Bölüm 954: Genç Efendi

avatar
1091 39

Xian Ni - Bölüm 954: Genç Efendi



Çevirmen: RassNt

Editör: Alphonse

 

Wang Lin'in figürü bir illüzyon gibi uzayda ilerledi. Doğrudan Tian Yun Gezegeni'ne gitmek yerine aralarındaki bağlantıyı kullanarak koca kafalı oğlan, Lei Ji ve Ta Shan'ı aradı.

 

Kaotik savaş sırasında Wang Lin'in onları düşünecek zamanı olmamıştı. Bunun ardından boşluğa girmiş ve ortadan kaybolmuştu.

 

Boşluktan çıktıktan sonra şimdiye kadar onları düşünecek zaman bulamamıştı.

 

Wang Lin Ta Shan'ın izini savaş sırasında kaybetmişti. Fakat Ta Shan'ın üzerindeki mührün bağlantısından dolayı izini bulması zor değildi.

 

Wang Lin savaşta hatırladığına göre üçü etkilenmemişlerdi. O anda gözlerini kapattı ve ilahi hissini yaydı. Uzun bir süre sonra doğudan tanıdık bir dalgalanma geldiğini hissetti.

 

Wang Lin sakin bir ifadeyle gözlerini açtı ve ileri yürüdü. Ayaklarının altında dalgalanmalar oluştu ve ortadan kayboldu.

 

"Ufalanan Dağ semavi büyüsü son derece güçlü. Semavi İmparator Bai Fan'ın son üç büyüsünün ilk üçünden daha güçlü olacağını bekliyordum ama bu Ufalanan Dağ hayal ettiğimin ötesinde... Ufalanan Dağ, Semavi İmparator Bai Fan böyle güçlü bir büyü yaratabilmek için ne tür bir kavrayış kazandı... Kendi büyülerimi ne zaman yaratmaya başlayacağımı bile bilmiyorum..."

 

Wang Lin'in doğusunda yavaşça süzülen bir kaya vardı. Bu kaya parçalanan bir yetişim gezegeninden kopmuştu. Süzülürken küçük bir parçası koptu.

 

Etrafında duman gibi dağılan zayıf büyü dalgalanmaları vardı. Bu kaya son derece sıradandı. Yıldızların arasında bunun gibi çok fazla kaya vardı, o yüzden çok fazla dikkat çekmiyordu.

 

Ta Shan kendini bu kayanın içine gizlemişti. Wang Lin ile bağlantısını kaybettikten sonra zihni boşalmıştı. Fakat Semavi İmparator Qing Lin'in büyüsü has ruhu vücudun içine erittiği için bir parça zeka kalmıştı. Bu, düşünemeyen kuklalardan çok farklıydı.

 

Ta Shan Wang Lin'in artık olmadığını görünce istemsizce bu kayayı bulmuştu. Onun içine girmiş ve sessizce yetişim yapmıştı.

 

O gün Ta Shan aniden gözlerini açtı. Gözleri tamamen sakindi. Vücudu kayanın dışına çıktı ve onun üzerinde durdu.

 

Önünde büyük miktarda dalgalanma belirdi ve Wang Lin dışarı çıktı.

 

Ta Shan'ın ifadesi Wang Lin'i görünce değişmedi, sadece saygılı bir ifade oluştu.

 

Wang Lin gülümseyerek elini salladı. Ta Shan bir adım atarak gölgeye dönüştü ve Wang Lin'in arkasında kayboldu.

 

"Sırada Koca Kafa ve Lei ji var." Wang Lin gözlerini kapatarak Koca Kafa'nın üzerindeki damgayı hissetti. Uzun bir süre sonra kaşları çatıldı.

 

"Koca Kafa'nın damgası çok zayıf, sanki her an dağılacak gibi." Bir adım attı ve ardından dalgalanmaların içinde kayboldu.

 

Yıldızların arasında arkasında kanlı bir iz bırakan büyük bir figür ilerliyordu. Vücudu yaralarla kaplıydı ve attığı her adımla arkasında kanlar bırakıyordu.

 

Her adımla devasa vücudundan kanlar fışkırıyordu. Daha da önemlisi omurgasındaki birinci ve yedinci kemikler arasında derin çukurlar vardı. Her delikten habis, yeşil bir parıltı yayılıyordu. Ek olarak vücudunun çeşitli eklem noktalarında onlarca benzer yeşil çukur vardı!

 

Omuzunda soluk bir yetişimci vardı. Bu yetişimcinin görünüşü garipti, kafası çok büyüktü. Fakat bu yetişimci son derece zayıftı.

 

Koca kafalı yetişimcinin sırtında bir koku yayan siyah bir el izi vardı. Ayrıca sırtından cızırtı sesiyle birlikte siyah bir duman çıkıyordu.

 

Ek olarak koca kafalı oğlanın sırtı içine çökmüştü ve hızla çürüyordu. Eğer kendi gücüyle direniyor olmasaydı acıdan çoktan bayılmış olurdu.

 

"Lei Ji, beni bırak ve kendi başının çaresine bak." Ağzının kenarından siyah kan geldi ve gözlerindeki parıltı kaybolmuştu.

 

Koca figür biraz düşündükten sonra daha da hızlandı. Uzun bir süre sonra konuştu, "Koca Kafa, beni kurtarmak için yaralandın. Ben, Lei Ji, bir Dev Şeytan Klanı üyesiyim, seni nasıl arkada bırakabilirim? Seni bıraksam bile peşimi bırakmayacaklar! Hedefleri benim! Konuşmayı bırak ve iyileşmeye odaklan!"

 

Koca kafalı oğlan acıyla gülümseyerek önündeki yıldızlara baktı ve gözleri bulandı. Sanki yıllar öncesinden annesini görmüştü. Annesi onu azarlamıyordu, nazik bir ifadeyle ona seslendi.

 

"Anne..." Koca kafalı oğlan mırıldandı, ardından vücudu ölüm aurasıyla kaplandı. Transa girerek ailesini ve öldürdüğü bütün herkesi görmüştü.

 

Bu insanlar birer birer karşısında belirdi ve soğukça ona baktılar.

 

Koca kafalı oğlanın vücudu titredi ve son derece soğuk hissetti. Soğukluk sadece vücudunda değildi, aynı zamanda kalbindeki yalnızlıktan da geliyordu. Çocukluğuna dair anılar yüzeye çıkmaya devam etti.

 

"Ayrılıyorum... Binlerce yıllık yetişimin ardından en sonunda yine de gidiyorum..." Koca kafalı yetişimcinin sırtındaki siyah el izinden gelen koku daha da güçlendi ve tüm sırtı siyaha döndü.

 

Gözleri yavaşça kapandı ve bilinci yavaş yavaş kaybolmaya başladı.

 

"Koca Kafa, dayan! Efendi kesinlikle gelip bizi bulacak!" Koca kafalı oğlan tam gözlerini kapatmak üzereyken Lei Ji'nin kükreme sesi kulaklarına girdi.

 

Koca kafalı oğlanın vücudu titredi ve gözlerini zar zor açık tuttu. Buruk bir gülümsemeyle fısıldadı, "Öyle mi..."

 

Lei Ji'nin peşinde iki tane 10,000 adım uzunluğunda figür vardı. Onları takip ederken adeta uzun adımlarla yürüyor gibilerdi.

 

İkisinin de kaşlarının arasında parlayan bir balta izi vardı. Bakışları soğuktu ve öldürme isteği barındırıyordu.

 

Devlerin birinin sırtında mavi gömlekli genç bir adam oturuyordu. Son derece yakışıklıydı ama yüzünde bir parça habislik vardı.

 

Lotus pozisyonunda oturmuyordu, elinde bir demet kirazla arkasına yaslanmıştı. Lei Ji'yi alaycı fakat ele geçirilmesi gereken bir hedef gibi izlerken ara sıra ağzına kiraz atıyordu.

 

"Birlik'te bu genç efendiden kaçabilen hiçbir canlı olmadı. Oyun oynamaya geldiğimde asil bir Dev Şeytan Klanı üyesinin vücuduyla karşılaşacağımı hiç düşünmemiştim. Hiç fena değil!

 

Ailedeki o yaşlı bana savaş sırasındaki kaos yüzünden kayıtsızca dışarı çıkmamam gerektiğini söyledi. Eğer dışarı çıkmasaydım böyle bir vücutla karşılaşmayacaktım." Genç adam gülümseyerek bir kiraz yedi ve hemen çekirdeğini tükürdü. Çekirdek bir ışık ışınına dönüşerek Lei Ji'ye doğru fırladı.

 

Çekirdek çok hızlıydı ve bir anda Lei Ji'ye yetişti. Yeşil bir kafatasına dönüşerek Lei Ji'nin omurgasındaki sekizinci noktaya saldırdı.

 

Fakat bu yeşil kafatası tam bastırdığı anda boşluktan bir el çıktı ve kafatasını kavradı. Merhametsizce sıktı ve kafatasını ezdi!

 

Lei Ji'nin arkasında bir dalgalanma belirdi ve soğuk bir ses geldi.

 

"Hizmetçimi ve bineğimi incitecek kadar cesursun demek!"

 

"Usta!" Lei Ji titredi ve aniden döndü.

 

"Usta!" Koca kafalı oğlan gözlerini açtı ve büyük bir mutluluk gözlerini kapladı.

 

 

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43988 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr