Bölüm 33 Gardiyan Ve Ödül

avatar
1875 2

Yeşil Karga - Bölüm 33 Gardiyan Ve Ödül


Bölüm 33


Garip ses sözlerine devam etti.

'Buraya girmeden önce buranın bir illüzyon olduğunu düşünüyordunuz ama buraya girdikten sonra hiçte bir illüzyonmuş gibi davranmadınız neden peki? Bu bir illüzyon olmadığı için mi? Yoksa illüzyon etkisinde kaldığınız için mi?'

Melia iyice sinirlenip sesini yükselterek cevap verdi.

'Hey kafamızı karıştırmaya falan mı çalışıyorsun? Önce gardiyanın yanımızda olduğunu söyledin, şimdi ise bunları söylüyorsun ayrıca bizi en iyi yerden izlediğini söyledin, daha sonra gardiyanın bizi en iyi yerden izlediğini söyledin, kısacası gardiyan sen olmuyor musun?'

Garip ses cevap verdi.

'Güzel bir çıkarım yaptın ama gardiyan ben değilim, sözleri seçerken biraz hata yapmış olabilirim ama dediğim gibi gardiyan ben değilim'

Melia sinirli bir şekilde cevap verdi.

'Kim öyleyse çıksın ortaya sıkılmaya başladım, buradan bir an önce çıkmak istiyorum ayrıca acıktım'

Garip sözlerine devam etti ve Melia'da karşılık vermeye devam etti.

'Bu duvarlar hem sizin için çıkmaz sokak hem de çıkış yolunuz anlıyor musun?'

'Anladım kısacası gardiyan bu labirentin kendisi mi oluyor?'

'Evet'

'İyi de eğer gardiyan oysa bu demektir ki bu labirentten bir çıkış var ve senin bahsettiğin anahtar da bizi çıkış kapısına götürecek demek öyle değil mi?'

'Evet biraz uzun sürse de anladın'

'İyide bütün labirenti dolaştık ve hiçbir şey yoktu'

'Labirentin bir 'bütün' olduğunu neden düşünüyorsun ki?'

'Ne demek istiyorsun?'

'Hiçbir şey, bu kadar konuşma yeter gerisi size kalmış'

Melia ve garip sesin konuşmalarını dinlerken gardiyanın ne söylemeye çalıştığını çözdüm. Diğerlerine de bunu söylemeliyim.

'Sanırım olayı çözdüm'

Melia tatlı bir hoooo ile bana döndü.

'Anlat o zaman'

'Baştan ele alalım o zaman, buraya uzaktan bakarken oldukça büyük gözüküyordu ama içeriyi gezmeyi bitirdiğimiz de aslında o kadarda büyük olmadığını fark ettim'

Hep bir ağızdan 'yani' diye merakla bağırdılar. Onları bekletmemek için hemen sözlerime devam ettim.

'Aynı giriş kapısına yaptığı gibi labirentin diğer kısımlarına gitmemizi engellemek için duvar koyduysa'

Melia hmmmm yaptıktan sonra gökyüzüne bakıp açık olan bir şeyi söyledi.

'O zaman bu çözülemez demektir.'

Ama bilmediği şey bu engeli de aşmanın çok kolay olduğu.

'Hayır çözülebilir, oluşturduğu gizli duvarlar muhtemelen bir sisten ibaret dokunduğumuzda dağılacaktır.'

'Eğer haklıysan bu neden bütün olmadığını açıklar'

'Evet labirenti parçalara böldü, şimdi yapmamız gereken tek şey sahte duvarı bulmak bu biraz süre alacak ama bulduğumuzda her şey daha kolay bir hal alır'

Reiko çevik bir hareketle bana yaklaşıp gözlerime bakıp şaşkın bir şekilde gülümsedi.

'Düşündüğümden çok daha akıllı birisin'

Diğerleri de benim gibi şaşırdı.

'Evet, bu aralar bunu çok sık duymaya başladım hadi gidelim ve şu aptalca oyuna bir son verelim'

(...)

Şanslıydık ki kısa sürede sahte duvara bulduk, duvara dokunduğumuz da hızlı bir şekilde yok oldu. Duvar yok olunca açılan yer sisle kaplıydı ki bu bizim için iyi haberdi bu şekilde devam ettik ve toplam üç tane sahte duvarı bulabildik.

Yeni yere geçtiğimiz sırada yine onun sesini duyduk bize şunu söyledi 'Son bölgeye hoş geldiniz ve iyi şanslar' Buranın son bölge olması içimizi rahatlatmıştı artık buradan kurtulmaya hiç olmadığımız kadar yakındık. Aslında direk buradan çıkmak isteseydik geri dönüp sahte duvardan geçip buradan çıkabilirdik ama bu şekilde pek de heyecanı olmazdı.

İlerlemeye başladık her baktığımız yer de sahte duvar veya bizi dışarı çıkartıcak bir şey arıyorduk. Kısa sürede labirenttin bu kısmı da bitmişti. Sonuç olarak yine bir şey bulamadık ve Melia yine bağırmaya başladı.

'Hey seni aptal varlık bütün labirentti bu sefer gerçekten bitirdik ve buradan çıkmanın hiçbir yolu yok'

Garip ses anın da karşılık verdi.

'evet haklısın buradan bir çıkış yok çünkü ben daha bir çıkış oluşturmadım'

'Artık dalga geçmeyi kes ve bizim için hemen önüme bir çıkış yap'

'Peki normal de sizi daha fazla uğraştırıp birkaç şeyle savaşmanızı sağlamak istemiştim ama bundan vazgeçtim onların yerine size bir soru soracağım bilirseniz buradan çıkarsınız ve gidip ödülünüzü alırsınız, bilemezseniz burayı tamamen değiştirip tekrar sisle kaplayıp bu oyunu bir daha oynamanı sağlarım'

Soru mu? Bu ilginç olacak. Melia umursamaz bir şekilde cevap vermeye devam etti.

'Acele ette soruya geç'

'Aslında bu biraz farklı bir soru tam olarak bir soru sayılmaz şimdi etrafınızda ki duvarlarda toplam 20 kapı oluşturacağım, bu kapılardan doğru olanı bulmanız gerek şimdi size iki seçenek sunuyorum ya bir dakika içinde doğru kapıyı bulup girin ya da 1 dakikanın geçmesini bekleyin ve yeni bir soru sorayım. O soruyu da bilemezseniz labirenti baştan aşağı değiştireceğim yani iyi düşünün ve seçiminizi yapın, zaman başladı'

Melia bundan pek memnun gözükmüyordu aynı şey diğerleri içinde geçerliydi ama cevap oldukça açıktı. Yine de Melia tekrar bağırdı.

'En azından bir ipucu ver'

Garip sese fırsat vermeden ben cevap verdim.

'Ne diyorsun zaten yeterince ipucu verdi hatta cevabı bile verdi son söyledikleri sadece boş sözlerdi ondan öncekiler ise bu sorunun cevabıydı'

Yeniden hepsi şaşkınca bana bakıp hep bir ağızdan konuştular.

'Nasıl yani ?'

'Kendi ağzıyla az önce söylemişti 'buradan bir çıkış yok, çünkü daha yapmadım' dedi, olay oldukça basit az önce 20 tane kapı yaptı ve bizi korkutmaya çalışarak bu çıkışlardan uzak durmamızı sağlamak istedi, normal bir şekilde bakarsan bekleyip yeni soruyu görmek oldukça mantıklı ama bu sorunun hilesi de bu

bunu kullanarak bizi buradan çıkarmaktan alıkoymak istedi, kısacası oluşan her bir kapı bizi buradan çıkartıyor'

Melia düşünceli bir hmmmm yaptı ve cevap verdi.

'Söylediklerin oldukça karışık ama emin misin bunun tam tersi de olabilir, belki de onları bizi kandırmak için söylemiştir ve kapıdan geçerek sırada ki soruya geçmeden bizi yenmek istemiştir'

Bir dakika Melia'nın söyledikleri de mantıklı ama şimdi geri adım atamam şansıma güveniyorum.

'Eminim hadi gelin buradan çıkalım'

İlk adımı atıp en yakın kapıya yöneldim ben hariç muhtemelen hepsi tedirgindi ama ben kapı koluna elimi uzatırken biri benden önce davranıp öne geçti. Gülümseyen mavi gözleri onun kimliğini açıkça ele veriyordu. Bana dil çıkarıp 'Önce ben gidiyorum' diye bağırıp kapıdan geçti. İnanılmaz bir şekilde bana güveniyor, açıkçası bu beni mutlu ediyor.

Geri kalanımızda kapıdan geçtik ve kendimizi dışarıda bulduk evet başardık. Garip ses bir kez daha bizle konuşmaya başladı.

'Tebrikler gerçekten başardınız şimdi işin ödül kısmına geçelim.'...


Part 2


Garip ses sözlerine devam etti.

'Evet şimdi hepinizin merakla beklediği ödülü görelim'

Melia karnını tutarak tekrar bağırdı. Sanırım açlık onu kötü etkiliyor ama öğrendiğim kadarıyla büyü konusunda kendini geliştirmiş kişiler kolay kolay acıkmazlar çünkü yaşamak için tek ihtiyaçları büyü gücüdür. Yavaş yavaş ben de daha acıkmaya başlıyorum ama o nedense çabuk acıkıyor.

'Kimsenin ödülü takmadığına eminim bu yüzden bu şekilde konuşmana gerek yok hızlı bir şekilde ödülü ver de, yemek yeme kısmına geçelim'

'Seni hiç sevmemiştim Melia ama şimdi senden daha fazla nefret etmeye başladım benim mükemmel sunumumu berbat ediyorsun, her neyse işte ödülünüz'

'Farkında mısın bilmiyorum ama seni göremiyoruz'

Melia'nın cevabı karşısında garip ses bir an duraksayıp cevap verdi.

'Tabii ki farkındayım beni aptal falan mı sandın?'

'Aptal mı hayır sende akıl olduğundan bile şüpheliyim'

'Ahhhh yeter bu kadar daha fazla senle konuşmak istemiyorum'

Bu işi Melia'ya bırakırsak ne bir şey öğrenebiliriz ne de ödülü görebiliriz, konuşma sırası ben de ama Felina ve Olivya nedense Melia'ya pek karışmıyorlar evet Melia grubun lideri ama sanırım onlar bu durumlara alıştılar umarım ben de alışmam.

'Ödülü görmeden önce bir şey sormak istiyorum neden bu şekilde bir labirent yapıp insanları buraya çekmeye çalıştın? Sadece ödül olan şey için miydi?'

'Kısacası amacımı merak ediyorsun peki sana söyleyebilirim, aslında ben sadece buraya bir büyü ile yerleştirilmiş bir şeyim ne olduğumdan pek emin değilim her neyse, beni buraya koyan kişi bana bu görevi verdi, labirentte girenlere rehberlik etmemi istedi.'

'Yani bir büyücü tarafından oluşturuldun ve seni buranın sorumlusu yaptı, peki bunda ki amaç neydi?'

'Aslında ben kısa bir süre önce yaratıldım, beni yaratan kişi buraya gelen ilk kişilere rehberlik etmemi söyledi ve bir de eşyayı yalnızca birine özel olarak buraya bıraktığını söyledi kime olduğu bana söyledi ama bundan bahsetmemem için bana büyü yaptı'

'İyide durum buysa eşyayı sadece o kişiye vermeyecek misin?'

'Sanırım beni yaratan kişi de biraz aptalmış, şimdi neden böyle olduğumu anladım'

'Peki nasıl biriydi,hatırlıyor musun ?'

'Hayır'

'Anladım, peki artık ödül zamanı öyle değil mi ?'

'Evet haklısın onu gökten üzerinize düşüreceğim bu yüzden yakalayın'

Ben dahil herkes gökyüzüne baktı. Birkaç saniye bekledik ama bir şey düştüğü yoktu sonra garip ses durumu açıkladı.

'hahahaha aptallar neden gökyüzünden bir ödül düşsün ki haha, her neyse bu kadar eğlence yeter işte hemen önünüzde duruyor alın ve gidin ben de artık yok olmalıyım, düşündüğümden daha eğlenceliydi dikkatli olun'

(...)

Sonunda bitmişti.

'Sanırım gerçekten yok oldu'

Benim bu söylemime karşılık Melia'da bir söylemde bulundu.

'Evet ayrıca gitmeden önce son şakasını da yaptı'

Melia bunu şaka olsun diye söyledi ama kimseyi güldürmeyi başaramadı.

Hepimiz yere bakıyorduk ve hemen önümüz de bir hançer vardı, bu hançerin bir yarısı siyah diğer yarısı ise açık griydi, görünüş olarak normal hançerlerden bir farkı yoktu, açıkçası pek de özel bir şeye benzemiyordu.

Yine de o garip ses bizi kandırmayı başardı.

'Bu arada bize bu hançerin kim için olduğunu söylemedi öyle değil mi ?'

Olivya soruma cevap verdi.

'Evet bizi kandırdı, yine de o kadarda önemli değil'

Öne çıkıp hançeri yerden aldım ve hançeri incelemeye başladım. Olivya bana yaklaşıp hançere baktı.

'Her hangi bir şey hissediyor musun ?'

'Hayır'

Hançeri sırayla herkes eline alıp baktı ancak kimse hançerden gelen bir güç hissetmemişti. Hançeri tekrar ben aldım ve onu istediğimi söyledim.

'Anlaşılan pek de özel bir şey değil yine de onu isteyen kimse yoksa ben alabilirim nedense içimde işime yarayacakmış gibi bir his var'

Bu şekilde hançeri alan kişi ben oldum ve ona bir isim vermek istedim sonuçta herkesin eşyaları bir isim sahibiydi, kılıcım bana ismini söylemiyordu açıkçası bu durum hoşuma gitmiyor bu yüzden isimli bir eşyam olmasını istedim ve ona Yooko ismini verdim.

Bu olaydan sonra Melia Felina'nın yakasına yapışıp yemek yapması için yalvarmaya başladı...

Devam Edecek






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44329 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr