Bölüm 944: Göğe Başkaldıran Boncuk Tekrar Ortaya Çıkar!

avatar
1185 41

Xian Ni - Bölüm 944: Göğe Başkaldıran Boncuk Tekrar Ortaya Çıkar!



Çevirmen: RassNt

Editör: Alphonse

 

Luo Chen'in üzgün sesi boşlukta yankılandı ve Wang Lin'in kulaklarına ulaştı. Wang Lin'in zihni titredi ve bir çeşit tınlama hissetti.

 

Luo Chen göklere karşı gelmeye cesaret etmiş ve gök yada yerden korkmamıştı. Fakat Aya Bakan Yılan olarak kaderini tersine çevirememişti!

 

Aya Bakan Yılan ile benzeşmişti ve antik tanrı gücünün çoğu özümsenmişti. Bu onun 8 yıldızlı antik tanrıdan çocuk formuna geri dönmesine neden olmuştu. Tüm bunlar değiştiremediği kaderiydi. On binlerce yıl Aya Bakan Yılan'ın içinde hapsolarak ölümden daha beter bir hayat yaşamıştı. Antik tanrı gururuna sahip biri olarak içinde yaşadığı aşağılanma onu mahvetmişti.

 

Antik tanrı klanı son derece gururlu bir klandı ve bu gurur çiğnenmeyi asla kabullenmeyen bir gururdu. Tu Si ve Luo Chen aynıydı.

 

Wang Lin sessizce düşündü ve kalbi acıyla doldu. Fakat gözlerinde saygı vardı, Antik Tanrı Luo Chen'e karşı hissettiği saygı!

 

O anda boşlukta bir uğultuyla birlikte iki tane antik tanrı yıldızı inanılmaz bir hızla Wang Lin'e doğru fırladı. Wang Lin yıldızları tuttu ve o anda yıldızlar Wang Lin ile kaynaştı.

 

O anda Wang Lin'in vücudu akıl almaz bir antik tanrı gücüyle doldu. Bu antik tanrı gücü çok güçlüydü ve Wang Lin'in vücudundan patırtı sesleri geldi. Göz açıp kapayıncaya kadar vücudu kat kat büyüdü. Şu an 3,000 adımdan daha uzundu!

 

İçinde sanki dışarı çıkmayı arzulayan bir güç varmış gibi vücudunda damarlar şişti. Acıyla dolan Wang Lin ileri fırladı ve kükredi!

 

Bu kükreme sonsuz bir ses patlamasına dönüşerek ileri fırladı. Ayrıca üzerine doğru gelen devasa elin duraksamasına neden olan asil antik tanrı kudreti barındırıyordu.

 

Wang Lin, Luo Chen'in verdiği yıldızların gücünün vücudunda dolandığını net bir şekilde hissedebiliyordu.

 

Bu antik tanrı gücü Wang Lin'in on binlerce yılda sayısız gezegenden özümseyeceği ruhsal enerjiye denkti. Sanki bu güç karşısında vücudu yerle bir olmak üzereydi.

 

Vücudunun yırtılma hissi onu adeta deliye çevirdi ve bu duyguyu kükreyerek dışarı püskürttü. Bu kükremelerin içinde şiddetli bir baskı belirtisi vardı!

 

Kaşlarının arasındaki yıldızlar adeta kaç tane yıldız olduğu sayılamayacak hızla döndü. Wang Lin kükreyerek bir adım yürüdü ve merhametsizce yumruğunu savurdu.

 

Bu yumruk hemen bir fırtına yarattı. Karşısındaki boşluk adeta yırtılırcasına itildi ve ileri doğru güçlü bir kuvvet dalgası ilerledi.

 

Altın ışıktan oluşan devasa el Wang Lin'in yumruğu karşısında duraksadı. Fakat gökleri sarsan bir gümbürtüyle birlikte Wang Lin'in eli ve altın el çarpıştı.

 

Güm! Güm! Güm! Güm!

 

Bu yumruk bombardımanı iki tarafın da sendelemesine neden oldu. İnanılmaz miktarda darbeyle birlikte devasa el geri çekildi.

 

Wang Lin'in vücudu biraz titredi ve birkaç adım geri çekildi. Bu noktada gözleri yavaşça sakinleşti. O anda vücudunda artık acı hissetmek yerine rahatlamış gibiydi. Sanki dünyayı eline almış gibi yumruklarını sıktı!

 

Qing Shui'ye ulaşan devasa el yoktu ama ağın diğer tarafındaki iki kişiye bakarken gözlerinde garip bir bakış vardı. Gözleri kafa karışıklığıyla doldu ama aynı zamanda içinde bir karmaşa da vardı.

 

Sanki trans halindeydi ve kafasından acı geliyordu. Adeta o ikisini görünce gizli bir hafıza merhametsizce açılmıştı.

 

Boşluktaki parlayan ağ hızla yenileniyordu. Tam tamamen yenilenmek üzereyken ağın dışındaki yaşlı adamın gözlerinde soğuk bir parıltı oluştu. Wang Lin'in devasa vücuduna, özellikle ortasında bir burgaçla dönen dört yıldıza baktı. Wang Lin'in vücudundan dağılan altın ışık zerreleri burgaçta toplandı ve bununla birlikte güçlü antik tanrı dalgaları yayıldı.

 

Ayrıca burgacın içinde bir görünüp bir kaybolan siyah bir sıvı damlası da vardı.

 

"O gerçekten de asil antik tanrı!" Yaşlı adamın gözleri ışıldadı.

 

"Yeni uyanmış 5 yıldızlı asil antik tanrı! Mühürlü Alem de hala asil antik tanrıların olacağını hiç düşünmemiştim. Eğer kıdemli konseyi bunu öğrenirse büyük bir fırtına kopar! Neyse ki bu kişi henüz uyanma aşamasında. Eğer tamamen uyanmış ve altı yıldıza ulaşmış olsaydı ben bile geri çekilmek zorunda kalırdım!" Yaşlı adam nefesini tuttu ve gözleri açgözlülükle doldu.

 

"Eğer onun antik tanrı gücünü emebilirsem kıdemli konseyinde yer bulabilirim!" Yaşlı adamın kaşlarının arasında hilal izi parladı ve dişlerini sıktı. Ardından eliyle bir mühür oluşturdu ve hilal izi havalanarak 10 adım büyüklüğünde bir hilal damgası oluştu!

 

"Bu yaşlı adam Eski Semavi Klanından antik Ay Yutan klan üyesi. Bugün, hayatımın en büyük fırsatıyla karşılaştım! Ne olursa olsun onun gitmesine izin veremem!" Yaşlı adam kükrediğinde hilal izi çılgınca parladı ve ileri doğru hücum etti.

 

Tam boşluktaki ağ tamamen geri çekilmek üzereyken hilal izi aniden onu deldi. Boşlukta binlerce adım büyüklüğe ulaşana kadar büyüdü ve Wang Lin ile kıyaslanacak hale geldi.

 

"Ay Semavisi Tanrıyı Yutar!" Yaşlı adamın gözleri aniden genişledi ve yüzünde damarlar şişti. Damarlar genişleyerek hilal izinin altında toplandı ve onu daha da vahşi gösterdi.

 

Bu sözlerin hemen ardından hilal izi adeta kaynadı ve şeytani bir ışık yaydı. Ardından hilal izinde devasa bir ağız belirdi ve Wang Lin'i yutmak için harekete geçti.

 

Koca ağzın içinden sonsuz bir emme kuvveti yayıldı. Emme kuvveti çok garipti, sanki Wang Lin'in vücudunu delmek için sayısız şerit dışarı çıkmış gibiydi.

 

Hilalin ağzı büyük bir hızla Wang Lin'e yaklaştı. Wang Lin'in geri çekilme fırsatı olmadı. Sonsuz emme kuvveti alanı doldururken doğruca Wang Lin'i hedef aldı.

 

Wang Lin'in figürü artık boşlukta değildi, sadece geriye devasa hilal izi kalmıştı. Hilal izi hızla geri gelirken yaşlı adam son derece heyecanlıydı. Ağ çekilmeden önce hemen bu işi bitirmek istedi.

 

Yaşlı adamın kahkahası heyecanla doluydu. Bugün böylesine bir talihle karşılaşacağını düşünmemişti.

 

"Bu asil antik tanrıyı yuttuktan sonra kıdemli konseyinde yer alabilecek bir yetişim seviyesine ulaşacağım!" Yaşlı adam ağa doğru fırladı. Hilal izi için sağ elini uzattı.

 

Asil antik tanrıyı yuttuktan sonra kıdemli konseyinde nasıl saygı göreceğini ve tarikatında nasıl bir nüfuza sahip olacağını düşünmeye başlamıştı!

 

Fakat tam bu anda yaşlı adamın ifadesi büyük oranda değişti ve yüzü inanamaz bir ifadeyle doldu. Bütün planları mahvolmuştu bir halde bakakaldı.

 

Wang Lin'i yutan hilal izinden çılgınca bir aura geldi. Bu aura son derece güçlüydü ve hilal izinin şiddetle titremesine neden oldu. Ardından hilal izi büyük bir gürültüyle patladı!

 

Hilal sayısız parçaya dağılmıştı. O anda yaşlı adamın yüzü tamamen soldu ve kaşlarının arasında patırtı sesleri geldi. Ardından bir ağız dolusu kan tükürdü. Gözleri dehşetle doldu ve bağırdı, "İmkansız!"

 

Kaşlarının arasındaki hilal izi ikiye ayrıldı ve yaşlı adam geriye doğru sendeledi. Yanındaki genç hala afallamış haldeydi. Şu an bile neden böylesine şok edici bir değişim olduğunu anlamamıştı.

 

Ağın içinde Wang Lin parçalanan hilalden dışarı çıktı. Alnında beş yıldız yavaşça döndü ve bölge beş yıldızlı antik tanrı gücüyle doldu.

 

Fakat hilalin parçalanmasına ya da yaşlı adamın kan tükürmesine neden olan şey bu değildi. O sırada Wang Lin'in kaşlarının arasında siyah ve beyaz bir boncuk vardı!

 

Göğe Başkaldıran Boncuk!

 

Wang Lin hilal tarafından yutulduğu anda Göğe Başkaldıran Boncuk kendi başına hareket etmeye başlamış ve kaşlarının arasından dışarı çıkmıştı.

 

Göğe Başkaldıran Boncuk dışarı çıktığı anda içinden gizemli bir kuvvet taşmıştı. Hilal izi buna direnememiş ve aniden yerle bir olmuştu!

 

O anda Göğe Başkaldıran Boncuk'un etrafı siyah ve beyaz bir gazla kaplıydı. Siyah beyaz gaz harekete geçti, parlak ağı aştı ve doğruca yaşlı adama ilerledi.

 

Yaşlı adam korkuyla bağırdı. Sanki Göğe Başkaldıran Boncuk'u biliyor gibiydi. Wang Lin'e karşı olan bakışı inanılmaz bir korkuyla doldu.

 

"Sen... Sen..."

 

Aklını kaybetmiş gibi geri çekildi. Gözlerindeki korku zirve yapmıştı.

 

Fakat çok yavaştı. Siyah beyaz gaz boşluğu mühürleyen ağı aştı. Dışarı çıktığı anda genişledi ve yaşlı adamın peşinden gitti.

 

Bir anda siyah beyaz gaz ona yetişti. Göğe Başkaldıran Boncuk'tan çıkan siyah beyaz gaz karşısında yaşlı adamın ışınlanma kullanması ya da dünya ile bütünleşmesi beyhudeydi.

 

Gaz yaklaştığı anda yaşlı adamın etrafını sardı. Adamın vücudu şiddetle titredi, gözleri korkuyla taştı ve geriye sadece kalp atışlarının sesi kaldı.

 

Siyah beyaz gazın etrafında dolanmasıyla birlikte önünde bir burgaç oluştu. Burgaçtan bir kol çıktı ve yaşlı adama doğru bir el işareti yaptı.

 

Yaşlı adamın kaşlarının arasındaki kırık hilal gürültüyle fırladı ve hala ize bağlı olan kanlı çizgiler mevcuttu. İz dışarı fırladığı anda yaşlı adam son derece acıklı bir çığlık kopardı. Vücudu titredi, yüzünden yerler aktı ve vücudundaki damarlar patlama noktasına gelecek kadar şişti.

 

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44330 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr