorgunluk hissi ile gözleri kapandı.

Eğitmenler daha ne olduğun anlamadan gözlerinin önünde korkunç görünümlü bir adam belirdi. Ortadaki eğitmen cesaret ederek “Sen kimsin!? Buraya nasıl girdin!?” diyerek bağırdığında karşısındaki kişiden gelen iki kelime ile ancak yutkunabilmişti.

“Kapa çeneni.”

Üç eğitmen bu sözün etkisi ile titredi. Üç eğitmen de karşılarındaki adamın dehşet verici bir güce sahip olduğunun farkına vardı. Sadece sesi bile onları korkudan titretmeye yetiyordu.

“Az önce çıkan çocuk – yol uygunluğu neydi?”

Beklenmedik soru ile şaşıran üç eğitmen gereksiz bir söz söylemeye cesaret edemedi. “Uygunluğu yoktu efendim.”

Saygıyla konuşmaya dikkat ederken karşısındaki kişi kaşlarını çattığında hemen yanlış bir şey söylediğini düşündü. “Doğruyu söylüyorum efendim. Testte hiçbir uygunluk çıkmadı. Buna bizde çok şaşırdık. İlk defa böyle bir durumla karşılaşıyoruz.”

Karmela, adamın son sözleri ile Ersa'nın neden o halde olduğunu anlamıştı. Kalbine yoğun bir acı hakim oldu. Varlığı da eğitmenlerin önünden kayboldu.

Ersa, dişlerini gıcırdatarak yürürken neden bu derece acımasız bir kadere sahip olduğu düşüncesi ile gitgide sinirleniyordu. En sonunda kızgınlıkla yere diz çöktü ve yerdeki taş zemini yumruklamaya başladı.

Vuruşlarına dayamayan zemin parçalara ayrılıyor ve derin bir çukur oluşturuyordu.

“Ersa.”

Duyduğu nazik ses ile sürekli hareket halinde olan elleri havada durdu. Arkasına döndüğünde babasını karşısında görünce nedenini anlamadan daha duygusal hissetmeye başlamıştı. Oğlunun gözlerinin kenarının kızardığını gören Karmela’nın midesine berbat bir his oturdu. Oğluna sıkıca sarıldı.

“Kızgın hissetme ya da çok üzülme. Olanı kabullen ve daha iyisi için mücadele et. Yollara çalışamıyor musun? O zaman kılıç yolunu neden uygulayabildin ya da dört ana yolda anlayış elde edebildin? Düşün biraz neden?”

Duyduğu rahatlatıcı sözler ile gözleri babasına kayan Ersa ne diyeceğini bilememişti. Neden? O da bu sorunun cevabını bilmiyordu.

Düşüncesini duymuş gibi babası devam etti. “Çünkü sen dövüş sanatları yoluna uygunsun. Yollara çalışamayacaksın diye bir şey yok. Büyük ihtimalle bu durum çekirdeğinle alakalı bir durum. Sadece yeteneğini akademi test edemiyor.”

Babasının sözleri ile kalbi ferahlamıştı. Doğruydu. Yolda ilerleme kat edebiliyordu. O zaman nasıl yol uygunluğu olmazdı? Babasının dediği gibi büyük ihtimalle çekirdeğindeki tuhaf durumdan dolayı test edilemiyordu.

Ruh hali çok daha iyi hale gelmişti. Babası ile bir süre sohbet ettikten sonra odasına geçti. Ray ve Bailey de gelmişlerdi. İkisi de yol testinin nasıl geçtiğini merak ettiler.

Ersa'nın geldiğini gördüklerinde hemen selam verdiler ve sorularını yönelttiler. 

“Nasıldı yol testi?”

Ersa doğruyu söylerse morallerinin bozulacağından emindi. “İyiydi.”

“Neye yatkınmışsın?” Ray heyecanla sorduğunda Ersa ne demesi gerektiğini bilemedi.

Babası ile hava yolunda ilerleme kaydettiğinden “Hava yolu.” dedi.

“Görünüşe göre hızlı bir arkadaşımız olacak. Ben toprağa yatkınım.”

Bailey’de hemen ileriye atılarak “Ben ateşim. Galiba kişiliğimi yansıtıyor. Ne dersiniz?” dedi.

Ersa ve Ray ikilisi Bailey’in tuhaf sözlerine güldüklerinde Ray ''Ne ateşi ancak köz olursun sen.” diyerek dalga geçti.

Bailey, Ray'e gözlerini devirdikten sonra Ersa'ya döndü. “Doğru değil mi Ersa ?”

“Köz olduğun konusu mu?”

Ersa'nın da kendisi ile dalga geçtiğini gören Bailey hemen ikisine de cevap verdi. “Siz ne anlarsınız ateşten.”

Üç arkadaş muhabbet ederken eşyalarını yerleştirdiler ve ardından yemekhaneye geçtiler. Akşama kadar vaktini arkadaşları ile harcayan Ersa, hava kararınca heyecanla buluşma alanına geçti.

Kısa sürede alana vardı. Mely'nin daha gelmediğini gördü. Bu nedenle oturdu ve bu fırsatı değerlendirerek toprak yolunu çalışmaya başladı. Otuz dakika civarında süre geçtikten sonra Ersa'nın gözleri açıldı ve “Hayranım hoş geldiniz.” diyerek güldü.

Mely, Ersa'nın varlığını fark ettiğine şaşırsa da çok fazla düşünmedi. Yüzüne yerleştirdiği gülümseme ile Ersa'nın oturduğu yerden kalkışını ve yakışıklı yüzünü izledi.

Uzun süredir görmüyordu onu. Bugün gördüğünde ne kadar özlediğini anlamıştı. Akademide neredeyse her akşam beraberlerdi. Ersa ile geçirdiği vakit ailesi dışında herkesten fazlaydı.

Ersa da karşısındaki güzelliği izledi ve kalbindeki sevinç duygusunu yüzüne yansıttı. O da benzer duygulara sahipti. Bu kız kalbine giren nadir kişilerden biri olmuştu. Mavi ve siyah gözler birbiri ile buluştuğunda iki tarafta sanki konuşmadan bir şeyler söylüyordu.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44308 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr