Bölüm 155 Bu Kötü Gerçekten Kötü

avatar
907 2

Yeşil Karga - Bölüm 155 Bu Kötü Gerçekten Kötü


Bölüm 155

Yağmurdan sonra ormana yayılan bu koku her zaman hoşuma gitti, aynı şey şu an baktığım gök kuşağı içinde geçerli. Merak ediyorum bana ölüm meleği lakabını takanlar benim böyle şeylerle mutlu olduğumu görseler hala bana o lakabı takarlar mıydı? Neredeyim ben? Açıkçası bilmiyorum bir süredir yön belirlemeden rastgele bir şekilde yürüyorum ama ben bile nerede olduğumu bilmezken biri ya da birileri ben bu güzel gök kuşağını izlerken bana yaklaşıyor.

'Bunu sevmedim.'

Aslında en başta kendi varlığımı gizleseydim beni bulamazlardı ama açıkçası biraz geç fark ettim sanırım yaşlanıyorum. Belki de Büyücü Kral Berlin ismini bırakmalıyım. Giderek bana yaklaşıyorlar artık eminim üç kişiler, amaçları ne ki? Bilmiyorum ve ilgilenmiyorum. Herkes benim özel biri olduğumu düşünüyor, müthiş yetenekli olduğumu falan ama bunların hiçbiri doğru değil çünkü gerçekten güçlü kişilerin nasıl olduğunu gördüm. Ben onların seviyesin de değilim ve hiçbir zaman olamam. Kulağa kendimi küçümsüyormuşum gibi geliyor ama hayır öyle değil sadece ben onlar gibi istekli ve arzulu değilim.

Onlardan kastıma en güzel örnek bir süre önce eğittiğim ve onun eğitirken potansiyelinin sıfır olduğunu söylediğim kişi gibiler evet asıl güçlü kişiler onun gibiler yani kafasına bir şey koyduklarında bunu yapmak için her şeyini hatta daha fazlasını ortaya koyanlar. Onun gibileri her zaman kıskanmışımdır ama tuhaftır ki asla onlar gibi olmak istemedim çünkü onlar her zaman tehlikeyi ve güçlü kişileri kendine çekerler. Ben insanlarla konuşmayı seven biri değilim. Ejderha kral Melrog'la çok sık konuşurduk ama o bir insan değil yani durum bu gerçi Vel'le de konuşuyorum ama o da bir istisna, evet sonunda beni yakaladılar bakalım kimmiş bunlar.

'Selam yaşlı adam'

Kıvırcık saçlı genç bir çocuk kaba bir şekilde beni selamladı hemen yanın da iki tane sert görünüşlü ve korumaya benzeyen pelerinli adamlar vardı. Genç çocuğun kahverengi gözleri heyecanla parlıyordu.

Neden bu kadar heyecanlı ki?

'Siz kimsiniz?'

'Savaştan önce savaşacağımız kıtayı görmeye gelen birkaç kişiyiz sadece'

Genç çocuk beni şaşırtan bir şey söyledi, bu hoşuma gitmedi ve açık bir şekilde beni aşağılıyor ama sorun değil.

'Anlıyorum demek sadece etrafa bakıyorsunuz peki neden beni takip ediyordunuz?'

'Çok açık değil mi? Çünkü sen bu kıta da hissettiğim en güçlü kişisin ben de bu kıtanın gücünü görmek istedim.'

Bu çocuk daha ne kadar böyle sinir bozucu bir şekilde konuşacak yani ses tonu bile sinir bozucu ayrıca neden sürekli sırıtıyor ve yanında ki adamlar put gibi sadece duruyorlar. Hem benim en güçlü olduğumu söyledi hahah güzel.

'Demek benim en güçlü olduğumu fark edebildin oysa ki gücümü bastırıyordum.'

'Ha ha ben mükemmel biriyim Efendi Azul her zaman ileri de onu bile geçebileceğimi söylüyor.'

Duyduğum isim yüzünden donup kaldım Azul mu? Nasıl yani bir dakika sadece isim benzerliği de olabilir. Sakin bir şekilde bilgi edinmeye devam etmeliyim.

'Azul mu? Tanıdığım birinin ismine benziyor büyü falan emebilen güçlü biriydi.'

'Neeeeeeeeee? Efendi Azul'u tanıyor musun? Dediğin gibi büyü emebilen müthiş güçlü biri'

Biliyordum demek gerçekten serbest kalmış. Bu oldukça kötü hem de oldukça ama şanslıyım ki bu çocuk boş boğazın teki.

'Evet onu tanıyorum şerefsizin tekiydi.'

Sözlerimin soğukluğu karşısında hiçbir tepki vermedi ve oldukça sakin ama öldürme iç güdüsünü hissedebiliyorum. Güzel.

'Neden sana bu kadar çok bilgi verdiğimi biliyor musun kıtanın en güçlü kişisi çünkü buraya seni öldürmeye geldim. Büyücü Kral Berlin ya da çakma Ölüm Meleği Berlin mi demeliydim?'

'HAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAAHAHAHHAHAHA Güzel çok güzel bütün öldürme arzunu hissediyorum fena değilsin çocuk gel bakalım. Onun kadar olabilecek misin göster bana.'

Genç çocuk sağ elinde büyüden kırmızı bir kılıç oluşturdu benim büyüme benziyor ilginç. Ben de bir kılıç oluşturdum ve onun hamle yapmasını beklemeye başladım çünkü onun hakkında bir şey bilmiyorum. İnanılmaz bir hızla bana yaklaştı ve kılıcını savurdu zor bir şekilde karşılık verip kendi mi korudum ama saldırılarının ardı arkası kesilmiyordu hareketli bir şekilde kılıçlarımızı çarpıştırıyorduk ve bu sırada sırtımdan birkaç büyü topuyla vuruldum. Savunmam düştüğü için göğsümü kılıcıyla kesti pek derin değildi ama kanım akıyordu. Hızla geri çekildim bana büyü ile saldırılanlar o ikisiydi. Demek bu işe yarıyorlar.

Genç çocuk sırıtarak bana yaklaşıyordu. Bu durum kötü öyle değil mi?

Tekrar hızlanıp bana saldırdı hızı daha da artmıştı ayak uyduramadım ve bu seferde sırtıma yüzeysel bir yara açtı ve kahkaha atmaya başladı.

'AHAHAHAHAHA Seni yavaş yavaş öldüreceğim acı çektirerek yaşlı adam çığlıklar atarak öleceksin ahahahahahaha'

Yani sadist manyağın tekiyle dövüşüyorum. Anlaşılan başka bir büyü kullanmaya niyeti yok mantığını anlıyorum bende gerekmediğini düşündüğümde büyü yapmam. Tekrar hızlanıp bana saldırdı geçen her saniye beni yaralıyordu, bacaklarımda ve kollarımda bir sürü çizik vardı. Bu gerçekten kötü.

Elinde ki kılıcı yok etti ve sadece yumruklarıyla bana saldırmaya başladı açıkçası yaşlı biriyim bu yüzden onun hızına şu an ayak uyduramam. Bunun sonucu olarak vücudumun her yeri seri ve güçlü yumruklara maruz kalıyor ve bu acıtıyor. Beni epey yumrukladıktan sonra sağ elinde büyü topladı ve suratımın ortasına geçirdi.

Ayaklarım yerden kesildi sanırım, çünkü şu an uçuyorum ve sonunda yere sert bir şekilde düştüm. Sanırım burnum kanıyor ve ağzımda ki tattan anladığım kadarıyla ağzımda kanıyor.

Tamamen dağıldım bu gerçekten kötü.

Genç çocuk başıma dikildi ve alaycı bir bakışla konuşmaya başladı.

'Kıtadakiler senin gibiyse Efendi Azul'un buraya gelmesine gerek yok hepinizi ben öldürürüm.'

Sözleri beni gülümsetti ve istemsiz bir şekilde kahkaha attım.

'Hahahaha genç sen ona rakip bile olamazsın.'

Gencin alaycı bakışları yerini öfkeye bıraktı.

'O mu? O da kim?'

'Bir süre önce eğittim biri çok çok uzun zamandır unuttuğum bir korkuyu bana hatırlattı ve bu kişi oldukça güçsüz biriydi ama o kişi kılıcını boğazıma dayandığında bir anlığına da olsa öleceğimi hissettim ve bunu özlediğimi anladım.'

'Ne saçmalıyorsun yaşlı adam şu an zaten ölmek üzeresin'

'Evet evet öyle gözüküyor olabilir ama bir damla bile ölüm korkusu yaşamıyorum.'

Gözlerimi gökyüzüne çevirdim maviydi masmavi geniş bir gökyüzü gerçekten güzel ve gök kuşağı hala orada.

'Seni şimdi öldüreceğim yaşlı adam'

Genç çocuk sahip olduğu tüm büyüsü serbest bıraktı ve gerçekten güçlü, Kazeru'yu eğittim zaman ki Kazeru onun yanında hiçbir şey kalır. Ortaya çıkardığı büyüyü sağ elinde topladığı sırada kendimde biraz güç bulup ayağı kalkıp karşısına dikildim.

İdamını bekleyen bir mahkuma benziyorum bu gerçekten kötü.

Bütün büyüsünü beni kül etmek için savurdu.

Bummmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmm!!!

Savurduğu o ihtişamlı büyü benim büyüme çarpıp yok oldu evet farkında olmadan büyümü serbest bıraktım.

Genç çocuk şaşkın bir şekilde bana bakıyordu ve hemen arkasında duran ikili de korkuyla bakıyordu, neden ki acaba?

İleri doğru bir adım attım ve genç çocuk geri doğru bir adım atarken yere düştü ayrıca titriyor, neden ki?

Sağ elim de bilinçsiz bir şekilde bir silah oluşturdum aldığı şekle bakarsak büyük bir tırpandı. Acaba neden bir tırpan?

Genç adam titreyen ayaklarıyla bir şekilde ayağı kalkmayı başardı ve gözlerimin içine baktı bende onunkilere baktım.

Çok ilginç onun gözlerinde gördüğüm kendi yansımam gerçekten ilginç, ortaya çıkardığım büyü bir pelerin gibi beni sarmış ve canlı gibi duruyor. Yüzümde ki ifade şu an ki duygularımın aksine oldukça havalı ve korkunç.

Elimde ki tırpanla beraber evet evet kesinlikle bir---

'Ölüm Meleği' dedi genç adam kafası tırpanım tarafından bedeninden ayrılırken ve ben daha fark etmeden diğer ikisinin de kellesini aldım.

Demek bana bu yüzden ölüm meleği diyorlar büyümün aldığı şekli ilk kez görüyorum. Büyüm sonunda yavaşça dağılırken üstümde hiçbir yara kalmamıştı ama her tarafım kan içindeydi. Kafalarını kopardıktan sonra çok fazla kan çıktı ayrıca yarı bilinçsizdim. Tıpkı büyük savaş zamanında ki gibi. Cesetleri bir kenara atıp yere oturup hala orada duran gök kuşağını her tarafım kan içindeyken izlemeye devam ettim.

Bu kötü gerçekten kötü tekrar içimde ki kan açlığı uyanıyor...

Devam Edecek






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43988 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr