Bölüm 79 : Savaş Çılgınlığı

avatar
3449 8

Yıldızlar Kralı - Bölüm 79 : Savaş Çılgınlığı


Ersa evren enerjisini kılıcına çekti ve saldırıya geçti. Canavarlar Ersa'nın üstlerine geldiğini görünce içlerinde korku duydular. Ersa ilk olarak canavar kirpilere saldıracaktı, çünkü savaş sırasında uzaktan kendisine bir şeyler fırlatsalardı tehlikeli olurdu.

Üç tane canavar kirpinin yanına vardığında kılıcını dehşet verici bir kuvvetle savurdu. İlk canavar kirpinin kafasını kılıcı ile kesti. Canavar büyükusta evresinde olup hazırlıklı olsa da Ersa'nın saldırısının karşısında en ufak bir direnç gösterememişti.

Ersa hızla öldürdüğü canavarın dikenlerinden iki tane çıkardı ve geriye takla attı. Kalan iki canavar kirpi öfkeyle Ersa'ya onlarca diken yolladı.

Ersa arkasındaki canavarlara ve yukarıda bulunan Öfkeli Jianlara göz attıktan sonra havaya zıpladı. Öfkeli Jidanlar Ersa'nın havadaki savunmasız halini fırsat bilerek saldırdılar.

Kirpilerin fırlattığı onlarca dikende Ersa zıplayınca diğer canavarlara isabet etti.  Ersa kendisine saldıran Öfkeli Jidanı havanın yolunu kullanarak hissetti ve vücudunu savunmasız olması gereken havada biraz hareket edebilecek konuma getirdi. Kılıcını Öfkeli Jidana acımasızca vurdu. Canavarda Ersa’nın kolunu yaralamıştı. Ersa onu bırakarak diğer gelenlerin saldırısını engellemeye odaklandı.

Öfkeli Jidanın pençelerindeki Ersa’nın kanı vücudunu yok etmeye başladı. Ersa tekrar yere ulaştığında kedi türü canavarlar bu durumu fırsat bilerek saldırdılar.

Ersa kendisine ulaşan ilk canavarın saldırısından sıyrıldı ve canavarın boynundan tuttu. Canavara kılıcını geçirdikten sonra savunma olarak bedenini kullandı ve yerdeki canavar kirpiklere saldırdı. Ersa'nın çok hızlı gerçekleştirdiği hareketlerle canavarlar doğru düzgün Ersa'ya zarar veremiyordu.

En son Ersa'ya saldırmak isterken Öfkeli Jidan sürüsü Ersa'nın öldürdüğü kedi türü canavarı parçaladı. Ersa iki canavar kirpiye yaklaşırken ilk canavar kirpiden elde ettiği dikenleri elinde tuttu. Kanlı dikenleri kendisini kısıtlamadan kirpilere fırlattı.

Kirpiler yüksek hızlı dikenden isteseler de zamanında kaçamadılar ve dikenler vücutlarını deldi. Ersa'nın çok az miktarda bulunan kanı vücutlarına girince iki kirpi de kıvranarak öldü.

Ersa başka bir canavara duraksamadan saldırdı. Başka bir canavarı öldürmesinden sonra üç canavar çevresini sarmaladı.

Ersa ilk canavara kılıcı ile saldırırken diğer ikisine sert bir tekme attı. Ersa'nın tekmesine maruz kalan iki canavar savrulmadan önce ayağına derin bir yarık oluşturmayı ihmal etmemişlerdi.

Ersa yaralarına rağmen tepki vermedi ve yeni bir saldırı başlatmak için canavar kirpinin bedeninden başka bir diken çıkardı. Dikeni alırken iki canavarında bedeninin parçalanmaya başladığını görünce şok olmasını engelleyemedi. Sadece diken atmıştı ve bu hale gelmişlerdi! Kılıcına sürterek üstlerine biraz zehir bulandırsa da böyle bir reaksiyon oluşmamalıydı.

Aldığı dikeni kılıcına sürttükten sonra Öfkeli Jidanların başındakine dikeni fırlattı. Öfkeli Jidan kanadını öne sürdü ve kanadı biraz delinmesine rağmen dikeni önemsiz bir parçaymış gibi engelledi.

Canavar kirpideki gibi işe yaramaması Ersa’yı hayal kırıklığına uğratmıştı. Bu sırada dikeni savuşturan Öfkeli Jidan durdu ve arkadaşında ki Öfkeli Jidanların kendisine çarpmasına neden oldu. Canavar yere çakıldığında Ersa gözleri genişlemiş bu sahneye bakıyordu. Yoksa, kanımdan dolayı mı?

Kanının yaşamı yok ettiğini hatırladı. Yüzünde tuhaf bir gülümseme oluştu. Hayatımı yok eden maddenin bu şekilde işe yarayacağını düşünmemiştim.

Öfkeli Jidanların saldırılarını anlık olarak engellese de çevresindeki diğer canavarlar hala saldırı için harekete geçmişti. Ersa gelen canavarlara baktı. Zihninde beliren düşünceyi uygulamaya karar verdi. En yakın canavarın üstüne koştu ve kılıcı ile saldırısını kısıtlayarak pençesinin bedenini sıyırmasını sağladı. Sırasıyla diğer canavarlara da aynı şekilde karşılık verdi.

Canavarlar kendisini küçük saldırılar ile yaralamasından sonra kıvranarak öldüler. Ersa hayatını umursamaz bir şekilde taktiğini sürdürdü.

Birkaç canavarı daha öldürmesinin ardından Öfkeli Jidan sürüsü yeniden saldırdı. Ersa yerdeki canavar sürüsüne kısa bir göz gezdirdi. Yirmi bir adet canavar karadayken sekiz adet canavarda gökyüzündeydi. Derin bir nefes aldı ve saldırısını yeniden başlattı.

Öfkeli Jidanlar üstten ve diğerleri aşağıdan çevrelediği için kötü bir konumdaydı. Çok hızlı davranması gerekiyordu. En yakınındaki canavarın boynuna kılıcını geçirdi ve etrafındaki canavarların kendisini yaralamasına izin verdi.

Öfkeli Jidanlar geldiğinde ise öldürdüğü canavarın arkasına saklanarak saldırıların büyük bir kısmından kurtuldu. Öfkeli Jidanlar yeni bir saldırı başlatmak için yükseldikler. Ersa da karadaki canavarlara tekrar saldırdı. Üç canavarın daha ölümüyle yerde on yedi canavar kalmıştı.

Bu sürede Öfkeli Jidanlar yeniden saldırıya geçti. Ersa başka bir canavarı kılıcını boğazını sıyırarak kesti ve öncekinden farklı olarak canavar daha ayaktayken göğsüne bastı ve gökyüzündeki Öfkeli Jidanların üstüne zıpladı.

En öndeki Jidan, Ersa'nın beklenmedik saldırısı karşısında hazırlıksız yakalandı. Ersa'dan korunmak için refleks olarak kanadını savurdu. Ersa, Öfkeli Jidanın kanadına tutundu ve kılıcını geçirdi.

"Screech!"

Öfkeli Jidan acı bir çığlık atarken Ersa kanadından yararlanarak bedenini döndürdü ve üstüne çıktı. Diğer Öfkeli Jidanlar bu sahne ile çığlıklar atarak Ersa'ya saldırdılar. Ersa da oyalanmadan kendisine doğru gelen Öfkeli Jidanlardan birinin üstüne zıpladı.

Öfkeli Jidanın üstüne zıpladığında pençesi göğsünü yaralasa da o da kılıcını ona geçirmişti. Öfkeli Jidanla yere düştükten sonra gökyüzündeki diğer altı Öfkeli Jidana baktı. Savaşta en sıkıntı çıkaranı Öfkeli Jidanlardı. Uçamaması büyük bir handikaptı ve neredeyse aldığı tüm yaralar Öfkeli Jidanlar yüzünden olmuştu.

Ersa denge yüzüğünden yay ve okunu çıkardı. Okun ucunu akan kanına değdirdi. Oku gücünü en küçük miktarda kısıtlamadan Öfkeli Jidanların önlerinde uçanına fırlattı.

Ok canavara ulaşsa da derisini geçemedi. Buna rağmen Ersa'nın kanı Öfkeli Jidanın kanadıyla temas etmişti. Öldürmese de büyük bir etki oluşturmuştu.

Öfkeli Jidanlar kısa süreliğine engellenmişti. Kılıcını kuşandı ve karadaki canavarlardan birine saldırdı. Öfkeli Jidanlar saldırdığında önceki taktiğini tekrarladı ve öldürdüğü canavarları kalkan olarak kullandı. Jindanlar yeni bir saldırı başlatmak için havaya yükseldiği anda karadaki canavarlara tekrar yöneldi. Ersa bu taktiği kullanarak kendisini çevreleyen canavarlara korkusuzca saldırmaya devam etti. Kanlarından dolayı tam olarak vücudu kırmızıya boyanmıştı.

Üç canavar daha öldürdükten sonra ağaçların arasına karışıp yaralı olan Öfkeli Jidana ok fırlattı. İvmesini kesmeden birkaç oku ardı ardına gönderdi. Ersa’nın başka bir canavarın hayatına son vermesi canavarların kalbine korku düşürdü. İç güdüleri kaçmaları gerektiğini söylüyordu. Ne kadar yaralansa da çocuk devrilmiyordu ve her yaralandığında onlardan birini öldürmüş oluyordu.

Ersa canavarların korkusunu fırsata çevirdi ve yavaşlayan Öfkeli Jidan sürüsüne kanı ile bulanmış oklar yağdırdı. Okların saldırısı altında başka bir canavarın ölmesiyle yumuşak bir ses havaya yayıldı. "Dört."

Kılıcını tekrardan kuşandı ve saldırıya geçen Öfkeli Jidana karşı ağacın dalından tutarak kendisini yukarı kaldırdı. Öfkeli Jidanın pençe saldırısı ise havaya karıştı. Daldan destek alarak Öfkeli Jidanın sırtına atladı. Bacaklarını sıkıca boynuna sardı. Öfkeli Jidan çığlıklar atarak gökyüzüne yükseldi. Düzensiz bir biçimde zig zaglar çizerek uçuyordu. 

"Screech!"

Ersa kılıcı boğazına geçirdi. "Üç."

"Screech!"

"Screech!!"

Kalan üç Jidan çığlıklar atarak Ersa'ya saldırmak için uçtular. Ersa öldürdüğü Jidanın üstünde beraber yere düşerken kalan üç Öfkeli Jidana baktı. Canavarın yere düşmesine elli metreden az kalmıştı.

Silahını yay olarak değiştirdi ve kanına bulanmış oku eline aldı. Öfkeli Jidanlar kendisine yetiştiğinde üstündeki canavardan destek aldı ve sağ tarafa doğru atladı.

Serbest düşüşte elindeki yaydan oku serbest bıraktı. "İki."

Ok canavarın boynuna direnç olmadan saplandı ve saniyeler içinde canavarın çığlıklar içinde ölmesine neden oldu. Ersa oyalanmadan yayına başka bir ok yerleştirdi. Tüm gücü ile çektikten sonra fırlattı. "Bir."

Ok havada ilerlerken çevresinde evrenin enerjisinden bir miktar barındırıyordu. Öfkeli Jidan oku dayanıklı kanadı ile savuşturmak istedi ama kanadını oku engellemek için öne sürdüğünde ok kanadını acımasızca deldi. Son kalan Öfkeli Jidan acı çığlıklar atarak çevresine bakıyordu. Nasıl sürüsünün öldüğünü anlayamamış gibiydi.

En son Ersa'ya kızgınlıkla döndü. Gözleri buz gibi soğuk bir yüz ile karşılaştı. Öfkeli Jidan, Ersa'ya doğru hayatını umursamadan uçtu.

Ersa olduğu yerde kıpırdamadan durdu. Öfkeli Jidan haricinde diğer canavarlarda Ersa'ya saldırmak için koşuyorlardı. Ersa yay ve okları denge yüzüğüne geri koydu ve kırmızı kılıcını yüzükten çıkardı. Son kalan Öfkeli Jidana ve kendisine doğru gelen on altı canavara kısa bir bakış attı. Zihni sürekli çalışma halindeydi. Öfkeli Jidan pençelerini savurdu. Ersa, Öfkeli Jidanın saldırısına karşılık gözlerini kapattı.

Rüzgardaki varlığını hissetmelisin Ersa!

Rüzgara uygulanan değişimi hisset! Rüzgarın akışını bozan fazladan varlığı zihninde canlandır!

Ersa babasının sözlerini zihninde tekrar tekrar duyuyordu. "Yabancı varlığı hisset."

Bedeni düzensiz bir akışta sallanmaya başladı. Biraz sağa, biraz aşağı, hafif sola...

Kılıcını yumuşakça tuttu ve havayı kesmek ister gibi savurdu. Kılıcın saldırısı Öfkeli Jidanın başını tüm saldırılarının arasından sıyrılarak kesti. Öfkeli Jidanın cansız bedeni yere düşerken Ersa'nın gözleri hala kapalıydı. 

"Sıfır."

Kendisine ulaşan yırtıcı canavarın saldırısından sıyrıldı ve boynuna tekmeyi yapıştırdı.

Canavar onlarca metre sürüklendiğinde Ersa duraksamadı ve kılıcıyla kedi türü bir canavarın pençelerinden sıyrıldıktan sonra boğazını kesti. Hemen ardından gelen yakınındaki iki canavarı tekmesi ile metrelerce uçurdu ve başka bir canavara derin bir yara verdi.

Ersa hiçbir gereksiz hareket yapmadan canavarları teker teker öldürmeye devam etti. Bedenini aşırı zorladığı için yaraları daha kötü durumdaydı. Ersa durumunu düşünmeden aktif bir şekilde saldırmayı sürdürdü.

Bir süre sonra onlarca ölü canavarın arasında tek canlı olarak kalmıştı. Yüzünden itibaren kırmızıyla boyanmamış hiçbir yeri kalmamıştı. Nazikçe göz kapaklarını açtığında iç çekti ve onlarca cesede baktı. Kılıcı isteği ile ortadan kaybolarak denge yüzüğüne döndü. Ersa’nın ise bakışları elindeki kanlı görüntüde takıldı.

Odağı elindeyken birkaç defa öksürdü. Ağzından sızan kanlar ve tüm bedenindeki sızı ile yere diz çöktü. Yaralarının durumu çok ciddiydi. Eğer hemen müdahale etmezse ölürdü. Etse bile ne olacağını kestiremiyordu.

Denge yüzüğündeki tıbbi hapları kullandı. Haplardan gelen enerji vücudunu biraz daha iyi hissettirmişti. Yarın nöbet geçirme günüydü. Yarına kadar toparlanmazsa büyük ihtimalle şuana kadar yaşadığı en büyük acıyı tadardı. Düşüncesi bile korkutucuydu. Muhtemelen geçirdiği en zor nöbet olacaktı.

Temiz bir bez çıkardı ve vücudundaki kanları silmeye başladı. Kanları silerken yaralarını görmediğinden dolayı bazen yaralarına bezi sürtüyordu. Acı vericiydi ama yapabileceği bir şey yoktu. Vücudunu ne kadar temizlerse o kadar fazla yarası ortaya çıkıyordu. En azından tıp ve simya alanında çalışmış olması böyle bir durumda şükür sebebiydi. Bu konularda bilgisi olmazsa şuan da ölümü kesin olurdu.

Bedenindeki kanları hallettikten sonra yaralarına sıvı bir ilaç döktü. Kanın pıhtılaşmasını hızlandıracaktı ve yaranın dezenfekte olmasını sağlayacaktı. Az çok kendisini toparlayınca da ayağa kalktı. Yaraları daha fazla bakım istese de bilmediği bu yerde ne olacağı belli olmazdı. Eğer yine bir canavar sürüsü ile karşılaşırsa bir daha yenebileceğinden emin değildi ama öleceğinden neredeyse emindi.

Canavarların bedeninden çekirdeklerini çıkardı. Büyükusta çekirdeğin önemi büyüktü. İşlerini hallettikten sonra ayrılmaya koyuldu. 

"Kuuaa!"

Ormanı kaplayan büyük bir kükreme sesi ile kısa biran donup kaldı. Ses çok yakından geliyordu. İçinden düşündüğü şeyin olmamasını umarken arkasına döndü.

Karşısında yedi sekiz metre boyunda, beyaz ve açık gri tüylerle kaplı koca bir canavarı gördüğünde gözlerini devirdi. Şaka olmasını umduğu şey canavarın beyaz gözleri ile gerçekliğine şüphe bırakmıyordu. Ciddi misin!?

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43988 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr