Bölüm 154 Kızıl, Mor ve Kraliçe

avatar
1009 2

Yeşil Karga - Bölüm 154 Kızıl, Mor ve Kraliçe


Bölüm 154

Parça 1

Melia'lar Avenir yanından ayrıldıktan kısa bir süre sonra Avenir rahatına bakarken gri gözlerini odanın karanlık bir köşesine çevirip konuşmaya başladı.

'Ne tür bir beklentin vardı söylesene?'

Karanlığın içinden anlaşılması güç tiz bir ses duyuldu ve odadaki mum ışıkları sallandılar.

'Ne beklediğimi biliyordun ve zaten bunu yerine getirdin.'

Avenir gülümsedi.

'Hadi ama Aiko gerçekten ona geçmişinden bahsedeceğimi mi düşündün?'

Karanlığın içinde mor bir siluet belirdi.

'İhtimaller dahilindeydi ama yapacağını düşündüm sonuçta ona biraz daha acı çektirebilirdin bunu isteyeceğini düşünmüştüm sonuçta o sana birçok şey yaşattı ve buna devam ediyor.'

Avenir'in bakışları yavaşça keskinleşiyordu ve cevap verdi.

'Bunlar oldukça eski şeyler Aiko eğer bizim bildiğimiz kişiyle aynı kişi olsaydı onu buraya adım atığı an öldürürdüm.'

Mor siluetin yüzünde alaycı bir ifade oluştu ve hemen ardından alaycı bir tonda karşılık verdi.

'Yumuşamışsın Avenir onun yüzünden sevdiğin herkesi kaybedip bir de üzerine uzun yaşamla kutsanıp bu lanetli güce sahip oldun.'

Avenir'in gri gözleri yavaşça kızıla dönmeye başlıyordu ve sinirli bir tonla cevap verdi.

'Kapa çeneni mor cadı'

Mor siluet yavaşça kaybolurken veda cümlesini söyledi.

'Yaşlanmana rağmen hala korkutucusun kızıl cadı'

Avenir anında karşılık verdi ve aynı an da Aiko'nun silueti kayboldu.

'Sen benden daha korkunçsun hem de çok daha fazla mor.'

Bu konuşmalar bittikten kısa bir sonra elflerin kralı Orion içeri girdi.

'Avenir bakıyorum da pek havanda değilsin.'

Avenir Orion'u bir kez süzüp cevap verdi.

'Ne istiyorsun kral?'

Orion gülümsedi.

'Aslında benden kısa bir süre önce istediğin şey için buradaydım dediğin gibi Junko denen yarı elfle konuştum ve burada kalmaya ikna ettim.'

Avenir sevinmişe benziyordu.

'Güzel peki yarın onu yanıma gönder onu bir güzel eğiteceğim o kız çok büyük bir potansiyel taşıyor ve onun gibilerin gelişimini izlemeyi seviyorum.'

'Nasıl istersen Avenir.'

Orion ayrıldıktan sonra Avenir'in gri gözlere tekrar bir yorgunluk çökmüştü bunun nedeni geleceği görmek için bu gri gözleri kullanmak zorunda olmasıydı. Eski günlerini anımsadı kısa bir süreliğine ihtişamlı ve mükemmel olduğunu düşündüğü zamanları ama bunların eski de kaldığını düşündükçe, artık eskisi gibi olamayacağını düşündükçe yorgun gri gözleri çok canlı bir kızıl renge büründü tıpkı en güçlü olduğu zamanlarında ki gibi gözleri parlıyordu ama bu sefer ki güçten değil öfke ve hüzündendi.

'Yuuki yakında gerçek acının ne olduğunu hissedeceksin bundan kaçışın olmayacak. Hahaha bana verdiğin bu gri gözler asla yanılmaz.'


Parça 2

Beyaz Tahtın bulunduğu gök kuşağı kulesinin önünde mor cadı Aiko  kahkahalar atarak dans ettikten sonra kendi kendine konuşmaya başladı.

'Ortalık yakında çok karışacak ve bu gerçekten eğlenceli olacak öyle değil mi? Evet evet kesinlikle öyle olacak. Uzun zamandır böyle deli zamanların gelmesini bekliyordum, sonunda iddaamızı kimin kazanacağını göreceğiz mavi, evet kesinlikle yakında öğreneceğiz.'

Aiko'nun sözleri tanıdık birini görünce durdu ve o kişi konuşmaya başladı.

'Aiko beni buraya çağırdığın için geldim ama buna hevesli olduğumu düşünme.'

Orta yaşlı bir adam mor cadıyla birden konuşmaya başlamıştı. Aiko bakışlarını sesin sahibine çevirdi. Yaşına rağmen genç ve yakışıklı gözüküyordu, koyu mavi dalgalı saçlarını buz mavisi gözleri eşlik ediyordu. Yapılı sayılabilecek biriydi. Üzerinde yüzü ve saçları hariç her yerini örten buz mavisi bir pelerin vardı. Aiko onu görünce gülümsedi ve az önce dans ederken dağıttığı saçlarını düzeltmek için şapkasını çıkarttı ve kendine çeki düzen verdikten sonra şapkasını giydi.

'Hoş geldin Sevgilim.'

'Hadi ama böyle korkunç bir gülümsemeyle bana sevgilim diye seslenme korkutucu oluyor.'

'Nasıl seslenme mi istersen peki tatlım?'

Koyu mavi saçlarını elleriyle arkaya atıp cevap verdi.

'İsmimle seslenmen yeterli'

Aiko yavaşça ona yaklaşırken cevap verdi.

'O zaman sadece Eismann(Almanca Buz adam anlamına geliyor) diyeceğim'

'Evet yeterli peki söyle bakalım neden beni çağırdın.'

'Sadece kocamı görmek istedim.'

Eismann gözlerini devirerek karşılık verdi.

'Oyunların için zamanım yok Aiko ne istediğini söyle'

Aiko sevimli bir ifade takınıp cevap verdi.

'Peki peki kızma, senden istediğim şey onları üçüncü bir taraf olmaktan vazgeçirip bizim safımıza katılmanız.'

Eismann'nın bakışları soğuklaşıp keskinleşti.

'Böyle bir şey olmayacak Meravir'in ihtiyacı olan şey her şeyin sil baştan yapılması, insanlar oldukça berbat yönetiliyor böyle devam etmelerine izin veremem, Elf'ler Orion'nun liderliğiyle beraber iyice zayıfladı, yarı-insanlar zaten berbat durumda bir zamanlar bütün bu ırklar oldukça güçlüydü ama şimdi ki hallerine bak hepsi çürümüş durumda bu yüzden hepsini aynı kazana atmalıyız ve bir araya getirmeliyiz. Bu şekilde küllerinden yeniden doğacaklar çok daha güçlü bir şekilde ve o zaman yakında olacağı gibi dışarıdan bize kimse saldırmaya cesaret edemeyecek'

'Hahah ilginç bir düşünce Eismann tıpkı bir avcı gibi konuştun ama biliyorsun Gri geri dönerse kimse bize saldırmayı aklından dahi geçiremez.'

'Ona ihtiyacımız yok o sadece mühürlendiği yerde sonsuza kadar kalmalı'

'Sadece ondan korkuyorsun Eismann peki o zaman sana bir sır vereyim Avenir'den öğrendiğim kadarıyla Gri serbest kalacak ve bu Kazeru Yuuma sayesinde olacak yani diğer adıyla Yeşil Karga.'

Eismann oldukça şaşırmıştı ve kalın kaşlarını çattığında hafif kırışıklıklar ortaya çıkmıştı.

'Yeşil Karga onu tanıyorum şu elimden kaçan çocuk, kılıç onun elinde bununla bağlantılı bir şey olmalı, bunu öğrendiğime göre artık engellemesi oldukça basit tek yapmam gereken onu öldürmek ama asıl soru bunu bana neden söylediğin Aiko.'

Aiko şeytani bir şekilde gülümsedi, gözlerinde bir şeytanın bakışı vardı.

'Sadece böylesinin daha eğlenceli olacağını düşündüm.'

Eismann arkasını dönüp buradan ayrılmaya başladığı sırada cevap verdi.

'Amacın ne bilmesem bile sorun değil ne olursa olsun bana yalan söylemeyeceğini biliyorum sonuçta evlenirken söz verdin. Her neyse tekrar görüşmek üzere seni seviyorum.'

Aiko'nun o şeytani ifadesi bir saniye içinde masum ve utangaç bir kız ifadesine bıraktı. Cevap verirken yanaklarını kızarmıştı.

'Ben de seni seviyorum, görüşmek üzere.'


Parça 3

'Kraliçem söylediğiniz gibi belirlediğimiz noktalara gözcü yerleştirdik.'

Kraliçe Felina kendine ait olan büyük ve gösterişli koltukta otururken sırasıyla askerlerin ona sunduğu raporları dinliyordu. Oldukça yoğun bir programı olduğu için biraz yorgundu ama bu yüksek motivasyonunu etkilemiyordu. Tek tek bütün raporları dinlendikten sonra kısa bir mola için dışarı çıkıp şehrin içinde gezmeye başladı. Yakın zamanda zarar gören ve yıkılan yerlerin çoğunluğu eski haline dönmüştü. Her adımından etrafı süzüp bir sorun olup olmadığını anlamaya çalışıyordu. Onu gören yarı-insanlar saygıyla başlarını eğip selam veriyordu Felina'ysa onlara bir gülümsemeyle karşılık verip yoluna devam ediyordu. Kazeru tarafından parçalanan heykelin yıkıntılarının olduğu yere geldi ve bir iç çekti.

'Bunu temizlemesi gerçekten biraz süre alacak ve yerine yeni bir şey dikmeliyiz.'

Bunlar Felina için ufak sıkıntılardı aklında ki asıl problem insanlarla yarı-insanları nasıl tekrar müttefik yapacağıydı. Bunu düşünürken askerlerden biri hızla yanına gelip bir elçi grubunun geldiği haber verdi. Felina şaşırmıştı ama çok uzun sürmeden şaşkınlığını atıp saraya geri döndü ve tahtına oturup elçiyle beraber olan korumaların saygılarını sunup bir açıklama yapmasını beklemeye başladı. Elçi bütün vücudunu saran beyaz bir pelerin giyiyordu, korumaları ise hafif ve hareket etmesi rahat zırhlar giyiyorlardı sadece giydiklerine bakarak onların insan olduğunu anlamıştı Felina.

Elçi konuşmaya başladı.

'İnsanların lideri Kral Kuwo adına buraya geldik. Fazla zamanınızı almamak için izninizle direk konuya gireceğim.'

Felina başıyla onay verdikten sonra elçi devam etti.

'Bütün Meravir'i tehdit eden bir güç yaklaşıyor. Bütün ırklar birlik olmazsa bir şansımız olmayacak hem bu konuyu konuşmak hem de bütün Meravir'in güvenliğini nasıl sağlayacağımız hakkında konuşmak için sizi beyaz kayaya davet ediyor. '

Felina kısa bir süre düşündükten sonra cevap verdi.

'Beyaz Kaya orası neresi?'

Elçi hemen cevap verdi.

'Beyaz kaya eskiden bütün ırklar beraber çalışırken Ejderha Kral Melrog tarafından seçilmiş gizli bir toplantı yeri Arnus'a gittiğiniz de herkes toplandığında oraya götürüleceksiniz'

Melrog'un ismini duymak hem Felina'yı hem de diğer yarı-insanları şaşırtmıştı ama Felina bu ismin özellikle kullanıldığının farkındaydı bu bir tür çekiciliği arttırma yöntemiydi ve bu Felina'nın elini de güçlendiriyordu bu sayede karşı çıkacak yarı-insanlara karşı bunu kullanabilirdi.

Felina cevap verdi.

'Anlıyorum peki bu toplantı ne zaman?'

'Bugünü saymazsak tam iki hafta sonra'

'Bu biraz geç değil mi?'

'Kral Kuwo'nun elflerden edindiği bilgiye göre düşmanın saldırması için en az 3 ay var.'

'Anlıyorum peki kralınıza yarı-insanların geleceğini söyleyebilirsin ve benim için Arnus'a gittiğinde birine bir mesaj ulaştırmanı istiyorum.'

Elçi saygıyla başını eğdi.

'Elbette'

Elçiye iletmek istediği mesajı ve ileteceği kişi söyledikten sonra dağ çıkışına kadar bir grup yarı-insanla elçinin grubunu gönderdi.

Akşam olduğunda yalnızlık kalesi olan tavşan şeklinde ki yapısını çekildi.

'Hadi ama daha yeni lider oldum ve şu olanlara bak gerçekten hiç şanslı biri değilim ve garip bir şekilde, garip bir kişinin, garip tavırlarını ve konuşmalarını şimdiden özledim.'

Bir iç çekip yemek yapmak için mutfağa geçti.

'Umarım herkes iyidir'...

Devam Edecek






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43990 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr