Bölüm 939

avatar
1124 40

Xian Ni - Bölüm 939



Çevirmen: RassNt

Editör: Alphonse

 

Ji Xiantian kükredi ve titreşerek bir ses patlaması yarattı. Hızı hayallerin bile ötesindeydi, ışınlanma bile bu hıza yetişemezdi.

 

Patlama yankılandığında vücudu çoktan altın ejderhanın yanına varmıştı. Ardından bir yumruk savurdu ve altın ejderhanın titreyerek kan tükürmesine neden oldu. Altın ejderhanın devasa vücudu merhametsizce geri itildi.

 

Altın ejderha geri itildiği anda Ji Xiantian aniden ortadan kayboldu ve Wudo Chan'ın etrafındaki baloncuk patladı. Wudo Chan'ın göğsünde adeta bir yumruk yemiş gibi bir delik açıldı. Kan tükürdü ve kaburgaları kırıldı. Gözlerinde şaşkınlıkla geri savruldu.

 

Daha bitmemişti. Altın ejderha ve Wudo Chan vurulduktan sonra Yi Muzi'nin etrafındaki üç mor kütük hızla döndü. Onlardan uğultu sesi geldi ve adeta hava geçirmez bir savunma yarattılar.

 

Fakat Ji Xiantian çok hızlıydı ve dönen mor kütüklerin arasında bir açıklık buldu. Yumruğu içeri geçti ve Yi Muzi'yi buldu.

 

Yi Muzi'nin ağzının kenarından kan geldi ve geri çekildi.

 

Qing Shui'nin vücudunun önünde çok miktarda dalgalanma oluştu ve sol gözü ışıl ışıl parladı. Ona doğru bir darbe gelirken geri çekildi ve geri çekildikçe önündeki dalgalanmalar daha da şiddetlendi.

 

Bir an sonra dalgalanmalar aniden şiddetlendi ve bir gümbürtüyle birlikte Qing Shui'nin yüzü soldu. Ardından daha hızlı geri çekildi.

 

Tüm bunlar göz açıp kapayıncaya kadar olup bitmişti. Öyle ki Ji Xiantian'ın hızı göz ya da ilahi his ile yakalanabilecek durumda değildi.

 

Boşluğun mühürleme gücü yüzünden hepsinin has enerjisi baskılanmıştı. Ji Xiantian'ın saldırılarıyla birlikte yetişimcileri hemen düştü.

 

Wang Lin Ji Xiantian'ın gölgesini göremiyordu, sadece ona doğru bir rüzgar esintisi geldi. Ardından üstüne doğru son derece güçlü bir kuvvet hücum etti.

 

Fakat Wang Lin telaşlı değildi. Güç yaklaştığı anda Wang Lin'in vücudu döndü ve antik tanrı vücudundan gelen gizemli hisle birlikte sol eliyle boşluğa doğru bir yumruk savurdu.

 

Güm!

 

Sarsıcı bir gümbürtüden sonra Wang Lin geriye doğru itildi. Yüzü soldu ve ağzının kenarından kan geldi. Fakar karşısındaki Ji Xiantian da ilk defa ortaya çıkmak zorunda kaldı. Ji Xiantian iki adım geriye itildi ve Wang Lin'e bakan gözlerinde gizemli bir ışık vardı.

 

Wang Lin geri çekilirken hemen bağırdı, "Vücudunda has enerji yok, o yüzden buradaki mühür tarafından sınırlandırılmıyor. Fiziksel saldırılarda güçlü. Kıdemlilerin has enerjileri tamamen dağıldı, o yüzden eğer onu öldürmek için beraber hareket etmezsek tehlikeli olacak!"

 

"Küçük, kapa çeneni!" Altın ejderhanın vücudu harekete geçti ve etrafındaki beş tılsımdan garip bir parıltı yayıldı. Vücudu beş elementin aurası ile doldu ve Ji Xiantian'a doğru saldırmak yerine Wang Lin'e yöneldi.

 

Beş element aurası daire biçiminde döndü ve altın ejderhanın kükremesiyle birlikte ışık ışına dönüşerek Wang Lin'e doğru fırladılar.

 

Wang Lin'in gözlerinde soğuk bir parlama oldu. Altın ejderhanın büyüsünden kaçamayacağını biliyordu, o yüzden beş element aurasının karşısında durdu ve hiç tereddüt etmeden Xuan Bao'nun has ruhunu çıkardı. Onu kırmak üzereydi!

 

"Eğer bir adım daha atarsan bu has ruhu kırarım!"

 

Beş element aurası aniden duraksadı ve altın ejderhanın gözleri öfkeyle doldu. Eğer has enerji çok hızlı dağılıyor olmasaydı ve Ji Xiantian tarafından yaralanmamış olsaydı böyle tehdit edilemezdi. Fakat şu an tek yapabileceği öfkelenmekti.

 

Uzakta Ji Xiantian'ın yüzünde garip bir gülümseme belirdi ve aniden ortadan kayboldu. Yi Muzi'nin ifadesi değişti ve hızla geri çekildi ama hızı çok yavaştı. Güçlü bir darbe almış gibi etrafında patırtı sesleri çılgınca yankılandı. O anda bütün büyüleri çok yavaştı. Onları kullanmaya bile fırsat bulamadan çoktan yerle bir olmuşlardı.

 

Yi Muzi'yi en çok zorlayan şey ise bir büyü kullandığında kuvvetinin büyük çoğunluğunun boşluk tarafından zayıflatılmasıydı. Büyünün tüm gücünü sergilemek imkansızdı, aksi takdirde böyle kötü durumda olmayacaktı.

 

Vücudundaki has enerji dağılmaya devam etti ve giderek hızlanıyordu. Yetişimi zirve Nirvana Arındırıcısı'ndan son aşamaya düşmüştü bile.

 

Bir an sonra Yi Muzi daha fazla has enerji kaybını umursamadı. Kollarını açtı ve bağırdı, "Tek Ağaç, Tek Alem!"

 

Üç mor kütükten birisi hemen ışık zerrelerine dağılarak kendi alemini oluşturdu. Hemen etrafındaki 50 kilometrelik alan mühürlendi.

 

Fakat Ji Xiantian daha hızlıydı. 50 kilometrelik alan mühürlendiğinde bir adım geri attı ve ortadan kayboldu.

 

"Yeter. Önce şu Ji Xiantian kuklasının icabına bakalım!" Wudo Chan'ın ifadesi kasvetliydi ve yetişim seviyesi oldukça düşmüştü. Kükreyerek ileri adım attı ve çok miktarda baloncuk ortaya çıktı. Onun kontrolü altında baloncuklardan biri Yi Muzi'ye doğru fırladı.

 

"Boşluk İmhası!" Wudo Chan elleriyle bir mühür oluşturdu ve ileri doğru işaret etti. Baloncuk ikiye, ardından dörde ayrılarak bütün alanı doldurana kadar bölündü.

 

Tam o anda baloncuklardan biri aniden patladı. Wudo Chan'ın gözleri ışıldadı. İlahi hissini yaydı ve çevredeki bütün baloncuklar toplandı.

 

"Patla!"

 

Patlama yankılanırken Yi Muzi kasvetli bir ifadeyle elbise kolunu fiskeledi. Hemen 1,000 adım büyüklükte bir kütük ortaya çıktı ve elini salladığı yöne doğru uçtu.

 

Güçlü bir darbe dört bir yana yayıldı. Aynı zamanda altın ejderha gürledi ve tekrar geriye itildi. Ji Xiantian hiçbir yara almamış şekilde altın ejderhanın yanında belirmişti. Ardından altın ejderhaya saldırmaya devam etti.

 

Altın ejderha geri çekilirken kükredi. Kendi içinde kıvrıldı ve Ji Xiantian'ı yutmak için ağzını açtı. Fakat ağzını açtığı anda bütün dişleri döküldü.

 

Ji Xiantian çılgınca gülerek geri çekildi. Ardından gözleri ışıldadı ve Wang Lin'den başka kimsenin anlayamayacağı dilde bir şeyler söyledi.

 

"Bugün hiçbiriniz buradan ayrılamayacaksınız!"

 

Ji Xiantian geri çekilirken vücudu ortadan kayboldu. Wang Lin sakindi ve Ji Xiantian ortadan kaybolduğu anda sağ yumruğunu sıktı ve yan tarafa doğru savurdu.

 

Bir gümbürtüyle birlikte Wang Lin'in vücudu geriye itildi ama Ji Xiantian da kendini göstermek zorunda kaldı.

 

Qing Shui hemen yaklaştı ve sağ eliyle mühür oluşturarak siyah rüzgarı çağırdı. Siyah rüzgar sekiz tane siyah ejderhaya dönüşerek Ji Xiantian'a doğru hücum etti.

 

Ji Xiantian'ın yüzünde garip bir gülümseme belirdi. Siyah ejderhalar geldiğinde o çoktan ortadan kaybolmuştu.

 

Fakat tam kaybolduğu anda Wang Lin'in gözlerinde gizemli bir ışık belirdi. Etrafında Antik Tanrı ocağı belirdi ve göz açıp kapayıncaya kadar ortadan kayboldu. Wang Lin tekrar ortaya çıktığında Ji Xiantian'ın geri çekildiği yerdeydi.

 

Ortaya çıktıktan sonra antik tanrı ocağı henüz kaybolmamıştı ve Wang Lin yumruğunu savurdu. Ji Xiantian hemen döndü ve bir yumruk savurarak Wang Lin'in yumruğuna karşılık verdi.

 

Bir gümbürtüyle birlikte Wang Lin kan tükürdü ve geri itildi. Aynı zamanda Ji Xiantian da geri itildi. O anda Qing Shui eliyle bir mühür oluşturdu ve çok sayıda yağmur damlası oraya yaklaştı.

 

Ji Xiantian sırıttı ve bir kez daha ortadan kaybolmak için hızını kullandı. Wang Lin'in gözlerinde bir soğukluk vardı ve bağırdı, "Kıdemli Kardeş, semavi has enerjiyle bana yardım et!" Aynı zamanda elini doğrultarak bağırdı, "Dur!"

 

Tek bir kelimeyle birlikte Wang Lin'in geriye kalan has enerjisi ve semavi has enerjisi harekete geçti. Sağ eline aktı ve boşluğa girdi. Qing Shui tereddüt etmedi, sağ elini salladı ve geriye kalan semavi has enerjisinin yarısını Wang Lin'in vücuduna gönderdi.

 

Wang Lin'in vücuduna giren semavi has enerji son derece güçlüydü ve sağ eline doğru aktı.

 

Durdurma Büyüsü Wang Lin tarafından ilk defa böyle kullanılıyordu. Bu Durdurma Büyüsü önceki kullandığı şekillerin çok ötesindeydi!

 

Tek bir kelimesiyle Ji Xiantian'ın vücudunu boşlukta durdurdu.

 

Uzaklarda Yi Muzi hemen ileri fırladı. Buradaki mühür ışınlanmayı engelliyordu ama hızı yavaş değildi. Yaklaşmadan önce elleriyle bir mühür oluşturdu. Hiç tereddüt etmeden önündeki hayali kütük hızla döndü ve ahşap bir kılıca dönüşene kadar küçüldü.

 

Bu ahşap kılıç yıldırım gibi hareket etti ve Ji Xiantian'ın kafasını delip geçti. Patırtı sesleriyle birlikte tüm kılıç Ji Xiantian'ın vücudunu deldi.

 

Ardından ahşap kılıç aniden bir güç eşliğinde sayısız parçaya dağıldı ve vücudun içinde yerle bir oldu.

 

Aynı sırada Wudo Chan elini salladı ve tükürdüğü bir ağız dolusu has enerji çok sayıda baloncuğa dönüştü. Bunu tam Wang Lin Ji Xiantian'ı durdurduğu anda yapmıştı. Yaklaştı ve baloncuklar Ji Xiantian'ın etrafını sardıktan sonra patladı.

 

Altın ejderha da bu saldırıya katıldı. O anda Ji Xiantian'a karşı nefreti çok güçlüydü. Kükredikten sonra beş element bir araya kaynaştı ve beklenmedik şekilde hayali bir taca dönüştü!

 

Bu taç aniden Ji Xiantian'a yaklaştı ve onun kafasına doğru merhametsizce indi.

 

Üç yaşlı canavar aynı anda saldırmıştı. Ji Xiantian kükredi ve çabaladı ama çok geçti. Ahşap kılıç, baloncuklar ve taç aynı anda geldiğinde büyük bir gürültü koptu. Ardından Ji Xiantian'ın vücudu aniden yerle bir oldu!

 

Çok miktarda et ve kan etrafa dağıldı. Wang Lin'in gözlerinde 1,000 yıllık yetişim hayatı boyunca nadiren görülen bir açgözlülük belirdi. Etrafında antik tanrı ocağı belirdi ve aniden Ji Xiantian'ın dağılan vücuduna yaklaştı.

 

Hemen dilinin ucunu ısırdı ve bir ağız dolusu antik tanrı kanı tükürdü. Ardından ağzını açtı ve çılgınca nefesini çekti!

 

"Güç mirası!"

 

Ji Xiantian'ın yerle bir olan vücudundaki yumruk büyüklüğünde bir yıldız zarif bir parıltı yaydı.  Antik tanrı gücü barındırıyordu.

 

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44333 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr