Bölüm 38 Mücadele

avatar
1819 2

Yeşil Karga - Bölüm 38 Mücadele


Bölüm 38

 Part 1

Kar yağışı giderek hızlanmaya başlamıştı bizde hızlı bir şekilde golem görevini aldığımız kasabaya doğru gidiyorduk tempolu bir şekilde yürürsek yarım saat içinde orada olurduk yani uzak da bir yerde değildi.

Zaman geçtikçe daha soğuk olmaya başladı ilk kez bu kadar üşümeye başlamıştım buna rağmen gördüğüm gökten düşen her kar tanesi beni etkilemeye devam ediyordu gerçekten büyüleyici bir manzaraydı, benim

gelişmem için yola çıktığımızdan beri neredeyse 6 ay geçmişti, geçen zaman içinde birçok şey oldu, okuma-yazma öğrendim, Yooko'nun(hançeri) gücünü keşfettim, kendimi büyü yapmakta geliştirdim ancak garip bir şekilde hala gerçek bir büyüye sahip değilim

tek yapabildiğim saf büyü gücünü fırlatmak ve ışınlanmak bu da benim saldırı çeşitliliğimi oldukça sınırlı yapıyor. Melia'nın söylediğine göre zamanla bir şeyler kazanacakmışım ama büyüm konusunda kılıcımın bana söylediği bir şey oldukça aklımı karıştırdı. Onun söylediğine göre çoktan ona sahibim ama

şu anda onu kullanabilecek kapasitede değilim bu yüzden aktifleştiremiyorum.

Her neyse okuma-yazma öğrendikten sonra birçok kitap okudum gerçeten ilginç şeyler öğrendim özellikle simya ilgimi çok çekti bu konuda kendimi geliştirmek istiyorum bu yüzden Reiko'dan yardım istedim,

onun bu konuda biraz bilgisi var ama çok fazla şey öğrenemedim çünkü pek fırsatım olmadı, bunlar bir kenara birçok görev yaptık hepsi zorlu ve eğlenceli görevlerdi, bunların yanında

Felina'nın bir yarı insan olduğunu, Melia'nın oldukça ama oldukça ünlü bir büyücü olduğunu öğrendiğim ve bunların dışında öğrendiğim en ilginç şey ise Siyah Merasim adlı setin hikayesi oldu gerçekten merak uyandırıcı bir hikaye, açıkçası o setin parçalarından en azından birine

sahip olmak istiyorum bu sayede hikaye hakkında daha fazla şey öğrenebilirim diye düşünüyorum. Son olarak kılıcımla da epey iyi anlaşmaya başladık ama hala bana adını söylemiyor, gerçekten çok inatçı.

'Yuu deminden beri ne düşünüyorsun ?'

'Reiko beni korkuttun bir an da karşıma çıkınca, bu bir yana sadece dalıp gitmişim önemli bir şey değil'

Yanıma yaklaşıp koluma girdi.

'Hava gerçekten çok soğuk'

'Evet'

İlk kez böyle bir tecrube yaşıyorum ve kesinlikle çok iyi hissettiriyor. Yine de bu soğuk hoşuma gitmiyor belki Melia bir çaresine bakabilir.

'Melia büyü kullanarak bizi ısıtamaz mısın?'

Melia bir tür dans hareketiyle kendi etrafında dönerek karşıma geçip, şapkasını tutarak bir poz verdi ve ardından cevap verdi.

'Elbette yapabilirim zaten siz fark etmeseniz bile kendimi soğuktan korumak için bir bariyerle sardım ama size bunu yapmayacağım çünkü bu yorucu bir büyü süreklilik gerektiriyor size de yaparsam beni biraz yorabilir bunu istemiyorum'

En önden yürüyen Felina oldukça rahat bir şekilde konuşmaya katıldı.

'Gerçekten böyle bir havada üşüyor musunuz? Benim için diğer günlerden hiç bir farkı yok'

Olivya'da ona katıldı.

'Benim içinde diğer günlerden bir farkı yok'

Melia ikisine dönüp biraz şikayetçi bir şekilde konuşmaya başladı.

'Tabi olmaz biriniz o Siyah Merasim kılıçları sayesinde ısınıyor diğeriniz ise üstün fiziksel özelliklere sahip bu yüzden bu seviyede bir soğuk onu etkilemiyor.'

Bu tarz konuşmalar esnasında yürümeye devam ediyorduk aradan on beş dakika kadar bir zaman geçmişti yerleri kar kaplamıştı attığımız her adımda değişik bir ses çıkıyordu ama güzel bir sesti.

Bizde konuşmayı bırakınca artık duyulan sadece birkaç ses kalmıştı biri kara bastığımızda çıkan sesti diğeri ise rüzgar estiğinde oluşan sesti başka hiç bir ses duyulmuyordu her yer bembeyaz olmuştu kar yağışı daha da yoğunlaşmıştı.

Bu yüzden görüş mesafemiz kısalmıştı, bir birimize daha yakın yürümeye başladık. Açıkçası her ne kadar bu havayı sevsem de bir an önce görevi aldığımız yere varıp ateşin karşısına oturup sıcak bir şeyler içmek istiyorum.

Doğanın bu kadar çetin olabileceğini hiç düşünmemiştim attığım her adım giderek daha da zorlaşıyordu ve rüzgar giderek daha sert esmeye başlamıştı bu yüzden hepimiz yan yana gelerek birbirimizin koluna girdik bu şekilde ilerleyeme devam ettik

neyse ki yolu bulmak kolaydı tek yapmamız gereken dümdüz devam etmekti. Bu kar fırtınası gerçekten beklenmedik bir durumdu ve benim için oldukça güzel bir anı olmuştu.

Bu 6 ay oldukça güzel geçmişti turnuvaya sayılı günler kalmıştı belli etmesem de heyecanlıyım.

Part 2


Sonunda köye varmıştık, kaldığımız hana gittik saat geç olduğu için etrafta kimse kalmamıştı hanın içi hancının mutfağı, masalar, sandalyeler ve giriş kapısının karşısında bulunun şömineden ibaretti.

İçeri girer girmez sandalyeleri alıp şöminenin önüne koyduk ve karşısına oturduk hancıdan da sıcak içecekler ve battaniye getirmesini istedik .Hancı bunları getirdikten sonra kendi yerine geçmişti bizde battaniyelere sarılıp sıcak içeceğimizi

yudumluyorduk, içecekler bittikten sonra hepimiz orada uyuya kalmıştık. Gerçekten yorucu bir gündü üstüne bir de ani bastıran fırtına bizi iyice zorlamıştı. Zaman gerçekten çok hızlı geçiyordu kuleden çıktığımdan beri yaklaşık 8 ay dan biraz

daha az ya da daha fazla zaman geçmişti, emin değilim bu süreçte birçok şey yaşadık, bu yaşadıklarımız aramızda ki bağları güçlendirmişti ve beni onlara gerçekten bağlamıştı her biri benim için hayal bile edemeyecekleri kadar

değerliler, çünkü onlar benim kurtarıcılarım ve bana gerçekten değer veren kişiler onlar olmasaydı kulenin dışında ki bu dünyada bu kadar iyi bir şekilde yaşayamayacağıma eminim, gerçekten onlara minnettarım.

Turnuvaya çok az bir süre kaldı, açıkçası bu turnuvaya neden katıldığım konusunda bir fikrim yok sadece ilk defa önüm de sadece bana sunulan bir yol vardı kuleden çıktığımdan beri sürekli onları arkalarından izledim

ama artık onları arkalarından izlemek istemiyorum artık onların yanında yürümek istiyorum bu yüzden kendi adıma kararlar verip bir amaç edinmeliyim şu ana kadar amaçsız bir şekilde ortalıkta dolaştım ama artık bu değişmeli

içimden bir ses bu turnuvanın bana bir amaç kazandırabileceğini söylüyor bu yüzden bu turnuvada olabildiğince ilerlemek istiyorum ve yapabilirsem kazanmak istiyorum ödül gibi şeyler umrum da değil kazanmak istiyorum çünkü

kazanırsam daha ileri gidebilirim daha ileri gidebilirsem onlarla beraber yürüyebilirim. Bu yüzden artık kaybetme gibi bir lüksüm yok elimden gelen her şeyle mücadele edip kazanacağım karşıma ne tür bir zorluk çıkarsa çıksın

umrumda değil kazanacağım.

Turnuvaya bir hafta kalana kadar bu handa kaldık bir hafta kala bir şahin bize ikinci mektubu getirdi, ilk seferinde bir kartaldı şimdi ise bir şahin gerçi benim için pek fark etmiyor.

Kar fırtınası sonunda durmuştu ama her taraf karla kaplıydı ve hala ciddi bir soğuk vardı. Mesajı şahinden aldıktan sonra üzerinde ki mührü kırıp açtım. Mektupta yazanları sesli bir şekilde okumaya başladım.

'Önce küçük bir parça daha sonra bir ağaç daha sonra bir eşya ve en sonunda etrafa dumanlar yayarak yok olmak hepsinin kaderinde bu vardır, işte turnuva yerine gelmek için cümlede ki anlamı çözüp

cevabı bir toprağın üzerine yazın ve etrafına bir daire çizip cevabı aynı anda bütün grup üyeleri bağırarak söylesin daha sonra kendinizi turnuva yerinde bulacaksınız, cevabı bulmak için 1 haftanız var istediğiniz kadar

yanlış cevap vermekte özgürsünüz bu bir sorun teşkil etmiyor iyi şanslar'

'İmza:'V.'

Melia dışında kimse bundan hoşlanmamıştı, Melia'ysa heyecanlı bir şekilde konuşmaya başladı.

'Gerçekten ilginç şeyler yazıyor daha turnuva başlamadan bir test demek, bu başlangıç turnuva hakkında ki beklentilerimi bir üst seviyeye çıkardı hadi çözelim şunu'

Melia'nın söylediklerinden sonra bi çok cevap denedik zaman, yaşam, ölüm, başlangıç, son, tohum gibi bir sürü şey denedik ama hiçbiri doğru değildi bununla uğraşırken cevabı bulmak için sadece bir günümüz kalmıştı.

Kimsenin artık bir fikri kalmamıştı hepimiz handa oturmuş düşünüyorduk ama dediğim gibi hepimizin fikirleri tükenmişti bu sırada Felina 'saçmada olsa aklımıza gelen her şeyi denemeliyiz kaybedeceğimiz bir şey yok nasılsa' dedi

onun dediği gibi yaptık ama yine bir sonuca ulaşamamıştık. Aslında bunun gerçekten bir cevabı var mıydı, bir soruya ya da bilmeceye benzemiyordu o halde neyi cevaplamalıydık? Sordukları şey tam olarak neydi? bu sorular kafamı kurcalamaya başlamıştı,

hala bir şey bulamıyordum beynimi her şeyiyle zorluyordum mektupta yazanları tekrar tekrar okuyordum ama yine de bir sonuç yoktu en sonunda kafamda sadece büyük bir boşluk oluştu bir sürü soru vardı ama hiç cevap yoktu,

bu gerçekten kötü bir durumdu bu bir dövüş olsaydı elimden geleni yapmaya devam eder bu şekilde bir çıkış yolu bulurdum ama bu bir dövüş değildi bu direkmen ruhuma bir saldırıydı ve engelleyemediğim bir saldırıydı.

Tamamen köşeye sıkıştırılmıştım eminim ki diğerleri de böyle düşünüyordu, basit birkaç kelime bizi tam anlamıyla mahvediyordu. Kelimeler doğru kullanıldığında gerçekten en güçlü silahlar olabilirler ama mektup da ki kelimeler

güçlü falan değildi normallerdi bir saldırı ya da kışkırtma amacı taşımayan basit kelimelerdi o zaman sorun neydi neden bu kadar kötü durumdaydık turnuva daha başlamadan yenilgi tehlikesiyle baş başa olduğumuz için miydi?

Mektup da bilemezseniz elenirsiniz diye bir şey demiyordu ama turnuva alanın gidemezsek bunun bir önemi kalmazdı her türlü kaybediyoruz sonuçta.

Gerçekten bir cevabı var mı bilmiyorum ama varsa kesinlikle zamanında bulacağım bundan eminim...

 

Devam Edecek

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44340 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr