Bölüm 920: Zhou Tian(3)

avatar
1143 37

Xian Ni - Bölüm 920: Zhou Tian(3)



Çevirmen: RassNt

Editör: Alphonse

 

Yıldızların arasında soğuk rüzgar esti ve sayısız ruh bölgede dolandı. Bölgedeki kızgınlık inanılmazdı. Wang Lin yandan durumu sakince izliyordu. Büyülü Cephane'nin gücüne karşı bir parça kavrayış elde etmişti.

 

Sağ elini kaldırdı ve işaret etti. Devasa bir burgaç oluştu ve bütün ruhları içine çekildi. Tek istisna Kan Atası idi. Gözleri kırmızı parladı ve kükredikten sonra doğruca Wang Lin'e hücum etti.

 

Gözlerinde öldürme isteği belirtisi oluşan Wang Lin sağ elini yumruk yaptı ve savurdu!

 

Şiddetli bir gümbürtü koptu ve Kan Atası'nın has ruhu bir an duraksadı. Bu duraksama esnasında Wang Lin daha fazla semavi has enerji kullanarak burgacı hızlandırıp çekim kuvvetini yükseltti. Kan Atası içeri çekilirken isteksizce çığlık attı.

 

Yıldızların arasındaki burgaç yavaş yavaş ışık ışınına kaybolarak Wang Lin tarafından yutuldu. 18 katmanlı cehennemin 13. katmanında şu an fazladan bir ruh vardı!

 

Bu ruh parçası 13. katmanda olsa da bu katmanın zirvesindeydi. O Zhou Tian idi!

 

Wang Lin, Zhou Tian'ı öldürdükten sonra sanki Xi Zifeng'e baktıktan sonra gözlerini çevirdi ve yoluna devam etti. Ta Shan onu takip etti ve koca kafalı oğlanda artık bu tür olayları garip bulmamaya başlamıştı.

 

Lei Ji ise hemen Wang Lin'i takip etti.

 

Xi Zifeng ise düşünceli bir şekilde onları takip etti.

 

İlerlerken Wang Lin düşünmeye başladı.

 

"İki sistem arasında savaş bu noktaya geldi. Usta Alevkıvılcımı'nın kalbini yatıştırmak için öne çıkma zamanı şimdi olabilir. Yüce Gök yetişimcileri arasında daha fazla prestij elde etmeliyim. Bu yolla, Antik Tanrı Topraklarından kaçan Tuan Sen ya da Tian Yunzi ile karşılaşırsam, Usta Alevkıvılcımı bana yardım edebilir."

 

Wang Lin'in gözleri parladı ve kararını verdi. Fakat Yüce Gök'ün Birlik karşısındaki saldırganlığı konusunda iyimser değildi. Biraz düşündükten sonra çantasına vurdu ve küçük bir bayrak ortaya çıktı.

 

Bu bayrakta uçan bir kaplan deseni vardı. Wang Lin onu kaldırdıktan sonra uçan kaplan dışarı çıktı ve kükreyerek yıldızları titretti.

 

Uçan Kaplan Bayrağını etkinleştirmek ve Uçan Kaplanı serbest bırakmak, Wang Lin'in kendi varlığını ilan etmesi demekti. İlerlerken kısa bir süre sonra uzaklarda kılıç enerjisi ışınları belirdi. İki grup dövüşüyordu ve Yüce Gök tarafı bariz bir şekilde kötü durumdaydı.

 

Diğer taraf öldürme isteğiyle doluydu ve büyüler kullanmaya devam ediyordu. Bir Yüce Gök yetişimcisinin ölmesi sadece birkaç nefeslik süre aldı!

 

Yedi ya da sekiz kişilik Yüce Gök yetişimcisi grubunun gözleri umutsuzlukla doluydu. Daha önceki şok dalgasıyla yaralanmışlardı ve kaçmaktan yorulmuşlardı.

 

Tam o anda uzaklardan güçlü bir kükreme geldi ve güçlü bir ilahi his yayıldı. Yüce Gök yetişimcileri irkildi, ardından arkalarına baktılar ve keyiflendiler.

 

"Yıldırım Semavi Xu Mu!!"

 

"Bu gerçekten de Yıldırım Semavi Xu Mu!!”

 

Birlik yetişimcileri büyüklerinden bilgi almışlardı. Yaşlı adamlardan birisi görünüşe göre Xu Mu ile ilgili bilgi görmüştü.

 

İfadesi değişti ve gözlerinde soğuk bir bakış oluştu. Hiç tereddüt etmeden geri çekildi ve bağırdı, "Bu Xu Mu bir Nirvana Kahini yetişimcisi. Rakip olamayız. Çabuk geri çekilin!"

 

Başka bir tarafta üç yetişimci dövüşüyordu ve çıkmaza girmiş durumdalardı. Üçü de Hayali Yin yetişimcisiydi ama dikkatli bakınca iki Yüce Gök yetişimcisinin bir Birlik yetişimcisi ile dövüştüğü görülecekti. Birlik yetişimcisi son derece acımasızdı ve ikiye karşı bir dövüşürken bile son derece sakindi.

 

Tam o anda uzaklardan bir kaplan kükremesi geldi. Yüce Gök yetişimcilerinden birisi temkinli bir şekilde ilahi hissini yaydı ve hemen irkildi.

 

"Xu Mu!" Xu Mu'yu tanımakla kalmıyordu, aynı zamanda onun Yıldırım Semavi Alemi'nde kurtardığı kişilerden birisiydi!

 

Onlarla dövüşen Birlik yetişimcisi irkildi. Bu isim tanıdık gelmişti ve biraz düşündükten sonra ifadesi büyük ölçüde değişti.

 

Birlik, Yüce Gök yetişimcileri ile ilgili tarikatına bilgiler göndermişti. Yüce Gök yetişimcilerini yedi seviyeye ayırmışlardı. Birinci seviye en zayıfı, yedinci seviye ise en güçlüleriydi!

 

Xu Mu'nun 5. seviyede olduğunu hatırlıyordu!

 

Hiç tereddüt etmeden geri çekildi.

 

Yolda Wang Lin birçok yetişimci ile karşılaştı. Yüce Gök yetişimcileri Wang Lin'i ve Uçan Kaplanı gördüklerinde hızla yaklaştılar.

 

Bununla birlikte onu selamladılar. Onların gözünde Wang Lin bu karmaşık durumun içinde yanan bir işaret ışığı gibiydi!

 

Batı bölgesinin yok oluşu bütün Yüce Gök yetişimcilerini paniğe sürüklemişti. Birçok ölüm olmuştu ve hayatta kalanlar ise etrafa dağılmıştı.

 

Aynı zamanda Birlik yetişimcilerinin gelmesi de durumu onlar için daha da kötü bir hale getirmişti. Şu an Wang Lin'in Uçan Kaplan Bayrağı onların kalbi için bir sığınacak liman gibiydi!

 

Uçan Kaplanın kükreme sesleri Yüce Gök yetişimcilerinin zihinlerini titretti!

 

Wang Lin'in tavrı da öncekine göre değişmişti. Eğer dövüşen iki taraf görürse hemen saldırıyordu. Wang Lin'in etrafında çok sayıda Yüce Gök yetişimcisi toplanmıştı.

 

Bu insanlar büyük bir güç oluşturmuştu. Çoğu zaman Wang Lin'in bizzat hamle yapmasına bile gerek kalmıyordu. Onu takip eden Yüce Gök yetişimcileri saldırıya geçiyor ve düşmanı yok ediyordu.

 

Wang Lin'in etrafında toplanan yetişimcilerin sayısı giderek arttı. Ayaklarının altındaki kılıç enerjileri onları adeta batı bölgesine saplanan devasa bir kılıç gibi gösteriyordu!

 

Wang Lin'in yetişimci grubu, batı bölgesindeki tek grup değildi. Semavi Yıldırım Elçileri, diğer 108 semavi ve bazı yetişim aileleri de aynısını yapıyordu.

 

Fakat en çok yetişimci Wang Lin'in grubundaydı!

 

İlerlemeye devam ederken çoğu insan sürekli onlara katılıyordu ve en sonunda uzayda uçmakta olan yüzlerce kılıç enerjisi ışını oluşmuştu. Uçan kılıçların uğultusu ve Uçan Kaplanın kükremesi gittikleri her yerde yankılandı.

 

Wang Lin'in itibarı hızla belli bir seviyeye ulaştı.

 

Wang Lin ve grubu tam batı bölgesinin merkezine doğru gittikleri sırada uzay aniden gizemli bir şekilde sarsılmaya başladı. Uzaklardan dalgalanmalar çılgınca akın etti.

 

Dalgalanmaların içinde insanın zihnini altüst etmeye yetecek bir aura vardı. Yetişimcilerin ayaklarının altındaki kılıç ışıkları bile dengesizleşti.

 

Wang Lin'in gözleri kısıldı ve ilahi hissi yayıldı. Sahip olduğu mental kuvvete rağmen o bile istemsizce irkildi.

 

Gümbürtü patlamaları yankılandı. Uzaklarda 100,000 adım uzunluğunda ve 10,000 adım genişliğinde, oraya doğru hızlanan sıradan yetişimcileri sarsacak akıl almaz bir kuvvet taşıyan devasa bir ağaç parçası vardı.

 

Bu ağaç parçasının etrafında sayısız Yüce Gök yetişimcisi vardı. Güçlü bir öldürme isteği yayıyorlardı. Wang Lin'i en çok şaşırtan şey ise bu mesafeden bile hissedebildiği zengin kan kokusuydu.

 

Bu devasa ağaç parçasının altında sayısız insanın öldüğü çok belliydi.

 

Wang Lin daha önce bu dev ağaç parçasını hiç görmemişti. Sadece ona bakmak bile akıl almaz bir şaşkınlığa sebep oluyordu. Eğer bu devasa ağaç parçası tarafından vurulursa anında ciddi biçimde yaralanacağını biliyordu. Hatta avantajlı olması ve dünya ile bütünleşerek kaçabilmesine rağmen dikkatsiz davranırsa ölebilirdi bile.

 

Bu devasa ağaç zihninin titremesine neden olsa da daha fazla etkisi olmadı. Wang Lin'in asıl irkilmesine neden olan şey devasa ağaç parçasının arkasındaki şeydi!

 

Aya Bakan Yılan!!

 

Aya Bakan Yılan'ın devasa vücudu bir yetişim gezegeni gibiydi ve etrafında sayısız dokunaç sallanıyordu. Öfkeli kükreme sesleri yıldızların arasında yankılanıyordu.

 

Wang Lin onu gördüğü anda vücudu titredi. Bu titreme, Antik Tanrı vücudundan gelmişti!

 

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43991 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr