Bölüm 3 : Tehlike

avatar
4660 17

Yıldızlar Kralı - Bölüm 3 : Tehlike


Karmela Ersa'nın parıldayan gözlerini gördü. Neden bir anda böyle bir istekte bulunduğunu merak etti.

"Dövüş sanatları mı?"

Ersa, heyecanla cevapladı. 

"Evet baba. Lütfen bana öğret."

Karmela oğlunun yoğun isteği karşısında şaşırmıştı. Ona öğretebilir olsa da öğretmek istemedi. Neden küçük yaşta acımasız olan dövüş sanatlarını çalışmak istiyordu? Daha küçüktü ve Karmela dövüş sanatlarıyla vaktini harcamasını istemiyordu.

Küçük yaşta dövüş sanatları öğrenmekte sıkıntıydı. Daha çekirdeği tam olarak gelişimini tamamlamamıştı. Bu da yavaş bir gelişimi beraberinde getirirdi. Aslında önem verdiği kısım bu değildi. Ersa’nın vaktini eğlenerek geçirmesini istiyordu. Dövüş sanatları ise sabır isteyen zorlu bir eğitim süreciydi.

"Neden dövüş sanatlarını öğrenmek istiyorsun Ersa?”

Ersa elini atan kalbine götürdü. Vücudunun kan akış hızı artmıştı. Kırmızı enerjiler damarlarında dolaşıyordu.

“Sadece- öğrenmem gerektiğini hissediyorum baba.”

“Dövüş sanatlarını öğrenmek için daha çok küçüksün oğlum. Şimdi değil ama birkaç yıl beklersen seni akademiye dövüş sanatlarını öğrenmen için yollayacağım.”

Ersa’nın gözlerinden hayal kırıklığı yansıdı.

“Kaç yaşında öğrenebilirim baba?”

Karmela oğlunun saçını okşadı.

“On yaşına geldiğinde öğrenebilirsin. On yaşına kadar ise oyun oynamanı, sevdiğin şeyleri yapmanı istiyorum.”

“Öyleyse bana daha iyi kitaplar alabilir misin baba?”

Karmela’nın gözlerinde şaşkınlık parıltısı belirdi.

“Daha iyi kitaplar mı? Elinde bulunanları bitirdin mi?”

“Evet.”

“Tamam nasıl kitaplar istiyorsun?”

“Tıbbi kitaplardan istiyorum.”

Ersa okuduğu kitaplarda dövüş sanatlarından sonra tıp ve simya en çok ilgisini çekenlerdi. İkisi de bilimin bir parçasıydı ve eğlenceli görünüyorlardı. Dövüş sanatlarına göre daha az eğlenceli gelse de on yaşına kadar bekleyebilirdi.

Karmela şaşırmış bir ifade ile oğlunun söylediklerini dinledi. Dört yaşlarındaki bir çocuk tıbbi kitaplar mı istiyordu? Duyduğunun doğru olduğundan şüphe etti bir anlığına. “Tıbbi kitaplar senin için sıkıcı olmaz mı Ersa? Daha eğlenceli kitaplara ne dersin?”

“Hayır baba. Bence tıp eğlenceli.”

Tıp eğlenceli miydi? Karmela şüphe ile oğluna baktı. Oğlunun eğlence anlayışının diğer çocuklardan farklı olduğu belliydi.

“Tıp öğrenmek için önce temel oluşturman gerekiyor. Bunun için doğrudan tıbbi konuları öğrenemezsin. Başlangıç olarak onlarında temelini öğrenmelisin.”

Karmela konuşmasına devam edecekti ki oğlunun kararlı ifadesi nedeniyle pes etti.

“Tamam istediğin kitapları alacağım.”

Ersa babasına sarıldı.

“Teşekkürler baba.”

Karmela kitapları aldığında Ersa babasının aldığı kitaplarla vakit geçirdi. Karmela ise oğlunun gelişimini yakından takip etti. Ersa’nın ne kadar ilerleyebileceğini merak ediyordu. Kendisine hayret ettiren Ersa’nın hızla yeni bilgileri kapmasıydı. Hafızası o kadar muazzamdı ki çalıştığı konuları detaylarıyla hatırlıyordu. Birkaç ay geçtiğinde Ersa tıbbi kitapları okumak için yeterli seviyeye ulaşmıştı. Tıp için öğrendiği bilgilerle simya çalışmalarına da başladı. Ara sıra ise dövüş sanatları kitaplarını okudu. Karmela oğlunun gelişimiyle birlikte oğlu ile konuşma ihtiyacı hissetti.

Aldığı yeni kitaplarla Ersa’nın oadasına geçti ve oğlu ile sohbet ettikten sonra oğlunu bilgilendirmek için konuşmaya başladı.

"..Tıp yolunda bulunan insan sayısı azdır, çünkü aldığı vakit çok fazla. Çoğu insan harcadığı vaktin karşılığını alamıyor. Bu simya içinde geçerli. Birine vakit ayırınca yetiştirme yoluna ayıracağın vakti kullanmış oluyorsun."

Ersa başıyla onaylarken Karmela anlatmaya devam etti. 

"Tıp yolu hayat yoludur, yaşam enerjisi ile birlikte ilerlersin. Simya yolu yenilik yoludur. Hap, silah, zırh ve günlük hayatta kullandığımız eşyalardan birçoğunu simya sayesinde kullanabiliriz.”

“Simya yolu için ihtiyacın olan ateş ve enerjidir bunları normal bir insan minimum seviyede karşılayabilir ama usta evresine ulaşmadan tam bir simyacı olunamaz. Tıp için bunlar gerekmez ama enerji ile olursa tıp yolun bambaşka seviyeye ilerler. Enerji kullanmadan sadece belirli bir noktaya kadar ilerleyebilirsin. Bu noktada öğreneceğin kitaplar senin için teorik olacak."

Karmala'yı dinleyen Ersa'nın içinde büyük bir istek doğdu. Bu istek yeni bir şeyler öğrenme isteğiydi.

"Anladım baba." diyerek cevapladı ve yeni kitaplarına odaklandı. Karmela, karmaşık ifadelerle odadan dışarı çıktı. O sırada Ela, Karmela'nın yanına geldi. 

"İnanılmaz yetenekli değil mi?"

"Evet, gerçekten inanılmaz bir çocuk. Öğrenme aşkı çok fazla ve yeteneği öğrenme aşkından da fazla. Ama böylesine bir yetenek beni endişelendiriyor. Normal bir yaşam süremeyeceğinden korkuyorum."

Ela Karmela’nın neden endişelendiğini biliyordu. Karmela’ya sarıldı ve teselli etti.

“Endişelenme. Yanında sen olacaksın. Oğlumuza yardım edebilirsin.”

***

Ersa, annesi ve babasının konuşmalarından habersiz kitapları ile vakit geçirmeye devam etti. Karmela geçen sürede ara sıra Ersa’ya yardımcı oluyor, Ela da Alvina’nın gelişimi ile ilgileniyordu.

Ersa genellikle odasında çalıştı ve ara sıra da ailesiyle vakit geçirmek için çıktı. Vaktinin çoğunu teorileri öğrenmek ve kendi teorilerini kurmakla geçirdi. Teorileri anlamak ve kendi teorilerini üretmekten çok zevk alıyordu.

İki yıl sonra...

Gölün yanındaki masada Karmela ve Ela sofrayı hazırlıyordu.

“Abi! Top sana geldi. Şimdi sıra sende!”

Ersa gülerek topu tuttu ve Alvina toptan kaçarken Alvina’ya attı. Bu sahneyi Karmela ve Ela gülümseyerek izliyordu. 

"Çocuklar kahvaltı hazır." 

Ela masayı hazırladıktan sonra seslendi.

Alvina ve Ersa oynamayı bırakıp masada birer sandalye kaptılar. Alvina beklenti ile abisine baktı. 

"Abi, daha fazla oyun oynayacak mıyız?"

Ersa, Alvina'nın yanağını sıktı. 

"Üzgünüm Alvina. Çalışmam lazım."

Alvina, kısa bir süre somurttuktan sonra tatlı bir yüz ifadesi yaparak, tatlı bir sesle Ersa'ya yalvarmaya başladı. 

"Hep çalışıyorsun abi. Hadi, lütfen beraber oyun oynayalım lütfen."

"Olmaz Alvina. Bugün yapmam gerekenler var."

Ela, araya girerek konuştu. "Alvina, abinin çalışması gereken konular var. Ben seninle oynarım olur mu?"

Alvina, küsmüş gibi kollarını küçük bedenine sardı. 

"Olmaz. Ben abim ile oynamak istiyorum."

Ersa kardeşinin tavrına dayanamadı ve gönlünü aldı.

"Alvina akşam beraber uyuruz olur mu? Akşam seninle oynarım. Ama şimdi çalışmam lazım."

Alvina bir süre düşündü ve bir gülümseme oluşturdu. "Ohh. Tamam o zaman."

Yemek yedikten sonra Ersa odasına geçti. Odası o kadar fazla kitapla dolmuş durumdaydı ki, kendisi için fazla alanı bulunmuyordu. Ersa, tıp kitabını eline aldı ve teorisini gözden geçirmeye başladı.

"Eğer hayat paraziti, enerji damarına bağlanmışsa bunun çözümü yok mu? Hayır mutlaka bir çözümü olmalı. Düşün Ersa. Ne olabilir?”

Bir sonuca ulaşmayınca kitaptaki parazitler bölümüne ve enerji damar bağlantılarına baktı ama hala aklına çözüm gelmedi. Birkaç saat düşündükten sonra Alvina'nın sesiyle odak halinden çıktı. 

"Abi, hadi akşam oldu. Söz vermiştin. Bu akşam beraber uyuyacağız ve oyun oynayacağız.''

Ersa, Alvina'ya bakıp, başını salladı. 

"Gel Alvina şimdi oynayabiliriz.”

Alvina küçük ayaklarıyla koşarak Ersa'nın üzerine atladı. Ersa, Alvina ile yere devrildi.

Ersa, güldü ve sordu.

“Pekala Alvina, ne yapmak istersin?" 

Alvina soru üzerine biraz düşündükten sonra heyecanla konuştu. 

"Saklambaç oynamak!"

Ersa, cevabını almadan önce Alvina'nın ne oynamak isteyeceğini biliyordu. Her zaman Alvina'nın favori oyunu saklambaç oldu. 

"Tamam. Saklan bakalım saymaya başlıyorum."

Alvina, hemen odadan koşarak çıktı ve saklanacak yer aramaya başladı. Bu sırada Ersa'nın saymaya başladığını duyabiliyordu.

"1! 2! ...... 10! Geliyorum Alvina!"

Ersa gülümseyerek odadan çıktı. İlk mutfağa bakmaya gitti. Önceki oyunda Ersa, Alvina'yı bulamamıştı. Hiç tahmin etmediği küçük afacanın mutfağın üst dolabına saklanmış olmasıydı. En sonunda pes edip Alvina'ya seslenmişti.

 

Ersa, Alvina'nın çok akıllı olduğunu düşünüyordu. Mutfağa gelince önce üst dolaplara baktı. Bulamayınca masanın altına baktı ama orada da olmadığını görünce diğer odaları aramaya başladı. Banyo, tuvalet, oturma odası, dinlenme odası her yere baktı yine de Alvina'yı bulamadı. "Alvina tamam pes ediyorum. Neredesin?"

"..." 

Ses yoktu. Ersa endişelenmeye başlayarak dışarı çıktı ve evin bahçesine bakmaya başladı. Gölün etrafına baktı ama bulamadı. "Alvina! Çık ortaya pes ediyorum."

"..." 

Hala ses yoktu. Ersa hızlıca eve girdi. Endişeli bir görünüşü vardı. Ersa’nın endişeli seslerini duyan Karmela ve Ela dışarı çıktı.

“Ne oldu Ersa?”

“Alvina’yı bulamıyorum anne. Saklambaç oynuyorduk ama Alvina ortadan kayboldu. Evi aradım bulamadım. Seslendiğim halde dışarı çıkmadı.”

Karmela oğlunu sakinleştirdi.

“Merak etme Ersa. Sen evde bekle kardeşini bulup geleceğiz.”

Karmela enerjisini yaydı ve ormanı taradı. Alvina’nın yerini bulunca hızla yanına doğru harekete geçti. Ela da arkasından onu takip etti. Ersa ne yapacağını bilemedi. Kardeşi hakkında çok endişeliydi.

“Tsk,Tsk,Tsk. Eğer oğlunu yalnız bırakırsan ne olacağını düşündün Karmela.”

Ersa korkutucu sesle bakışları soluk yüzlü karanlık bir atmosfere sahip olan adama döndü. Adam yüzündeki geniş gülümseme ile Ersa’ya yaklaştı. Ersa adamdan uzaklaşmak istedi ama hareket edemediğini keşfetti. Adam onun hareketlerini enerji ile engelliyordu.

“Kimsin sen?”

Küçük bir çocuğun kendisine cesur bakışlarla yönlendirdiği soru karşısında adam daha da teşvik olmuştu.

“Gerçekten de Karmela’nın çocuğusun. Ah şu bakışlar. O güzel gözlerini saklamak istiyorum.”

Ersa adamın tiksindirici bakışları karşısında vücudunun ürperdiğini hissetti. Vücudundaki kızıl enerjiler hızla hareket ediyorlardı. Adam elini kaldırdı ve havada salladı. Adamın saldırısı ile Ersa’nın göğsünde birkaç santimlik bir yara açıldı.

Ersa acı bir ses ile inledi. “Sen babana uyarı için kullanılacaksın. Karmela’nın oğlu olduğun kötü kaderine küs.”

Başka bir saldırı Ersa’yı vurduğunda karnında daha derin bir yara oluştu. Adam kahkaha attı. “Acıyor değil mi? Neden kendini tutuyorsun? Bağırabilirsin.”

Adam Ersa’ya acı çektirirken başka biri adama seslendi.

“Zkanda oyanlama. Karmela buraya gelmeden işini bitir çocuğun.”

Adam günlerdir burada beklediğinden sabrı tükenme noktasına ulaşmıştı. Karmela’ya ders vermek için klanın antik hazinesinin gücünü bile kullanmışlardı. Aksi taktirde Karmela’nın algısından kaçamazlardı.

Yine de Karmela’nın varlığı adam için yeterli korku kaynağıydı. Buraya geldiği anda durum karmaşık bir hal alırdı.

“Neden endişeleniyorsun? Yoksa en başından beri korkak birisi miydin Rolan?”

“Her neyse çabuk ol. Hızlıca işini bitir çocuğun.”

Zkanda coşkuyla cevapladı. “Merak etme. Karmela’yı çıldırtacağım.”

Zkanda, Rolan ile dalga geçse de Karmela’dan o da korkuyordu. Birkaç hafta önce Karmela onların üst seviyelerine saldırmış ve büyük bir darbe indirmişti. Güçleri çok fazla zarar görmüştü. Birkaç yıldır Karmela’dan çektikleri acılardan sonra ilk defa alacağı intikam için heyecanlıydı.

Ersa Zkanda kendisine tekrar odaklandığında yere yığılmış kanlar içindeydi. Yaraları sızlıyordu ve zorlukla dayanabiliyordu. Kızıl enerjiler adam Ersa’ya tekrar saldırdığında Ersa’nın vücudundan ayrıldı ve adama doğru ilerledi. Adam hissettiği korkutucu güç ile dona kaldı.

Kızıl enerjiler vücuduna temas ettiğinde korku ile çığlık attı. “Ahhh! Vücudundaki kanlar tersi yönde akmaya başladı. Zkanda gözlerinden kanlar akarken korku ile etrafına bağırıyordu. Vücudunun kontrolünü yitirmişti. Saldırının nereden geldiğini görmemişti bile.

Zkanda’nın çığlığı ile Rolan şok oldu. İlk defa Zkanda’nın acıdan bağırdığını duymuştu.

“Ne oldu!?”

“Lanet olasıca biri saldırdı! Hemen buradan ayrılmalıyız. Saldırının nereden geldiğini görmedim bile.” Vücudu yavaş yavaş normal akışına dönerken bağırdı.

Rolan Ersa’ya döndü. “Ne olursa olsun ilk olarak seni öldüreceğim.” Görevin boşa gitmesine izin veremezdi.

O anda kalbi anlamsız bir korku ile doldu. Bakışlarını gökyüzüne çevirdi. O anda kafasının zonkladığını hissetti. Geniş bir el başından tuttu ve havaya kaldırdı. Bakışları elin sahibine düştüğünde korkusu gerçeğe döndü. Karmela gelmişti!







Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44344 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr