2. Sezon 5. Bölüm: Kızıla Bürünme

avatar
1027 9

Yıldızlar Kralı - 2. Sezon 5. Bölüm: Kızıla Bürünme


Ersa ve Javier şehirden çıktılar ve daha önceden aldıkları haritayı çıkardılar. "Doğudan devam edersek iki ay içerisinde Marble İmparatorluğuna varabiliriz. Yolda dikkat etmemiz gerekenler haydutlar ve kötü niyetli klanlar. Burada bulunan madenler ve eşyalar çok değerli olduğundan yolculuklarda tehlikeli oluyor.”

"Görünüşe göre ülkeler keşifçi olmayanlara yardım sağlamıyor. Sadece keşifçi olursak daha güvenli geçebiliriz. Keşifçilere saldırmak tüm imparatorlukları karşına almak demek olduğundan bu bölgede çok cesur olamıyorlar."

Javier, Ersa'ya yoldaki durumu kısaca özetledi. Ersa umursamaz bir ifade verdi. "İkimizde keşifçilere katılmak istemediğimizden yapacak bir şey yok. Eğer biri bize saldırma istiyorsa buyursun saldırsın."

Javier da bu konuyu çok takmıyordu. Burada çok güçlü kişilerin haydutluk yapma ihtimali düşüktü. "Ersa eğitimine ne zaman başlayacaksın?"

Javier ile Ersa bu konuyu daha önce konuşmuşlardı. Ersa geçmişte dövüş sanatlarında eğitim yapmama nedenini bilmiyordu. Sadece tahmin yürütebiliyordu. Yine de aklına yatan bir tahmin yoktu. Durumu bilmek imkansızdı.

"Yolculuk sırasında başlayacağım. Uzaysal yüzüğümde dövüş sanatlarına dair farklı farklı kitaplar var. Hatta şehirdeki mağazalardan incelediğim kadarıyla bende bulunanlar onlardan çok daha kaliteli. Karşılaştırılamıyorlar bile. Özellikle birkaç tanesi dikkatimi çekti."

Javier, Ersa'nın sözleri karşısında şaşırmıştı. Karanlık Ormanda birden ortaya çıkmıştı. Ne kim olduğunu, ne de nereden geldiğini hatırlamıyordu. Tüm bunlara rağmen yanında çok değerli bir yüzük vardı. İçinde öylesine değerli şeyler vardı ki şuan da varolan servetleri en küçük parçasını karşılayamazdı. Ersa'nın sahip olduğu eşyalar bir şeyi kesinleştirmişti. Ersa sıradan biri değildi. Çok önemli biri olduğuna dair bir hisse kapılmıştı.

Yolcuğun ilk gününde yavaş bir tempoda ilerlediler. Tedbirli olmanın daha iyi olacağı düşüncesindeydiler. İlk gün sorunsuz geçti. İkinci günün öğle vaktinde bir grup haydudun saldırısını uğradılar. Haydutlar güçlü olmadıklarından soyulan tam tersi olarak haydutlar oldu. Yolculuk devam ettikçe saldırıya uğrama sayıları da artıyordu. Yine de şimdiye kadar karşılarına çok güçlü biri çıkmadığından halledebildiler. Bir düzen oluşmaya başlayınca Ersa da dövüş sanatlarına çalışmaya başlamaya karar verdi.

Dinlendikleri zamanlarda dönüşümlü nöbet tutuyorlardı. Kendisi nöbet tutarken dövüş sanatlarıyla dikkatini dağıtmak istemediğinden bir şeye çalışmadı. Yedinci gece Javier’ın nöbet sırası geldiğinde bir ağaca yaslandı ve çevresini dinledi. Javier, Ersa'nın uyumadığını görünce şaşırdı. "Dinlenmeyecek misin?"

Ersa eline dövüş sanatları hakkında temel bilgiler içeren bir kitap alıp Javier'a gösterdi. "Çalışmaya başlayacağım."

Javier sessizliğe büründü. Ersa'nın nasıl bir dövüş sanatçısı olacağını merak ediyordu. Ersa kitabın kapağını açtı ve dövüş sanatları hakkındaki bilgileri okumaya koyuldu. Genel itibarıyla bir fikri vardı ama çokta bilgili değildi.

En başında kısa bir tanıtım bulunuyordu. Dövüş sanatlarının geçmişi ve gelişiminden bahsediyordu. Devamında dövüş sanatlarının aşamalarını anlatıyordu. Ersa kitabı okumaya devam ederken tuhaf bir şekilde dejavu duygusu hissetti. Çok tanıdık ve hüzünlü bir histi.

Bir saat sonunda genel itibariyle fikir edinmişti. Kitapları geri yüzüğüne yerleştirdi ve gözlerini kapattı. Kalp atışının hızı bir miktar yükselmişti.

Yavaşça sakin haline geri döndü ve düşündü. "Etrafımdaki enerjiyi hissetmeliyim. Kitapta kişiden kişiye enerji hissiyatının değiştiği yazıyordu. İlk önce sakin olmalı ve hissetmeye çalışmalıyım. Yaşamı oluşturan, aynı zamanda ölümü getiren enerjiyi."

Ersa derin bir nefes aldı ve yaşam ile ölümü düşündü. Yaşam, ölüm; doğum, gelişim. Birkaç saniye sanki dakikalar gibi geçmişti. Soluk kırmızı rengindeki çekirdeği Ersa'nın girdiği düşünce hali ile hafiften yanıp sönmeye başladı. En başlarda belirsiz bir parıldama iken gittikçe belirginleşti. Ersa'nın çevresindeki enerji süzülerek çekirdeğine girdi.

Enerjilerin çekirdeğe girmesi ile çekirdeğin parlaklığı daha koyu bir hal aldı. Çekirdek enerji birlikteliği çekirdeğini koyulaştırmaya devam etti. Dışarıdan gelen enerji çekirdeğe girdikten sonra kırmızı renginde enerji biçimine dönüşüyordu. Artık çekirdek soluk renginde değildi. Kırmızı renkli enerjiler çekirdekten çıkmak için çekirdeğin dış yüzeylerine baskı uyguladı. Aynı zamanda dışarıdan gelen enerji çekirdeğe girdikten sonra kırmızı enerji biçimine bürünmeye devam etti.

Nöbet halinde olan Javier çevresindeki enerjinin tuhaf değişimini fark etti ve Ersa'ya çevirdi bakışlarını. Neler olduğunu anlamaya çalıştı.

Ersa’nın çekirdeği enerjileri kendi enerjisine çevirmeye devam etti. Kırmızı enerjiye dönüşenler çekirdeğin farklı noktalarından uyguladığı baskıyı arttırdı. Çekirdekte ardı ardına delikler açıldı ve o deliklerden çıkan enerjiler Ersa’nın enerji damalarını oluşturmaya başladı. Ersa’nın vücudunun her noktasına ulaşan damarlar hızla oluşuyordu. Geride kalan enerjilerin ilerlemesi için öndekiler kendilerini feda ediyor ve enerji damarlarının yapısına katılıyordu.

Enerji damarlarının büyük bir hızla oluşumu kırmızı enerjilerin Ersa'nın gözlerine, beynine, saçlarına, organlarına kadar vücudunun her noktasına taşınmasını sağladı. Kırmızı enerjiler Ersa'nın vücudu ile bir oldular ve vücudunda değişim silsilesini başlattılar.

Ersa'nın saçları, kaşları, kirpikleri kızıla dönerken Javier sakinliğini koruyamadı ve ayağa kalktı. Ersa’nın dönüşümü onu şok etmişti. Normal bir insan için bildiği kadarıyla böyle bir dönüşüm olmuyordu. Hatta ilk seferde enerji damarlarının oluşması bile çok nadir bir olaydı. Bunun tam tersi karum ırkında bazen böyle bir dönüşüm olabiliyordu. Bu ise Ersa'nın kızıl rengine bezenmesinin yerine daha siyaha bezenme olarak gerçekleşiyordu. Kendilerindeki değişim fazla büyük bir boyutta olmamasına rağmen Ersa'daki değişim iki farklı insanın oluşması gibiydi.

Javier'ın şaşkınlığına karşılık Ersa tamamen konsantre olmuştu. Çekirdeğinde ve vücudunda gerçekleşen muazzam değişimin verdiği heyecan ve şaşkınlıkla durumunu gözlemliyordu. Çekirdeğini aktif etmiş ve ummadığı bir hızla enerji damarlarını da oluşturmuştu, ama vücudundaki gelişmelerin normal olmadığını anlamıştı.

Odağını kaybetmeden enerji akışını devam ettirdi. On dakika geçince enerji damarları tamamen oluşmuş, vücudu dengeye kavuşmuştu. Hala kırmızı enerjiler vücuduyla birleşiyor olsa da eskisi gibi rahatsız edici hızda değildi. Biraz rahatladığında bir süredir bastırdığı bir his baş gösterdi. Sanki birisi onunla konuşmaya çalışıyordu.

Yumuşak bir tonda mırıldandı. "Kimsin?"

Sorusuyla kafasında yoğun bir ağrı baş gösterdi. Zorlanarak tekrar sordu. "Kimsin!?"

Ersa'nın ani sorusu Javier'ı ürkütmüştü. Etrafta kimse olmamasına rağmen Ersa'nın sorusuna anlam veremedi. Ersa'nın ağrısı arttı ve yüz ifadesi de değişti. Javier, Ersa'nın ifadesinden acı çektiğini anlamıştı. Ancak neyin buna sebep olduğunu çözemiyordu. İçinde nedensiz kötü bir his oluştu.

Ersa sağ elini kaldırdı ve kafasına vurdu. Durmak bilmeyen ağrıya dayanması çok zordu. Görüşü bulanıklaştı. Ağrısı ise daha da artmaya devam etti. Artık dayanamayacağı bir raddeye varmıştı.

Bilincini yitirmemek için zorlukla dayanırken karanlık görüş alanında bir şey gördü. Ne olduğunu uzaktan seçemiyordu. Ayağa kalktı ve yürüdü. Javier ise Ersa'nın artık acı çekmediğini görünce rahat bir nefes aldı, ama neden gözü kapalı durmaya devam ettiğini bilmiyordu.

Ersa karanlık alanını aydınlatan şeye doğru yürüdükçe görüntü daha da netleşti. Kızıl renginde uzun, silindirik bir nesneydi. Nesnenin önüne geldiğinde varolan korkunç ağrı gitmiş yerini rahatlatıcı, tanıdık bir hisse bırakmıştı. Elini uzattı ve tereddütle nesneye dokundu. 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44344 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr