Bölüm 149 Kırılmaz İrade

avatar
1102 2

Yeşil Karga - Bölüm 149 Kırılmaz İrade


Bölüm 149

Parça 1

Hissettiğim bu dehşet ötesi güç Mei ve Mai'ı rahatlıkla gölge de bırakıyor, demek bunca zamandır öyle bir kılıca boyun eğdiriyordun Yuu. Dövüşürsek çok net bir biçim de kaybedeceğiz o zaman yapmamız gereken şey bu büyük gücü devre dışı bırakmak.

Bu benim yapabileceğim bir şey değil ama Mei ve Mai siz ikiniz yapabilirsiniz öyle değil mi?

'Elbette yapabiliriz, hatta böyle bir şeyi sadece biz yapabiliriz. Tek yapman gereken ona dokunmak gerisini bize bırak ama küçük bir uyarı istediğimiz şeyi yapana kadar başka bir büyü kullanmamalıyız çünkü en ufak hata da başarısız oluruz ve amacımız ortaya çıkar.'

Sorun değil başlayalım.

Kısa kılıçlarımı sıkıca kavrayıp yavaş adımlarla ilerlemeye başladım, eğer başarılı olmak istiyorsam bunu ilk denemem de başarmalıyım çünkü ikinci bir şansım olmayacak. Hızımı her geçen saniye artırıyordum ve koşmaya başladım. Yuu'nun gözleri üzerimdeydi sakince beni süzüyordu, temkinliydi ve ilk kozumu kullanma zamanım geldi. Hızımı bir anlığına inanılmaz bir seviye çıkartıp onun önünde belirdim ve kısa kılıçlarımı vahşice savurdum. Hiçbir hamle yapmıyordu ve kılıçlarım tam ona değeceği sıra da bir bariyere çarpıp geri sektiler. Saydam bir bariyerdi ve oldukça güçlüye benziyordu. Geri çekilmenin iyi olacağını düşünüp geri atıldım ve o an Yuu harekete geçti ve sadece sağ elini uzaktan bana doğru savurdu. İnanılmaz güçlü bir rüzgar oluşup beni savurdu. Neyse ki çevik bir hareketle yere düşmekten kendimi kurtardım. Gözlerimi Yuu'ya çevirdim. Şaşkındı, bu normal şu an sahip olduğu güç daha önce hissetmediğim bir seviye de ama hala bir şansım var çünkü hala alışma evresin de bu evreden çıkmadan bu işi bitirmeliyim. Tekrar hızımı artırıp etrafında bir çember çizecek şekil de koşmaya başladım. Gözleri beni takip etmiyordu sadece öylece duruyordu ki bu işleri daha korkunç bir hale getiriyor. Kısa kılıçlarımdan birini ona şiddetlice fırlattım. Demin ki bariyer yine ortaya çıkıp saldırımı durdurdu. Sanırım pasif bir bariyer yani onun kontrolün de olan bir şey değil. Asıl soru bu bariyer her türlü saldırıya karşı dayanıklı mı ya da bu bariyer o bir büyü yaparken de oluşuyor mu? Basit bir taş ve biraz darbe almam her şeyi açığa çıkarmam için yeterli olacaktır. Şu an ki Yuu güçlü olsa da kurnaz değil bu oldukça açık ve normal en azından bir süre için.

Bir savaş narası atıp onun üzerine koşmaya başladım. Sağ elini yavaşça kaldırıp parmaklarını hafifçe kımıldattı ve altımda ki toprak adeta dans etmeye başladı. Toprağın altından beni hedef alarak çıkan sütunlardan sıyrılarak hedefime doğru devam ediyordum. Diğer kısa kılıcımı da koşarken bütün gücümle fırlattım. Ben bunu yaptığım sırada o toprak büyüsüne devam ediyordu. Kısa kılıcım ona iyice yaklaşınca bir rüzgar büyüsüyle onu geri savurdu ve rüzgar büyüsünün etki etmediği bir açıdan fırlatmayı başardığım taş sağ omzuna çarptı. Evet haklıyım o bariyer seni uyku gibi durumlar da korumak için ideal ama hareketli bir savaşta işlevsiz. Daha fazla beklemeden boş ellerle ona doğru koşmaya başladım. Tekrar bir rüzgar büyüsüyle bana saldırdı kendimi sağ doğru atarak bundan kurtulup koşmaya devam ettim. İki elini bana doğru kaldırdığı sırada kısa kılıçlarımdan birini ellime çağırdım ve tahmin ettiğim gibi bunu fark edip basit bir toprak büyüsüyle onu durdurdu ben de hemen diğerini çağırdım.

Tahmin ettiğim gibi bunu da fark edip aynı hamleyi yaptı ve bana istediğim zamanı tanıdı ve en başta yaptığım gibi bir anlığına hızımı inanılmaz artırıp yanında bitiverdim. Bunu fark edip bir büyü yapmak için harekete geçti ben de bunu izin verdim rüzgar büyüsüyle beni savurmak için hamle yaptı aynı an da ben de ona dokundum. Yaptığı büyünün etkisiyle epey bir savruldum ve yere düştüm ama bir yaram yoktu. Kalkıp kısa kılıçlarımı çağırdım ve Yuu'ya gözlerimi diktim.

Bakışlarından ne yaptığımızı anladığı belliydi.

Bütün o görkemli gücü bir saniye içinde söndü ve geriye sadece Yuu kaldı. Mei ve Mai yaptığı şey basitti. Bir beden de sadece bir ruh bulunabilir tabii ki bazı özel durumlar da çok uzun olmamak şartıyla bir benden de birden fazla ruh bulunabilir ama bu bozulamayacakları anlamına gelmez. Bunu sadece Mei ve Mai yapabilir çünkü bu aynı an da iki farklı büyüyü eş zamanlı yapmak demek yani bu sadece birbirlerini yıllardır tanıyan ve hiç birbirinden ayrı kalamayan iki kişinin yapabileceği bir büyü. Bir süre boyunca tekrar bir olamazlar yani bu dövüş artık sonlanıyor.

'Artık bitirelim Yuu!'

Yuu bakışlarını bana çevirdi ve duygusuz bir ifade takınıyordu. Yere düşürdüğü kılıcını yerden aldı ve bana doğrulttu.

'Olivya ne yaparsan yap, ne kadar ileri gidersen git, nasıl bir yol izlersen izle, ne kadar güçlü olursan ol bugün kazanamayacaksın çünkü---- aslında çünküden sonrası için bir şey aklıma gelmiyor. Bilirsin havalı bir şey söylemek istedim ama bu tarz şeyler de her zaman kötüydüm iyi olduğum tek şey kazanmak için bir yol bulmak ve bugün de onu yapacağım. Bugün sen kaybedeceksin Olivya.'

Durum onun için olabilecek en kötü durumlardan biri, yine de böyle rahat bir şekil de konuşabiliyor. Seni gerçekten kıskanıyorum Yuu, şu an da senin konumun da ben olsaydım asla böyle bir şey söyleyemezdim. Sen gerçekten güçlüsün. Yuu ileri doğru sert bir adım attı ve bütün büyüsü vahşice ortaya çıkıp etrafını sarıp bir anka şeklini aldı. Anlaşılan kılıcıyla bir olduğun da kendi büyüsünü tamamen yenilemiş.

Mei-Mai acıma yok...


Parça 2

Kılıcımın sesini duyamıyorum ve bu biraz yalnız hissettiriyor, neyse ki büyü gücüm onunla bir olduğum da yenilendi. Olivya beni ezmek için hazır, peki ben nasıl karşılık vereceğim? Kazanmak için bir yol şu an için göremiyorum çünkü henüz açılmadı ama görünür bir yol olsaydı bu zaten sıkıcı olurdu. Harekete geçme zamanı. Kılıcım da bir miktar büyü toplayarak büyüyü Olivya'ya fırlattım. Olivya'nın etrafında oluşan alevler saldırımı tamamen etkisiz hale getirdi. Olivya'nın arkasına ışınlanıp kılıcımı savurdum, çevik bir hareketle bundan sıyrıldı ve aynı an da alevden bir ejderha beni ağzıyla yakalayıp gökyüzüne doğru yükselmeye başladı. Etrafımı saran anka beni bu sefer koruyamıyordu, kılıcımla ejderhayı dağıtıp hızla yere düşmeye başladım, düşmek üzere olduğum toprağı büyüyle kontrol etmek için hamle yaptım ama bir şeyler tersti, büyüm işe yaramıyordu ve toprağın içinden toprak ve taştan oluşan bir ejderha bana doğru yükselmeye başladı ışınlanıp kaçtım. Işınlandığım yerden gökyüzün de normal bir ejderhadan biraz daha küçük gözüken ejderhaya bakıyordum.

Şu an ki ben böyle bir büyü yapmayı sadece hayal edebilir. Toprak ejderhası tekrar üzerime doğru geliyordu, sağ ayağımla altımda ki toprağa sertçe vurmamla beraber ortaya çıkan iki büyük elle ejderhayı yakaladım. Onu sıkarak parçalamak istedim ama bunun için fazla güçlüydü. Bu yüzden ikinci kez ayağımı yere vurdum ve ejderhayı toprağa yaklaştırıp, hızla ortaya çıkan ucu sivri sütunlarla onu delik deşik ettim ve rüzgarla beraber ejderhanın bedeni dağıldı. Ben de büyümü bozdum.

'Acemi bir büyücü için fena değilsin çocuk'

'Evet evet ben de Mai katılıyorum fena değilsin çocuk'

Olivya konuşuyordu ama iki seste farklı birilerine aitti. Mei-Mai benimle konuşuyordu ve beni çocuk olarak nitelendirdiler. Sanırım onların bakış açılarından böyle gözüküyor hahah ilginç. Derin bir nefes alıp konsantrasyonumu iyice artırdım. Bir yol bulmalıyım. Ben bir yol düşünürken Olivya kısa kılıçlarını kınlarına koyup sol elini ban doğru kaldırdı ve sanki bir şeyi yakalarmışçasına hızlıca kapadı.

Panikle etrafıma baktım ama hiçbir şey yoktu, hayır bir dakika

'aaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa!'

Havadan oluşan bir el beni sertçe kavradı, göremediğim hissedemediğim bir büyü, bu gerçekten inanılmaz. Kurtulmak için mücadele ediyordum kılıcım ilk an da elimden düştüğü için onu kullanamıyordum ve ne kadar çağırırsam çağırayım gelmiyordu. İşin diğer bir yanıysa büyüme odaklanamıyordum bu yüzden ışınlanamıyordum. Yaptığı bir şey benim büyümü dengesiz bir hale getiriyor bu yüzden kullanamıyorum ve giderek daha sert sıkıyor. İşin en kötü yanıysa şu ana kadar gösterdikleri güç sadece buz dağının görünen kısmı.

Aslında gökyüzü turnuvasında da buna benzer bir durum da kaldım. O zaman kurtulmak için yaptığım şey sanırım şimdi de işe yarar. Havanın içinde ki büyüye odaklandım ve yavaşça onu kendime katmaya başladım. Sonuç olarak büyü bozuldu ve ben onun büyüsünü aldım ama bu kullanamayacağım bir büyü gücü bu yüzden anın da ondan kurtuldum.

'Ha ha ha çocuk, basit bir seviyede de olsa büyü emme biliyorsun ama kullanamıyorsun yazık'

'Mai o sadece acemi bir çocuk üzerine gitme'

'Mei biz onun yaşındayken Meravir'de ki en güçlü büyücüler arasındaydık.'

'Bu doğru ama herkes bizim gibi mükemmel değil'

'Evet herkes değil ama bu çocuk, herkes değil sen de biliyorsun'

'Evet evet ama o daha hiçbir şey bilmiyor.'

'Bilip bilmemesi önemli sonuçta onun kanını taşıyor.'

'Haklısın'

O ikisi neyden bahsediyor, kimin kanını taşıyorum? Sormalıyım.

'Mei-Mai benim hakkım da ne biliyorsunuz?'

'Çocuk sen hiçbir şey hatırlamıyorsun öyle değil mi? Seni kimin yetiştirdiğini, o kadar küçükken neden oldukça güçlü olduğunu sen Merry'den öncesini hatırlamıyorsun öyle değil mi?'

Merry'den öncesi mi?

'Lütfen bildiklerinizi söyleyin'

'Çocuk hayır us-- hayır hayır  Yuuki üzgünüm ama söyleyemem, ona bir söz verdik ve tutacağız. Ayrıca bu kadar acımasız olma Yuuki eskisi gibi düşünceli olmalısın, her şeyi unutan sensin ve sorumluluğu alanlar da başkaları neyse şu an bir dövüşün ortasındayız hadi bunu bitirelim.'

Saçmalık, tüm bu konuşma sadece saçmalık tek yaptıkları kafamı karıştırmak, sakinleşmeliyim şimdilik duyduklarımı unutmalıyım ve odaklanmalıyım çünkü bugün kazanmak istiyorsam elimden gelenin çok daha üstün de bir performans göstermeliyim. Bir açık yakalayıp patlama büyüsü kullansam nasıl olur? Hayır bu onların uzmanlık alanı eminim ki nasıl baş edeceklerini biliyorlardı. Bildiğim kadarıyla sadece dört tane element kullanabiliyorlar.

Ateş, su, toprak ve tahta hayır pardon hava, hem neden böyle saçma bir hata yaptım ki? Konsantrasyonum dağılıyor. Kabul etmek hoşuma gitmese de onları tek başıma yenemem kılıcıma ihtiyacım var ama hala ona ulaşamıyorum. Artık düşünmek istemiyorum sadece hareket etmek istiyorum. Bana gelmeyen kılıcımı yerde bırakarak yürümeye başladım ağır ve güçlü adımlarla, sahip olduğum büyüyü tümüyle ortaya çıkardım tüm ihtişamıyla, parlayan bir anka evet şu an beni saran şey bir anka. Karşımda duransa ikiz ejderhalar ve bir insandan çok vahşi bir ejderha olarak gördüğüm Olivya. Ne kadar uyumlular.

Artık onun hükmüne bir son verme zamanı...

Devam Edecek






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44266 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr