2. Sezon 11. Bölüm: Zor Karar

avatar
886 6

Yıldızlar Kralı - 2. Sezon 11. Bölüm: Zor Karar



Birkaç saat içinde Ersa ve Javier, Ilua köyüne vardılar. Köy haydutlar tarafından daha fazla rahatsız edilmediğinden eski yaşamına kavuşmuştu. Köy Şefi Yua karşısında Ersa ve Javier’ı görünce şaşırdı. Javier’ın ciddi ses tonu onun da ciddileşmesine sebep oldu.

“Şef Yua, sizinle konuşmamız gereken önemli bir konu var.”

Yua kafasını salladı ve onları evine götürdü. Yua’nın evinde eşi ve iki çocuğu vardı. Javier ve Ersa’nın görünümü onları şaşırttı. Yua eşine onları rahatsız etmemesini söyledi ve konuşmak için uygun bir odaya götürdü. İçine doğan kötü bir hisle sordu. “Benimle konuşmak istediğin konu nedir?”

Javier’ın bakışları kalp atış hızını arttırdı. Olay düşündüğünden de kötü olabilir miydi?

“Şef Yua, haydutların neden köyünüze saldırdığını öğrenmek ister misiniz?”

Yua derin bir nefes aldı. En merak ettiği konulardan biri buydu. Kendileri kuytu köşede fakir bir köydü. İmparatorluk bile onları önemsemiyordu.

“Dün gece bir grup haydut tarafından saldırıya uğradık. Konakladığımız yerdeki cesetleri görmüşsündür. Bu olaydan sonra Ersa ile köye saldıran haydutların inine gittik. Yolculuğumuz haydutların neden size saldırdığıyla ilgili bize fikir verdi. Eğer anlatacaklarımı dinlemeye hazırsan hayatının eskisi gibi olmayacağına da hazır olmalısın.”

Javier, Yua’nın yüz ifadesini inceledi. Korku dolu bir yüzle ona bakıyordu.

“Hazır olmasam da bu konudan kaçınamam. Lütfen anlatmaya devam et.”

“Şef Yua, haydutların köyünüze saldırma nedeni daha güçlü birinden emir almaları. Köyünüzde, emri veren kişinin istediği bir şey var ve bunu alana kadar da sizi rahat bırakmayacak. Gücünüzle onlarla baş edemezsiniz. Bizde aynı şekilde onlarla savaşacak güce sahip değiliz.”

Yua, Javier’ın anlattıklarını sindirmeye çalıştı. Onlar bir grup basit köylüydü. Onlara gözlerini diken güçlü birine karşı yapacak hiçbir şeyleri yoktu. Javier’ın da onlarla savaşacak güce sahip olmadığını söylemesi gerginleşmesine neden oldu. Tek başına Javier onları yok edebilirdi, yine de kendisinden daha güçlü olanların köylerinden bir şey istediğini söylüyordu. Küçük bir umutla sordu.

“Bi-biz onlara istediğini verirsek bu iş burada kapanmaz mı?”

Yua’nın sözleri Javier ve Ersa’yı şaşırtmamıştı.

“İstediklerini verseniz bile sizi hayatta bırakmazlar.”

Javier’ın soğuk çıkan sesi Yua için karamsarlık çukuruna giden yoldu. Ersa’nın devam ettirdiği cümlede Yua’nın karamsarlıktan çıkma umuduyla bakmasını sağladı.

“Bu sıkıntıdan kurtulmanız için bir yol var.”

 Heyecanla sordu. “O nedir?”

“Şef Yua, bizim tahminimiz köyünüzde maden olduğu yönünde. Bu madeni çıkarmak içinde sizlerin Ilua halkı olarak burayı terk etmeniz gerekiyor. Köyde kalmanıza izin vermezler. Köyü terk etmelisiniz.”

Yua’nın yüzü soldu. Köyü terk ederlerse kaç kişinin öleceğini kestiremiyordu. Köylülerin hiçbiri dövüş sanatları konusunda eğitim almamıştı. Köyün dışı ise haydutlar ve canavarlarla doluydu. Kendilerine yaşayacak bir yer bulana kadar muhtemelen ölürler veya köle olarak satılırlardı. Umut arayan gözlerle sordu.

“Başka bir yol yok mu?”

Ersa, Yua’nın ifadesini izledi. Neler düşündüğünü tahmin edebiliyordu. O da köylülerin başına bir şey gelmesini istemiyordu.

“Javier ve ben sizlere yardımcı olmak istiyoruz. Bu konuda bir önerim var.”

Yua, Ersa’nın sözleri karşısında heyecanlandı. “Sizi dinliyorum.”

“Köyünüze hiçbir suçunuz yokken saldıran insanlara karşı eminim kızgınsınızdır. Bu zamana kadar kimseye karışmadan barış içerisinde yaşıyordunuz.”

Yua, Ersa’nın dediği gibi kalbinde büyük bir kızgınlık barındırıyordu.

“Size önerim köyünüze bu felaketi getiren insanlara istediğini vermemek.”

Yua’nın şaşırmış gözleri bunun nasıl olacağını anlamadığını gösteriyordu.

“Topraklarınızın altında maden varsa bu madeni isteyen insanlara karşı kendinizi koruyacak güce sahip değilsiniz. Biz de sizleri koruyacak güce sahip değiliz. Köyünüzü her şekilde terk etmek zorunda kalacaksınız, ama köyü terk etmeden önce madenleri de yanınızda götürmeye ne dersiniz?”

Ersa ciddiyetle anlatmaya devam etti.

“Bunu tek başınıza yapmayacaksınız. Köyünüze madenleri çıkarmada, yaşayacak bir yer bulmada ve düzeninizi kurmada yardım edeceğiz. Sorun şu ki fazla vaktimiz yok. Her şeyi çok hızlı bir şekilde yapmalıyız.”

Şef Yua ne cevap vereceği konusunda tereddüt ediyordu. Hayatı boyunca ilk defa böyle tehlikeli bir durum içerisindeydi. Ersa tereddütlerini fark etti.

“Cevabınızı şuanda vermenizi beklemiyorum. Bu konuyu düşünün. Köy halkı ile görüşebilir ve fikirlerini sorabilirsiniz, ancak cevabınızı bir saat içerisinde vermenizi istiyorum. Eğer teklifimle ilgilenmiyorsanız yine de sizlerin köyü terk etmenize yardım edeceğiz. Buna rağmen hala köyü terk etmeyecekseniz, Javier ile birlikte köyden ayrılacağız. Cevabınızı vermek için bizlere önceden ayarladığınız eve gelirsiniz.”

Ersa ve Javier evden ayrıldıklarında köylülerin kaçamak bakışlarına maruz kaldılar. Javier köyde oynayan küçük çocuklara baktı ve iç çekti.  

“Sence teklifi kabul edecekler mi?”

“Bilmiyorum. Kabul ederlerse onlara yardım edeceğiz, etmezlerse yolumuza devam edeceğiz. Sonuçta köyü terk etmezlerse köyü korumamız bizim hayatımızı da tehlikeye sokar.”

Yua’nın daha önceden ayarladığı yere geçtiler. Cesetlerin ortadan kaldırıldığını gördüler. Evin bahçesinde yeşilliklerin arasına oturdular ve Evren Enerji Tekniğini çalıştılar. Javier ne zaman bu tekniği uygulasa hayret ederdi. Teknik ile ruhunun rahatladığını hissediyordu. Yaklaşık bir saat sonra Ersa ve Javier gözlerini açıktı.

Yua kararını söylemeye gelmişti. Yua’nın arkasında onlarca adam duruyordu.

“Biz teklifini kabul etmeye karar verdik.”

Ersa cevap karşısında tebessüm etti.

“Şimdi ne yapmamız gerekiyor?”

Yua ve yanında getirdiği erkekler Ersa’nın etrafında oturdu. Ersa onlara planın ne olduğunu anlattı.

“Planımız köyün altındaki madeni çıkarmak. Bunun için şuandan itibaren yaptınız her şeyi bırakmanızı istiyorum. Artık tek işiniz maden çıkarmak olmalı. Öncelikle erkekler köyde beş kişilik takımlara ayrılsın. Her takım bir bölgeden sorumlu olacak. Çalışmaya gönüllü olan kadınlarda aynı şekilde takımlar halinde kazı işinde yardım edebilirler. Köyden ayrılacağımız zaman yanınızda getirmek istediğiniz eşyaları da ayarlayabilirsiniz, ancak bu işi gece ayarlamanızı istiyorum. Ailenizi bu durumdan haberdar edin ve kesinlikle köyün dışına kimse çıkmasın. Köye kimseyi de aynı şekilde almayın. En kısa sürede takımları oluşturun ve haritayla birlikte yanıma gelin.”

Ersa’nın talimatlarını yerine getirmek üzere herkes harekete geçti. Bir süre sonra Yua elinde bir haritayla geri döndü. Harita onların el işiyle çizilmişti. Ersa haritada takımları bölgelere ayırdı ve görevlendirme yaptı. Kadınlardan da birkaç takım oluşturulmuştu. Durum Ersa’nın beklediğinden daha iyiydi.

Ersa ve Javier da kazı yapmak için harekete geçtiler. İkisinin gücü ile kazı hızları oldukça yüksekti. Yerin sekiz metre altına kadar kazdıktan sonra Javier bir parça mor renginde taş ile karşılaştı. Ersa da taşı gördü ve Javier’ın yanına geldi. Taşın büyüklüğü avuç işi kadardı. Taşın çevresinde başka mor renkli taşlarda vardı. Ersa taşı eline aldı. Taşın sertliğini hissetti. Muhtemelen taşa hiçbir zarar veremezdi.

“Haklıydık. Amaçları buradaki madeni toplamaktı. Madenlerle ilgilenmediğim için ne tür bir maden olduğunu bilmiyorum. Senin bu konuda bir fikrin var mı?”

“Hayır ben de bilmiyorum. Daha sonra araştırmak için bolca vaktimiz olacak.”

Ersa onayladı ve kazmaya devam ettiler.

Köylüler de bir süre sonra mor renkli taştan bulabilmişlerdi. Mor taşın görünümü köylüler arasında büyük bir sevinç uyandırdı. Daha mor taştan bulamayan köylülerde büyük bir hevesle kazıya devam ettiler. Birkaç saat içinde her bölgeden maden bulunma haberleri gelmişti. Gece vakti takımlar Ersa’nın etrafında toplandı. Ersa köylülerin kir ile kaplı yüzlerine baktı. Her biri büyük bir uğraş göstermişti.

“Bugün sıkı çalıştınız. Fazla zamanımız olmadığını bilmelisiniz. Daha fazla köyde kalamayız. Bu gece hazırlanın ve gerekli eşyalarınızı toplayın. Her birinizin gün doğumuna yakın hazır olmasını istiyorum. Yolculuk uzun olacağından dolayı dinlenirseniz sizin için iyi olur.”

Ersa konuşmasını biraz daha devam ettirdikten sonra herkes evlerine dağıldı. Javier ile kazı yapmaya devam ettiler. Uyumasalar da dayanabilirlerdi. Güneş yükselmeye başladığında köylüler evin etrafında toplanmıştı. Ersa da onları bekliyordu. Köylüler köyü terk edecekleri için telaşlılardı. Yua köylülerin merak ettiği soruyu dile getirdi.

“Nereye gideceğiz?”

“Sizlere daha önce anlattığımız gibi köyünüzün peşinde olan kişiler basit insanlar değil. İmparatorluğa sığınsanız da onlardan kurtulabileceğinizi sanmıyorum. Bu işe imparatorlukta karışırsa tam tersine işler sizin için daha kötü olabilir. Javier ve ben sizlere iyi bir yer bulana kadar eşlik edeceğiz. Yeni bir köy oluşturacaksınız. Sizlere evinizi kurmada, kendinizi korumada ve diğer sıkıntılı konularda yardımcı olacağız. Topladığınız madenlerin geleceğiniz için büyük bir yatırım olacağına inanıyorum.”

Köylülerin kalpleri gerginlik doluydu. Hayatları sıradan olan bu insanlar için böylesine bir macera fikri onların kalplerini etkilemek için yeterdi. Ailelerinin ve kendilerinin hayatları için korkuyorlardı. Ersa aralarından kızgınlık dolu gözlerle bakanları gördü. Kendilerine bu durumu yaşatanlara büyük bir nefret duyuyorlardı.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43988 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr