Bölüm 836: Aya Bakan Yılan'ın Sırrı

avatar
1450 39

Xian Ni - Bölüm 836: Aya Bakan Yılan'ın Sırrı



Çevirmen: RassNt

Editör: Alphonse

 

Kükreme yankılanırken Wang Lin'in ifadesi soldu. Has ruhu sanki parçalanıyormuş gibi acı hissetti. Eğer Antik Tanrı Deri Zırhı olsaydı acı bu kadar güçlü olmayacaktı ama şu an bütün deliklerinden kan geldi.

 

Bir tehlike hissi yaşayan Wang Lin acı bir gülümseme gösterdi ve çantasına vurdu. Antik Tanrı Deri Zırhı ortaya çıktı ve has ruhunun etrafını kapladı. Aniden sanki kulaklarının etrafında bir bariyer oluştu. Kükreme hala güçlü olsa da has ruhunun üzerindeki etkisi Wang Lin'in direnebileceği bir noktaya kadar düştü.

 

Fakat Antik Tanrı Deri Zırhı'nın aurası, bütün küçük Aya Bakan Yılanlarının dokunaçlarının heyecanla kımıldanmasına neden oldu. Hepsi de delirmiş gibi Wang Lin'e doğru koşturdu.

 

Wang Lin'in tüyleri diken diken oldu. Zor bir durumun içinde kalmıştı. Eğer deri zırhı çıkarırsa has ruhu kükremenin altında ezilecekti. Fakat eğer zırhı giyerse küçük Aya Bakan Yılanlarının dikkatini üstüne çekecekti.

 

İç geçirdikten sonra önündeki topraktan soğuk bir auranın gelmesiyle birlikte aniden ifadesi değişti. Aniden bir çatlak oluştu ve 100 adımdan daha büyük bir Aya Bakan Yılan Wang Lin'e doğru fırladı. Wang Lin'in bakış açısına göre onun kocaman ağzı sadece deri zırhın aurasını yutmayacaktı.

 

Wang Lin 1,000 yıllık yetişimden sonra kendini rahatlatma alışkanlığına sahip değildi. Aya Bakan Yılan'ın sadece antik tanrı aurası yüzünden kendisini sahibi olarak tanımayacağını düşünüyordu!

 

O anda ifadesi ciddileşti, gözleri soğudu ve hızla geri çekildi. Aya Bakan Yılan ona doğru fırladı ve Wang Lin'in vücudundan sızan aurayı yutmaya devam etti.

 

Yetişimciler bu aurayı hissedemiyordu ve antik zamanlardan miras alan canavarlar onu tespit edemiyordu. Bir antik tanrı aurasını Aya Bakan Yılanlar dışında tespit edebilecek çok az varlık vardı.

 

Wang Lin'in gözleri daha da soğudu. Büyük ihtimalle Aya Bakan Yılan antik tanrı aurasını yutmaya çalışırken kendisini de yutacaktı!

 

Geri çekilirken etrafı daha da soğuk bir aura kapladı. Wang Lin'in ifadesi daha da düştü ve hemen yönünü değiştirdi.

 

Altındaki toprakta bir çatlak belirdi ve 1,000 adım büyüklüğünde bir Aya Bakan Yılan dışarı fırladı. Bu Aya Bakan Yılan'ın vücudu dokunaçlarla kaplıydı ve heyecanlı bir şekilde ağzını kocaman açmıştı. Wang Lin'i yutmaya çalışırken ağzından akan salyalar çoğaldı.

 

Wang Lin yönünü değiştirirken dört bir yandan çatırdama sesleri geldi. 10'dan fazla çatlak belirdi ve farklı boyutlarda Aya Bakan Yılanlar Wang Lin'e doğru hücum etti.

 

Wang Lin'in gözleri sakindi. Geri çekilirken has enerji vücudunda toplandı ve ardından taştı. Bununla birlikte onun daha da hızlı kaçmasına neden olan bir burgaç oluştu.

 

Çok sayıda Aya Bakan Yılan peşindeydi. Aya Bakan Yılanların gözleri heyecanla doluydu ama bu heyecanın altında korkunç bakışlar mevcuttu.

 

Deri zırhın aurasını yutmak istiyorlardı. Dahası, Wang Lin'i de yutarak o auraya sonsuza kadar sahip olmak istiyorlardı!

 

Aya Bakan Yılanları tarafından kovalanan Wang Lin'in tüyleri diken dikendi. Buruk bir şekilde gülümsedi ve ardından durdu. Önünde yüzlerce çatlak belirdi ve hepsinden Aya Bakan Yılanları çıktı. Arkasındakileri de düşününce büyük bir Aya Bakan Yılan grubu tarafından kapana kıstırılmıştı.

 

Tam Aya Bakan Yılanlar onu yutmak için harekete geçtiğinde Wang Lin'in yüzünde vahşi bir gülümseme belirdi ve Aya Bakan Yılan'ın vücudu boyunca yüksek bir kükreme sesi yankılandı.

 

Kükreme yankılandığında bütün küçük Aya Bakan Yılanları duraksadı. Geriye çekilerek bir geçit oluşturdular.

 

Wang Lin'in gözleri kısıldı ama tam o anda çatırdama sesleri ortaya çıktı. Aniden geçitten büyük bir Aya Bakan Yılan geldi. Çok hızlıydı ve yaydığı aura Kan Atası'ndan daha zayıf değildi. O anda Wang Lin'in ifadesi çarpıcı biçimde değişti.

 

Aya Bakan Yılan inanılmaz bir hızla fırlayarak Wang Lin'i yuttu. Ardından hızla toprağın içine gömülerek oradan ayrıldı.

 

Bütün Aya Bakan Yılanlar onun peşinden gittiler.

 

O Aya Bakan Yılan griydi ve gözleri acımasızlıkla doluydu. Çok hızlıydı, özellikle annesinin vücudunun içindeyken. Sadece beş dakikada gizemli bir yere vardı.

 

Burada toprak yoktu, sadece büyük bir burgaç mevcuttu. Burgaç her döngüyü tamamladığında etrafa soğuk enerji dalgaları yayıyordu.

 

Eğer Wang Lin burgacı görseydi onun Aya Bakan Yılan'ın kafasının olduğu yer olduğunu bilecekti! Burası aynı zamanda Ay Özü'nün bulunduğu yerdi!

 

Oraya vardıktan sonra Aya Bakan Yılan aniden ağzını açtı ve tükürdü. Wang Lin hemen dışarıya atıldı. Daha direnç gösterme fırsatı bile bulamadan burgacın içinde kayboldu.

 

Çok sayıda Aya Bakan Yılan yere uzandı ve hareketsiz şekilde kaldı.

 

Burgacın içinde, Wang Lin'in gözleri ışıldadı. Aya Bakan Yılan tarafında yutulduğunda hemen gizemli bir güç vücuduna girmiş ve has enerjisinin çalışmasını durdurmuştu. Adeta has ruhu vücudundan ayrılmış ve bir yetişimciden bir ölümlüye dönüşmüştü!

 

Bu durum Wang Lin'in zihnini allak bullak etmişti. Fakat hemen ardından Antik Tanrı Deri Zırhı'nın bir çekim kuvveti yayarak bu gizemli gücü özümsediğini fark etmişti.

 

Sonuç olarak has enerjisi tekrar eyleme geçmişti.

 

Wang Lin burgaca atıldıktan sonra nihayet etrafını görebildi. Gördüğü şey onun derin bir nefes almasına ve şok olmasına neden oldu.

 

Bu uzun ve dar bir boşluktu. Etraftan dokunaçlar çıkmıştı ve yavaş yavaş sallanıyorlardı. Wang Lin adeta aurasını özümseyen sayısız dokunacın bağlamış olduğu büyük bir ocak gördü. Dokunaçların içinden ara sıra büyük şişkinlikler hareket ediyordu.

 

Bu ocak Açgözlü'ye ait olan bir şeydi!

 

Wang Lin ocağı görünce soğuk bir nefes aldı Onu şok eden şey ise dokunaçların dolanmış olduğu insanlardı!

 

Bu insanların hepsi çıplak ve son derece sıskaydı. Aralarında kadın ve erkek, yaşlı ve gençler vardı. Neredeyse her dokunaç bir kişinin etrafını sarmıştı!

 

İnsanların gözleri kapalıydı ve sanki ceset gibi vücutlarında herhangi bir canlılık belirtisi yoktu. Etraflarını sarmış olan dokunaçlar belli ki onların canlılığını sömürüyordu!

 

Wang Lin hiçbirini tanımıyordu! Hatta hepsinin yetişimci olmadığını, aralarında ölümlülerin de olduğunu hissedebiliyordu!

 

Örneğin, altı ya da yedi yaşlarında görünen bir oğlan vardı. Vücudu kurumuş olsa da, Wang Lin onun bir çocuk olduğunu anlayabiliyordu!

 

O anda hiçbir hayat belirtisi kalmamış bir deri bir kemik haldeydi. Yüzünde ise hala eşsiz bir acı ve umutsuzluk ifadesi mevcuttu.

 

Wang Lin'in kalbinde bir ürperti oldu ve tüm benliğini sardı.

 

Gözlerini bölgenin derinliklerine çevirdi ve sonu yok gibiydi. Wang Lin ileride daha fazla dokunaç olduğunu ve her birinde bir insanın olduğunu hayal edebiliyordu!

 

"Aya Bakan Yılan..." Wang Lin sessizce düşündü.

 

Bu insanların sayısız yıl boyunca Aya Bakan Yılan tarafından toplanan ve onun için hayat kaynağı olan kişiler olduğunu tahmin edebiliyordu.

 

Hatta Wang Lin'in zihninde korkunç bir fikir de oluşmuştu.

 

"Aya Bakan Yılan Yun Xia Gezegeni'ndeyken üzerinde şehirlere ait harabeler vardı... Yun Xia Gezegeninde bir zamanlar yetişimciler ve ölümlüler vardı. Onlar gerçekten... " Wang Lin derin bir nefes aldı ve yüzünde karmaşık bir ifade belirdi.

 

Gözleri hala oğlanın üzerindeydi.

 

Tam o anda boşlukta sayısız dokunaç belirdi ve yıldırım hızıyla Wang Lin'e doğru atıldı. Wang Lin'in gözleri aydınlandı. Eğer Antik Tanrı Deri Zırhı olmasa kendisi de bu ölümlüler gibi olacaktı. Dokunaçların hayat kuvvetini emmesine direnemeyecekti.

 

Fakat o anda Wang Lin'in gözlerinde öldürme isteği belirdi. Dokunaçlara dokunmadan hızlıca onları atlattı ve büyük ocağa doğru fırladı.

 

Wang Lin yapması gereken bu olsa da dokunaçları yok etmeye gönüllü değildi. Eğer yaparsa Aya Bakan Yılan tarafından tespit edilecekti ve bunun ardından ne geleceği belli değildi.

 

İleri fırladığında dokunaçlar onu ıskaladı. Wang Lin'in vücudu adeta bir duman gibi büyük ocağın yanına vardı. Ocaktan antik bir aura yavaşça yayılıyordu.

 

Wang Lin'in gözleri aydınlandı. Aura ocağın içinde daha güçlüydü. Dokunaçlar sadece etrafını sarmıştı ve sanki içine girmeye gönüllü değillerdi.

 

O anda boşlukta daha fazla dokunaç belirdi ve Wang Lin'e doğru fırladı. Wang Lin tereddüt etmedi ve doğruca ocağa gitti. Tam içine girdiğinde, girişteki burgaçtan güçlü bir kuvvet çıktı.

 

Hemen sonra burgacın içinde çekici bir kadının gölgesi belirdi. Kadının yüzü soluktu ve gözleri kapalıydı. Belli ki bilinci yerinde değildi. Kadın ortaya çıktığı anda dokunaçların yarısı onun peşine gitti. Onun etrafını sardılar ve canlılığını sömürmeye başladılar.

 

Wang Lin ocağa girdiği anda kadının görünüşünü net bir şekilde görmüştü. O kadın Yao Bingyun idi!

 

Dokunaçlar etrafına dolanırken elbiselerinde aşınma belirtiler görüldü. Çantası bile buna direnemedi ve yerle bir oldu.

 

Elbisesi paramparça olan Yao Bingyun'un cildinin büyük kısmı ortaya çıktı. O anda göz kapakları titreşti ve gözlerini açtı...

 

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44247 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr