Bölüm 11: Diyalogları Etiketlemek

avatar
830 0

Yazarın El Kitabı - Bölüm 11: Diyalogları Etiketlemek



Yazan: Garry Smailes

Çeviri: Ratel

 

Kısım 3: Diyalog


Bölüm 11: Diyalogları Etiketlemek


Diyalogları düşünürken, çoğu yazarın gözleri uzaklara dalar ya da anlaşılmaz okul dersleri akıllarına gelir ve paniklerler.


Bu ağrıyı dindirebilmek için, diyaloğun en basit bir o kadar da güçlü yüzlerinden biriyle başlayacağız: etiketleme.


Etiketleme bir okuyucuya kimin konuştuğunu anlatma işlemidir.


Örneğin:


“Selam,” dedi John.


“Dedi John” kısmı etikettir. Bu aynı zamanda “atıf” olarak da bilinir, bu diyalog John’a atfedilmiştir.


Etiketlemeyi hak ettiği yere koymanın en iyi yolu şu basit prensipten geçmektedir:


Etiketleme okuyucuya konuşanın KİM olduğunu göstertmek içindir, hepsi bu kadar. Okuyucuya konuşan kişinin NASIL konuştuğunu anlatmak için değil.


Bu basit bir prensip ancak inanılmayacak derecede güçlü.


Başla bir örneğe bakalım. Bu seferinkinde yanlış olanı yapıyoruz. Sadece okuyucuya kimin konuştuğunu GÖSTERTMEK’le kalmıyor aynı zamanda nasıl konuştuğunu da ANLATIYORUZ:


“Selam,” John hırladı.


Yukarıdaki örnekte John bir şey demedi, hırladı.


Peki, bir konuşmayı bu şekilde etiketlemek neden bu kadar yanlış?


En basit cevabı bunun amatörce gözükmesi. Bu okul çocuklarının ders kitaplarında ya da beş para etmez edebiyat fakültelerinde bulabileceğiniz tarzda bir diyalog. Bu tür bir etiketleme yapıyorsanız kendinizi duyguları GÖSTERTEMEYEN özgüvensiz bir yeni başlayan olarak işaretlediğinizden şüpheniz olmasın.


Daha karmaşık bir nedeni daha var.


“John hırladı” yazdığınızda, okuyucuya John’un nasıl konuştuğunu ANLATMIŞ oluyorsunuz. Sizin de bildiğiniz gibi ANLATMAK kötüdür. Bu okuyucuyu metinden dışarı iter ve edilgen bir zihin çerçevesine girmeye zorlar. Bunun alternatifi konuşanın nasıl konuştuğunu GÖSTERTMEKTİR. Etiketleyerek okuyucuya ANLATMAKTANSA, yazar okuyucuya GÖSTERTMEK için sahnenin içeriğini ve dokusunu kullanmalıdır. Diyalogdan önceki sözler ve hareketler John’un zihinsel çerçevesini ve duygu durumunu zaten okuyucuyuca GÖSTERECEK. ve okuyucuya John’un ya da o an kim konuşuyorsa nasıl konuştuğunu zihinlerinde canlandırma imkanı verecek.


Peki ... diyalog etiketlerken yapılabilecek en iyi uygulama nedir?


Cevap, DEDİ kullanmak.


Dedi büyülü bir kelimedir. Okuyucular görmeyi kanıksadıklarından dolayı bu kelimeyi görmezden gelmeye başlarlar. Bir noktalama işareti haline dönüşür.


Bu yaklaşımın bir yan etkisi var. Diyalogları dedi ile etiketlerken, metniniz ağzına kadar dedi'lerle dolup taşabilir. 


Şu örneğe bakalım:


“Selam,” dedi John.
“Selam,” dedi Peter.
“Nasıl gidiyor?” dedi John.
“İyi,” dedi Peter. “Sen?”
"İyi. Sorduğun için sağol,” dedi John.


Gördüğünüz gibi çok sayıda "dedi John" ve "dedi Peter"imiz var. Bunun aslında çok basit bir çözümü var. Etiketlemeyin. 


Okuyucular aptal değildir. Bir sahnede konuşan sadece iki kişi varsa, okuyucuya tekrar tekrar kimin konuştuğunu göstermemize gerek yok. 


Önceki bölümlerden birinde yazdığımız gibi, konuşmalar etki-tepki, eylem-reaksiyon dizisi şeklinde yazılır. Bu da okuyucunun hangi karakterin ilk konuştuğunu bilirse cevap verenin öteki olduğunu anlayacağı anlamına gelir. Bir sahnede konuşan sadece iki karakter varsa okuyucuların bu şablonu takip edeceklerini varsayabilirsiniz.


Bu da ilk konuşmalarında tanımladıktan sonra, devam eden konuşmalarında etiketlemeyi bırakabilirsiniz demek.


İşte yukarıda verdiğimiz örnek, ancak biraz sağduyu eklenmiş hali:


“Selam,” dedi John.
“Selam,” dedi Peter.
“Nasıl gidiyor?”
“İyi. Sen?”
“İyi. Sorduğun için sağol.”


Bu bir diyalog yazımının temelidir üzerine inşaa etmeniz gereken temel budur. Bunun yanında yazdıklarınızı ışıldatacak birkaç ek yazım alışkanlığı daha var.


İlki etiketi nereye ekleyeceğinizi değerlendirmektir. En iyisi diyaloğun sonuna eklemektir. 


Örneğin:


“İyi. Sorduğun için sağol,” dedi John.


Bazen biraz değişiklik yapmak veya uzun bir diyalog silsilesinde farklı bir tempo tutturmak isteyebilirsiniz.Bu durumda, etiket nerede daha iyi hissettiriyorsa oraya koyu. 


Örneğin:


“İyi,” dedi John. “Sorduğun için sağol.”


Ancak uyarmam gereken bir noktadayız. Etiketi diyaloğun sonundan alırkan sakın ola en başa koymayın. Çok dağınık gözükür ve sizi amatör gösterir.


Şu örnek here bakımdan yanlış:


John konuştu/dedi/söyledi, “İyi. Sorduğun için sağol.”


Yazdıklarınızın duru olması her zaman hedefiniz olmalı, bunu aklınızda bulundurarak atıflarınızı sahnenizin başındaki gibi kullanmaya devam etin. Sahneye “dedi çocuk,” ile başladıysanız sahnenizin ortasında bu çocuk “Peter” olmamalı. Bunun arkasındaki fikir şu, gerçek hayattaki konuşmalarınızda bir anda insanlara hitap tarzınızı değiştirmezsiniz, neden romanınızda değiştiresiniz ki? Ancak sahne bittiğinde değiştirebilirsiniz, sadece sahne içinde olmasın yeter.


Diğer bir amatörlük göstergesi de “John dedi” / “John söyledi” yaklaşımıdır. Hatta araya bir de zarf sıkıştırırlar. “John kaşlarını kaldırarak dedi” gibisinden. Bu cümlelerin devrik olması artık normlaşmıştır. Fiili sona koymak için kendinizi yırtmanıza gerek yok. Akışına bırakın olsun bitsin.


____________________________


Ratel Notu


Etiketleme cidden yeni yazarların en çok takıldığı şeylerden bir tanesi Garry emmi iyi ki buradan başladı. Bir sonraki vuruşlar konusu efsane bişi. Bir ön hazırlık sayın bunu :D







Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44307 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr