Bölüm 833: Uyanış

avatar
1437 37

Xian Ni - Bölüm 833: Uyanış



Çevirmen: RassNt

Editör: Alphonse

 

Bu ses çok yüksek olmasa da has ruha etki edebilecek bir güç barındırıyordu. Gezegenin dışındaki yetişimciler bunu fazla hissetmediler ama içeridekiler tam anlamıyla bunu yaşadılar.

 

Bu yetişimciler arasında Yao ailesinden insanlar ve diğer yetişim aileleri vardı. O anda vücutları titredi ve ruhlarından doğan bir korku çılgınca yayıldı.

 

Hemen herkesin aklında beliren ilk düşünce ayrılmak oldu ve bütün güçleriyle yukarı doğru fırladılar. Bazıları yüzeye yakındı ve hızla dışarı fırladı. Fakat yüzeydeki dokunaçlar hemen onların etrafını sardı.

 

Bu uzun dokunaçlar sıkı bir abluka oluşturdu ve dışarı çıkmak isteyen herkes başarısız oldu.

 

Yetişimciler birer birer dışarı çıkmaya çalışırken dokunaçlardan siyah sis çıktı. Kimse ayrılamayacaktı!

 

Bütün büyüler ve hazineler dokunaçlar karşısında etkisini kaybetti. Yetişimcilerden biri dışarı doğru hareketlendi ve sayısız dokunaç tarafından bağlandı. Vücudu anında ezildi ve has ruhu dokunaçlar tarafından yutuldu.

 

Bu sahne çevredeki diğer yetişimcilerin korkuyla dolmasına neden oldu.

 

Yao Bingyun, Aya Bakan Yılan'ın vücudunda bir yerde buzdan dışarı çıktı. Hemen ardından bir ağız dolusu siyah kan tükürdü. Yüzü yemyeşil oldu ve sanki yüzünde siyah çizgiler kımıldanıyordu.

 

"Bu ne tür bir büyü böyle!?" Yao Bingyun'un vücudu titredi ve daha fazla kan tükürdü. Bu kanın rengi daha da siyahtı!

 

Buza girdiği anda, o siyah rüzgar vücuduna girmiş ve bir soğukluk hissetmişti. Sahip olduğu yetişim yöntemi sayesinde soğuğu hissedemiyordu ama o an vücudundaki soğukluk hissi son derece netti.

 

Onu daha da şok eden şey ise, siyah rüzgar vücuduna girdikten sonra onun çoğunu dışarı atsa da hala atamadığı bir parçası kalmıştı. Bu onun vücudunda bir ürperti ve zayıflık hissetmesine neden oldu. Daha korkunç olan şey ise has enerjisinin dağılma belirtileriydi.

 

Yao Bingyun'un ifadesi daha da yeşile döndü. Derin bir nefes aldı ve zeminden yukarı yükseldi. Tam bu sırada sayısız dokunacın sallandığını ve yetişimcilerin can havliyle kaçıştığını gördü.

 

Yao Bingyun dokunaçları daha önce gördüğünde sadece onların garip olduğun düşünmüş ve üzerine fazla kafa yormamıştı. Fakat şimdi bakınca bu dokunaçların biraz önce kendisine saldıran canavarlarla tıpatıp aynı olduğunu fark etti!

 

Yao Bingyun'un göz bebekleri hızla küçüldü. Kalbine bir ürperti indi ve tüm vücuduna yayılarak tüylerini dike diken etti. Dokunaçlara bakarken ifadesi son derece çirkindi. Gözlerinde inanılmaz bir korku ve inanmama belirtisi oluştu.

 

"Bu... bu dokunaçlar... Kuzey Bölgesi yetişimcileri haklıydı. Bu yetişim gezegeni biraz önce karşılaştığım canavar ama onun kat kat büyüğü!"

 

Şiddetli titreşim devam etti. En sonunda yeryüzü çökmeye ve molozlar dağılmaya başladı. Bir an sonra gezegenden daha şiddetli bir kükreme sesi geldi.

 

O anda Wang Lin durmaksızın kırmızı şeritleri kesiyordu. Her şerit kesildiğinde Aya Bakan Yılan şiddetle sallanıyordu.

 

Çılgınca işini yapan Wang Lin daha da derinlere indi. İlerledikçe kırmızı şeritler daha da yoğunlaştı. Wang Lin soğuk gözlerle Göklerin Vuruşu'nu kullanmaya devam etti ve kırmızı şeritleri birer birer doğradı.

 

Çok geçmeden aniden durdu. Bir insan kalınlığında kırmızı şerit karşısında belirmişti. Bu şerit şimdiye kadar gördükleri arasında en kalın olanıydı. Gözleri ışıldadı, ileri fırladı ve hiç tereddüt etmeden ona saldırdı.

 

Bu kırmızı şerit Wang Lin tarafından parçalandığında Aya Bakan Yılan'dan çılgınca bir kükreme yankılandı.

 

Büyük bir gürültü oldu ve gezegen nihayet yıkılmaya başladı. Yavaş yavaş yayılan antik bir aura dışarıda bekleyen yetişimcilerin afallamasına neden oldu. Yetişim gezegeninin ortasında bir yarığın açıldığını gördüler ve bu yarık açılarak büyük, oval biçiminde bir canavara dönüştü!

 

Hiddetli bir aura yayıldı. Aya Bakan Yılan uyanmıştı!

 

Aya Bakan Yılan uyandığı anda Wang Lin aurasını geri çekti ve hızlıca kendini gizledi. Lotus pozisyonunda oturdu ve tetikte bekledi.

 

Grrrrr!

 

Fırtına gibi bir kükreme her yeri inletti. Sanki ardı kesilmeyen sonik patlamalar yayılıyordu ve çevredeki yetişimciler geri çekilmeye devam ediyordu.

 

O anda yetişim seviyeleri ne olursa olsun hepsi Aya Bakan Yılan karşısında direnilemez bir korku hissetti.

 

Uzun dokunaçlar yavaşça yayıldılar ve yan yana sallandılar. O anda Aya Bakan Yılan'ın kafasının olduğu yerde devasa bir yırtık belirdi.

 

"Bu... bu ne!!"

 

"Bu yetişim gezegeni gerçekten de vahşi bir canavar! Böyle bir şeyi nasıl öldürebiliriz!?"

 

"Bu canavar Semavi Alem' yıkılmadan önceki zamanlardan beri var olmalı. O Xu Mu bizi burada bilerek sürükledi!"

 

"Bu canavara karşı direnemeyiz. Çabuk geri çekilin!"

 

Her yerden bağırış sesleri geldi. Yetişimcilerin yarısından fazlası hiç tereddüt etmeden geri çekildi. Onların gözünde, ikinci adım yetişimin zirvesinde olmadan ona direnmek imkansızdı!

 

Aya Bakan Yılan son derece öfkeliydi. O anda vücudundaki acı ciddi değildi ve onu uyandırmaya yetecek kadardı. Onu asıl öfkelendiren şey kısa bir süre önce uykuya dalmış olmasına rağmen tekrar rahatsız edilmiş olmaktı.

 

Onun için onlarca yıl göz açıp kapatmakla eş değerdi. Ona göre daha yeni uykuya dalmış ve ardından hemen uyandırılmıştı.

 

Bu durum onu son derece kızdırmıştı. Birçok ufak yaşam formunun geri çekilmeye çalıştığını görünce hemen kükredi. Bu kükreme öncekinden kat kat daha güçlüydü. Hatta yıldızların arasında çatlaklar belirdi ve hızla tüm Kuzey Bölgesi'ne yayıldı.

 

Bazı yetişimcilerin vücutları bu kükreme yüzünden patladı. Has ruhları bile kaçamadı ve hemen yerle bir oldu.

 

Aya Bakan Yılan'ın öfkesi dağılmadı ve ilerlemeye başladı. Aya Bakan Yılan sadece ileri doğru hareket ediyordu ama yetişimcilere göre devasa vahşi bir canavar üstlerine doğru geliyordu.

 

Onun içindeki yetişimcilerin göz bebekleri aniden küçüldü...

 

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44300 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr