Bölüm 37 : Çaylakların Birincisi (5)

avatar
3613 13

Yıldızlar Kralı - Bölüm 37 : Çaylakların Birincisi (5)



Mely, Ersa'nın üstünde ağırlık kıyafeti olduğunu bilse de ağırlığın miktarını bilmiyordu ve ağırlıksız gücünü hiç deneyimlememişti. Enerjisini tüm bedeninde dolaştırırken dikkat seviyesini zirvede tuttu. Gelebilecek saldırıya karşı çok temkinli yaklaşıyordu.

Ersa vücudunu gerdi ve yüzüne güzel bir gülümseme yerleştirdi. Bedenini öne büktükten sonra kendisinin de sınırını test etmediği hızını kullanmaya hazırlandı.

Sağ ayağını öne attığında önceki hızından çok daha fazla hızla Mely'e doğru koşmaya başladı. Mely hazırlıklı olsa da Ersa'nın hızı karşısında afallamıştı. Ersa ise hızının tam sınırını bilmediğinden ilk saldırısı çok verimli değildi.

Kılıcını Mely'e savurduğunda Mely tüm gücünü kullanarak karşılık verdi. İki kılıcın çarpışması Ersa’nın öncekine nazaran akıcı ve keskin hareketleri nedeniyle Mely’i daha fazla germişti.

Ortaya çıkan kuvvetle iki tarafta geriye itildi. Mely, Ersa'dan çok daha fazla etkilenmiş durumdaydı. Ersa fırsat vermeden yeni bir saldırı düzenledi. Hızı Mely'nin ayak uydurabileceği seviyede değildi.

Ersa, saldırılarını ara vermeden üstün bir güçle gerçekleştirmeye devam edince Mely çok zor bir duruma girmişti.

Teknik kullanmazsa durumunun daha da kötüleşeceğini fark etti. Enerjisini kontrol ederken saldırı amaçlı olmayan tekniğini aktif hale getirdi.

(Rüzgarın Ayakları Tekniği)

Tekniğin kullanımıyla Mely’nin hızı Ersa'nın hızına ayak uydurabilecek seviyeye ulaştı.

''Usta evre teknik!''

Eğitmenlerden biri yüksek sesle şaşkınlığını dile getirdiğinde Haria da kafasını onaylar biçimde sallıyordu.

“Usta evre tekniği bu yaşta kullanabiliyor. Takdire şayan.”

Mely hızını arttırmasının hemen ardından kılıç tekniği kullandı.

(Gökyüzü Kesim Tekniği)

Ağırlıksız baskın gelen Ersa, Mely'nin teknikleri ile tekrar bastırılmıştı. Savaşın heyecanını doruk noktada yaşarken saldırılara karşılık veriyordu. Mely, baskın taraf olsa da Ersa'yı yenecek kadar değildi. Başka bir teknik ile Ersa geriye çekilmeye zorlandığında Mely aralıksız saldırılarını sürdürdü.

Ama Mely'nin bedeninin hareket hızı Ersa kadar pürüzsüz değildi. Mely'nin hareket hızı artsa da kollarındaki hız ve bedeninin diğer kısımlarını kontrol hızı konusunda geri planda kalıyordu. Ersa, saldırılardan kaçındı ve kılıcına evren enerjisini çekmeye başladı. Savaşın seviyesi gittikçe arttığından kendisinin de buna ayak uydurması lazımdı.

Şeffaf enerji kılıcının etrafında toplanmaya başladı. Kılıcının keskinliği ve gücü muazzam oranda artmıştı. Savaş antrenmanlarında hissettiği aynı tehlike duygusunu hisseden Mely, hızla daha güçlü tekniğini aktif hale getirdi. Ersa'nın kılıcı Mely'e ulaştığında kılıcın yolu ve kalfa evre tekniğin karşılaşması gerçekleşiyordu.

İki saldırı birbirini yok etmeye çalıştı. Sonucunda Ersa'nın saldırısı güçlü gelen taraf oldu. Saldırının kuvveti Mely'nin vücudunda küçük kesikler oluşturup savurmuştu.

Mely aldığı hasarı umursamadan Ersa'ya saldırdı. Daha güçlü bir tekniğe geçerken çapraz çizgide kılıcını yönlendirdi. Bu sefer kullandığı teknik en güçlü tekniklerinden bir tanesiydi. Ersa ise kılıcın yolunu kullanarak karşılık verdi.

Bu sefer Mely çok fazla yıpranmamış, birkaç adım geri çekilmeye zorlandıktan sonra durabilmişti. Ersa ise Mely'den daha iyi durumda olsa da Mely'nin saldırı gücü onun gücüne yaklaştığından daha dikkatli olması gerektiğini anladı.

''Bu kız ne kadar çok teknik öğrenmiş?''

Eğitmenlerden biri Mely'nin sürekli olarak tekniklerini değiştirmesiyle hayret etmişti. Normalde üç tekniği bu yaşlarda idare edebilenler dahi sayılıyordu, ama Mely üç tekniği rahatlıkla aşmıştı.

Ersa ve Mely savaşı seyircilerde büyük bir zevk uyandırdı. Akademide böyle savaşlar görmek nadirdi. Saniyeler birbirini kovalayıp dakikaları oluşturduğunda iki tarafta birçok yara almış, kan ile boyanmıştı. Ersa'nın zihinsel enerjisi gittikçe azalıyordu. Evren enerjisi kullanmak Ersa’ya zihinsel olarak yük bindiriyordu ama Mely’de tekniklerini üst üste kullandığından dolayı içsel enerjisi tükenmeye başlamıştı.

İkisi de savaşın sonlarına geldiklerini ve en iyi tekniklerini kullanmaları gerektiğinin farkına vardı. Nihai ana geldiklerini hisseden rakipler saldırılarını kestiler. Savaşı sonlandırmadan önce birbirlerinin durumunu gözlemlediler. Bu sırada yüzleri durgun, zihinleri yoğun bir çalışma halindeydi.

Mely, en güçlü tekniğini aktif hale getirmeye, Ersa da evren enerjisini olabilecek en çok miktarda çekmeye başladı. Kılıcının etrafındaki şeffaf enerji daha da baskın bir hal almıştı.

Mely'nin kılıcının çevresi ise havayı tehdit ediyormuşçasına yoğun bir buzul hava oluşturdu. Kılıcı ölümcül bir aura yansıtıyordu. İki tarafta yüksek hızlarını kullandı ve saldırısını öne sürdü. Seyirciler kılıçlardan yayılan baskı nedeniyle şaşırmışlardı.

''B-bu usta evre kılıç tekniği!?''

Mely'nin kullandığı kılıç tekniğini gören eğitmenler ağızları açık halde olayın şokunu yaşıyordu. Haria’nın bakışları ise Ersa'nın kılıcında takılı kalmıştı. Bu saldırının çok tanıdık geldiğini hissediyordu. Yine de ne olduğunu çözemedi. Seyircilerin arasındaki gizemli bir adam dışında kimse ne olduğunu çözememişti. Adam gözlerine yerleşen şaşkınlık hissi ile birkaç kelime mırıldandı. 

“Bu yaşta ve çekirdeğini kullanmadan?”

Ersa ve Mely'nin kılıcı büyük bir güç çarpışması yaşadı. Herkes gözlerini kırpmadan hangi kılıcın üstün geleceğini görmeye çalışıyordu.

Mely'nin kılıcının rengi Ersa'nın kılıcı ile temas halinde iken açık mavi bir tona büründü ve Ersa'nın kılıcına karşı artan gücü ile karşı koymaya başladı.

Ama Ersa'nın kılıcı hiçbir şekilde gücünden taviz vermiyordu. Kılıçların güçleri birbirlerini yok etmeyi sürdürdü. İki kılıcın etrafına hakim olan enerjide giderek azalıyordu. Çarpışmanın etkisi ikisini de geri çekilmeye zorladı.

Ersa'nın bedeninde kırmızı renkli enerji parçacıkları dolaşıyordu. Ersa bu durumun farkında değildi. Kırmızı renkli enerjiler çekirdeğinin etrafındaki siyah bariyere çarpıyor, onu parçalamak istiyordu. Ama ne kadar denerlerse denesinler onlar için çıkış yoktu.

Ersa tüm bunlar olurken tüm odağını savaşa vermişti. Mely ile karşılaşmasını sonuçlandırmaya çalışıyordu. Bu sırada Ersa'nın vücudundaki kaslar belirginleşmiş, damarları açığa çıkmıştı. Damarlarının yeşil rengi kırmızılaşmış bir görüntüye büründüğünde insanlara ürkütücü bir his veriyordu.

Ersa dişlerini gıcırdatarak yüksek sesli bir haykırış gerçekleştirdi. Kalan tüm gücünü saldırısına aktardı. Mely ile çarpışan kılıcı Mely’i geriye itti. Ersa'nın artan gücüne karşın Mely'de kalan az miktardaki enerjisini saldırısına aktarınca ortaya yoğun bir rekabet çıktı.

Ersa ne kadar vücudu ile destek verirse versin sonucun pek değişmeyeceğini fark ettiğinde tek çaresi olan kılıç yoluna odaklandı. Savaşın ortasında herkesin anlamsız gözlerle bakmasını sağlayan bir şey yaptı.

Gözlerini kapattı ve evren enerjisini kılıcına çekmeye başladı. Ersa'nın savaş sırasında anlayışı artmıştı. Mely'nin kullandığı teknikler olsun, savaşın verdiği hissiyat olsun her şey zihnini tam kapasitede yolu anlamaya sokmuştu.

Mely en güçlü saldırısına Ersa’da topladığı enerji ile karşılık verdi. İki kılıcın güç patlaması ile Mely'nin tekniği güç dalgasına dayanamayarak yok oldu. Mely ise elinde bulunan kılıç ile metrelerce geriye doğru savruldu. Mavi kıyafetleri kırmızıya bürünmüştü. Bünyesi de saldırının kuvvetini kaldıramamış, ortaya baygın bir beden bırakmıştı.

Mely metrelerce itildiğinde Ersa gözlerini açmadı ve gözleri kapalı halde diz üstü çöktü. Eğitmenlerde dahil olmak üzere orada bulunan tüm insanlar hayretler içerisinde ağızları açık iki çocuğa bakıyordu.

Kimse kimin kazandığını anlamamıştı. Her iki tarafta bilincini yitirmiş vaziyetteydi. Ersa ve Mely herhangi bir hareket gerçekleştirmedi. Alana derin bir sessizlik hakimdi. O sırada hakemin yanına gelen Haria'nın emir verdiği bir adam hakemin kulağına bir şeyler fısıldadı.

Hakem kulağına fısıldanan sözler ile iki çocuğa göz gezdirdiğinde yavaşça açılan ağzı kazananı belirledi.

“Kazanan, Ersa!”

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44240 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr