Bölüm 948: Savaş Tomarlarının Sırrı

avatar
1120 40

Xian Ni - Bölüm 948: Savaş Tomarlarının Sırrı



Çevirmen: RassNt

Editör: Alphonse

 

Li Yunzi onların ne gördüklerini ve hissettiklerin şeyin zihnin sınırlarının ötesinde olduğunu biliyordu!

 

Çok az kişi ikinci tomarı açabilmişti. Onlar da sadece az bir kısmını açabilmişti. Sayısız yıl boyunca ikinci tomarı tamamen açabilen kişi sayısız kendisi de dahil sadece üç kişiydi!

 

Sadece o üç kişi ikinci tomarı tamamen açmıştı!

 

Xu Ting'in yüzü soldu, vücudu titredi ve terler içinde kaldı. Hafiften araladığı tomara afallamış bir halde bakakaldı.

 

Tomardaki küçük açıktan vahşi bir auranın geldiğini ve kendisini yutmak istediğini hissetti. Bu onu inanılmaz rahatsız etti, sanki göğsüne bir şey bastırıyor gibiydi. Bundan kurtulmak için kükreme istedi ama sesi çıkmadı.

 

Kulaklarında antik zamanlardan gelen bir kükreme yankılandı. Ardından üzerine vuran şiddetli bir rüzgar elbiselerini dalgalandırdı.

 

Trans halindeydi ve çalkantılı dalgalar arasında ilerlemeye çalışan yalnız bir tekmeymiş gibi bir illüzyon içindeydi.

 

Fakat Dong Lin Gezegeni'nden Xu ailesine ait yetenekli bir küçüktü. Semavi havuza girmiş, orada alanı erimiş ama semavi köken kazanmıştı. Eğer antik yetişim dünyasında olsaydı gerçek bir semavi olacaktı!

 

O anda derin bir nefes aldı ve gözleri ışıldadı. Bu umutsuz durumun içinde kalbindeki dehşeti bastırarak tomara baktı ve titreyen elleri yavaşça açıldı.

 

Bu sahne Li Yunzi'nin gözlerinin ışıldamasına ve bir övgünün belirmesine neden oldu. İçten içe düşündü, "Xu Ting birinci tomarı dört saniye içinde kavrayabilen birkaç yetişimciden biriydi. Normalde onun gibi yetişimciler ikinci tomarın sadece yüzde kırkını açabiliyor, bakalım o ne kadarını açabilecek."

 

Wang Lin normal bir ifadeyle Xu Ting'i izledi.

 

Xu Ting'in elleri daha da şiddetli titredi. Tomarı açmaya devam ederken ortaya çıkan vahşi aura daha da şiddetleniyordu. Sanki elinde antik bir canavar tutuyordu ve mührünü açarak onu yutmasına olanak sağlayacaktı.

 

Tomar açılmaya devam ederken zaman yavaşça geçti ve Xu Ting'in elleri daha da titredi. Elbisesi terler içinde kalmıştı ve yüzü soluktu. Xu Ting tomarın %40'ı açmıştı ve içinden çıkan savaş isteği çok şiddetliydi.

 

Bir fırtına çıktı ve eserek bir dizi gümbürtüye sebep oldu. Tomardan bir siyah ışık fışkırdı ve Xu Ting'i kuşattı.

 

Xu Ting'in zihni titredi ama kalbinde sarsılmaz bir kuvvet vardı. Dişlerini sıkarak bütün semavi has enerjisini harekete geçirdi ve tomarı merhametsizce açtı. Tomarın %70'i açıldığında bir küt sesi geldi!

 

Li Yunzi aniden ayağa kalktı ve gözleri inanılmaz bir şaşkınlıkla doldu.

 

Savaş tomarının %70'i açıldığı anda içinden bir canavar kükremesi geldi. Büyük miktarda siyah sis çıktı ve Xu Ting'i yutmaya çalışan devasa bir canavara dönüştü.

 

"Dayan!" Li Yunzi'nin gözlerinde bir beklenti vardı.

 

Xu Ting'in vücudu titredi. Vahşi canavar üzerine atıldığında kan tükürdü ve vücudu geriye itildi. Patırtı sesleri geldi ve vücudundan çok miktarda kan çıktı.

 

Acıklı bir çığlıkla beraber 100 adımdan daha uzağa küt diye düştü.

 

Savaş tomarı ise hemen kapandı ve havada süzüldü. Sanki biraz önce sahne hiç yaşanmamıştı.

 

Li Yunzi iç geçirdi. Xu Ting tomarın %70'ini açmıştı. Savaş tomarının içindeki canavara direnememiş olsa da sayısız yıl boyunca ikinci tomarı açmaya çalışan birçok kişiye göre son derece iyiydi.

 

Sağ elini salladı ve tomar Wang Lin'e doğru uçtu. Li Yunzi kasvetli bir şekilde konuştu, "Xu Mu, sıra sende!"

 

Wang Lin normal bir ifadeyle savaş tomarını aldı ve Li Yunzi'ye baktı. Li Yunzi ile aralarında bir ilişki yoktu, o yüzden Li Yunzi'nin ikinci tomarı açtırmak için başka amaçları olmalıydı. Xu Ting'in acınası haline bakınca bundan daha da emin olmuştu.

 

Wang Lin aynı zamanda Xu Ting'in ilk tomardan elde ettiği has enerji kaynağı zerresinin onu yutan canavar tarafından alındığını da net bir şekilde görmüştü.

 

"Bu savaş tomarı çok ilginç!" Wang Lin gülümseyerek savaş tomarını tuttu ve aniden açtı!

 

Savaş tomarı aniden Wang Lin tarafından açıldı. O vahşi, antik aura sanki onu yutmak istercesine Wang Lin'e doğru aktı.

 

Lin Yunzi Wang Lin'e bakakaldı. Li Yunzi ilk başta Wang Lin'e gerçekten de değer verse de beklentileri çok yüksek değildi. Aileden olmayıp da savaş tomarını görmesine izin verdiği ilk kişi Wang Lin değildi.

 

Fakat sayısız yıl boyunca çoğunluğu büyük kısmını açmayı başarsa da onu tamamen açabilen olmamıştı!

 

Fakat Li Yunzi'nin karşısında oluşan sahne Wang Lin'e karşı olan bakış açısını büyük oranda değiştirmişti. Wang Lin ortaya şart koymuştu ve onu bastırmak için Qing Shui'yi kullanmıştı. Bu kulağa basit gelse de yetişim dünyasında kaç kişi fırsatı kusursuz bir şekilde kavrayabilirdi? Dahası, yetişim dünyasında kaç kişi onun karşısında böyle bir şey yapmaya cesaret edebilirdi?

 

Xu Ting'e kıyasla Wang Lin'in performansından daha umutluydu.

 

Etrafını kuşatan vahşi aura Wang Lin'in ifadesini değiştiremedi. Ona göre bu kendi antik tanrı aurası kadar güçlü değildi! Sanki karşısında küçük bir canavar kükrüyor gibiydi. Ne kadar kükrese de hala zayıftı!

 

Wang Lin tomarı sakince açmaya devam etti. Açtıkça vahşi aura güçlendi ve bir rüzgara dönüşerek Wang Lin'e doğru esti. Fakat bu rüzgar Wang Lin'i etkilemedi.

 

Li Yunzi'nin göz bebekleri küçüldü ve ışıl ışıl parladı.

 

O anda Xu Ting'in semavi kökeninin büyük bir kısmı yerle bir olmuştu. Wang Lin'e sonsuz bir nefretle ve karmaşık duygularla baktı.

 

Wang Lin hareketleri hızlı değildi. Tomarın %30'unu açtıktan sonra soğukça homurdandı. Daha fazla zaman harcamamak için aniden tomarın %70'ini açtı!

 

O anda Xu Ting'i yutan canavar büyük bir kükremeyle ortaya çıktı ve Wang Lin'i yutmak istedi.

 

Wang Lin soğuk gözlerle canavara baktı ve bağırdı, "Lanet hayvan, bu ne cüret!?"

 

Bu kükreme gökleri ikiye ayıran yıldırım gibiydi ve yetişim gezegeninde gürledi. Wang Lin'in bulunduğu dağ zirvesi bile gürledi ve yıkılma belirtileri gösterdi.  Yakınlardaki toprakta çatlaklar oluştu ve büyük yarıklar belirdi.

 

Wang Lin eğer güçlü bir yetişimci ile karşılaşsa onunla baş etmek için yeterince güçlü olmayabilirdi ama bu antik canavar ruhu Wang Lin'in zihnini sarsamazdı. O anda Wang Lin bir antik tanrıydı!

 

Ayrıca sıradan bir antik tanrı değildi, 5 yıldızlı asil antik tanrıydı!!

 

Vahşi canavar kükredi ve ardından inledi, daha sonra Wang Lin'e doğru fırlayan vücudu durdu. Gözleri korkuyla doldu. Wang Lin'in sözlerinden ürkmüş gibiydi.

 

O anda bu yetişimcinin karşısında titremesine neden olan bir aura hissetti. Bu auranın kızdırmaya cüret edemeyeceği bir şey olduğunu net bir şekilde hatırladı!

 

Bu inanılmaz sahne Li Yunzi'nin gözlerinin kocaman açılmasına neden oldu! Li Yunzi yetişiminde biri bile istemsizce irkildi ama hemen sonra kalbi heyecanla doldu.

 

"Xu Mu canavar ruhunun korkuyla geri çekilmesine neden oldu!! Zhan ailesinde sayısız yıl boyunca bunu başarabilen tek kişi ata Zhan Xingye idi!" Li Yunzi diğer her şeyi bir kenara bırakarak Wang Lin'e baktı.

 

Xu Ting yumruklarını sıktı ama gözlerindeki şaşkınlık çok büyüktü.

 

Wang Lin o kükremenin ardından tomarı hiç tereddüt etmeden açtı!

 

Tomarın üzerinde sanki bir anda dışarı fırlayacakmış gibi görünen gösterişli bir "Savaş" karakteri vardı. O harikaydı!

 

"Savaş" kelimesinden antik bir aura çıktı ve o anda gözlerinde birer tane savaş daosu gölgesi vardı. O anda Wang Lin'in görüşü bulandı ve bu garip alana daldı.

 

Beyazlı yaşlı adamın bulunduğu sonsuz bir uzaydı. Fakat bu sefer yaşlı adam oturuyordu ve sağ eli boşluktaki "Savaş" kelimesini çizmeye devam ediyordu!

 

"Bu yaşlı adam Boşluk alemine uzandı ve dünyanın sınırlarını kavradı. Geriye soy bırakmadım ve tüm yetişimim bu Savaş kelimesine çizildi. O anda, dünyanın sınırını kırmaya yeltendiğimde başarısız olmam ve hayatımı kaybetmem ihtimaline karşı geride bu altı Savaş Tomarını bıraktım. Eğer gelecekte birisi bu altısını elde ederse bu yaşlı adamın varisi olacak!"

 

Yaşlı adam mırıldandığında sağ eli aniden durdu. Etrafında çeşitli boyutlarda binlerce "Savaş" kelimesi vardı. Yaşlı adam parmağı ile işaret etti ve ardından savaş isteğiyle dolu bütün o kelimeler bir anda yaşlı adamın önünde tek bir kelimeye kaynaştı!

 

"Savaş!" Yaşlı adamın sesi sakindi ama bu kelimeyi söylediği anda "Savaş" kelimesi titredi, siyah bir ışık ışınına dönüştü ve boşluğa gitti...

 

Wang Lin'in vücudu titrerken gözlerindeki savaş daosu gölgesi kayboldu ve uyandı.

 

Li Yunzi hızla oraya yürüdü. Gözlerinde heyecanla hemen konuştu, "Onu gördün mü!?"

 

Wang Lin sessizce düşündü ve başıyla onayladı. Tam konuşmaya başlayacakken Li Yunzi elbise kolunu salladı. Xu Ting'in 100 adım uzaktaki vücudu güçlü bir rüzgarla kuşatıldı ve kilometrelerce uzağa atıldı.

 

Li Yunzi kalbindeki heyecanı bastırdı ve konuştu, "Şimdi bana ne gördüğünü anlat!"

 

Wang Lin yavaşça konuştu, "Miras!"

 

"Miras, gerçekten de miras. Atanın ortadan kayboluşu bu miras ile doğrudan alakalı olmalı!" Li Yunzi'nin ifadesi değişmişti. Wang Lin'in doğruyu söyleyip söylemediğini anlamak için yöntemleri vardı ama tüm bunlar şu an anlamsızdı. "Miras" kelimesini söylemesi yeterli bir kanıttı.

 

"Ata Zhan Xingye ikinci tomarı gördüğünde benzer bir şey söyledi!"

 

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44333 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr