Bölüm 930: Birlik Kıdemli Grubu

avatar
1218 37

Xian Ni - Bölüm 930: Birlik Kıdemli Grubu



Çevirmen: RassNt

Editör: Alphonse

 

Wang Lin bu durumun farkına varan ilk kişiydi, o yüzden tamamen hazırlıklıydı. Antik tanrı parmağı patlamadan hemen önce geri çekilmişti ve antik tanrı ocağını etkinleştirmişti. Sonuç olarak çok fazla etkilenmemişti. Aya Bakan Yılan'a baktı ve ardından ona doğru savrulan kadın cesedine baktı.

 

Arıtılmış cesedi ilk gördüğünde onu çalma fikri beynine girmişti. Antik tanrı parmağı patladığında yönünü tam da bu gümüş ceset için ayarlamıştı.

 

İki gümüş cesetten erkek cesedi daha fazla hasar almıştı, o yüzden Wang Lin onu bıraktı. Bu kadın cesedi de zarar görmüş olsa da diğerine göre çok daha iyi durumda olduğu belliydi.

 

"Bir savaşa katıldıysam, hele ki böyle kaotik bir savaşta bir hazineyi almama kimse bir şey demez." Gözleri aydınlanan Wang Lin antik tanrı parmağının patlamasıyla oluşan kaosta kadın cesedine doğru fırladı.

 

Fakat bulanık suda avlanmaya karar veren tek kişi o değildi. Kadın cesediyle ilgilenen başkaları da vardı.

 

Onların arasında Birlik ve Yüce Gök yetişimcileri vardı.

 

Farklı yönlerden yedi kişi kadın cesedine doğru hücum etti. Wang Lin en yakın olan kişi değilse bile en hızlı olandı.

 

İlerlerken gözlerinde bir soğukluk ışıldadı. Kadın cesedine ulaşması birkaç nefeslik süre aldı ama gözleri ışıldadı ve sakince yavaşladı.

 

Yavaşladığı anda bir Yüce Gök yetişimcisi geldi, kadın cesedine yaklaştı ve uzandı.

 

Aynı sırada bir Birlik yetişimcisi de geldi ama kadın cesedini almadı. Bunun yerine ağzını açtı ve doğruca Yüce Gök yetişimcisine doğru kılıç enerjisi tükürdü.

 

İkisi yakın menzilli bir savaşa başladı. Bunlar çok çabuk olup bitti ve ikisi savaşırken bundan faydalanmak için başka bir yetişimci yaklaştı. Kadının kolunu tuttu ve ayrılmaya hazırlandı.

 

Fakat tam o anda bu yetişimci aniden döndü ve gözleri panikle doldu. Çığlıklar içinde vücudu bir kan birikintisine eridi.

 

Bu şok edici değişim, savaşan iki yetişimciyi şaşkına çevirdi. Kadın cesedine baktılar ve onu tutmaya cesaretleri kalmadı. Bir anlı tereddütten sonra Wang Lin de dahil üç kişi hızlandılar.

 

Wang Lin'in gözleri ışıldadı ve etrafında antik tanrı ocağı belirdi. Bir anda ileri doğru fırlayan Yüce Gök yetişimcisi ile yer değiştirdi.

 

Bu Yüce Gök yetişimcisi güçlü bir etkinin kendisini çektiğini hissedince irkildi. Görüşünü tekrar kazandığında kendini Wang Lin ile yer değiştirmiş olarak buldu. Wang Lin'in kim olduğunu biliyordu, o yüzden buruk bir gülümsemeyle bu hazineden vazgeçti ve bir sonrakine doğru yöneldi.

 

Wang Lin büyüyü kullandıktan sonra kadın cesedine yaklaştı. Kadın cesedine daha yakın olan iki yetişimci diğerlerinin de yaklaştığını gördüler. Dişlerini sıktılar ve neredeyse aynı anda kadın cesedini tuttular.

 

Fakat tam o anda ikisi de çığlık attı ve kadın cesedi tarafından özümsenerek vücutları kan birikintisine dönüştü. Kadının kaşlarının arasında kan bir kırmızı ışık zerresi biçiminde yoğunlaştı.

 

Birlik yetişimcilerinden biri yaklaştı. Piton cübbesi giymişti ve gülerek elini uzattı. Kadına doğru uzanıyormuş gibi görünse de aslında elinde bir büyü vardı ve ona saldıracak gibiydi. Wang Lin'in gözleri aydınlandı. Birlik yetişimcisi ile neredeyse aynı anda oraya vardı. İki parmağını kılıç formuna getirdi ve onu ileri doğru saplayarak bağırdı, "Kenara çekil!"

 

Birlik yetişimcisi güldü. Durmak yerine daha da hızlandı ve fısıldadı, "Demek Yıldırım Semavi Xu Mu bile bu kadın cesedinin güzelliğine kapıldı!"

 

Wang Lin'in gözlerinde soğuk bir parlama oldu. Birlik yetişimcisi tam kadın cesedine yaklaştığı anda Wang Lin sağ elini doğrulttu ve yumuşak bir sesle konuştu, "Dur!"

 

Birlik yetişimcisi titredi. Sanki görünmez iplikler tarafından sarılmış gibi hareketsiz kaldı.

 

Wang Lin duraksamadı. Hemen kadın cesedine uzandı. Wang Lin'in uzanışı gayet akıllıcaydı. İlk başta onu kavramadı, eli yaklaştığı anda antik tanrı gücüyle birlikte has enerjisi ve yin yang balıkları kadının kaşlarının arasına damgalandı.

 

Bir gümbürtü oldu ve kadının vücudu titredi. Yetişimcileri özümsedikten sonra oluşan kırmızı ışık aniden dağıldı.

 

Ardından Wang Lin durmadı. Doğruca cesedi kavradı ve Birlik yetişimcisini geçti. Geçerken tereddüt bile etmeden yetişimcinin göğsünü tekmeledi.

 

Beyaz bir ışık parlaması oldu ve yetişimci geriye itildi. Yüzü solmuştu ve ölmese de ağız dolusu kan tükürdü. Wang Lin'e doğru vahşi gözlerle baktı ve göğsünü tutarak geri çekildi.

 

Wang Lin aldığı kadın cesedine baktı. Ceset yavaş yavaş yüzünde toplanan kırmızı bir ışıkla kaplıydı. Wang Lin'in yavaşlamasının sebebi bir terslik olduğunu fark etmesiydi. Onun ardından beklediği gibi birçok yetişimci ölmüştü.

 

Eğer kadın cesedinin garipliği bununla kalsa Wang Lin vazgeçerdi. Ne de olsa bu bir savaştı ve ilk önce kendi güvenliğin geliyordu. Fakat kadın cesedi üç yetişimcinin kan özünü emdikten sonra bazı değişimler olmuştu. Bu durum Wang Lin'in devam etmesine neden olmuştu.

 

Geri çekilirken sol eliyle bir mühür oluşturdu ve bir ağız dolusu öz has enerji ile birlikte cesedin üzerine sayısız kısıtlama yerleştirdi. Onu çantasına attıktan sonra yıkılan uzaydan çıkmak için fırladı.

 

Yıkımla birlikte her şeyi içine çeken devasa bir burgaç oluşmuştu. Sadece Aya Bakan Yılan bu çekimi önemsemeden katliama devam ediyordu.

 

O anda Aya Bakan Yılan'ın ilerlemesini engellemek için Birlik'ten yaşlı canavarlar onun etrafını sarmıştı. Bulut Ejderhası Şeytan Azizi de Aya Bakan Yılan'a doğru yaklaştı.

 

Fakat Kan Tanrısı ve yanındakiler de yılanın etrafında kümelendi ve Birlik yetişimcileri ile dövüşmeye devam ettiler. Lou Fu'dan oluşan kanlı figürler de Birlik'e karşı ölümcül bir saldırı başlattılar.

 

Aya Bakan Yılan'ın kükremesiyle birlikte gümbürtü dalgaları yankılandı. Usta Alevkıvılcımı ile Wudo Chan arasındaki dövüş dört bir yanı sarsıyordu. Siyah sisin içindeki gümbürtüler dövüşün son derece şiddetli geçtiğini gösteriyordu.

 

Onların çarpışmasından doğan dalgalanmalar Kan Tanrısı ve yanındakileri bile kaçınmak zorunda bırakıyordu.

 

Uzaklarda mavi elbiseli kadın tüm bunları izlerken yüzünde herhangi bir panik belirtisi yoktu. Onun yanında altın ceset soğuk bir ifadeyle bekliyordu. Kafasının etrafındaki beş tane sarı tılsım yavaş yavaş dönüyordu. Tılsımlar arasında çakan yıldırımlar onları mühürlü tutuyordu.

 

Mavi elbiseli kadın sağ elini kaldırdı ve yumuşak bir sesle konuştu, "Xuan Sarayı'nın büyük kıdemlisi, Saygıdeğer Xuan Bao'yu davet ediyorum."

 

Yıldızların arasında bir kahkaha çınladı. Bu kahkahada çok fazla yetişim yoktu ama o anda bütün hazineler sanki sahiplerinden ayrılmak istercesine bir an titrediler.

 

Kaçmakta olan Siyah Zalim İblis Aziz rahat bir nefes aldı. Sadece o değil, Bulut Ejderhası Şeytan Azizi bile rahatladı. Hemen dövüşmeyi bırakıp hızla geri çekildi.

 

O ikisi, dört aziz olarak sadece kendilerinin olmadığını biliyorlardı. Onların arasında sadece Ji Xiantian gerçek bir azizdi!

 

Birlik'in dört azizi Ay, Bulut, Xian ve Yao olarak dörde ayrılmıştı! Ji Xiantian Xian aziziydi. Her biri üç asta sahipti, o yüzden ne açıdan bakarsan bak hep dört aziz oluyordu!

 

İşin doğrusu, bu savaş için Yetişim Birliği sadece Xian azizi ve onun üç astını göndermişti!

 

Saygıdeğer Xuan Bao Xuan Sarayında son derece yüksek bir statüye sahipti. İnsanların ona saygı duymalarının ve ondan korkmalarının gerçek sebebi ise onun Birlik içindeki her şeye karar veren Birlik Kıdemlileri'nden biri olmasıydı!

 

Bu onun en öne çıkan kimliğiydi!

 

Birlik Kıdemli Grubu içindeki insanlar dışında bu grupta tam olarak kaç kişi olduğunu kimse bilmiyordu. Fakat her biri son derece güçlüydü ve gökleri tersine çevirebilirdi!

 

Tian Yunzi'nin saygı görmesinin ve hatta Yetişim Birliği'nin doğum gününde ona hediye vermek için birilerini göndermesinin sebebi onun da bu gizemli kıdemli grubundan biri olmasıydı! Fakat bazı sebeplerden ötürü statüsü düşürülmüştü ama yine de hala bir üyeydi!

 

Eğer Tian Yunzi gösterişten uzak kalmasaydı Ling Tianhou gibi insanlar asla var olmayacaktı. İstediği takdirde hepsinin bir anda yok olmasını sağlayabilirdi. Fakat bazı olaylardan sonra daha da sadeliğe yönelmişti ve kıdemli toplantılarına nadiren katılarak kendini tamamen kapatmıştı.

 

Ji Xiantian ya da Usta Alevkıvılcımı ile dövüşen Wudo Chan bile bu kıdemlilerden biri olmaya uygun değildi. Saygıdeğer Xuan Bao karşısında o ikisi hiçbir şeydi!

 

Kıdemli grubuna dahil olmak için ne seviyede yetişime sahip olunması gerektiğini kimse bilmiyordu. Bazı insanlar bunun sadece yetişime bağlı olmadığından şüpheleniyordu. Kıdemli grubu, Birlik içindeki en yüksek gücü ve sırları barındırıyordu!

 

Bu grubun üyeleri Birlik'in gerçek hükümdarlarıydı!

 

Saygıdeğer Xuan Bao beyazlar içindeydi ve hafiften inceydi ama bunlar ona bir semavi havası veriyordu. Gözleri parlaktı ve sonsuz bir derinlikle doluydu. Birisi onun gözlerine baktığında içine kolayca dalabilirdi ve uzun bir süre bu gözlerin içinden çıkamazdı.

 

Gerçek bir kıdemli görünüşüne sahipti. Mavi elbiseli kadının yanında belirdiği sırada elinde bir saçak vardı.

 

Mavi elbiseli kadın yumuşak bir sesle konuştu, "Küçüğünüz Usta Amcayı selamlıyor."

 

Saygıdeğer Xuan Bao uzaklardaki savaş alanına baktı ve güldü. "Küçük kız, ustan seni bu savaşa önderlik etmen ve herkesin seni dinlemesi için görevlendirdi. Hatta bilerek burası savaş alanı olarak seçti. Bu sık sık görebileceğin bir talih değil."

 

Saygıdeğer Xuan Bao gülümserken sanki savaş umurunda değil gibiydi. Sadece Aya Bakan Yılan'ı görünce göz bebekleri küçüldü. Yüzünde anlamlı bir gülümseme oluştu.

 

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43989 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr