Bölüm 161 Kraliçe, Cadı ve Karga

avatar
883 2

Yeşil Karga - Bölüm 161 Kraliçe, Cadı ve Karga


Bölüm 161

Parça 1

Felina'dan yediğim dayaktan sonra biraz dinlenip kendimi topladım. Bu sırada ne olup bittiğini de Felina'dan dinledim. Açıkçası toplantı oldukça ilgi çekici duruyor ayrıca kulağa eğlenceli geliyor öyle değil mi benim sadık kılıcım.

'Senin eğlence anlayışını pek anlamıyorum ama ilginç olacağı kesin benim güçsüz efendim'

Her zaman ki gibi keskin bir dili var neyse ki alıştım. Belki de alışmamak daha iyidir ama yapacak bir şey yok sürekli beraber olduğumuz için bu oldukça normal. Biraz hava almak için Felina'nın tavşan şeklinde ki evinin çatısına çıkıp tavşanın kulaklarının tepesine oturup şehri izlemeye başladım. Sert rüzgarın taşıdığı hafif yağan kar nazikçe bana çarparken buranın ne kadar güzel bir yer olduğunu fark ettim. Evet daha önce fark edememiştim ama bu şehir oldukça güzel ve sakin. Diğer bulunduğum şehirlerin aksine oldukça huzurlu, Felina'nın yerinde olsam bende böyle bir yeri korumak isterdim ama açıkçası bir şeyi ya da birini koruyabileceğini söyleyebilecek kadar güçlü bir değilim yani böyle büyük şeyler söyleyemem.

'Ha ha ha Evet aynen öyle benim acınası efendim öyle şeyler söyleyemezsin bunun farkında olman güzel.'

Gerçekten hiç fırsat kaçırmıyor, hala bana kızgın olduğu için bu kadar agresif yoksa Felina'dan dayak yediğim için mi? Belki de her ikisi de bilmiyorum. Ben düşünceler içindeyken etrafımda ki karlar garip bir şekilde hareket etmeye başlayıp hemen yanımda mini bir hortum oluşturdular ve hortum dağıldığında yanımda biri belirdi.

'Yarı-insanlar şehir kurma konusunda gerçekten iyiler öyle değil mi?'

Evet bu sesin sahibi Aiko'ydu. Şaşırdım mı? Hayır.

'Evet katılıyorum.'

Rüzgardan uçmaması için şapkasını tuttu ki bu bana Melia'yı hatırlatıyor.

'Oldukça bunaldım Kazeru, gerçekten oldukça bunaldım. Savaş gibi şeyleri sevmiyorum, birilerinin ölmesini görmeyi sevmiyorum ama ya bunun olmasını sağlıyorum ya da hiçbir şey yapmadan izliyorum. Gerçekten şansı olmayan biriyim. Geçmişte de böyleydi şimdi de böyle ama en azından sözümü şu ana kadar tutmayı başardım sayılır. Tam anlamıyla olmasada başardım.'

Yine birdenbire hiçbir bilgim olmayan şeylerden bahsetmeye başladı.

'Ne tür bir sözden bahsediyorsun?'

Yüzünü bana çevirdi acı dolu ve hüzünlü bir bakışı vardı.

'Sen böyle sorunca düşündüğümden çok daha acı verici oluyor. Aslında bir tane sözden bahsetmiyorum iki kişiye verdiğim benzer sözler.'

Onu böyle üzgün sadece ilk tanıştığımızda görmüştüm.

'Ne olup ne bittiğini bilmiyorum ama üzülmeni görmek kötü hissettiriyor bu yüzden lütfen neşelen.'

Acı dolu bir şekilde gülümsedi anlaşılan yanlış kelimeleri seçtim.

'Üzülme zaten yeterince acı çektin yeterince değerli şey kaybettin. Ayrıca bir daha seni o şekilde görmek istemiyorum bu yüzden bu kez her şeyin farklı olacağını söylemek isterdim ama ne olacak ne bitecek bilmiyorum. İstesemde bilmiyorum.'

Konuşurken gözünden yaşlar akmaya başlamıştı ve sözleri bittiğinde acı bir gülümsemeyle ortadan kayboldu. Hiçbir şey bilmiyorum hiçbir şey anlamıyorum ve en önemlisi neden bu kadar kötü hissediyorum? Onun kötü biri olduğunu düşündüğüm halde neden onun için üzülüyorum ve o neden bana karşı bu kadar yakın ve iyi? Hahah keşke Riraru burada olsaydı eminim garip bir şeyler söyleyip beni neşelendirirdi...


Parça 2

'Hadi gidelim'

Felina hazırlanmış bir şekil de çatıda oturan bana seslendi. Hazırlanış şekline bakacak olursak yürümeyi planlıyor tabii sonuçta artık yanımda biriyle ışınlana bileceğimi bilmiyor.

'Felina yürümeyeceğiz artık yanımda birilerini de ışınlaya biliyorum yani seni direk Arnus'a götüreceğim.'

Felina birkaç saniye suratıma baktı ve sonra 'Hoooo bu güzel oldu yoksa geç kalacaktık.'

Felina her tarafını kaplayan gümüş renkte ki pelerinini çıkardı. Ejderha desenli hafif bir zırh giyiyordu aslında zırh olsa da bir elbiseye daha çok benziyor. Dizlerine kadar olan bir uzunluğu vardı. Aslında kırmızı bir etek giyiyor gibi ama aslında orası zırhın bir kısmı oldukça ilginç. Gümüş pelerini ters çevirdiğin de arka kısmı yani gümüş renkte olmayan tarafı siyah renkteydi ve beyaz bir ejderha deseni vardı. Bunu zırhının arkasına geçirdi ve sadece arka tarafından gözükecek şekilde ayarladı. Kırmızı zırhının omuzluk kısımları küçük ejderha kanatları gibiydi. Kollarına giydiği zırhta bir ejderhanın boynundan ağzına kadar olan kısmı gibiydi. Ağız kısmı bileklerine kadardı. Parmaklarına kaplayan bir şey yoktu. Aslında oldukça havalı gözüküyor ben de böyle bir şey giymek istiyorum. Saçları ise vahşi bir şekilde rüzgarda dalgalanıyordu evet kesinlikle bir liderin havasına sahip gözüküyor.

'Peki kraliçe elimi tut.'

Elimi tuttuğun da bizi Arnus'un girişine ışınladım ve çok çok uzun bir mesafe olduğu için neredeyse büyü gücüm tükenecekti neyse ki yetti.

'Peki hala gidelim Yuu'

Felina geniş kapıdan içeri girerken arkasından onu takip ettim. Askerler şaşkınca bize bakıyorlardı. Aslında buraya daha kalabalık gelmeliydik ama zaten fazla kişiyi bu kadar mesafeye ışınlayamazdım. Karşılama falan bekliyordum ama hiçbir şey yok gerçi birdenbire geldik o yüzden normal. Arnus'un meydanından kralın olduğu bölgeye doğru ilerliyorduk. Meydanda ki insanlar bize bakıp bir şeyler söylüyorlardı Felina iyi bir işitme duyusu olduğunu sergilemek istercesine duyduklarını aynen bana söylemeye başladı.

'Hey onu tanıyorum o Yeşil Karga turnuvayı kazanan kişi'

'oooo Yeşil Karga onun bir canavara benzediğini duymuştum sivri dişleri ve pençeleri olan bir canavar.'

'Şu görkemli kadın kim oldukça havalı'

'Şu kadında Yeşil Karga'nın takımındaydı. Yeşil'in hizmetçisi falan olmalı ama hiç öyle durmuyor.'

Ve bunlar gibi daha birçok şey.

Kralın binasının girişine geldiğimiz de askerler bizi karşıladı ve toplantının neredeyse başlamak üzere olduğunu söylediler. Biz de Beyaz Kaya'ya nasıl gideceğimi sorduğumuz da çok eskiden tanıdığım biri bizi götüreceğini söyledi. Yanlış hatırlamıyorsam ismi Fols'du. İlk kez kuleden ayrıldığın da savaştığım elektrik saçan manyak. Onun eşliğinde yola devam ettik ve bizi gizli bir geçitle kaleden çıkardı. Sonraysa açık bir alana çıktık. Felina'yla ben etrafa boş boş bakarken. Fols bir şeyler mırıldanmaya başladı ve cebinden beyaz bir taş çıkartıp yere fırlattı. Sonraysa bir portal açıldı. Biz de bir şey sormadan portaldan geçtik ve kendimizi masmavi bir gökyüzünün altında bulduk. Hemen önümüz de bir patika vardı onu takip ederken bir kayalığı andıran bir yerle karşılaştık. Bembeyaz kayalarla kaplıydı ve bir tür kaleyi andırıyordu. Kayalar dikey şekilde duruyorlardı ve oldukça görkemli bir manzaraydı. Felina'ya baktığımdaysa onun da oldukça etkilendiğini göre biliyordum. İlerledik ve beyaz kaleye girdik bu sırada askerler bize eşlik ediyordu ve sonunda bizi büyük bir kapının olduğu bir yere getirdiler. Kapının üzerin de dört farklı sembol vardı. Açıkçası hepsi birer harfe benziyordu ama okuyamadığım bir dildi. Bu sırada kılıcımın sesi zihnim de yankılanmaya başladı.

'Yazan şey oldukça basit Bu kapının ardında sadece bir taraf var. Fazlası yok.'

Demek istediğini anlamıştım. Elf, Ovey, İnsan ya da Yarı-İnsan kavramını burada bırak öyle gir demek istiyor. Felina askerlerin kapıyı açmasını beklemeden iki eliyle büyük kapıyı açıp içeri girdi ve direk konuşmaya başladı.

'Ben Felina Felin Festa, Ejderha Kralın soyundan geliyorum. Tanıştığımıza sevindim.'

Felina'nın sesi gür ve güçlüydü. Konuşma tarzı asilceydi. Kafasını girişte şaşkınca duran bana çevirdi ve gözlerini gördüm. Gerçek kimliğini belli etmek istercesine parlayan sarıdan yeşile doğru kayan çift rengi aynı an da taşıyan ejderha gözlerini...


Devam Edecek






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44299 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr