Çevirmen: RassNt

Editör: Alphonse

Yao Yun aynaya bakmadı bile. O anda atanın verdiği emri çoktan unutmuştu. Kafasını kaldırarak acıyla kükremeye devam etti. Şeytani gölge 100 adımdan daha uzundu. Bakışlarını göksel ceza yıldırımından çevirdi ve soğuk bir ifadeyle Wang Lin'e baktı.

"Antik şeytan!" Wang Lin'in gözleri aydınlandı.

Antik Şeytan'ın gözlerinde şeytani bir parıltı belirdi. Vücudu titreşti ve Yao Yun'u göksel ceza bulutunun menzilinden dışarı çıkarmak için tuttu.

Tam o anda göksel ceza bulutundan sağır edici bir gümbürtü koptu ve dört tane yıldırım düştü. İki tanesi doğruca Wang Lin'e giderken diğer ikisi antik şeytanı hedef aldı.

Göksel ceza felaketinin gücü ikiye bölünürken Wang Lin'in ifadesi sakindi. Sakince elini hareket ettirdi. Hemen önünde siyah beyaz gazdan yin ve yang resmi oluştu.

İlk yıldırım geldi ve yin ve yang resmi ile çarpıştı. Büyük bir gürültü koptu ve önündeki yin ve yang burgacı yıldırımı absorbe ederken Wang Lin hızla geri çekildi.

Ardından yin yang resminin üzerine ikinci yıldırım dalgası indi. Gözlerinde garip bir ışık beliren Wang Lin'in has ruhu antik yıldırım ejderhası formunda dışarı çıktı ve onu yuttu.

Göksel cezayı yuttu!

Göksel cezanın gücü has ruhunun içinde yankılanırken has ruhu şiddetle titredi. Fakat antik yıldırım ejderhası yıldırım ve gök gürültüsü içinde yaşadı. Kükreyerek vücuduna geri döndü ve hızla geri çekildi.

Fakat Wang Lin'in yüzünde en ufak bir panik yoktu. Göksel ceza güçlü olsa da ondan korkmuyordu, ayrıca yükün yarısını başka birisi üstlenmişti.

Antik şeytan çılgınca kaçarken göksel ceza bulutu da aynı şekilde genişledi. Göksel ceza yıldırımlarını yutmuş olsa da daha da bulanıklaştı ve geri çekilmeye devam ederken sessiz bir kükreme kopardı. Öyle hızlıydı ki göksel ceza bulutu ona yetişemedi. Yao Yun ile birlikte bulutun bölgesinden ayrılmak üzereydi.

Wang Lin'in gözleri aydınlandı ve bağırdı, "Yao Yun, Bingyun ve Mengyun kardeşleri hatırlıyor musun?! Kan Gezegeni'ndeki antik lambanın o ruhu yuttuğu sahneyi hatırlıyor musun!"

Wang Lin'in sesi ilahi hissini barındırıyordu. Kudretli bir şekilde yayıldı ve geri çekilen Yao Yun'un kulaklarına ulaştı.

Yao Yun'un acılı kükremesi daha da şiddetlendi ve hatta hareket etmeyi kesti.

Yüzündeki bütün damarlar şişti. Kafasındaki acıyla birlikte vahşi bir ifadeyle kükredi, "Vücudumdan defol!!"

"Kim olduğun umurumda değil, vücudumdan defol!!" Yao Yun kafasını geriye doğru esnetti ve gözlerinde çılgınca bir kırmızılık oluştu. Sanki vücudundan çıkmış olan antik şeytanı yukarıda görebiliyordu.

Antik şeytanın ifadesi daha da kasvetli bir hal aldı. Wang Lin'e soğuk bir ifadeyle baktı. Geri çekilmek yerine hızla Yao Yun'dan uzadı ve Wang Lin'e doğru hücum etti.

Wang Lin'in gözleri ışıldadı ve ağzını açarak beyaz gaz tükürdü. Beyaz gazın içinde bir eşya vardı: Semavi Mühür Damgası. Aniden Wang Lin'in önünde genişledi ve eliyle bir mühür oluşturmasıyla birlikte antik şeytana doğru yüz binlerce mühür fırladı.

Tam o anda göksel ceza bulutu bir kez daha yoğunlaşarak 10 adımdan daha geniş düzinelerce kızıl yıldırım yarattı. Onlar düşerken adeta uzay yıkılmak üzereydi.

Yüz binlerce mühür ve göksel ceza yıldırımı karşısında antik şeytanın gözleri ışıldadı. Sessiz birkaç kelime mırıldandı ve bir anda bulanık olan vücudu daha da bulanık hale geldi.

Mühürler adeta hedefini kaybetmişti. Yıldırımlar hedefini kaybetmiş gibi durdu ve yönünü Wang Lin'e doğru çevirdi.

Şiddetli gümbürtüle eşliğinde antik şeytanın dudaklarında bir sırıtma ifadesi oluştu. Bu kritik anda Wang Lin'de en ufak bir panik yoktu. Sağ eliyle boşluğa doğru uzandı ve bütün altın mühürler ona doğru toplandı.

Wang Lin kendini mühürleyecek gibiydi. Göksel ceza yıldırımları hızla düştü.

Tam o anda Wang Lin'in önünde bir parıltı oldu ve hayali bir ocak belirdi. Ocak ortaya çıktığında güçlü bir antik tanrı aurası yayıldı. Antik şeytan şaşkına döndü ve inanamayarak gözleri genişçe açıldı.

"Aciz bir şeytan, benim dikkatimi çekmeye değmezsin! Pozisyon değiştir!" Wang Lin gizemli bir şekilde gülümserken antik tanrı ocağından garip bir kuvvet çıktı. Bir anda Wang Lin'in vücudu kayboldu ve şaşkın bir ifadeye sahip olan antik şeytan da ortadan kayboldu.

Bir anda ikisi yerlerini değiştirmişlerdi!

Antik şeytan tekrar ortaya çıktığında yüz binlerce mühür etrafını sardı ve 10'dan fazla göksel ceza yıldırımı ona doğru indi.

Yıldızlarda göklere karşı koyan bir kükreme yankılandı. Yüz binlerce mührün kuşattığı antik şeytan 10'dan fazla yıldırım tarafından vuruldu. Antik şeytan vahşi bir kükreme kopardı ve vücudu yıkılma eşiğine geldi.

En sonunda şeytani bir mühre dönüşerek boşluğu delip geçti ve Yao Yun'un kaşlarının arasına gitti. Bu şeytani mühür son derece zayıf bir his veriyordu.

O anda Yao Yun'un ifadesi daha da sertleşti ve bağırdı, "Kaybol!" Vücudu adeta delirmişti ve has enerjisi patlamaya hazır bir şekilde kabardı. Şeytani mührün geri dönmesini engellemek için has enerjisini harekete geçirdi.

Wang Lin'in gözleri aydınlandı. Yardım etmek yerine geri çekildi. Göksel ceza bitmemişti ve bundan sonra giderek güçlenecekti. Şu an antik şeytanın yardımıyla ayrılabilirdi.

Fakat tam o anda Wang Lin'in ifadesi değişti. O sırada aniden kanlı bir aura belirdi. Bu aura göksel cezadan korkmadan oraya doğru fırladı. Kısa süre sonra büyük miktarda kan sisi ortaya çıktı!

"Bunu sona erdirme zamanı geldi!" Sisin içinden antik bir ses geldi. Aynı zamanda Yao Yun'un arkasından kurumuş bir el geldi ve şeytani mührü kavradı. El, Yao Yun'un has enerjisine takılmadı ve doğruca kaşlarının arasına bastırdı.

"Kan Tanrısı!" Wang Lin'in göz bebekleri aniden küçüldü!

O anda Yıldırım Semavi Tapınağı'nın içindeki Semavi Lord Qing Shui aniden gözlerini açtı. Bir an sessizce düşündükten sonra soğukça homurdandı ve ortadan kayboldu.