Bölüm 122 Güçlü Olan Kim?

avatar
1301 1

Yeşil Karga - Bölüm 122 Güçlü Olan Kim?


Bölüm 122

Açık konuşacağım şu an karşımda duran kişiyi öldürmek için yanıp tutuşsam da onu yenemem çünkü sadece onunla göz göze gelmek bile üzerimde baskı oluşturuyor. Aramızda ki fark oldukça belli bu yüzden bu sefer yalnız savaşamam.

'Millet bana yardım edin, bu her neyse onu tek başıma yenemem'

Bu sözleri söylerken bir an bile gözümü rakibimden ayırmadım ama nasıl olduysa bir an da Reiko'nun önünde belirdi ve katanasını onu kesmek için yukarıdan aşağı savurdu. Bunları görmemiştim ama hislerim bana söylemişti.

Hiç zaman kaybetmeden Reiko'nun hemen önüne ışınlanıp kılıcımla gelen saldırıyı karşılık verdim aynı zamanda sol elimle Reiko'yu geri ittim. Rakibim hiç zaman kaybetmeden tekrar gözümün önünden kayboldu, nereye gideceğini tahmin edebiliyorum bu kez Melia'ya saldıracaktı, hançerimi çıkarmak için elimi uzattığımda yerinde olmadığını fark ettim buna yetişemezdim her şey çok hızlıydı benim ayak uyduramayacağım kadar hızlıydı. Limerior yapacak zamanımda yok. Melia'nın önünde belirdi tahmin ettiğim gibi ama tek yapabileceğim çaresizce izlemekti, kılıcını hızla savurdu ama yine durdurulmuştu.

Reiko Limerior ile Melia'yı korumuştu ve Junko'da güçlü bir rüzgar büyüsü ile rakibimizin geri çekilmesini sağlamıştı. Konuşacak vakit yoktu, hemen kendimi topladım ve rakibime döndüm ama göğsümde hissettiğim acı beni duraksattı, hançerim göğsüme saplanmıştı.

Rakibim hançere ışınlandı ve hançeri çıkartıp boynumu hedefleyerek savurdu. Her şey bir anda çok yavaş gözükmeye başladı, hançeri sol eliyle savurmuştu, kılıcımı bıraktım ve insanüstü bir refleksle sağ elimle sol kolunu tuttum sadece bununla kalmadım sol elimi büyü ile doldurup suratının ortasında patlattım, bu onu geri uçurmuştu.

Açıkçası ben bu kadar hızlı değildim sanki bir şey beni hızlandırmıştı ama sadece o anlığınaydı. Hançerim hala ondaydı. Yüzüne büyü ile vurmama rağmen hiçbir yara izi yoktu, bu tuhaftı. Yavaş ve sallanarak bana doğru ilerliyordu, bana saldıracak gibiydi ama ben biliyordum ne yapacağını amacı bana saldırmak değil çünkü önemli olan beni yenmesi değildi.

Önemli olan beni destekleyenleri yenmesiydi çünkü tek başıma ben, ona rakip olamazdım. Kılıcımı hemen yerden aldım ve bu kez ilk hamleyi ben yaptım onu direk bir kılıç savaşına zorladım, ardı ardına kılıçlarımızı çarpıştırıyorduk. O kesinlikle bu konuda benden daha iyiydi ama bir şekilde idare ediyordum.

Kılıçlarımız çarpışırken çevik bir hareketle hançeri Melia'lara doğru fırlattığını gördüm, hızlı bir şekilde kılıç savaşından çekilip hançerin gittiği tarafa hareketlendim. Verdiğim karar doğruydu ama hançere bir kez daha bakınca onun farklı bir hançer olduğunu gördüm.

Aptalca bir hata yapmıştım aslında hançer gerçek bile olsa yaptığım bir hataydı kim rakibine sırtını döner ki? Arkamda olduğunu hissedebiliyordum katanasını beni kesmek için savurdu ama kestiği tek şey benim illüzyonumdu. Şaşırmamıştı bunun yerine direk savunmaya geçip arkasını döndü yani mantıken arkasında belirmem doğruydu, ben de öyle yaptım. Ona bakıp sırıtıyordum çünkü o benim gördüğümü göremiyordu ayrıca hissedemezdi de burada ki ortam büyü hissetmeye uygun değil. Arkasından ona yaklaşan Alevden bir ejderhaydı. Bir şeyler olduğunu sezip arkasını döndü, üzerine gelen büyüyü görmüştü ama artık çok geçti kaçamazdı.

Kaçmadı da bunun yerine kılıcıyla büyüyü kesti ve büyü yok olmuştu. Bu herkes için bir şoktu ama bu kısacık an benim için bir fırsattı o meşgulken ona yaklaştım ve onu öldürmek için kılıcımı savurdum ama kestiğim şey bir illüzyondu. İşte bu sefer ben de şok olmuştum. Daha bunu atlatamadan karnımı delip geçen katanayı görmüştüm aşağı bakarken, hafif bir panikle ışınlandım ama hemen önümde belirmişti, sol eli büyü ile kaplıydı onunla karnıma bir tane geçirdi. Duvara çarpana kadar uçmuştum sonunda duvara çarpıp durabildim. Duvarda parçalanıp üzerime yıkılmıştı. Canım oldukça yanıyordu ama ayağa kalkmalıydım. Zorda olsa ayağı kalktım, sol kaşım patlamıştı bu yüzden sol tarafım kanla kaplanmıştı.

Uzamış saçlarımda gözlerimin önüne düşmüştü elimle onları arkaya attım, ardından ise sol tarafımdaki kanı sildim,neyse ki kanamam hızlı durmuştu. İleri doğru bir adım atacakken Melia önüme geçti sırtı bana dönüktü.

'Yeter bu kadar Kazeru, anlamış olmalısın biraz daha devam edersen kesinlikle seni öldürür senden çok daha iyi ama yanlış anlama Olivya bile böyle bir canavara karşı zorlanırdı.'

Melia'nın önümde duruyor olması anlamsız bir şekilde beni rahatlatmıştı, o kesinlikle gerçek bir lider sadece onu bu şekilde görmek bile bu kötü durumumda beni iyi hissettiriyor ama onun ve Junko'nun gücü burada kısıtlı.

Kılıcımı yıkıntıların arasından çıkardım. Rakibimiz ilginç bir şekilde saldırmayı kesmişti kısa bir süre sonra neden olduğunu Melia'nın yanında durduğumda anladım. Melia'nın suratında ki ifade şu ana kadar gördüğüm en korkutucu ifadesiydi.

Aslında ilk kez onu böyle görmüştüm ilk kez onu gerçek anlamda ciddi görmüştüm. Tüylerim diken diken olmuştu. Eğer o rakibim olsaydı ve benim karşımda böyle dursaydı açıkçası kaçardım, ikinci kez düşünmezdim bile direk kaçardım.

Melia ileri doğru birkaç adım daha attı ve Junko'ların olduğu yere döndü.

'Junko, Reiko beraber bu savaşı sonlandıracağız'

Rakibimiz Melia'nın üzerine doğru koşmaya başladı tam ona yaklaşmıştı ki bastığı yer patladı ama kurtulmayı başarmıştı ama bu garip ne Melia ne de Junko bir şey yapmamıştı en azından ben bir şey görmedim.

Tekrar saldırmayı denedi ve tekrar aynı şey oldu. Anlaşılan Melia bir şeyler yapmıştı. Melia etrafında birçok alev topu oluşturdu ve hepsini aynı anda rakibimize fırlattı.

Gelen alev toplarının hepsini kılıcı ile kesmişti, hem de çok rahat bir şekilde o bunları yaparken Junko bir rüzgar dalgası fırlatmıştı. Gelen dalgayı fark edip onu da kesmişti. Hareketleri çok güzeldi açıkçası bende biraz hayranlık uyandırıyordu.

Savunma işini hallettikten sonra Bu kez Junko'ya saldırmak için harekete geçti, bir an da Junko'nun önünde belirdi ama yerden çıkan ağaç kökleri onu durdurmuştu ve geri çekilmek zorunda kalmıştı. Reiko yine birini korumuştu.

Melia iki elinin arasında küçük bir alev oluşturmuştu, ellerini birden açtı ve alev büyüyüp yayılmaya başladı, alev sanki canlı gibiydi rakibimizin etrafını sardı, alevler etrafını sarınca tedirgin olmuştu ama yine de kendinden emin gözüküyordu.

Junko alevler rakibimizin etrafını sardıktan sonra güçlü bir rüzgar dalgasını alevlere attı onları daha da vahşileştirip büyütmüştü bu büyü, rakibimiz adeta bir alev hortumunun ortasındaydı şu an, bulunduğum bölgenin içi giderek ısınıyordu ve kuvvetli bir rüzgar oluşmuştu.

En sonunda hortum birden daralıp her açıdan rakibimize saldırdı.Açıkçası bitti diye düşünmüştüm ama rakibimiz katanasını muazzam bir şekilde kullanıp her bir açıyı 1 saniye içinde kesmişti. İşte tam da bu kusursuz savunma yüzünden açık vermişti ve ben tam dibine gitmiştim bile kılıcımı arkasından savurdum ama birden ışınlandı hem de tam arkama, ben fark etmemiştim ama hançeri çoktan oraya saplamıştı. Yani bütün bu olacakları çoktan düşünmüştü. Katanasını bana saplamak için hamle yapmıştı. Reiko'nun Limerioru arkamda belirmişti bir kez daha beni korumuştu bu şekilde ama çok dikkat çekmişti.

Rakibim bir an da savunmasız Reiko'nun önünde belirmişti ama daha kılıcını kaldıramadan kendini duvara yapışmış bulmuştu. Junko kuvvetli bir büyü ile onu vurmuştu evet sonunda ona güçlü bir büyü ile vurmayı başarmıştık ama bu gerçekten bir başarı sayılır mı? Çünkü hiçbir şey olmamış gibi ayağı kalkmıştı. Sanki ona saldırmak havaya saldırmak gibiydi yani hiçbir anlamı yoktu.

Melia kendini zor tutuyordu bunun farkındaydım çünkü burada yapabilecekleri sınırlı burası kapalı bir alan burada istediği şekilde güçlü büyüler kullanamaz işte bu yüzden bu kadar öfkeliydi.

Kılıcımı sıkıcı tuttum bir şekilde onu yenmek zorundaydım öyle biri sadece büyüyle yenilmez. Üzerine doğru koşmaya başladım bir planım vardı ve olası senaryoları düşünmüştüm ama bu kez hiçbir şey beklediğim gibi olmadı.

İlk saldırıyı yapmak için kılıcımı savurduğumda sol elini kaldırdı ve çok güçlü bir rüzgar büyüsü ile beni fırlattı, havadaydım geri doğru uçuyordum ve tam üstümde belirdi sol eli büyü ile kaplamıştı. Suratımın ortasına bir tane geçirip beni yere yapıştırdı. Kaburgalarımın kırılma sesini duymuştum çok kötü bir histi.

Bana bunları yaptığı aynı zaman diliminde hançeri de Reiko'ya doğru fırlatmıştı bana vurduktan sonra hançere ışınlanmıştı. Katanasını kaldırırken Revika ona saldırmıştı,katanasını Revika'ya saplayıp çıkarmıştı. Reiko'ya ise yine çok güçlü bir rüzgar büyüsü yapıp saldırmıştı. Reiko duvara çarpıp bilincini kaybetmişti.

Junko saldırmak için harekete geçmişti ama her şey o kadar hızlıydı ki çoktan rakibimiz onun dibine kadar gelip katanası ile ona karın hizasından biraz kesmişti. Junko acı içinde bağırıp yere düşmüştü, rakibimizin bu yaptıkları 2 saniye bile sürmemişti. Merry'ye ise dokunmamıştı sonuçta Merry şu an için zararsızdı. Merry korku içinde titreyerek Junko'nun yanında duruyordu.

Rakimiz Melia'ya doğru baktı ve konuşmaya başladı.

'Yüzünde ki o ifade hoşuma gidiyor cadı, siz veletler boyunuzu aşan bir işe kalkıştınız sen hariç o üçü burada acı içinde ölecek'

Melia hiçbir şey söylememişti, hareket etmiyordu, başı öne eğikti sanki donmuş gibi duruyordu ama yanılmışım. Kafasını kaldırdı, gözleri büyümüştü, nefret ve öfke ile doluydu. Ağzından tek bir cümle çıktı.

'Seni öldüreceğim'

ve o muazzam büyüsünü ilk kez gerçek anlamda ortaya çıkarmasına şahit olmuştum bir anda ortamda ki sıcaklık hızla yükselmeye başlamıştı, Melia'nın saçları ve pelerini alev alev yanıyordu ama bu kötüye işaretti.

Böyle giderse içeride nefes alamaz hale gelecektik çünkü o muazzam alevi hızla içeride ki havayı tüketmeye başladı nefes alması giderek zorlaşıyordu. Normalde zindan kendi havasını belirli aralıklarla yeniler ama bu kadar hızlı hava kaybederse bu konuda bir şey yapamaz.

Onu durdurmalıydım ama bedenim oynamıyordu, konuşmak istediğimde ağzıma kan geliyordu konuşamıyordum. O kadar eğitimden sonra hemen böyle berbat bir duruma düşmüştüm. Oldukça acınası biriyim. Tüm bu kargaşa içinde Merry'nin zar zor uçarak bana doğru geldiğini gördüm.

Üzerime kondu ve o küçük bedeni yanmaya başladı. Onun ateşi tüm bedenimi kaplamıştı. Tüm yaralarım hızla iyileşiyordu ve güçle dolduğumu hissediyordum ama bu garipti Merry bunu yapabilecek kadar büyümemişti.

Yaralarım iyileşmişti Merry ise yanıp kül olmuştu ve o külün içinde yeni bir yavru duruyordu. Onu nazikçe tutup güvenli bir yere bıraktım. Diğer ikisi beni fark etmemişti. Kılıcımı yerden aldım ve aralarına ışınlandım.

İkiside beni gördüğüne şaşırmıştı. Bir şekilde Melia'yı sakinleştirmeliydim ama bununla uğraşacak zamanım yoktu. Melia'nın üzerine yürüdüm yaklaştığımda kılıcımı ona doğrulttum ve yaydığı bütün büyüyü kılıcımla absorbe etmeye başladım.

Hızla bütün büyüyü absorbe ediyordum çoktan absorbe edebileceği limiti aşmıştı bu yüzden geri kalanı kılıcım aracılığı ile kendime aktarıyordum.Oldukça hızlı bir şekilde ne kadar büyüsü varsa almıştım güçle dolup taşıyordum.

Melia yere düşmüştü zar zor bilinci yerindeydi. konuşmak istediği belliydi ama konuşacak kadar bile gücü kalmamıştı. Derin bir nefes alıp verdim aldığım güç çok fazlaydı ve beni acayip zorluyordu.

Rakibime doğru döndüm ve sahip olduğum bütün gücü ortaya çıkardım. Saçlarım tıpkı Melia da olduğu gibi alev almıştı, gözlerim de aleve uyum sağlamıştı. Bütün büyüm alev şeklinde ortaya çıkmıştı ama gerçek bir alev değildi daha çok temsili gibi bir şeydi yani içeride ki havayı tüketmiyordu.

Büyüm etrafımı sardı ve bir karga şeklini aldı demek isterdim ama bu seferki alev alev yanan bir ankaydı. Kılıcımı rakibe doğrulttum ve bir soru sordum.

'Güçsüz olduğumu söylemiştin peki ya şimdi güçlü olan kim?'...

Devam Edecek






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43988 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr