Bölüm 39 : Uyarı

avatar
3731 12

Yıldızlar Kralı - Bölüm 39 : Uyarı


Ersa ve Mely geç saatlere kadar sohbet etti. Gecenin ilerleyen saatlerinde de odalarına döndüler. Sabah olduğunda ikisinin de uyandığı haberini alan Haria yanlarına gitti.

Mely ve Ersa'nın hastanenin bahçesinde birlikte olduklarını görünce beklenmedik bir şaşkınlık yaşadı. İkisinin birbirlerini tanımadıklarını düşünmüştü. Haria, ikiliye doğru yürürken ikilinin bakışları ona dönmüştü.

“Görünüşe göre iyileşmişsiniz.”

“Evet, herhangi bir sorun yok.”

Mely'nin cevabı ile Haria'nın yüzünde gülümseme yerleşti.

“O zaman üst jenerasyona meydan okuyacak mısınız? İki saat sonra meydan okuma başlayacak.”

Ersa ve Mely'nin bakışları buluştuğunda Ersa gülümseyerek cevapladı.

“Katılmayı düşünmüyoruz.”

Ersa'nın Mely adına da cevap vermesi ile Haria bir an kaşlarını çattı ve bakışları Mely'e kaydı. Mely'nin herhangi bir şekilde itiraz etmeye niyeti olmadığını gördü. Önceden edindiği şaşkınlığı daha çok büyüdü.

“Emin misiniz? Büyük bir fırsatı kaçırıyorsunuz. İlk bine girerseniz, aylık olarak birçok ödül alacaksınız ve eğitim kalitenizde artacak.”

Mely tereddüt etmeden cevapladı. 

“Evet katılmayacağız.”

Haria, Mely ile Ersa'nın rahatlıkla ilk bine girebileceğini düşünüyordu ama ikisinin de bu konuda kesin konuşması ile daha fazla ısrar edemedi.

“Pekala, o zaman katılmayacağınızı haber vereceğim. İyice dinlenin.”

Haria ikilinin yanında ayrılırken içini kemiren soruları Ersa'ya soramadan sadece kısa bir bakış atabilmişti.

“Katılmak istemediğine emin misin?” 

Ersa, kendisi için hiçbir yararı olmadığından gereksiz yere çaba harcamak istemiyordu. Özel muamele görüp daha iyi dersler alabilse bile onun işine yaramayacaktı. Para konusunda ise kendi parasını rahatlıkla kazanabiliyordu. Ama Mely'nin durumu aynı değildi.

“Evet gerek yok. Bende katılmayacağım. Hadi içeri girelim.”

...

Güneş ve ayın yerlerini birbirlerine emanet edişi ile zaman ilerledi ve üç gün geçti. Ersa ve Mely düzelmiş eski rutin hayatlarına dönmüşlerdi, ama artık her şey Ersa için daha sıkıntılıydı. Birinciliği ile akademide ünlü olmuş, üst jenerasyon tarafından bile tanınır duruma gelmişti. Görünümü de iyi olunca akademideki en popüler erkeklerden biri olmuştu.

Ormana doğru ilerlerken insanlardan kaçınarak yol eğitimi için nehre gitti. Nehrin görüntüsü karşısında kısa bir iç çekti. Çok fazla zaman geçmemesine rağmen sanki onlarca gündür eğitim yapmıyor gibi hissediyordu.

Üzerinde sadece ağırlık kıyafetlerini bırakarak nehre girdi. Suyun akışının arasına oturdu ve gözlerini kapatıp konsantre oldu. Etrafından geçen balıkları yakalamaya tüm dikkatini vermişti. Bu nedenle uzaktan onu izleyen kişinin farkında değildi.

Yeşil kıyafetli adam, Ersa’yı izlerken derin bir düşünce halindeydi. Önündeki gizemi çözmeye çalışıyordu ama bir türlü doğru çözüm yolunu bulamıyordu. Ersa bir saatten fazla nehirde durduktan sonra sırasıyla diğer eğitimlerini gerçekleştirdi. İç organlarını geliştirme, vücudunu geliştirme ve yolları anlamaya çalışma.

Yeşil kıyafetli adam ise her seferinde artan şaşkınlığı ile Ersa'nın eğitimini, delicesine kendisini mahvederek sürdürdüğü çalışmasını, tuhaflıklarla dolu yolu anlamaya çalışma biçimini izliyordu. Hava kararmaya başladığında Ersa ağırlık eğitimini tamamlamış, gökyüzüne yönelen bakışları ile uzanıyordu.

Yeşil kıyafetli adam ise sorusuna bir çözüm bulamadan oradan ayrıldı. Ersa birkaç dakika dinlendikten sonra odasına geçti ve duş alıp bir şeyler giydi. Bailey ve Ray ile biraz sohbet etmesinin ardından Mely'nin yanına eğitim alanına gitti.

Mely, üstündeki mor kıyafeti ve omzuna uzanan siyah saçları ile çimlerin üzerinde oturmuş Ersa'yı bekliyordu. Ersa'da, Mely'nin yanına oturdu. Mely'nin düşüncelere dalmış halini görünce alışılmışın dışında olduğunu fark etti.

“Ne düşünüyorsun?”

Ersa'ya derin bir bakış attıktan sonra yüzünün çok ciddi olduğunu fark eden Mely hemen gülümsedi. 

“Önemsiz şeyler. Sadece halletmem gereken birkaç mesele.”

Mely'nin aklını kurcalayan şey Ersa'nın çekirdeğindeki sorundu. Ersa'nın bedensel dövüş sanatlarına birkaç ekleme yapması ve yolu da çalışması ile yükseldiğini biliyordu ama çok fazla sürmeden bir sınıra ulaşacağını düşünüyordu. Çekirdek her şeyin temeliydi. Eğer çekirdek olmazsa bir insan ne yaparsa yapsın çok fazla gelişemezdi. Ama ne kadar düşünceleri bu konuda meşgul olsa da hiçbir çözüm aklına gelmiyordu.

Gülümseyerek Ersa'nın yüzüne bakarken karşısındaki çocuğun kendisini eğitmek için herkesten çok çalıştığı aklına geldi. Ama ne yaparsa yapsın malum kaderini aşamayacaktı. Ersa'nın acı dolu eğitimi zihninde canlanınca gözlerinin kenarının kızışmaya başlaması ile Ersa'nın tepki vermesi bir oldu.

“Emin misin? Hiçte iyi görünmüyorsun. Sorun ne? Söyle bana. Belki yardımcı olabilirim.”

Mely sesinin titrek çıkmasına yardımcı olamayarak cevapladı.

“Bir şey yok.”

Temiz havayı içine çektiğinde enerjisini vücudunda dolaştırdı ve zihnini rahatlattı. Yüzüne tekrar yerleştirdiği gülümsemesi ile Ersa'ya döndü. 

“Eğitime başlayalım.”

Ersa, Mely'de bir sorun olduğunu fark ettiğinden konuyu deşecekken Mely, Ersa'nın kolunu tutup çekti ve Ersa'yı ayağa kaldırdı. 

“Hadi daha çok güçlenmemiz lazım.”

Mely kılıcını çıkardığında Ersa da Mely'nin bu konuyu sormasına izin vermeyeceğini fark etmişti. Kılıcını kınından çıkardı ve “Bugün tuhaf davranıyorsun.” dedi.

Mely ise Ersa'ya saldırıya geçerken konuştu. 

“Çok fazla düşünüyorsun.”

Ersa ile Mely birkaç saat savaştıktan sonra odalarına geçtiler ve dinlenmeye koyuldular. Mely dinlenmeye çalışırken sürekli olarak aklına gelen Ersa'nın çekirdek sorunu ile bir türlü düzgünce rahatlayamamıştı.

Ersa'nın ileride güçsüz kalması durumunda onunla geçireceği vakit azalacaktı ve Ersa'nın hayallerinden dolayı güçsüz olmasını da istemiyordu. Mely zar zor uykuya daldığında zaman düşüncesinin aksine hızla geçmiş ve güneşin yükselişi ile gün aydınlanmıştı.

Haria odasında önünde bulunan birçok evrak işi ile uğraşırken kapısının tıklanma sesi ile kağıtlardan kafasını kaldırdı. 

“Gir.”

Odaya giren Haria'nın Ersa konusunda bilgileri edinmesi için emir verdiği kişiydi. Haria merakla sordu. “Evet, neler öğrendin? Tam bir rapor istiyorum.”

Adam Haria'nın gözlerine bakamıyor, bakışlarını kaçırıyordu. “Ef- efendim.”

“Ne duruyorsun anlatsana!” adamın anlatmaya başlamaması Haria'yı kızdırmış, gözleri adımın söyleyeceklerini duymak için ona dönmüştü.

'”Efendim, araştırmalarıma göre Ersa isimli öğrenci akademiye kayıt olduğundan beri tuhaf davranıyormuş. Sadece bir kere derse girmiş, oda Boylan Klou isimli eğitmenin dersi olan dövüş sanatları başlangıç dersiymiş. Ayrıca daha sonra vaktinin büyük çoğunluğunu kütüphanede geçirmiş. Bir yılını bu şekilde harcadıktan sonra bu sene geldiğinde farklı olarak eğitim alanını haftada iki kere kullanmaya başlamış, ama yine derslere katılmamış. Akademide de bu çocuğu önceden bilen pek kişi yok.''

Adamın anlattıklarını ilgi ile dinleyen Haria adam anlatmayı durduğunda ona devam etmesini belirtti. Adam ise çekiniyor gibiydi.

“Geçmişini araştırdığımda ikamet yeri konusunda bir bilgi bulamadım. Ailesi ve klanı hakkında hiçbir bilgi yok. Nasıl akademiye kayıt olmuş onu bile bilmiyorum. Soyadı bile kayıtlarda yok. Bedeninin tuhaflığını ise-”

Adam konuşmakta tereddütlü davranıyordu.

“Ersa'yı gözlemlerken yeşil kıyafetli bir adam geldi ve benim gözlem yapmamı engelledi. Ayrıca Ersa'ya yaklaşmamam konusunda beni tehdit etti. Gücümle adama karşı koymaya çalışsam da karşısında karınca kadar güçsüzdüm.”

Tüm bunları anlattıktan sonra adam başını eğdi ve Haria'nın vereceği cevabı bekledi. “Adamın yüzü nasıldı?”

Haria tam bir bilgi almadan kızgınlıkla karar vermemek için kendisini tuttu ve yeşil kıyafetli kişinin kim olduğu hakkında fikir edinmeye çalıştı.

“Bilmiyorum efendim. Yüzünü göremedim. Her şey çok hızlı gerçekleşti.”

Haria'nın yüzüne yerleşen kızgınlık adamı daha çok korkutmuştu. “Çık dışarı ve o çocuk hakkında yeni bir şeyler öğrenene kadar gelme.”

“Anlaşıldı efendim.” adam aceleyle dışarı çıktığında Haria neler olduğunu anlamaya çalışıyordu. ''Ersa'yı koruması için görevli biri olabilir mi?''

“Haria, Ersa denilen çocuk hakkında hiçbir şeyi araştırma.”

Haria düşüncelerini mırıldanarak dile getirirken odasına yayılan başka bir ses büyük bir saygı ve korku ifadesine bürünmesine neden oldu. Gözleri arkasına geldiğini hiçbir şekilde hissedemediği adama döndüğünde içinde yayılan derin şaşkınlık hissini engelleyemedi.

Yeşil kıyafetli, gizemli adam karşısında dururken Haria hiçbir şekilde nedenini sormaya cesaret edemedi. “Emredersiniz efendim.”

Yeşil kıyafetli adam ortadan kaybolunca Haria da tuttuğu nefesini verebildi. Gözleri duygu karmaşası ile dolu halde duruyordu. “Ersa, kimin nesisin sen?”

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43988 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr