Yaşam Öğretisi - 14. Bölüm: Saldır Koçum Avına II

---

Sonunda büyük gün geldi çattı. Gerçekten bir karıyla randevuya çıkmamın zamanı geldi. Ama bunun için çok çaba sarfettim. Harbi harbi tırnaklarımla kazıyarak açtım bu yolu. Spor salonunda emek döktüğüm uzun konuşmalar, saatlerce süren mesajlaşmalar, karı gülsün diye bin dereden amuda kalkarak getirttiğim şakalar. 

Ee ama meyvesini aldık neticede. Gittim bu gün için çok şekil bir takım yaptırdım kendime. Full siyah bir takım tercih ettim ki biraz daha ince ve karizmatik görünebileyim. Fakat şu an aynada kendime bakıyorum da takım giymiş bir arizona kertenkelesine benziyorum. Yine de bu da bir şey. Takım tercih etmeyip, takım giymemiş bir arizona kertenkelesine de benzeyebilirdim. 

Takımı çekmesem altıma sosyal yeteneğime üç puan veren spor ayakkabılarımı giyebilirdim ama ne yazık ki kıro gibi gözükmemek adına bu imkanı tepmek durumunda kaldım. Zaten bugün tatlı dilimden başka bir özelliğime güvenmiyordum. Ne elde edeceksem kırbaç gibi esnek dilimle elde edecektim. 

Dolores'ten hazırım mesajını alınca olanca parfümü üzerime ve mahrem bölgelerime yığın edip, tüm hazırlıklarımın tamam olduğunu kavramak adına her şeyi kontrol edip çağırdığım taksiye atladım. 

Karının evine gelince içimi bir heyecan kapladı, baya baya kıpır kıpırdım. Hele ki Dolores'i görünce daha fena oldum. Üstüne oldukça şık tek parça kırmızı bir elbise giymişti. Mini olan bu elbise kalın ve şişman bacaklarını açıkta bırakıyordu ama bu bile çekiciydi. Üstelik basbayağı ince belli gözüküyordu. Belli ki sıkı bir korse takmıştı. Kimi kandırıyosun lan amına kodumun dağ ayısı, spor salonunda press basarken sallanan göbek yağlarını görmemiştik sanki. Zihnim buna kanmasa da küçük mike kanmış olacaktı ki kalkış takımlarını açmıştı. Doloresin dolgun ve dekolte içinde oldukça göz alıcı gözüken göğüslerinin de bunda bir katkısı vardı tabii. 

Hemen rezil olmamak adına küçük mike'ı slip donumla sıkıştırmıştım. Maalesef küçük Mike gerçekten küçük olduğu için kemerimin arasına sıkıştırma ihtimalim yoktu bu yüzden donumu biraz aşağı çekerek lastiğini kullanmıştım. Durumu iyice gizledikten sonra hemen arabadan inmiş ve Dolores'i karşılamıştım. Kibar bir şekilde elini tutup yavaşça taksinin önüne götürmüştüm. Ondan önce varıp kapıyı açıp "Buyrun Matmazel" demiştim elimle taksinin içini göstererek. Memnuniyetini gösteren küçük ama sesli bir gülüş almıştım. 

Aslında bu numaraların pek de işe yaramıyor olması lazımdı ancak karı alevler içinde yandığından, ilgiye aç bir şekilde geziyordu. Benim bu klişe jestlerim de onun gözünü dolduruyordu. 

Taksiye bindiğimiz gibi şöföre sür emrini verdim ve ilgimi Dolores'e verdim. Gerçekten bugün seks yapabilme ihtimalimin olması beni gerim gerim geriyordu. Sakin olmak için Dolores'in yüzüne odaklanmaya karar verdim. Ne de olsa kendisinin uyanmış bir yılanı uyatabilecek, henüz mezarından yeni çıkmış bir zombiyi anasının amına sokarcasına mezarına geri yatırabilecek bir yüzü vardı. 

Yüze odaklanmam işe yaramış ve kendime gelmemi sağlamıştı. Vücudumdaki kan gelir eşitsizliğini aşmış sosyalist bir düzene geçmişti, sadece bedenim alt bölgelerine gitmiyordu da orantılı bir şekilde dağılıyordu. Haliyle beynime hafiften kan yürümeye başlamıştı da sağlıklı düşünme adımlarını atmıştım. En son anne sütünden hazır gıdaya geçince böyle berrak bir zihne sahip olmuştum muhtemelen. 

Acemilik yapmayıp hemen Dolores'e nasıl olduğunu, günün nasıl geçtiğini, geç kalıp kalmadığımı sorarak ilgili bir erkek izlenimi vermeye çalışmıştım. Okuduğuma göre karılar ilgili erkeklere bayılıyordu. Gayet güleryüzlü bir şekilde sohbetimizi sürdürmüş, yaklaşık yirmi dakika sonunda ayarladığım mekana gelmiştik. 
Yemek yemek için şık ama aynı zamanda barımsı bir havası olan bir mekan seçmiştim. Amacım alabildiğimiz kadar alkol tüketmek ve geceyi mutlu sonla nihayete erdirmekti. Alkol harbiden kötülüklerin anasıydı ya.