Son 6 günde neler mi yaptım? Aslında çok kayda değer bir şey yok. Süper Uza Sütleri'nin içmek dışında bir tek aldığım kıyafetleri denemiştim. Ama ilk gün denediğim kıyafetlerin çoğu boyuma uygun olmamıştı. Yine de görünümümü kayda değer derecede düzeltmişlerdi. İlk gün denediğim oversize kıyafetler sebebiyle -4 görünüme ulaşmıştım.

Fakat her geçen gün, uslu bir çocuk olup sütümü içtiğim için, her ne kadar şirinleri görmesem de, anamınkini tersten görmekten bir adım uzaklaşıyordum. İlk üç günün sonunda 6 cm uzayarak -4 olan görünüm puanımı -2'ye indirmiş sonraki 3 gün ise 7 cm uzamış ve sonunda 0 görünüme ulaşmıştım. Tabii ki aldığım kıyafetler içerisinde boyuma ve kiloma uygun olanı giymem sonucunda.

Görünüm: 0 (Sıradan bir çirkinsin, yaklaştığın herhangi bir kadın seni itici bulacak, senin yerine bir orangutanı tercih edecektir.)

Boy: 177

Yine bu kırıcı ifadeden kaçamamıştım. Bu sistemin bir gün anasına kötü şeyler yapacağım ama ne zaman acaba?

Yine de aldığım sonuçtan memnundum fakat bu süre zarfında herhangi bir yan görev tamamlamamış veya bir sürpriz olaya şahitlik etmemiştim. Evde oturup eski hayatımda neler yapıyorsam onu yapmıştım. Ufak tefek bazı şeyler denemiştim tabi. Artık dışarı çıkmak benim için daha kolaydı. İrademe yaptığım yatırımlar sağolsun, o kadar da gerilmiyor, ishal saatleri ayarlamak zorunda kalmıyordum. 

Bunun yanında internetten nasıl daha güzel görünebileceğime dair araştırmalar yapıyordum.  Zaten bildiğim gibi, öncelikle biraz kilo vermeliydim. Uzayan boyum sayesinde artık dombili olarak gözükmesem de açıkça kiloluydum. 177 boya bu kiloyla baya göbekli bir adam oluyordum. O yüzden yapmam gereken şey kilo vermekti ama nasıl?

Bunun en iyi yöntemi dengeli beslenmek ve iyi spor yapmakmış. Spor diye bir şeyi daha önce duymuştum ama bir efsane olduğuna inanıyordum. Spor benim evime niye uğrasın anasını satayım. Ancak artık benim ona uğramam gerekiyordu. Pezevenk çok vefasızlık yaptı, kulaklarını çekelim. 

Bunların yanında iyi bir tıraş da beni olduğumdan bir adım öteye taşıyabilirmiş. Abi erkeğin süsü saçı, sakalı deniyor başka bir şey denmiyor. Ben aynada süslerime bakıyorum, böyle süsün amına koyayım diyorum. Sakallarımı hep keserim mesela yoksa altta sivilce birikiyor ve patlatamıyorum, kaşıntı yapıyor. Demek buna son vereceğiz. Saçlarımsa Allah'a emanet... Kıvır kıvır  uzun saçlarımla kafam bir futbol topunu andırıyor. Ya da direkt şahin topu, bilmiyorum.

Bunlara bir çeki düzen vermeye çalışmalıyım. Ancak size daha önemli bir şeyden bahsedeceğim.  Boyumun uzaması ve görünümün eksi çizelgeden kafasını çıkarmasının ardından ortaya çıkan bir görev.... Karın ağrılarımın son bulduğu bu günlerde tekrar bu hastalığın nüks etmesine sebep olan bildirim...

Yeni Görev: Bir Kadınla Randevulaş

Tanım: Herhangi bir kadınla bir randevu gerçekleştir. Sıralı bir görevdir, yan görevleri bulunur.

Ödül:  +2 Karizma Puanı, 400 Beceri Puanı, Sürpriz Eşya

Ceza: İşkence

Süre: 1 Ay

Ben nasıl olacak da bu görevi gerçekleştireceğim? Aklım almıyor doğru dürüst bir kadınla konuşamıyorum bile. Şimdi sırtımda bir yük daha var. 

İşte son 6 gündür yaşadığım macera enine boyuna bu kadar. Ne bekliyordun ki zaten? Olum benim hayatım bu! Düşün bu aksiyonlu hali.

Şimdi yeni bir görevinde sırtıma binmesiyle daha da acele etmem gerektiğimin bilgisindeyim. Hiç lamı cimi yok bu işin. Gideceğim tıraşımı olacağım ve bir spor merkezine kaydolacağım. Bunun için halihazırda internetten yaptığım araştırmalar mevcut. Bizim buralara yakın, kaliteli bir spor merkezi buldum. Bunun yanında çok yakın olmasa da internette çok övülen bir kuaförün adresini cebe indirdim.

Yeni cicilerimi giydiğim gibi kendimi dışarı atıp bir taksi çevirdim. Mike ilk hedefin kuaför canımın içi... Taksiye adresi verdim, şak diye beni dükkanın önüne koydu. Harbi biliyor bu işi, verdim cebine bir harçlık indim emektardan. Kuaförün kapısından bir girdim içerde hep canti abiler, saçlar maçlar o şekil. 

Hemen biri benimle ilgilendi. "Buyrun beyfendi" deyip koltuğa oturttu. İlk sıcak karşılama biraz sonra bir siteme dönüşmeye başladı. "Canikom ne yaptın sen bu saçlara, ağzına sıçmışsın." minvalinde birkaç azar işittim. Benimle ilgilenen kuaför hafif kırıktı sanırım. Sonra nasıl bir şey istediğimi sordu, zar zor güzel bir şey istediğimi anlattım. Durumumu anlamış olacak sonrasında bana pek bir şey sormadı. 

Saçlarım yapıldıktan sonra şöyle bir aynaya baktım ki, yeni bir ben bekliyordum esasında ama çok da bir şey yoktu. Tamam saçlarımı düzleştirmiş ve bunun kalıcı olacağını söylemişti, modelli de kesmişti. Bir haftadır dokunmadığım, uzatmak için çayıra saldığım sakallarıma da düzen vermişti. Olum adam işini yapmıştı yapmasına. Güzel de olmuştu ha! Ama bende değil. Al bu tıraşı başkasının kafaya monte et on numara tıraş. Ama benim kaportaya ancak acemi bir cila çekmişti deyim yerindeyse.

Yine de sonuçları hemen kontrol etmek için izin isteyip tuvaletlerini kullandım. Götümü klozete dayadığım gibi karakter panelini açtım ve şu manzarayla karşılaştım:

Görünüm: 1 ( En azından bir yüzün var, bu da bir şey.)

Kuaföre hak ettiği parayı verdiğim gibi taksiye atlayıp spor merkezinin yolunu tuttum. Lüks bir mekandı burası, üç katlı, taştan zeminler, geniş alan, yüksek tavanlara sahip harbiden iyi bir spor salonuydu. İyi spor salonuymuş, sanki bodybuilder götüm, konuşuyor. Neyse işte bana güzel geldi. İçeri tamamen dalyan gibi heriflerle, davud heykelleriyle doluydu. Danışmaya vardım orda da omuzları sörf tahtası, pazuları tank mermisi kadar olan bir adam vardı. Marcus benimle ilgilendi ve kendisiyle bir üyelik kontratı yaptık. Kendime özel bir hoca bile tutmuştum.

Böyle giderse yazın o bikiniye girerim anasını satayım.