Bölüm 105 Uzun Bir Aradan Sonra

avatar
1377 2

Yeşil Karga - Bölüm 105 Uzun Bir Aradan Sonra


Bölüm 105


Parça 1 Junko

Suratıma sıçrayan sıcak kanın yarattığı illüzyon da olabilir ya da sadece gerçeklikten kaçıyor olabilirim ama gözlerimin önün de delinip geçilmiş kişi Kazeru değildi o canavarların liderleriydi.

Kazeru onun hemen arkasındaydı ve sağ kolu liderlerini delip geçmekle kalmadı aynı zaman da o canavarın kalbi elinde duruyordu. Tek hamle de kalbi parçaladı ve elini geri çekti sonraysa liderlerinin bedenini başka bir yere fırlattı.

Neler oluyor hiçbir fikrim yok ayrıca yüzü kanlarla kaplı olmasına rağmen korkunç bir şekilde gülümseyen gerçekten Kazeru mu? Bilmiyorum.

Gözleri deliliği andıran bir ışıkla parlıyordu ya da sadece bana öyle geliyor bilmiyorum ama havası tamamen değişti.

Bakışları, mimikleri, duruşu kısacası her şeyi değişti.

Gözlerini birden bana diktiğin de ürperdim. Vücudum adeta buz kesildi, titremeye başladım oysa ki hiç soğuk bir hava yoktu.

Yavaşça bana yaklaşmaya başladı ve korkutucu bir şekilde gülümsemeye devam ediyordu.

Alnıma bir fiske attı ve konuştu.

'Biraz uyu rüzgar büyücüsü ayrıca bir şey hatırlamana gerek yok.'

Sözlerinden sonra yavaşça bilinc----

Parça 2 İsimsiz

AHHH Bu sıcaklık ve hafif bir meltem paha biçilemez bir biçim de değerli çok uzun zaman oldu hem de çok.

Sonunda mühür kısa bir süre için bile olsa dışarı çıkmama izin verecek kadar zayıfladı.

Bir süreliğine dışarı çıkmış olsam bile gücüm sadece çok küçük bir kısmına sahibim anlaşılan efendimin bedeni bu kadarını kaldırabiliyor. Neyse ki bu kadarı bile yeterli olacak.

Şimdi fırsatım varken biraz eğlenmeliyim yoksa dışarı da olmanın ne anlamı kalır ki?

Varlığını bile unuttuğum Avcı bana yaklaştı ve konuşmaya başladı.

'Sen de kimsin?'

Neden sert bir ton da konuşuyor bilmiyorum ama eğlenceli olacak.

'Sen şu Avcılardan birisin öyle değil mi? Nasıldı efen-- yani Kazeru acı çekerken öylece izlemekten zevk aldın mı?'

Çekingen bir şekilde karşılık verdi.

'Kimsin sen?'

Aramızda ki mesafeyi tamamen kapattım ve gözlerimi gözlerine diktim.

'Ne fark eder ha azrailim ha şeytan sonuçta burada ki tek mutlak varlık benim'

Biraz gerildi ama tam anlamıyla korkmuyordu bunu hissedebiliyordum, gözlerimin içine bakarak karşılık verdi.

'Tekrar soruyorum kimsin sen?'

Artık canımı sıkmaya başlıyor sürekli kimsin sen kimsin sen diyerek bu yüzden net bir şekilde bunu belirteceğim.

'Artık kapa çeneni yoksa kapatıcak bir çenen kalmaz'

Sonun da sustu ama bu sefer de az önce kalbini parçaladığım şey kendini iyileştirmiş bir şekilde yanımıza doğru gelirken konuşmaya başladı ne kadar sıkıcılar.

'Nesin sen? Söyle bana daha önce böyle bir duygu yaşamadım ve kesinlikle ilk başta karşılaştığım kişi sen değildin şu an bambaşka birisi var karşım da, sadece görünüşleriniz aynı'

Anlaşılan bu maymun avcı olan maymundan daha zeki peki biraz konuşayım.

'Benim kim olduğum bir yana söyle bana küçük köpecik tasmanı tutan kim?'

Bana doğru yürümeyi kesti açtığım delik tamamen kapanmıştı ve biraz kızgın bir şekilde konuşmaya başladı.

'Sen her kimsen tehlikelisin, öldürün onu!!!!!'

Evet bu akıllı maymunun leşçileri hızlı bir şekilde etrafımı sardı daha sonra hepsi havaya zıplayarak üzerime doğru atıldı, merak ediyorum bunu yaparak ne bekliyorlardı.

Tek bir el şaklatmamla hepsi en küçük parçalarına ayrıldı geriye ise sadece kısa süren bir kan yağmuru kaldı.

Akıllı maymuna baktım o da biraz zarar görmüştü ağzından kan geliyordu ve öksürüyordu. Bu ilginçti çünkü ona hiçbir şey yapmamıştım anlaşılan leşçileri ile kendisi arasında

bir tür bağ var ve onların büyük bir kısmı aniden ölünce o da etkilendi. Bu güzel bir bilgiydi şimdi konuşmaya devam edelim.

'Evet söyle bana Bonobo(bir şempanze türü) tasmanı tutan kim?'

İlginç bir şekilde benden korkmuyordu ya korkmayacak kadar aptaldı ya da şu an karşısın da hissettiği güçten çok daha büyük bir gücü hizmet ediyordu.

Öksürükleri bittikten sonra konuşmaya başladı.

'Meravir'de bu kadar güçlü birinin olduğunu bilmiyordum hatta kimsenin bildiğini bile sanmıyorum, sen değerli birisin'

Söyledikleri zerre ilgimi çekmiyordu ayrıca zamanım tükenmeye başladı, mühür giderek beni içine çekiyor artık ayrılma zamanı geldi aslında fırsatım varken şu Avcıyı öldürebilirim ama onu öldürecek kişi ben değilim.

Neyse önce şu rüzgar büyücüsünü yanıma almalıyım.

Ölümsüz sinir bozucu şey arkamdan tekrar seslendi 'Hiçbir yere gitmiyorsun,se---'

Sözlerini bitirmeden onu parçalara ayırdım ahhh bunu özlemişim.

Evet parçalanmış halin daha sevimli şimdi kızı yanıma almalıyım hmmm Kazeru sadece kendini ışınlayabiliyordu ama benim gücümle kızı da ışınlamak sorun olmaz, önce kampa gidip

eşyaları alırım daha sonra ise hazır elim değmişken elflerin sınırına ışınlansam iyi olur. Önce kamp alanı gideyim.

Ovvvv bu çok eğlenceli keşke ışınlanma benim kendi gücüm olsaydı, Kazeru'nun aksine büyüyü istediğim an kullanabilirim herhangi bir bekleme olmadan her neyse yumurtayı ve

çantaları almalıyım, önce kızı şu ağacın kenarına bırakalım. Şimdi eşyaları, hmmmmm bu his yakında biri var ama varlığını zar zor hissediyorum belki de seslenmem daha iyi olur.

'Ne olduğunu bilmiyorum ortaya çıkki bu güzel ağaçları seninle beraber yok etmeyeyim.!'

Ağaçların yanından tanıdım bir sima çıktı.

'Demek fark ettin bunu beklemiyordum'

Sen, seni tanıyorum yanılmıyorsam Melia'nın annesisin ve ismin Aiko'ydu öyle değil mi? Cadı'

Gülümsedi ve karşılık verdi.

'Ahaha beni tanımanı beklemiyordum anlaşılan düşündüğümden daha ünlüyüm'

Tanımamam mümkün mü sanki? Sert bir bakışla karşılık verdim.

'Sahte gülümsemelerin beni kandıramaz, şimdi hatırladım da o canavarlar seni arıyordu öyle değil mi?'

Yüzünde sevimli bir o kadarda sinsi bir gülümseme ile 'Öyle mi acaba ?'

Önüne ışınlanıp onunla göz göze geldim ve 'Seni öldürmek benim için bir sorun olmaz cevap ver meraklanmayı sevmem'

'HAHA öldürmek demek yapabilir misin ki?'

'Yok ol' Elimi şaklattığım da önümde bulunan şey yok olmuştu ama sadece yok olmuştu.

Arkam da tekrar onun varlığını hissedip döndüm o da gülümsemesiyle konuşmaya devam etti.

'HIHIHHI kolay biri gibi mi gözüküyorum üzgünüm ama bir illüzyonisti öldürmek zordur hele benim gibi bir illüzyonisti öldürmek neredeyse imkansızdır ayrıca gücünün sadece

bu kadar parçası kalmışken hiçbir şansın yok isimsiz kraliçe'

Bu ilkti saldırımdan zarar görmeyen ilk kişiydi

'Anlıyorum peki öyle olsun şu an bunun için zamanım yok Aiko ya da eski isminle Hilenin ve Yalanın Mor Cadısı'

Ciddileşip karşılık verdi.

'Demek biliyorsun senden beklendiği gibi, seni daha fazla tutmak istemiyorum ayrıca benim de yapacak işlerim var ve son bir şey daha Yuuki'ye iyi bak o iyi biri'

Cevap vermedim eşyaları aldım ve son olarak kızı yanıma aldım ve kalan son gücümle ışınlandım.

Elflerin sınırına yakın bir ormandaydık. Artık zamanım kalmamıştı tekrar geri dönüyorum. Kazeru'ya her şeyi açıklamak uzun sürer bu yüzden direk hafızasına işliyorum.

Kızın ise hiçbir şey hatırlamadığından eminim artık geri dönebilirim ama gerçekten uzun bir aradan sonra tekrar kendi arzumla bir şeyleri parçalamak iyi geldi...


Devam Edecek






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44338 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr