Bölüm 862: Dokuz Ahenkli Göksel Bıçak

avatar
1455 39

Xian Ni - Bölüm 862: Dokuz Ahenkli Göksel Bıçak



Çevirmen: RassNt

Editör: Alphonse

 

Wang Lin tek büyüyle Tang Yanfeng'i defetmiş ve erken aşama Nirvana Kahini yetişimini göstermişti. Bunu düşünerek insanlar Zhan Konglie'nin sözlerinin ardından farklı farklı fikirlere kapıldılar.

 

Çevredeki yetişimciler henüz düşünürken Zhan Konglie arenaya fırladı.

 

Gözleri meşale gibiydi ve Wang Lin'e ciddi bir ifadeyle bakarak ellerini kenetledi. "Kıdemli Xu Mu, lütfen beni aydınlat!"

 

Wang Lin doğal bir ifadeyle ona baktı. Sanki tepeden bakıyormuş gibi bir bakış attı. O anki Wang Lin öncekinden çok farklıydı.

 

Eskiden sadece bir kıdemli gibi davranıyordu. Yıldırım Semavi Aleminde bile Zhan Konglie ile aynı yetişim seviyesindeydi. İşin doğrusu temkinli davranmak zorundaydı.

 

Fakat şu an Maddi Yang aşamasından aşmıştı ve gerçek anlamda ikinci adıma geçmişti. Şu an Zhan Konglie'ye bakarken zihni sakindi ve en ufak bir dalgalanma yoktu.

 

Wang Lin bakışlarını çekti ve sakince konuştu, "Benim rakibim değilsin. Birbirimizi tanıyoruz, geri çekil!"

 

Zhan Konglie ona bakarak sessizce düşündü. Gözleri karmaşık bir duyguyla doldu, "Kıdemli, 700 yıl önce Göksel Yıldırım gezegeninde yıldırımın sarsılmaz doğasını kavradım. Bu sarsılmaz doğa ile vücudum bütünleşti. Eve geri döndükten sonra alanımı oluşturmak için Zhan ailesi atasından miras kalan yadigarı yetiştirdim. Alanım sarsılmaz savaşma isteğidir!

 

Benim ismim Zhan(Dövüş/Savaş anlamına geliyor) ve bu aynı zamanda alanım. Sadece savaşma isteği var!

 

Bu alan ile 400 yıl öncesine kadar yetişimim hiç bir engelle karşılaşmadan sıçrama yaptı ve Maddi Yang aşamasına kadar yükseldim ama bugüne kadar yetişimim daha fazla artmadı. Kıdemli, Sahip olduğum dao doğru mu yoksa hatalı mı!?"

 

Bu sözlerin ardından etrafa bir sessizlik çöktü. Bütün yetişimciler sustu ve atalar da sessizleşti. Gözlerindeki bakışlara bakınca onların da kafasında bu soru vardı.

 

"Bir seferinde Zhan ailesi atası Li Yunzi'ye sordum ama aldığım cevap kafamı daha da karıştırdı!" Zhan Konglie Wang Lin'e baktı ve devam etti, "Kıdemli, lütfen beni aydınlat!"

 

Wang Lin sakin bir şekilde ona bakarak konuştu, "Savaşma isteğin çok kırılgan!"

 

Zhan Konglie'nin gözleri daha da ışıldadı ama hemen sonra söndü ve daha da sessizleşti.

 

"Tahminimce atanın sana verdiği cevap, seviyesine sana denk olan herkese, yıldızların altındaki herkese meydan okuman gerektiğiydi. Savaşmaya devam ederek bu kelimenin anlamını kavra, sürekli kazanarak savaş delisi bir hale girene kadar savaşma isteğini somut hale getir. Bu noktada Nirvana Kahini aşamasına aşacaksın!"

 

Zhan Konglie'nin vücudu titredi ve aniden kafasını kaldırarak Wang Lin'e baktı. Wang Lin'in sözleri Li Yunzi'den farklı olsa da temelde son derece benzerdi.

 

"Lütfen beni aydınlat, Kıdemli! Bunun için dao gayemi sana vermeye razıyım." Zhan Konglie birkaç adım geriledi ve Wang Lin'e karşı başını eğdi!

 

"Gelişigüzel bir şekilde dao gayeni vermeye kalkıyorsun, bahsettiğin sarsılmazlık nerede? Zhan Konglie, birbirimizi tanıdığımız için sana hediye olarak bir cümle vereceğim. Sonsuz savaştan doğan savaşma isteği güçlüdür ama bu kuvvetin bir sınırı vardır! Kalbindeki inanç dövüşmeni sağladığında, kazanmanı sağladığında, sana savaşma kararlılığı verdiğinde gerçek savaşma isteği olur!

 

Benimle, atanla ya da dünya ile yüzleşsen ne olur? Sadece ölüm!"

 

Wang Lin'in sesi sakindi ama Zhan Konglie'nin kulaklarında yıldırım gibi çınladı. Bu yıldırım etkisi zihnini sarstı ve birkaç adım geri çekilmesine neden oldu. Savaşma isteği kayboldu ve yerini bir parça aydınlanmaya bıraktı.

 

"Geri çekil!" Wang Lin elbise kolunu fiskeledi ve Zhan Konglie arenadan dışarı çekildi. Uzun bir süre sessizce düşündükten sonra Wang Lin'e doğru başını eğdi ve kırmızı taşın üstüne oturarak yetişim yaptı.

 

Çevredekiler sessizdi ama önünde dokuz bıçak olan siyah cübbeli adamın gözleri ışıldadı. Kafasını kaldırarak Wang Lin'e baktı ve boğuk bir sesle konuştu, "Doğrudan daonun gizemlerini gösteriyorsun, kardeşim sen bir dao öğrencisisin. Kavrayışın derin. Ben, Nangong, seni takdir ediyorum! Benim meydan okumama layıksın!"

 

Siyah cübbeli adam sanki Wang Lin'in meydan okumayı kabul edip etmemesinin bir önemi yokmuş gibi konuştu. Sanki onun tarafından meydan okunmak büyük bir şerefti. Ayağa kalkmadan sağ eliyle bir mühür oluşturdu ve elini salladı. Dokuz bıçak titredi ve onlardan korkunç bir bıçak enerjisi çıktı.

 

Elini tekrar salladı ve Wang Lin'e doğru dokuz kılıç enerjisi ışığı fırladı!

 

Bu enerji çok güçlüydü. Harekete geçtiğinde adeta içinde bir tür kanun barındırıyordu. Alanın çarpılmasına neden oldu ve hatta ışık örtüsü titredi. Sanki bıçak enerjisine direnemeyecek gibiydi!

 

Beyaz taşlarda oturan aile atalarından birisi bunu görünce mırıldandı, "Dokuz Ahenkli Göksel Bıçak!"

 

Çevredeki insanlar bunu duyunca gözleri aydınlandı. Siyah cübbeli adama kafalarında farklı düşüncelerle baktılar.

 

"Yüce Gök Yıldız Sistemi'nin Güney Bölgesinden Nangong ailesinin Dokuz Ahenkli Göksel Bıçağı. Demek bu adam Nangong ailesinden."

 

"Daha önce Güney Bölgesinin dört büyük ailesi Nangong, Tang, Zhang ve Shengong aileleriydi. Nangong ailesi en başta birinci sıradaydı ama 1,000 yıl önce gizemli bir şekilde ortadan kayboldular. Yetişim gezegenlerinde bir üye bile kalmamıştı. Bu durum Yıldırım Semavi Tapınağı'nın da dikkatini çekti ama en nihayetinde neden ortadan kaybolduklarına dair en ufak bir ipucu bulamadılar!"

 

"Bu adamı daha önce hiç görmemiş olmam doğal. Demek Nangong ailesinden birisi!"

 

Çeşitli konuşmalar devam ederken bıçak ışınları Wang Lin'e doğru hızla ilerledi.

 

Wang Lin sakindi.  Siyah cübbeli adamın yetişim seviyesi kendisi gibi erken aşama Nirvana Kahini'ydi. Dokuz bıçak ışını bütün kaçış yollarını kapatan yıkıcı bir kanun barındırıyordu.

 

Tek seçenek onlarla yüzleşmekti!

 

Wang Lin'in gözleri soğudu ve bir adım ilerledi. Sağ elini kaldırdı ve konuştu, "Rüzgar Çağrısı!" Wang Lin adamla konuşarak vakit harcamak yerine en güçlü büyüsünü kullandı. İstediği şey birincilikti ve eğer bu adama takılıp kalırsa ivmesi zayıflayacak ve birinciliği elde etme süreci yavaşlayacaktı.

 

Aniden siyah bir rüzgar akıntısı ortaya çıktı. Siyah rüzgar muazzamdı ve tüm alanı doldurdu. Alanı mühürleyen bıçak enerjisi onu hiçbir şekilde engelleyemedi. Bıçak enerjileri dağıldı ve parçalanarak geriye doğru savruldu!

 

Siyah rüzgar uğuldadı ve bütün hayatları söndürebilecek sonsuz soğuk bir rüzgar yarattı. Hemen siyah rüzgardan iki tane siyah ejderha doğdu. İkisi de 10,000 adım büyüklükteydi ve vücutları gürültüler eşliğinde harekete geçti. Ejderhaların vahşi kükremesi göklerin gazabı gibiydi!

 

Bölgeyi yoğun bir öldürme isteği aldı. Bu öldürme isteği Wang Lin'den geliyordu. Bu büyünün adı Rüzgar Çağrısı olsa da Wang Lin'in has enerjisini kullanıyordu. Wang Lin'in öldürme isteği ve savaşma isteği siyah rüzgarla kaynaşmış durumdaydı!

 

Groooaaar!

 

Siyah ejderhalardan vahşi kükremeler yükseldi. Aynı zamanda bir fırtına oluştu ve bıçak enerjisi ışınlarını sararak onları tamamen yerle bir etti!

 

Arenada Wang Lin olduğu yerde duruyordu ve etrafı siyah rüzgarla kaplıydı. İki tane 10,000 adım büyüklüğünde ejderha etrafına dolanmış ve sürekli kükrüyordu. Wang Lin sakince siyah cübbeli adama doğru yürüdü!

 

"Eğer savaşmak istiyorsan savaşalım!" Wang Lin'den sakin ama soğuk bir ses geldi.

 

O anda bu büyüyü gören bütün yetişimcilerin ifadesi büyük ölçüde değişmişti. Yetişim ailelerinin ataları bile şok olmuştu.

 

"Bu... Bu ne tür bir büyü böyle!?"

 

"Bu büyü çok güçlü, koruyucu ışık örtüsü olmasına rağmen yine de soğuğu hissedebiliyorum. Sanki vücudum buzla dolmuş ve dolaşımımı yavaşlatmış gibi!"

 

"Bu kesinlikle sıradan bir büyü değil! Bu Xu Mu gerçekten de Şeytan Efendi olarak anılmayı hak ediyor. Bütün büyüleri böylesine şeytani bir doğaya sahip! Çok güçlü!"

 

"Bu tarz bir büyü çok korkunç. Eğer onunla yüzleşsem karşı koyamazdım. Bu büyüyü nereden öğrendi? Onu daha önce hiç duymadım!"

 

"Yao ailesinin Boran büyüsü de benzer şekilde ama onun gücü buna kıyasla eksik!"

 

Yıldırım Semavi Tapınağı'ndan mor cübbeli yaşlının gözleri ışıldadı. Bir gülümseme oluştu ve mırıldandı, "Tapınak Lordu, bu Xu Mu'nun Semavi Lord Qing Shui'nin farklı nesilden küçük çırak kardeşi olduğunu söylemişti. Bu doğru gibi görünüyor! Fakat Lord Jie'nin Dokuz Ahenkli Göksel Bıçağı ile sadece iki siyah ejderha oluşturabilen bu semavi büyüyü kıyaslarsak hangisi daha güçlü?"

 

Siyah ejderhalar kükreyerek soğuk rüzgar patlamaları göndermeye devam ederken Wang Lin ileri doğru yürüdü. Soğuk rüzgar siyah cübbeli adamın oturduğu kırmızı taşa doğru fırladı. Siyah cübbeli adamın gözleri daha da parladı ama hareket etmedi. Sağ eliyle bir mühür oluşturdu ve dokuz bıçaktan dördünün havalanmasına neden oldu. Kesişip dönmeye başladılar ve bir fırtınanın ortaya çıkmasına neden oldular. Bu bıçak fırtınasıyla birlikte çevredeki uzay boşluğu yıkılmaya başladı.

 

Siyahlı adam boğuk ve yavaş bir sesle konuştu, "Göksel Bıçak Yıkımı!"

 

Dört bıçak hemen harekete geçti. Döndüler ve fırtınaya karıştılar. Gökleri delebilecek dört tane sonsuz bıçağa dönüştüler ve iki siyah ejderhaya doğru merhametsizce saldırdılar.

 

Dokuz Ahenkli Göksel Bıçak. Göksel Bıçak kuvvetin nihai tezahürüydü, bu dünyada ona direnebilecek hiçbir şey yok gibiydi!

 

Wang Lin Qing Shui'nin Rüzgar Çağrısı'nı iki kere kullandığını görmüştü ve bundan çok şey öğrenerek Rüzgar Çağrısı üzerindeki kontrolü artmıştı. Fakat şu an Yıldırım Semavi Alemi'ndeki dokuzuncu katta gördüğü resmi anımsamaktan kendini alamadı!

 

Sanki oradaki oğlan gibi olmuştu ve aniden aydınlanma kazanmıştı. Wang Lin ellerini kaldırdı ve elleri sanki iki siyah ejderha ile bütünleşmişti...

 

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44344 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr