Çevirmen: RassNt

Editör: Alphonse

Usta Alevkıvılcımı sakin bir sesle konuştu, "Gerçekten de o taş!"

Yaşlı adamın gözleri biraz karardı ve konuştu, "Söylentilere göre bu taş antik Semavi Alemden kalma. Eğer birisi ismini onun üzerine bırakabilirse ruhu doğrudan söylentilerde yok olduğu anlatılan antik Semavi Alem'e gidecek!

Semavi Lütuf Taşı'nın Yıldırım Semavi Tapınağı'nda olacağını hiç düşünmemiştim!"

Gongsun isimli adam gözlerini açıp kapattı. Her gözlerini açtığında bir ışık yaydı ve sakince sakince konuştu, "Antik Semavi Alem yok olmuş olsa da arkasında bıraktığı söylentilerek göre sayısız yıl sonra antik Semavi Alem tekrar açılacak. Bu olduğunda sadece ismi Semavi Lütuf Taşı'nda olan kişilerin oraya girmesine izin verilecek! Bu sadece bir söylenti olsa da geriye kalan tek bilgi bu!"

Etraf tamamen sessizdi. Seçilmiş birkaç kişi dışında Semavi Lütuf Taşı'nı bilen neredeyse kimse yoktu. Fakat Xiang isimli yaşlı adamın sözlerinden sonra herkes hemen bu taşın önemini kavradı.

Fakat antik Semavi Alemin ne olduğunu bilmeyen birçok yetişimci vardı. Hepsi de ailelerinin atalarına baktılar.

Usta Alevkıvılcımı sakince konuştu, "Yıldırım Semavi Alemi yıkıldığında Semavi Lütuf Taşı sayısız parçaya dağıldı. Benim Yıldırım Semavi Tapınağı'm onu edinmedi, o yüzden bu konuyu düşünmeye gerek yok. O kıdemli Ay Canavarı'nı ele geçirdiğinde beni buldu ve yumruk büyüklüğünde bir parça verdi!"

Bunu söyledikten sonra dua hasırlarında oturan yaşlı canavarlar bu konu üzerine daha fazla düşünmediler.

"Gök, yer ve insan imtihanları. İlk imtihan insan. Eğer 10 nefeslik süre boyunca direnebilirseniz geçmiş olacaksınız!"

"Russell, yıldırım gölüne gir!" Usta Alevkıvılcımı'nın sesi yankılandı ve bir yeşil ışık ışını yaklaştı. Yeşil ışık yeşil cübbeli orta yaşlı bir adama dönüştü.

Bu kişi kalabalığa doğru ellerini kenetledi ve konuştu, "Tapınak Lordu'nun emriyle!" Konuşurken meydana doğru indi. Ellerini arkasında bağlamış bir halde meydanın üstünde durdu. Sakin ifadesinde bir gurur hissi vardı.

Onun görünüşü etraftaki yetişimcilerin dikkatini çekti. Doğal olarak Russell'ın kimliğini bilenler vardı ve tartışmaya başladılar.

"Yıldırım Semavi Tapınağı'ndan Russell!"

"Söylentilere göre 300 yıl önce Nirvana Kahini'nin orta aşamasına ulaşmış ve 300 yıl boyunca kapalı kapı yetişimi yaparak hiç dışarı çıkmamış. İnsan imtihanı için bekçilik yapacağını düşünmemiştim."

"Bu Russell basit biri değil, ilahi his değişimi konusunda. Söylentilere göre bazı ünlü yaşlı canavarlar bile ona övgüde bulunmuş!"

Bölgede konuşma sesleri dalgalandı. Russell kafasını kaldırdı ve yüzlerce küçüğe doğru baktı. Sakince konuştu, "Benim gözümde hiçbiriniz 108 semavi olmaya uygun değilsiniz, çünkü sizi öldürmek bir karıncayı ezmekten daha zor olmayacak! Şimdi içinizden biri göstereceğim. Gösterdiğim kişi buraya gelecek!"

Russell konuştuktan sonra aktarım dizisinden gelen yetişimcilerin büyük çoğunluğu ona kötü ifadelerle baktı. Özellikle Xu Ting. Gözleri kızardı ama konuşmadı.

Russell zaman kaybetmedi ve sağ eliyle Kuzey bölgesinden bir yetişimcisi işaret etti.

Yetişimci bir anlığına tereddüt etti ama bu tereddüt Russell'ın soğukça homurdanmasına ve sağ eliyle uzanmasına neden oldu. Büyük bir el ortaya çıktı ve çevredeki yetişimcilerin rüzgar hissetmesine neden olacak kadar hızlı bir şekilde fırladı.

Yıldırım gibi fırlayan devasa el bir anda yetişimciyi kavradı. Yetişimciyi merhametsizce aşağı çekti ve onu bir kenara attı.

Yetişimcinin ifadesi hemen soldu. Daha Hayali Yin aşamasındaydı ve devasa el tarafından tutulduktan sonra vücuduna bir buz girmiş ve has enerjisi katılaşmış gibi hissetti. Yere indiğinde hemen lotus pozisyonunda oturdu.

Russell sabırsız göründü. Bu semavi ünvan yarışmasının zamanına değmeyeceğini düşünüyordu. Bunu bizzat Tapınak Lordu istemişti ve reddedemeyeceği için ilk imtihan için hakem olmak zorunda kalmıştı. Ek olarak bu ilk imtihanın hakemi olmasının başka bir sebebi de vardı.

Yetişimciyi aşağı çektikten sonra gözlerindeki sabırsızlık daha da güçlendi. İlahi hissini yaydı ve dünyanın renkleri değişti. Russell'ın ilahi hissi son derece garipti ve şekil değiştirebiliyordu. Ortaya çıktığında hemen altın bir dev belirdi ve boşlukta büyük bir gürültü yankılandı.

Dev hemen ardından orada oturan yetişimciye doğru fırladı. Çok hızlıydı ve üç adımda ona yaklaştı. Altın dev yumruğunu kaldırdı ve orada oturan yetişimciye doğru savurdu!

Bu yumruk henüz havadayken yetişimcinin yüzü soldu ve gözleri dehşetle doldu. Elbisesi ve saçları yumruğun yarattığı rüzgarla dalgalandı.

Bu sahneyi izleyen Wang Lin'in gözleri meşale gibi yandı. Altın devin yumruğu indiği anda yetişimcinin vücudu titredi ve kan tükürdü. Yetişimcinin has ruhu dışarı çıkarken bir bulanıklık oldu. Has ruhu dehşete düşmüş bir halde hızla geri çekildi.

Russell soğukça homurdandı, altın dev yumruğunu çekti ve birkaç adım geri atarak Russell'ın yanında durdu.

"Çöp, yetişimin ve mental kuvvetinle semavi ünvan yarışmasına katılmaya uygun değilsin. Sen buna yetkin değilsin!" Russell'ın gözlerindeki sabırsızlık daha da güçlendi. Bu kişiyi test etmenin tamamen vakit kaybı olduğunu hissetti.

Yetişimcinin has ruhu vücuduna geri döndü. Ardından soğuk bir ifadeyle Russell'a baktı ve bir şey söylemek ister gibi ağzını açtı. Fakat en sonunda hiçbir şey söylemeden başını eğdi. Üzgün bir şekilde aktarım dizisine geri döndü ve bir parlamayla ortadan kayboldu.

Şu an 325 kişiden bir tanesi azalmıştı.

Russell kaşlarını çatarak gökyüzündeki yetişimcileri süzdü ve rastgele birini işaret etti. İşaret ettiği yetişimci dişlerini sıktı ve hemen aşağıya indi. Meydana indikten sonra Russell'a doğru ellerini kenetledi ve saygıyla konuştu, "Kıdemli, lütfen beni aydınlat!"

Russell'ın ifadesi biraz daha yumuşadı ve bir şey demedi. Ardından altın dev ileri yürüdü ve önceki büyüyü kullandı.

Dişlerini sıkan yetişimci eliyle bir mühür oluşturdu ve altın devi durdurmak için vücudunu beyaz bir ışık kapladı. Fakat altın yumrukla birlikte beyaz ışık hemen yerle bir oldu. Yetişimci geriye doğru itildi, ardından dilini ısırdı ve yumruğu engellemek için kan tükürdü.

Altın devin yumruğu kan sisine indiğinde büyük bir gümbürtü oldu. Kan sisi hemen dağıldı ve yetişimcinin yüzü soldu. Has ruhu vücudundan çıkmanın eşiğine geldi ama acılı bir çığlık atmasıyla birlikte vücudundan bir patırtı sesi geldi ve has ruhu tekrar içeri girdi.

Fakat bu onun direnebileceği seviyenin üstündeydi. Has ruhu vücuduna geri dönse de zayıflamıştı.

"10 nefeslik süre boyunca dayandın ve geçtin ama senin gibi bir çöp parçası buradan geçmiş olsa bile sonraki imtihande kesinlikle elenecektir!" Russell elbise kolunu salladı ve yetişimcinin vücudu havaya fırladı. Adam soluk bir ifadeyle ona doğru başını eğdi. Ardından aktarım dizisine geri döndü ve yetişime oturdu.

Kısa süre sonra Russell başka bir yetişimciyi işaret etti. Seçilen kişi hızlı hareket etmeliydi, yoksa Russell tarafından ilk yetişimci gibi zorla aşağı çekilecek ve daha test başlamadan yaralanmış olacaktı.

Yetişimciler birer birer aşağı inerken Russell'ın ağzından çöp kelimesi eksik olmadı. Testi geçenler bile Russell tarafından çöp olarak nitelendirilmekten kurtulamadı. Russell bir noktadan sonra öyle sabırsız bir hale geldi ki katılımcı daha yere bile inmeden altın dev yumruğunu savuruyordu.

Zaman hızla geçti. Yetişimcilerin yarısından fazlası test edilmişti ve yaklaşık 40% oranında geçmişlerdi. Altı parmaklı adam, koca kafalı oğlan ve Nangong Han gibi yüksek yetişime sahip olanların hepsi bir sonraki imtihana geçmişti. Sadece onları test ederken Russell'ın ifadesi yumuşamış ve onlara çöp dememişti.

"Sen, Aşağı gel!" Russell gökyüzünü işaret etti. İşaret ettiği kişi Dong Lin Gezegeni'nden Xu Ting idi. Gözleri kırmızıyla parladı ve yüzünde sert bir gülümseme oluştu.

Russell soğuk gözlerle elini uzattı ve devasa el ortaya çıktı. Doğruca Xu Ting'e doğru hareket etti. El yaklaştığında Xu Ting bir mühür oluşturdu. Etrafını siyah gaz kapladı ve iblis benzeri bir varlık şekillendi. İblis benzeri varlık kükredi ve devasa el ile dalaştı. Xu Ting sırıtarak fırladı. Test edilmek için meydana gitmedi ve ilerlerken ellerini birleştirip tekrar ayırdı. Ellerinden siyah gaz çıktı ve siyah bir mızrak oluştu.

Russell'ın gözlerinde soğuk bir ışıltı oldu ve ardından altın dev Xu Ting'e doğru koştu. Xu Ting döndü ve Russell'a doğru gitmekten vazgeçti. Bunun yerine tek bir adımla altın devin yanına geldi ve mızrağı ileri doğru sapladı!

Altın dev yumruğunu savurdu. Fakat tam siyah mızrak ile yumruk çarpışmak üzereyken mızrak aniden büküldü. Mızrağın başı hızla değişerek sıska bir vücuda sahip garip siyah bir yılana dönüştü. Ağzını açtıktan sonra onlarca adım genişliğe ulaştı. Bu sahne çok ani gelmişti ve çevredeki yetişimciler son derece ciddiydi.

Yılanın ağzı açıldı ve doğruca altın devi yutmak istedi. Gördüğü şey karşısında Wang Lin'in göz bebekleri küçüldü.

"Xu ailesinin semavi büyüsü, Yılan Yutuşu!" Xiang isimli yaşlı adam başını salladı ve gözleri övgüyle doldu.

"Fena değil, bu Xu Ting görünüşe göre katılımcılar arasından en güçlü olanı!" Yaşlı adamlardan birisi başıyla onayladı ve güldü.

Sadece onlar değil çevredeki yetişimciler de bu semavi büyüyü atalarından öğrenmişti.

"Dong Lin Gezegeni'nden Xu ailesinin dört büyük büyüsünden birisi, Yılan Yutuşu. Bu son derece gizemli bir büyü, o yüzden dikkatle izlemelisiniz!"

"Bu büyünün adı Yılan Yutuşu. Eğer birisi düşük yetişim seviyeli biriyle karşılaşırsa doğruca düşmanını yutar ve onun gücünü kendine alabilir!"

Semavi Lord Qing Shui sakindi. Konuşmadan soğuk gözlerle Xu Ting'e baktı.