2. Sezon 10. Bölüm: Ilua Köyünün Önemi

avatar
875 6

Yıldızlar Kralı - 2. Sezon 10. Bölüm: Ilua Köyünün Önemi



Javier adamın güç seviyesini tam olarak ölçemiyordu. Adamın hareketinden rüzgarın yolunu kullandığını anlamıştı. Adamın gücü kendisini ne kadar aşıyor bilmiyordu. Bu durumda yanında Ersa’da varken tehlikedeydiler. Karanlık enerjisini ellerinde toplarken sordu.

“Ilua köyüne saldırma emrini veren sen misin?”

Adam, Javier’ın sıradan bir genç olmadığını fark etti. Gücü genç yaşına rağmen çok yüksekti.

“Bilmeniz gereken bir bilgi değil. Hangi klana aitsin? Karanlık enerji kullanıyorsun. Marble İmparatorluğunda senin gibi bir genç yetiştirebilecek klanlar bir elin parmağını geçmez, ama ben seni daha önce hiç görmedim.”

Javier kaşlarını çattı.

“Öyleyse ya gizli bir usta seni eğitti ya da bu imparatorluğa ait biri değilsin. Sınır bölgesinde olduğumuza göre bu imparatorluğa ait olmayan biri olduğunu tahmin ediyorum. Neden bu meseleye karışıyorsunuz?”

Adamın çıkarımları Javier’a temkinli olması gerektiğini söyledi. Rakibi akıllıydı ve gücünü bilmiyordu.

“Haklısın. Marble İmparatorluğuna ait değiliz. Ilua köyünün meselesine de şans eseri müdahil olduk. Kimliğiniz hakkında bizim de fikrimiz var. Öyleyse bu konuyu burada kapatmaya ne dersin?”

Adam kafasını salladı.

“Çok isterdim, ama bu meseleye karışan herkes ortadan kaldırılmalı.”

Adam cümlesini tamamlamasıyla Javier’a saldırdı. Saldırısı çok hızlıydı. Hançeri Javier’ın boğasına ulaştığında adam sırtında bir soğukluk hissetti. Hançerini geriye salladı ancak havayı deldi. Hızla uzaklaştı. Gözleri kısıldı. Javier’ın saldırısı karşısında tamamen hazırlıksız yakalanmıştı. Kanlar sırtından akıyordu. Aslında Javier’ın saldırısı kalbini hedef almıştı. Adam refleksleri sayesinde kenara çekilmiş, ölümcül bir yara almaktan kurtulmuştu.

Gözleri Ersa’nın yanında duran Javier’a kilitlendi. Az önceki saldırı hayatı boyunca gördüğü en karmaşık saldırıydı. Karşısındaki çocuk bu kadar güçlü müydü? Olayın aslını bilen Javier rahatlamayı göze alamadı. Az önceki saldırısı son zamanlarda öğrendiği bir teknikti. Ersa’nın kendisine verdiği sonsuz teknikten öğrendiği tekniklerden bir tanesiydi. Tekniğin sadece birazını kavramış olsa da ani bir saldırı yapabilmişti. Karanlık yolu kullanarak farklı noktalardan saldırabiliyordu. Bunun için karanlık enerji toplamalıydı. Eğer böyle bir teknik öğrenmemiş olsaydı, durum tam tersi olabilirdi. Neyse ki adam direk saldırmamış, yeteneklerini küçümsemişti.

Javier soğuk bir sesle sordu.

“Devam etmek istiyor musun?”

Adam, Javier’ı küçümsediğini anladı. El altında başka teknikleri olup olmadığını bilmiyordu. Daha önce denk gelmediği güçte bir teknik kalbine korku tohumunu ekmişti. Javier’ın seviyesini kontrol etmişti ve yeryüzü evresinin zirvesinde olduğunu keşfetmişti, ama yaptığı saldırı gökyüzü evresindeki birinin saldırısıydı. Eğer savaşmaya devam ederse aldığı yara ile dezavantajlı durumda olurdu. Javier'ın yaşındaki birinin karanlık yolda ulaştığı seviye kendisinin yol üzerinde ulaştığı seviyeden daha iyi görünüyordu. Yoldaki seviyesi nedeniyle bir ustası olduğunu düşündü. Durum tahmin ettiği gibiyse tehlike boyut değiştiriyordu.İmparatorluktan olmayan iki genç için hayatını riske atmasına gerek yoktu.

“Eğer bu meseleyi deşmeye devam ederseniz sonunuz sadece ölüm olur. Aklınızdan tutun, ben emri verenlerin hizmetlilerinden bir tanesiyim. Bir daha karşılaşırsak öleceğinizi unutmayın.”

Adam ayrılınca Javier rahat bir nefes aldı. Ilua köyü düşündüklerinden de önemli bir konuydu.

“Öncelikle burayı terk edelim.”

Hızla haydutların bölgesini terk ettiler ve ormanın arasında güvenli bir yol bulduktan sonra ne yapacaklarını konuşmaya başladılar. Ersa’nın olan olaylardan çıkardığı birkaç sonuç vardı.

“Adamın hizmet ettiği kişinin hedefi Ilua köyündeki insanları köyden uzaklaştırmak. Böyle güçlü biri için doğrudan eyleme geçmek yerine bir haydut birliğini kullanıyorlar. Olaya kendilerinin karışmasını engelleyecek birtakım engelleri olmalı. Adam İmparatorlukta senin gibi bir genci tanımadığını dile getirdi. Gizli bir ustanın öğrencisi olduğundan ya da imparatorluğa ait olmayan biri olduğundan emindi. Eğer imparatorluktaki güçlü gençleri tanıyorsa imparatorluk içerisinde aktif biri olmalı. İmparatora hizmet etseydi işlerini bu kadar dolaylı yoldan yapacaklarını sanmıyorum. İmparatorluk altındaki klanlardan birine hizmet ediyor olabilir mi?”

Javier şaşkınlıkla Ersa’yı dinledi. Javier’da benzer şeyleri düşünmüş olsa da Ersa’nın böyle bir analiz yapmasını beklemiyordu.

“Evet. Düşündüğümüzden de büyük bir olay. Bu kişi her kimse planını gizli bir şekilde yürütüyor. Ilua köyünden istediği ne olabilir? Köylülerin ayrılmasını istiyor. Bu durumda isteği şey köyün topraklarında yatıyor olmalı.”

Ersa birkaç saniye düşündü. “Ilua köyü... Büyük bir gücün ilgisini çekecek neyi barındırıyor olabilir?” dedi ve ekledi. “Bir tür hazine olmalı. Görünürde köyde bir hazine varsa köylüler bunu fark etmiş olurdu. Fark etmese de görünürdeki bir hazineyi rahatlıkla çalabilirlerdi. Bunun için köylüleri göç ettirmeye gerek yoktu. Onların gücündeki biri için köy halkı görmeden hareket edebilirler.”

Ersa’nın yüzüne güzel bir gülümseme yerleşti.

“Tabi hazine çalınamayacak kadar büyük değilse ya da tam yeri bilenemiyorsa.”

Javier’ın gözleri parladı. Karanlık ormandan çıktıktan sonra karşılaştıkları bir meslek grubu vardı; keşifçiler. Keşifçiler, Karanlık Ormanda var olan darka madenini çıkarıyorlardı. Okudukları kitaplarda da kıtada birçok maden yatağı olduğunu gördüler. Eğer köyün altında önemli bir maden varsa? Öyleyse yaptıkları mantıklıydı. İkinci bir ihtimalde hazinenin köydeki konumunu tam bilmemeleriydi. Javier ayağa kalktı.

“Ilua köyüne geri dönelim.”

Vakit harcamadan Ilua köyüne dönmek için yola koyuldular. Ne kadar hızlı hareket ederlerse o kadar avantajlı olurlardı. Yolculuklarını hızla sürdürürken Javier, Ersa’yı uyardı. “Yol üzerinde bir grup insan var. Aynı zamanda diğer grupta onları fark etmişti. Nigel grubu uyardı. Birbirlerini uzaktan görebiliyorlardı.

Alina, Ersa ve Javier’ı inceledi. Tam olarak göremiyor olsa da genç oldukları belliydi.

“Köy şefi Yua’nın bahsettiği iki genç olabilir mi?

Nigel önden hareket etti.

“Kendilerine soralım.”

Grubun yaklaştığını gören Javier enerjisini topladı. Üç kişinin gücü yeryüzü evresinin başlarındaydı. Diğer ikisinin gücü yeryüzü evresinin üst seviyelerinde olmalıydı. Aralarında bir savaş çıkarsa sıkıntılı olurdu.

Nigel ve diğerleri, Ersa ve Javier ile aralarında birkaç metre mesafe kaldığından durdular. Ersa’nın görünümü her birini şaşırttı. Bakışları bir süreliğine onda kaldı. Yua şaşırtıcı görünümlü birinden bahsetmişti. Ersa’yı doğrudan görünce ne demek istediğini anladılar. Birçok insan görmüşlerdi ama Ersa’nın görünümü istisnaydı. Üstün görünüşünün aksinde gücü temel evredeydi. Sadece Javier’ın gücü onları tehdit ediyordu.

“Birkaç gün önce Ilua köyüne uğrayanlar siz misiniz?”

Ersa, saldırırlarsa ne yapacaklarını düşündü. Javier için ayak bağı olurdu.

“Kim soruyor?”

“Bizler Samyet Akademisinin öğrencileriyiz. Bir görev için buradayız.”

Ersa ve Javier, Samyet Akademisinin Marble İmparatorluğunun en iyi akademisi olduğunu hatırladı. Soruyu Ersa cevapladı.

“Birkaç gün önce Ilua köyüne gittiğimiz doğru. Neden soruyorsunuz?”

Alina kısa bir açıklama yaptı. “Ilua köyüne gittiğimizde Danza Haydut Birliğinden birkaç kişinin cesedini bulduk. Onları öldürenler sizler olmalısınız. Görevimiz Danza Haydut Birliğiyle alakalı. Bu konuda bilgi almak istiyoruz.”

Ersa bakışlarını Alina’ya çevirdi. Krem renginde bol bir elbise giymişti. Yüzü maske ile kapatılmış olduğundan ifadesini göremiyorlardı.

Ersa, “Neyi öğrenmek istiyorsunuz?” diye sordu.

“Haydutlar neden Ilua Köyüne saldırdı?”

Ersa hayatlarını zar zor kurtararak edindikleri bilgiyi vermeyecekti.

“Bu konuda Danza Haydut Birliğinden bilgi alabilirsiniz.”

Nigel’in ifadesi soğudu. Alina sakin bir sesle konuştu.

“Danza Haydut Birliğinden gelmiyor musunuz?”

Ersa aynı şekilde sakin bir ses tonu ile yanıtladı.

“Evet.”

“Edindiğiniz bir bilgi yok mu?”

“Dediğim gibi bilgi almak için Danza Haydut Birliğine uğrayabilirsiniz. Bizden alabileceğiniz bir bilgi yok.”

Alina iç çekti. Eğer savaşırlarsa sonucun ne olacağından emin değildi. Ersa’nın gücünün Temel Evrede olduğunu bilse de bu kadar basit olmadığını hissediyordu. Tek başına görünümü gencin normal biri olmadığını gösteriyordu. Ersa’nın yanındaki çocuğa baktı. Onun gücü kendi gücünden fazla da olabilirdi. Basit insanlar değillerdi. Onlardan bilgi almak için savaşmakta doğru olmaz diye düşündü.

Bu sırada Nigel, Ersa’ya saldırdı. Javier tüm süreci sessizce gözlemliyordu. Nigel’in beklentisinin aksine saldırısına karşı hazırdı. Kılıcıyla Nigel’in kılıcını engelledi. Javier’a şaşkınlıkla bakan Nigel, Javier’ın yüz ifadesi karşısında bir anlığına dondu. Javier, Ersa’yı öldürmeye çalışan Nigel’e karanlık gözlerini dikmiş, öldürme niyetini yayarak bakıyordu.

“Sizler arkadaşımı öldürmeye cüret ediyorsunuz?”

Nigel’in bakışları da soğudu. Akademide en yetenekli insanlardan biriydi. Javier’a karşı gücünü test etmek istedi. Saldırmak istediğinde Javier’ın saldırısı kendisine ulaştı. Ürperen kalbiyle saldırıyı engelledi. Javier’ın saldırısı burada kesilmedi. Bir saldırı diğerini takip ediyordu. Javier’ın momentumuna dayanamayan Nigel omzundan yaralandı. Javier’ın diğer saldırısı boğazını hedefliyordu. Kılıç boğazına doğru yol aldı. Nigel’in göz bebekleri ölüm korkusuyla küçüldü. Nigel’in boğazı yerine Javier’ın kılıcı başka bir kılıçla çarpıştı.

Javier birkaç metre geri çekildi. Kılıcını engelleyen Alina’ya baktı. Alina’nın ela gözleri ile buluştu. Alina’dan düşmanlık hissetmediği için saldırmaya devam etmedi. Nigel çarpan kalbiyle ayağa kalktı. Omzundaki sızı az önce yaşadıklarının gerçek olduğunu gösteriyordu. İlk defa hayatını kaybetme noktasına gelmişti. Bu kadar ağır bir yara aldığı zaman bile olmamıştı. Karşısında duran korkutucu gözlere sahip çocuğa baktı.

“Arkadaşına minnettar olmalısın.”

Javier’ın sözleri karşısında sessiz kaldı. Javier, Ersa’ya zarar vermeye çalıştığı için Nigel’i öldürürdü. Saldırmaya devam etmemesinin sebebi savaş büyürse Ersa’yı koruyamayabileceğiydi. Karşısındaki kız güçlüydü. Ersa’nın gücünün yeryüzü evresinde birine karşı etkile olmasına da imkan yoktu. Riske girmek istemedi. Anlamsız bir savaşın içine girmeye gerek yoktu. Alina da savaşmayı planlamıyordu.

“Savaşmamız anlamsız. İkinizle savaşmak istemiyorum. Yollarımızı burada ayıralım.”

Javier’ın karanlık gözleri son kez Nigel’e baktı. Ersa, Nigel’in saldırısından korkmamıştı. Javier’a güveniyordu. Konuşmaya devam etmediler ve uzaklaştılar. Alina arkalarından meraklı bakışlarla gidişlerini izledi. Nereden geldiklerini merak ediyordu.

“Teşekkürler.”

Nigel’in sözleri karşısında Alina sessiz kaldı. Karşı gruba saldırdığı için Nigel’e kızgındı. Nigel'i görmezden geldi ve grubun diğer üyelerine dönerek “Yolculuğa devam edelim. Danza Haydut Birliği aradığımız sorulara cevap verebilir.” dedi.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44246 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr