Bölüm 8 : Geri Dönüş

avatar
4298 14

Yıldızlar Kralı - Bölüm 8 : Geri Dönüş


Ersa akademinin bahçesine çıktı. İşitme yetisini yitirdiğini hissediyordu. Ruh gibi ilerliyor elleri hareket etmiyordu. Çevre hassasiyetini yitirmişti. Bahçede zorlukla bir süre yürüyebildi. Rüzgarda savrulan bir yaprak gibiydi. En son olduğu yerde diz çöktü.

Çevresindekiler Ersa’ya şaşkın ifadelerle bakıyorlardı. Ersa’nın ise onları umursadığı yoktu. Kafasını kaldırdı ve sonunu göremediği mavi gökyüzüne baktı. Kalbine bıçak saplanıyordu sanki.

“Hey, Ersa! İyi misin? Ersa!” 

Ersa'yı yerde diz çökmüş halde gören Ray koşarak yanına geldi.

“...”

''Ersa! Ersa!''

Seslenmeler ışığında Ersa kafasını Ray'e çevirdi.

''Ray'' çıkan ses çok yumuşaktı. Ray şaşkınlıkla Ersa’nın gözlerine baktı. Bu kadar sarsılmak için ne yaşamış olduğunu merak etti.

''Evet, benim. Neden burada duruyorsun. Hadi kalk odaya gidelim.''

Ray, Ersa'ya yardım etti ve beraber odaya geçtiler. Odaya girince Ray, Ersa'ya ne olduğunu sordu. Ersa'nın cevaplamak istemediğini görünce konuyu uzatmadı. Ersa'nın yatağa uzanmasına yardım etti.

''Ersa benim katılmam gereken dersler var. Bir yere ayrılma olur mu?''

Ersa boş gözlerle tavana bakıyordu. Ray uzun bir iç çekti ve dışarı çıktı. Ersa'nın zihni karmakarışık olmuştu. Hayalini kurduğu yetiştirme yolunda ilerleyemiyordu. Uzandığı yerden hiç ayrılmadı. Akşam Ray ve Bailey geldi. Ray, Bailey'e neler olduğunu anlatmıştı. İkisi de endişeliydi.

Ersa, anlamsız gözlerle tavana bakmaya devam ediyordu. Ertesi günde böyle devam etti. Ne yemek yiyiyor ne bir şey içiyordu. Ray ve Bailey ne kadar Ersa ile konuşmaya çalışsa da karşılık alamıyorlardı. İkisi de işleri olduğu için odayı terk etti. Ersa ise tepkisiz durmaya devam etti. Ne kadar sürdüğü belli olmayan bir anda gözlerinde bir ışıltı vardı. Kendisine kızdı.

Neden hiçbir çaba göstermiyorum? Pes edecek ve öylece kabullenecek miyim? Eğer bir çekirdek sorunum varsa mutlaka tıpta bunun için bir çare olmalı. Kesinlikle olmalı. Tedavi yolunu bulmam lazım.

Yatağından kalktı ve karnının guruldamasını duydu. İlk olarak yemekhaneye gitti ve karnını doyurdu.

Enerji ile dolu olduğunda kütüphanenin yolunu tuttu. Girişteki yaşlı adama selam verdi ve üçüncü kata çıktı. Saatlerce kütüphanede tıp kitaplarını karıştırdı. Gökyüzünü karanlık sardı, karanlığı ışık sarmaladı ancak Ersa değişimlerden habersiz kütüphanedeki varlığını sürdürdü.

Acıktığında yemek yemek için yemekhaneye, duş almak ve kıyafetlerini değiştirmek içinse odasına uğradı. Zamanının çoğunu kütüphanenin tıp ve simya bölümünde geçirdi.

Yıl boyunca sayamadığı kadar çok teori üretti ve sürekli teorilerinin eksik tarafları üzerinde kafa yordu. Hiç bıkmadan çalışıyordu. Her gün sadece birkaç saat uyuyor ve geriye kalan vaktini çekirdek sorununa ayırıyordu. Ray ve Bailey, çok nadir Ersa'yı görmeye başlamıştı.

Ersa kütüphanenin bir parçası olmuştu. Kütüphaneye uğrayan öğrenciler Ersa’nın orada çalışmaya başladığını düşünmeye başlamıştı. Bazı zamanlarda onu izlemek için öğrenciler gelirdi. Kız öğrenciler arasında da popüler olmuştu.

Ersa’nın kütüphanede geçirdiği tüm yılı tam bir fiyaskoydu. Ne kadar araştırma yaparsa yapsın ve teori üretirse üretsin sürekli bir çıkmaza giriyordu. Tekrar umutsuzluğa kapılmaya başlamıştı.

Donuk bir ifadeyle eşyalarını aldı ve akademiden çıktı. Karmela dışarıda Ersa'yı bekliyordu. Uzun süren bir beklemenin sonunda akademiden çıkan Ersa’yı gördü. Yüzünde gülümseme ile oğlunu karşılamak istedi ama oğlundaki tuhaf atmosferi fark etti. Ersa'nın hiç enerjisi yoktu. Yetiştirme yolunda ilerlememesi nasıl mümkün olabilirdi?

Karmela Ersa'nın yanına gelmesini beklemeden önüne çıktı. “Ersa sorun ne? Neden hiç enerjin yok?”

Ersa, sakin bir ifade ile yanıtladı. ''Çekirdeğimde bir sorun var baba. Yetiştirme yolunda ilerleyemiyorum.''

Bu sözler kulağına ulaşınca Karmela kalp atışlarının durduğunu hissetti. Acı içindeki çocuğuna baktı. Ersa'nın sakin hali kalbine yerleşen kötü hissiyat arttırıyordu. Karmela ortada büyük bir yanlış anlaşılma olduğunu düşündü. Akademinin testinden geçmişti. Nasıl çekirdeği sakat olabilirdi?

''Ersa bana her şeyi, hiçbir şey atlamadan anlatmanı istiyorum.''

Ersa anlamsız gözlerle yaşadığı her şeyi anlattı. Çekirdeğinin enerjiyi geri teptirmesini, yetiştirme yolunda ilerleyememesini, bu nedenle tıp yolunda ilerleyişini ama sonucun bir çözüm bulamadığını.

Karmela, Ersa’nın anlattıklarını dinlediğinde bir anlığına nutku tutuldu. Anlattığı çekirdek sorununu hiç duymamıştı. Enerjiyi reddettiği için çekirdeğinde kesinlikle bir sorun vardı. Enerjinin her şeyin temeli olduğunu en iyi bilenlerden biri kendisiydi. 

Oğlunun en büyük isteğinin yetiştirme yolunda ilerlemek olduğunun farkındaydı ama bunu da gerçekleştiremiyordu. Oğlu neden bu kadar acımasız bir kaderle karşı karşıya kaldı? Ersa'ya yaklaştı ve sıkıca sarıldı. Ersa tepkisiz kaldı.

Karmela, Ersa'yı belinden tutup eve götürdü. Eve vardıklarında Alvina'nın küçük bedeni evin önünde dolanıyor ve sürekli gökyüzüne bakıyordu. Ela da evin önündeki masada oturmuş oğlunun dönmesini bekliyordu.

Gökyüzünde göründüklerinde Alvina heyecanla bağırdı. “Abi! Abi! Anne abim geldi!”

Ersa ve Karmela yanlarına inince Alvina sıkıca abisine sarıldı. Ela da, oğluna sarılmak istedi ama bir şeylerin yanlış olduğunu fark etti. Karmela’ya ne olduğunu sormak istedi. Yüzündeki acı dolu ifadeyi gördüğünde endişelenmeden edemedi.

Karmela da Ela’nın endişesini gördü. Sadece onun duyabileceği bir tonda söyledi.

“Yalnız kalınca anlatacağım.”

Bu sözler Ela’nın daha da endişelenmesine neden oldu. Ela da Ersa’nın bedeninden yayılan herhangi bir enerji hissetmedi.

Ersa o sırada Alvina ile ilgileniyordu. “Abiyi özledin mi?”

“Evet!” Alvina daha sıkı sarıldı. Ersa samimi bir kahkaha attı. O da kardeşini özlemişti. Sıkıca kız kardeşine sarıldı.

Birbirlerine sarılmayı bırakınca annesinin yanına geldi. “Anne ben geldim.”

Ela, oğluna karmaşık duygularla baktı. Oğluna sarıldı ve içini rahatlatan kokusunu içine çekti. 

“Hoşgeldin oğlum.” 

Ersa’ya sarıldığında Ela'nın kalbi yoğun bir baskı altındaydı. Oğlunun durumunun çok ciddi olduğunu fark etmişti. Ersa ve Alvina eve girdi. Ela yalnız kaldıklarında titreyen bir ses ile sordu.

“Sorun ne?”

Karmela derin bir iç çekti ve en başından her şeyi anlattı. Ela, Karmela gibi sakin kalamadı ve ağlamaya başladı.

''Neden böyle bir şey oldu? Tüm yıl boyunca yalnız başına mı katlandı? Onun en büyük isteği nasıl böyle yok olabilir Karmela?''

Karmela güven veren gözlerle Ela'yı teselli etti.

“Lütfen ağlama. Oğlumuza destek olmalıyız. Seni bu halde görürse içinde tuttuğu duygular açığa çıkabilir. Durumun kötüleşmesini istemeyiz. İlk olarak imparatorluğa gideceğim en iyi doktorlarla konuşacağım. Bu konuya kesinlikle çözüm bulacağım.”

“Ne zaman gideceksin?”

“Şimdi gideceğim. Birkaç güne dönerim.” daha konuşurken Karmela havalandı ve gökyüzündeki silueti kısa sürede kayboldu. Ela bir süre olduğu yerde kaldı. Gözünden damlayan gözyaşları dindiğinde eve girdi. Ela, Ersa'ya çekirdek sorununu sormadı. Oğlunu üzmek istemiyordu. Sadece beraber oturdular ve samimi bir atmosferde sohbet ettiler. Alvina, abisini özlediğini belli edercesine yanından ayrılmıyordu. Abisine neler öğrendiğini, günlerini nasıl geçirdiğini anlatıyordu.

Sohbet havanın kararmasına kadar devam etti. Ela, Ersa’nın yorgun olduğunu düşündü ve Ersa’yı odasına gönderdi. Alvina’yı yanında tuttu. Ersa, odasına girdiğinde gözüne odanın her köşesine yayılmış kitapları çarptı. Kitaplarla o kadar çok vakit geçirmişti ki. En yakın arkadaşları olmuşlardı. Yatağına uzandı ve aylardır ilk defa dinlenmeye fırsat buldu.

Bir yıl boyunca yaşadıklarını düşündü. Her gün tıp ve simya çalışmış, yetiştirme yolu hakkında kitaplar okumuştu. Buna rağmen tedavi yolunu bulamamıştı. Bugün ailesiyle buluştuğunda kendisinin durumundan etkilendiklerini gördü. Gözleri alışık olduğu tavana kilitlendi.

Belki de kaderimi kabullenmem gerekiyor diye düşündü. Dövüş sanatlarını çalışamamak her şeyin sonu değildi. Tıp ve simya da kendisini geliştirmeye devam edebilirdi. Belki de bir aralar okuduğu bedensel dövüş sanatlarını deneyimleyebilirdi.

Bedensel dövüş sanatlarının dövüş sanatları gibi parlak bir geleceği yoktu. Bedensel dövüş sanatlarında çekirdek kullanılmadan sadece insan bedeninin gücü kullanılıyordu. Beden gücü ise insanı sınırlandırıyordu. İnsanlar kalfa evresinden ileriye gidemiyorlardı. Kalfa evresinden sonrası enerji kullanımını gerektiriyordu. Kalfa evresine kadar ilerleyebilse de en azından bir seçeneği vardı. Hala kendini geliştirebilirdi.

***

Karmela iki gündür evden uzaktaydı. Ersa babasının kendisine yardım etmek için ayrıldığından şüpheleniyordu. Babasının nerede olduğunu merak etse de annesine nerede olduğunu sormadı. Annesi ve kız kardeşi ile vaktini geçirdi.

“Ersa dışarı gelir misin?” Ersa odasında kitap okurken babasının sesini duydu ve kitabını kenara kaldırdı. Babasının eve dönmesine sevindi. Odasından çıktı. Babası yüzünde bir gülümseme ile kendisine bakıyordu. Yanında yaşlı bir adam vardı. Beyaz sakallı, uzun saçlı bir adamdı. Yaşlı adamın gözlerinde huzur veren bir sükunet duygusu vardı.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44263 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr