Tekrar uyandığımda

avatar
237 0

Yanılsamadan Kaçış - Tekrar uyandığımda


Tıpkı oyunların ilk kısımlarında olduğu gibi bulunduğum yerde tek güç bendeydi. Yavaş yavaş büyüyerek diğer parçalarımla aramdaki bağın daha netleştiğini hissediyordum. Her ne kadar uçurumun gücü üzerimde olan etkiyi arttırsa da, büyümemdeki bu artış çok az olsa da doğru bir süreçte olduğumu gösteriyordu.

Ben büyürken tohumun oluşumu tamamlanmıştı. Tıpkı planındaki gibi onu o dağın konumunda olabildiğince derine gömdüm. Bu hem benim sağlamlığımı arttıracak olan köklerin toprakla buluşmasına daha elverişli hem de başka bir enerji bulamayınca dönüşümünü tüm vücuduma azar azar dağılmış uçurumun gücünden parça parça kendisine çekmesiyle devam ettirecek, azar azar direnç ve dönüşüm özellikleri biriktirerek büyüyecek dolaylı olarak en başında düşündüğüm yönde yetenekler edinmesini kolaylaştıracaktı.

Onu oraya yerleştirip ardından da hala vücudumda yaşayan kalan son iki varlık benim tarafımdan uçurumdan daha az etkilenmeleri için bu tohumun yakınlarına yerleştirildi.

Artık tüm süreç zamana dayalıydı. Beklemem ve sabretmem gerekiyordu. Öyle de yapıyordum. Sürekli biraz daha hızlı olmak üzere büyüyüp genişlerken bekliyordum. Tabi ki sıkıcı bir şeydi.

Kendimce planlar oluşturmaya devam ederek bu sıkıcı süreçte geleceğimi düşünmeye hayal etmeye başlamış ne kadar olduğunu anlamadan, bilmediğim bir anda takılıp kalmış zamanı boşa harcamıştım. Takıldığım nokta da ikinci klonumun ne olmasıydı.

Galiba bu düşünceye çok zaman harcamıştım çünkü bedenimin artık genişlemeyi durdurmuş gibi olduğunu hissettim. Neredeyse olduğum yerde benim dışımda hiçbir şey kalmamıştı.

Bu yüzden en yakın parçam doğru yavaşça hareket etmeye başladım. Ne kadar süreceğini bilmediğim bir yolculuktu. Bu zamanda yapacağım en iyi şey nelerin değiştiğini kontrol etmekti.

Böylece sabit verileri olan panelimi açmaya karar verdim. Panelimde değişen pek çok şey vardı.

MET—Köken

Gezegen konumu: Sıradan-1. seviye

Kaynak Enerji Miktarı : 735/100000

Hasar Oranı : %100000000000000000

Ruh : iyileşiyor

Vücut Yarıçapı : 1000km

Vücut Yüksekliği :500km

Emme Kuvveti: 0,0000000001

Kaynak Asimilasyon Hızı : 0,000001

Gezegen Hafızası: %46

Ruhsal Canlı Sayısı :512

Kaynak Enerji Artışı : 1/1000/ay

Temel Kurallar : Zaman, Reenkarnasyon,

İlkel Yaşam, Bütünleşme, Kural Kavrama

Yetenekler: Yutma, Klonlanma, Yetenek Kavrama

Olumsuz durumlar :

Uçurumun yansıması

Parçalanmış

Olumlu durumlar :

Birleşme

Şartsız Mega

Anladığım kadarıyla neredeyse yüz kat büyüdüm. Ayrıca bazı negatif durumlar iyileşmeye başladı. Vücudumda bulunan canlı sayısı da artmış. Bu da bazı kötü durumlarımı düzeltmiş.

Panelimde anladıklarımı sindirdikten sonra yavaş yavaş bedenimi gözlemeye başladım. Pek çok yerde sisler olsa da sonuçta tüm büyümem aynı zamanda büyüyen bir uçurum aurasına sebep oldu. Tamamen sisten arınmış en büyük dağ dışında her yer için durum böyle de denilebilirdi.

O dağa daha yakından bakmaya başladığımda ilk gözüme çarpan bir mağarada toplanmış canlılardı. Gelişimim ikincil anahtarı olan canlıların artması pek tabi beni mutlu ediyordu. Ben ve benim benzerim gezegenlerde sıradanlığı aştıktan sonra mikroskobik canlılar özellikle ayarlanmadığı sürece henüz daha üremeden ölmeye mahkumdu.

 Bu da mikroskobik canlılar üzerinden hastalıkların yanlışlıkla canlılara yayılma durumunu ortadan kaldırıyordu. Böylece sürekli yeni ve güçlü canlılar oluşturmak için enerji harcamak gibi yorucu ve masraflı şeyler pek göz önünde olmuyordu.

Onlar hakkında yapmayı düşündüğüm bazı şeyleri bir kenara bırakarak dağın daha içini gözlemlemeye başladım. Tohumun çatlaklarla kaplı olduğunu ayrıca yüksek canlılık yaydığını anladığımda çok yakında köklerini yayacağını ayrıca bu süreçte yavaş yavaş kendini ve çevresini anlamaya başlayacağını biliyordum.

 Tıpkı yeni doğmuş bir hayvan gibi olacaktı. Etrafa merakla bakacak ve her yeni şeyler öğrendiğinde yaşama gücü ve şekli değişecek daha kararlı hale gelecekti. Bu zamanlarda maksimum beş olan yetenek edinme hakkını da kullanacaktı.

Her ne kadar yetenekleri geliştirmeye devam ederken birleştirerek farklı yetenekler kazanmak için tekrardan haklar edinebilse de ne zaman olacağını düşünmeyi bile yorucu buldum.

Panelime tarih sayacı ekleyip bu sayacın kaynağı olarak Köken zamanını kullanmaya başladım. Ayrıca uyumak savaşmak gibi farklı eylemleri her yaptığımda geçen zamanı öğrenmem için başının ve sonunun tarihi kaydelicekti.

Yorgundum varacağım parçaya daha çok vardı. Yavaş yavaş uyumaya başladım. Bu uyku aynı zamanda rahatlamak ve geleceğimi düşünmek için bir fırsattı.

Tekrar uyandığımda sayacımda yazana göre yaklaşık olarak elli yıl uyumuştum. Tabi ki pek çok fikirle geçirdiğim bir zamandı. Örneğin ikinci klonum ve sonrası klonlarım için artık seçeneklerim bile vardı.

Ayrıca bir şey daha aklıma geldi. Ekonomiye tamamen hükmetmek için ağır kurallar oluşturacaktım. Bu da gelişim yeteneği zayıf olmasına rağmen sırf ticaret yapmaya daha yatkın olanlar için harcanan fazla kaynakların önünü kesecekti.

Ayrıca insanlar ve dünyada yararlı olan diğer bazı canlı türlerini oluşturmayı da düşündüm. İnsanların yeni şeylere alışması buna yönelik tavırlar sergilemesi ilk başta insanlarla olan bu oluşturma fikrini ortaya çıkardı.

Tabi ki yine efsaneler gibi hayal ürünü şeylerden de garip canlılar yaratmaya karar vermiştim. Bu da insanlığın çözümlerinin ya yetersiz ya masraflı ya da çok uzun soluklu olmasına gerek duyulmamasına sebep olacaktı.

Varmak istediğim parçama yakınlaştığım için daha iyi hissetmeye başladım. Hatta o parça sayesinde parçanın birleştiği balığımı bile görmüştüm. Sonuçta parçalarımla birleşen her gezegen benim için balıklar gibiydi. Tabi ki aralarında büyükleri de vardı.

Bunun büyük olmadığına emindim. Hatta küçüklerin arasında zayıfların en zayıfı bile sayılırdı. Hatta daha avantajlı olduğum kısım bu gezegenin başka ve ona eşit güçteki bir gezegenle yutma savaşında olduğu durumdu.

Bu durumdan kurtulamayacak olması onun adına üzücüydü. Ayrıca onunla bu mücadeleye giren bu gezegen tıpkı benim gibi uçurumla kirlenmişti. Bir nevi ölürken mezarına arkadaş arıyordu. Bu beni şuan için üzen kısımdı.

Sonuç olarak uçurumla yine daha fazla kirlenecektim. Ayrıca fark ettim ki benim parçalarım da etrafa dağılmış uçurumla lekelenmiş ya da onun farklı yerlerdeki uzun mesafeler için öncü gezegenler için konum sinyalleri yolluyordu.

Bir an için gülmeyi düşündüm. Az önce çözümlenen hafıza parçamdan öğrendiğime göre bu bedenimin eski sahibinin intikamıydı. Çok işe yaramıştı. Gördüğüm kadarıyla böyleydi yani.

Tekrar kendi bedenime döndüm. Artık alıştığım gibi canlı sayısı tekrar artmıştı. Ayrıca incelediğimde dağın bazı kısımlarında ağaçların büyümesini güzel bir şey olarak görmek gerekirdi. Şu an için zorunlu olarak otobur olan canlılarımın karnını doyurmasına yeterliydi.

Şimdilik hala onları kendi hallerine bırakmaya karar verdikten sonra dağın içine doğru hislerimi yaymaya başladım. Ölü beden sahibinin aksine klonlanma işlevini hiç boşa harcamayı düşünmüyordum. Yani ilk klondan itibaren toplu canlı üreten kuluçka canlılar oluşturmak bence boşa harcamaktı.

Tohuma baktığımda gördüğüm çok önemli bir andı. İyi ki bu kadar denk gelen bir zamanda uyanmıştım. Anladığım kadarıyla kabuğun dışını yeteri kadar anladığı için ilk kökünü çıkarmaya başlayacaktı.

Uçurum gücünü dağın derinlerinden geçirerek tohumun çevresine toplamaya başladım. Uçuruma alışması için gerekli olan aynı zamanda merakın her zaman iyi olmadığını öğretecek bir uygulamaydı. İlk kökü çıktığı gibi zarar görmesiyle korktuğunu fark ettim.

 Ona bunun ilk engeli olduğunu aşarsa çok güçleneceğini bilincimden bilincine aktararak öğrettim. Yavaş yavaş üzerimde etki eden uyku bastırdığında hala onu izliyordum.

 Tekrar uyandığımda bilincim hala dağın içindeydi. Her tarafa doğru büyüyen köklerden oluşan bir ağ gördüğümde gözlerim olsaydı sevinçten parlamaya başlayacağını düşünüyordum.







Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44569 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr