Bölüm 36 : Çaylakların Birincisi (4)

avatar
3729 13

Yıldızlar Kralı - Bölüm 36 : Çaylakların Birincisi (4)



Ersa ve Mely, arena da tek kelime etmeden gözlerini birbirlerine kilitlemişlerdi.

“Başlayın!”

Onlarca kez söylenen bu kelime belki de şuanda en tesirlisi olmuştu. Herkes bu kelime ile büyük bir heyecana kapılmış, 10-14 yaş arası grubun birincisinin kim olacağını görmek istiyordu.

Susmak bilmeden tezahürat yapanlar bile sessizleşmiş, herhangi bir anı kaçırmak istemiyordu.

Ersa kırmızı kabzalı kılıcını eline alırken, Mely de buz mavisi kabzalı kılıcını eline aldı. Hakem maçı başlatmasına rağmen öylece durmuş, birbirlerini izliyorlardı. Birkaç saniye geçtiğinde ikisi de yüzlerine yerleştirdikleri heyecan dolu gülümseme ile hareket etti.

Mely, Ersa'nın gücünü çok iyi bildiğinden en başından usta evre 2. seviye gücünün büyük bir kısmını kullanarak saldırmaya başladı. Ersa da gücünü kısıtlamadan kabaran kolları ve belirginleşen damarları ile saldırıya geçti.

Uzun süre çarpışmış iki kılıç yeniden buluştuğunu belli edercesine çevreye yoğun bir baskı uyguluyordu. Kılıçların ilk buluşması iki tarafı da çok etkilememişti.

İlkini takiben başka kılıç saldırıları birbirini takip etti ve gözler savaş alanına sabitlendi. Tüm konsantrasyonunu kullanan iki çocuk içlerinde kabaran heyecan duygusu ile savaşmayı sürdürdü.

Mely, sağdan yatay bir çizgide yeni bir saldırı gerçekleştirdiğinde Ersa eğilerek saldırıdan kaçındı ve alttan ani bir saldırı gerçekleştirmek istedi.

Ersa kılıcını alttan savururken Mely'nin yatay çizgide ilerleyen kılıcı aniden yön değiştirerek alttaki Ersa'ya yöneldi.

Ersa beklediği sürpriz saldırının aksine gelen ani saldırı ile zorla kılıcının yönünü değiştirip Mely'nin saldırısı için koruma oluşturdu. Mely'nin güçlü saldırısı Ersa'yı zor durumda bırakmıştı. Saldırı ile Ersa'nın kılıcı Ersa'ya doğru bastırılmış, gücü ile saldırının kendisine ulaşması ancak engelliyebiliyordu.

Ersa, Mely'nin kılıç saldırısını karşıladıktan sonra ayağını havaya kaldırdı ve Mely'nin baskısından kurtulmak için sert bir tekme attı. Tekmeyi gören Mely geri çekildi ve o sırada Ersa geriye takla atarak ayağa kalktı.

Dengesini sağlayıp Mely'nin yüzüne baktığında dudaklarının hafiften kıvrılmış olduğunu fark etti. 

“Bu kız.”

Mely'nin az önce onu tuzağa çektiğini fark eden Ersa'nın yüzüne hoş bir gülümseme yayıldı. Mely'nin onun taktiklerini ona karşı kullanacağını düşünmemişti.

Mely de Ersa'yı izledi ve yeni bir saldırı gerçekleştirmedi. Yüzündeki gülümseme ile kazanacağını belirtiyor gibiydi. Ersa çapraz doğrultuda bir saldırı gerçekleştirdi.

Mely ise saldırıyı rahatça karşıladı. Ardından kendisi yeni bir saldırı gerçekleştirip Ersa'yı geri adım atmaya zorladı. Üst üste gerçekleştirilen darbelerle bazen Mely baskın taraf oluyordu, bazense Ersa. On dakikadan fazla süregelen denge durumu sürdü. Mely birkaç çarpışma daha gerçekleştirince tekniğini aktif hale getirdi.

(Ateş Yıkım Tekniği)

Saldırı Ersa'ya ulaştığında Ersa hızı ile kaçınamayacağını biliyordu. Kılıcını daha sıkı kavradı ve saldırıya saf gücüyle karşılık verdi.

İki saldırının karşılaşmasında Mely baskın taraf olmuş, Ersa'yı bir metreden fazla itmeyi başarmıştı. Ama Ersa'nın bedeni dövüş sanatlarını çalışanlardan çok daha kuvvetli olduğu için vücudunda sadece birkaç kanlı çizik oluşmuştu.

Ersa, sanki hiçbir şey olmamış gibi tekrar Mely'e saldırıya geçince çıldırmış biri gibiydi. Saldırı hızı o kadar fazlaydı ki Mely'e saldırmak için fırsat bırakmıyor, birçok yönden saldırıyordu.

Saldırılarında taktikler kullanmaya çalışsa da Mely tarafından fark edilerek defediliyordu. Ersa saldırılarının Mely'nin savunmasını geçmediğini fark edince Mely'den uzaklaşıp koşmaya başladı.

Mely, Ersa'nın ne yapmaya çalıştığını anlamadığından olduğu yerde savunma pozisyonunda beklemeyi sürdürdü. Ersa birkaç metre uzaklık oluşturunca durdu ve Mely'e döndü.

İfadesiz yüzü ile kılıcını biraz arkasında tutarak bir anda Mely'e doğru koşmaya başladı. Mely yarı şaşkın durumda iken kılıcını savunma pozisyonuna getirdi ve bedenini sağlam bir duruşa soktu. Ersa, yüksek bir hızda aralarındaki mesafeyi azalttı.

Üç metre, iki metre, bir metre...

Mely'nin saldırı mesafesine geldiğinde vücudunu biraz eğdi ve Mely'e doğru havaya zıpladı. Ersa'nın vücudu havada dönerken Mely, Ersa'nın ne yapmak istediğini yeni anlamıştı. Havadan saldırı gerçekleştirecekti. Ancak havada Ersa savunmasız kalırdı. Mely tam saldıracakken Ersa vücudundaki ağırlık setinin ağırlığını üç yüz elliden, altı yüze getirdi. Hızlı bir şekilde yere ulaştı.

Ersa’nın havadan yere ani ivmelenişi Mely’nin tamamen beklemediği bir şeydi. Ersa kılıcını ileri sürdüğünde zorlukla tepki verebildi. Ancak Ersa’nın saldırısı Mely’nin omzunu sıyırmıştı. Mely hızını arttıran bir teknik kullandı ve Ersa’nın ağırlıkla dolu halindeki yavaşlığından yararlanarak saldırdı.

Ersa, Mely’nin reflekslerine hayran kaldı. Saldırısını hızla engellese de biraz geç kaldığından sağ kolunun üst kısmında küçük bir kesiğin oluşmasını engelleyemedi. Mely hızla kılıcını yatay bir çizgide Ersa'ya savurdu.

Ersa geriye çekildi ve ağırlık setinin ağırlığını üç yüz elliye geri getirdi. Seyircilerin tamamı nefes almayı unutmuş bu sahneye şaşkınlıkla bakıyordu. Ersa’nın ne yaptığını tam olarak çözememişlerdi.

Mely ve Ersa’nın yüzünde ise heyecan dolu bir gülümseme vardı. Önceki savaşlarından almadıkları bir heyecan duyuyorlardı. Akıllarından geçen, tek rakiplerinin birbirleri olduklarıydı. Yaralı yerlerinden akan kanları umursamadan tekrar birbirlerine saldırdılar.

Kılıçları sürekli olarak çarpışırken Ersa yeni bir saldırı denemesi için yere eğilip ayağını çember doğrultuda döndürdü.

Durumu fark eden Mely, Ersa'ya doğru zıplayarak Ersa'nın çelmesinden kurtuldu ve kazandığı ivme ile Ersa'ya dikey çizgide kılıç saldırısı gerçekleştirdi.

Ersa hemen kılıcını yatay pozisyona getirip saldırıyı engelledikten sonra geriye takla attı ve Mely'nin saldırı mesafesinden uzaklaşıp ayağa kalktı.

Mely ise Ersa'ya başka bir fırsat vermemeye kararlı olduğunu belli edercesine başka bir tekniğini aktif hale getirip saldırdı.

(Gökyüzü Kesim Tekniği)

Önceki tekniğinden daha güçlü olduğu belirgin olan tekniği Ersa'ya ulaştığında Ersa da kabaran damarları ile saldırıya karşılık verdi.

Kılıcında rüzgarın keskinliğini ve Mely'nin gücünü taşıyan saldırı Ersa'yı birkaç metre geriye savurdu. Ersa saldırıyı vücudunda birçok küçük çaplı yara ile atlatmıştı. Mely ise sadece birkaç adım geriye itildi.

Ersa'nın yaralarından damlayan kanlar vücuduna yayılırken kendisini kırmızıya boyuyordu. Kötüye giden durumunun aksine yüzüne yerleştirdiği gülümseme insanları şaşkına çeviriyordu. Mely ise karşısındaki çocuğun bu haline alışmış, onun savaş çılgını olduğunu biliyordu.

Seyirciler şuan ki duruma göre Mely'nin kazanacağına inansalar da Mely herkesten daha çok biliyordu ki Ersa daha gücünün çok az bir kısmını kullanmıştı.

''Gücünü biraz daha açığa çıkarmak ister misin?''

Mely bile Ersa'nın gücünün sınırını bilmiyordu ve bu maçta öğrenmek istiyordu.

“Sanırım çıkarmalıyım.”

Ersa bedenine göz gezdirirken içinde her zaman giydiği kıyafetine gözleri ulaştığında bakışları sabitlenmişti. Üç yüz elli kilogram ağırlıkla hapsettiği vücudunu serbest bırakma fikri kalbinde hoş bir sansasyon oluşturuyordu. Elleri gece gibi siyah kıyafetinin ağırlık ayarlarına ulaştığında sağ bileğinin üzerinde yazan üç yüz elli kilogram aniden sayılarını yitirerek sıfıra dönüştü.

Bedenini hapseden ağırlık zincirleri ortadan kalkınca Ersa sanki tüy gibi hafif hissetmişti. Mely de ciddiyetle Ersa’nın değişimini izledi. Savaşın yeni başladığını biliyordu. 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44257 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr